AB ile 33’üncü fasıl açıldı

Brüksel'de bugün gerçekleştirilen Hükümetlerarası Katılım Konferansı toplantısında 33 numaralı Mali ve Bütçesel Hükümler faslı müzakerelere açıldı. Bu, Türkiye'nin AB üyelik sürecinde 6.5 ay sonra açılan ilk fasıl oldu.

Brüksel'deki AB Konseyi'nde gerçekleştirilen Hükümetlerarası Katılım Konferansına,Türkiye adına Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Maliye Bakanı Naci Ağbal katıldı. Avrupa Birliği adına ise dönem başkanlığını yürüten Hollanda’nın Dışişleri Bakanı Bert Koenders ve AB Komisyonu'nun genişleme müzakereleleri ve komşuluk politikasından sorumlu Üyesi Johannes Hahn katıldı.

Faslın açılmasıyla, Türkiye’nin AB katılım müzakerelerinde açılan fasıl sayısı 16'ya ulaştı.

Açılan fasıl, üyelikle birlikte AB bütçesine sağlanacak fonlar için gerekli mali kaynaklara ilişkin kuralları kapsıyor. Bu alandaki müktesebat üyelikle birlikte doğrudan uygulanmaya başlamakta olup, söz konusu müktesebatın ulusal mevzuata aktarılması gerekiyor.

Bundan önce en son 17’nci Ekonomik ve Parasal Politika faslı 14 Aralık 2015 tarihinde Lüksemburg AB Dönem Başkanlığında müzakereye açılmıştı.

Faslın müzakerelere açılması için gerçekleştirilen imza töreninden sonra ortak basın toplantısı düzenlendi.

Toplantıda konuşan Çelik’in açıklamalarından satır başları:

- 33’üncü faslın açılması hem Türkiye hem AB’nin tam üyelik sürecine bağlı olduğunun göstergesidir.
- AB’ye tam üyelik süreci Türkiye’nin yararına olduğu kadar ab vizyonunun güçlendirilmesi için de son derece önemli.
- Türkiye-AB birlikteliğinin üyelikle kurumsallaşması ile karşı karşıya olduğumuz sınavların üstesinden daha etkili gelebileceğiz.
- AB’nin geleceği açısından artık önlem alması ve yeni reformlar zaruridir, böyle bir başlangıcın Türkiye'ye cesaretli bakışı öne çıkarması gerekecek.
- Tüm fasıllarda ilerleme kaydederek katılım sürecinin hızlandırılmasının önemi ortada.
- AB ile ilişkilerimizin gerçek potansiyeli ancak açık bir üyelik perspektifi ile ortaya çıkacak.
- Brexit sonrasında nasıl bir Avrupa ortaya çıkarsa çıksın, bu fotoğrafta Türkiye'nin konumunun güçleneceği gerçektir.
- Terör eylemleri devam ettiği müddetçe demek ki yeterince dayanışma içinde değiliz, teröre karşı ortak söylem yetmiyor ortak eylem planı gerekli.
- Terörle mücadelede dayanışma konusunda eksiklik olduğu gözüküyor, sınırımızda DEAŞ'la çoğu kez tek başımıza mücadele etmek zorunda kalıyoruz.
- Sınırımızdan kaynaklı büyük güvenlik riskleriyle karşı karşıyayız, herhangi bir şekilde terörle mücadele kapasitemizi zayıflatacak bir adım atamayız.
- Bu kadar yoğun terör saldırısı altındayken özgürlük ve demokrasi konusundaki reformlardan vazgeçmiş değiliz.

Çavuşoğlu'ndan 'Çifte Standart' eleştirisi

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise faslın açılmasının Türkiye'ye, AB'ye ve Türkiye-AB ilişkilerine hayırlı olması temennisinde bulunarak, "Maalesef, buraya gelmeden önce 28 Haziran gecesi, İstanbul'da yaşanan alçak terör saldırısı nedeniyle içimiz buruk. Çok sayıda masum insan hayatını kaybetti ve yaralandı. Ölen ve yaralananlar arasında yabancı konuklarımız da var. Bir kez daha bu hain saldırıyı ve terörün her türlüsünü lanetliyoruz" dedi.

Benzer bir terör saldırısının, Mart ayında Brüksel'de de yaşandığına dikkati çeken Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

"Daha önce Lahor'da, Mogadişu'da, Paris'te, Londra'da, Madrid'de ve dünyanın pek çok şehrinde aynı manzarayı gördük. Bu da gösteriyor ki terör ayrım gözetmiyor. Teröristler nasıl ayrım yapmıyorsa, terör örgütleri arasında da ayrım yapılamaz. DAEŞ, YPG, PKK,DHKP-C ve El-Nusra. Bu terör örgütlerinin hepsi insanlığın düşmanıdır. Çifte standartları artık bir kenara bırakmalıyız.

Avrupalı dostlarımız başta olmak üzere, tüm uluslararası camiayı, terörün her türüyle, ayrım yapmadan mücadeleye çağırıyoruz. Terörün en önemli amaçlarından biri de bizleri ülkelerimizin yararı için atacağımız adımlardan alıkoymak, gündemimizi teslim almaktır. Ama biz buna asla müsaade etmedik, etmeyeceğiz. Bugün açılışını yaptığımız 33. fasıl da bu kararlılığımızın bir örneğidir."

Türkiye-AB ilişkileri tarihi bir süreçten geçtiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Dört ay içinde üç Türkiye-AB Zirvesi gerçekleştirdik. Ayrıca göç kriziyle mücadeleye yönelik önemli bir anlaşmayı da hayata geçirdik. 18 Mart mutabakatı, göç dahil birçok alanda AB ile işbirliğimizin gelişmesini sağladı. Ege Denizi’nde düzensiz göçü artık kontrol altına aldık. Ölümleri ve insan kaçakçılığını durdurmayı başardık. Ekim 2015'te günlük ortalama 7 bin olan düzensiz geçişler bugünlerde 50'nin altına düştü" diye konuştu.

Türkiye'nin vize serbestisi kriterlerin neredeyse tümünü karşıladığını vurgulayan Çavuşoğlu, "Kendi adımıza, yükümlülüklerimizi yerine getirmek için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz. AB'den de vize serbestisi konusunda verdiği sözleri yerine getirmesini bekliyoruz" dedi.

İngiltere'nin AB’den çıkışının küresel yansımaları olacağını dile getiren Bakan Çavuşoğlu, "AB'nin yeni bir gelecek vizyonu yaratmak için kapsamlı bir reform sürecinden geçeceğine inanıyoruz. Her zaman olduğu gibi, AB'nin önündeki sınamalarla mücadeleye katkıda bulunmaya hazırız" ifadesini kullandı.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye'nin Slovakya Dönem Başkanlığıyla da her konuda yakın çalışmaya devam edeceğini söyledi.

ViraHaber.com

EKONOMİ Haberleri

Asgari Ücret Tespit Komisyonu 10 Aralık’ta Toplanacak
Denizli’de İthalat ve İhracat Arttı
Merkez Bankası Faizi Değiştirmedi, Yüzde 50’de Sabit Tuttu
Haziran Ayı Enflasyon Rakamları Açıklandı
Global Yatırım Holding’in Net Karı Yüzde 40 Arttı, Gelirleri 3.4 Milyar TL’yi Aştı