İTÜ Denizcilik Fakültesi Mezunlar Derneği (İTÜ DEFAMED) ve İTÜ Denizcilik Fakültesi iş birliği ile düzenlenen Geleneksel Balık Günü bu defa 9 Aralık 2023 Cumartesi günü düzenlendi. Boru-trampet takımı eşliğinde başlayan törenle misafirler karşılandı. İlk olarak Tayfun Günerhan Sosyal Binası’nın açılışı gerçekleştirildi. Daha sonra törenin gerçekleştirileceği spor salonuna geçildi.
İTÜ Denizcilik Fakültesi Spor Salonunda düzenlenen Geleneksel Balık Günü’ne son Başbakan Binali Yıldırım, eski bakanlar Ahmet Arslan ve İsmet Yılmaz, Büyükelçi Suat Hayri Aka, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türk Denizcilik Genel Müdürü Müh. Cemalettin Şevli, İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu, İTÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Kapt. Prof. Dr. Özcan Arslan, İMEAK DTO Meclis Başkanı Başaran Bayrak, İTÜ Denizcilik Fakültesi (YDO) Mezunları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Teker, Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Canca, Türk Uzakyol Gemi Kaptanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Akbulut, Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği Başkan Yardımcısı Sedat Oğuz, İTÜ Denizcilik Fakültesi (YDO) Mezunları Sosyal Yardım Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı İlker Meşe, Türkiye Denizcilik Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Arif Bostan, TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Feramuz Aşkın, İTÜ Mezunlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Bülend Temur, Gemi, Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cem Seven, Tersaneler ve Kıyı Yapıları eski Genel Müdürü Salim Özpak, İMEAK DTO Meclis Eski Başkanı Salih Zeki Çakır, sivil toplum kuruluşları ve denizcilik sektörü temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katılım gösterdi.
Açılış konuşmasını İTÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özcan Arslan gerçekleştirdi. Prof. Dr. Özcan Arslan’ın konuşmasının tam metni aşağıdaki gibidir.
“Değişime ayak uyduramayan kurumlar zaman içinde gerileyip yok olurken, değişime yön veren, öncülük eden kurumlar yükselirler. Türkiye’nin değişimine yön veren 250 yılını dolduran İstanbul Teknik Üniversitesinin, 100 yıldan daha fazla bir maziye sahip Türk denizciliğinin lokomotif eğitim kuruluşu olan İTÜ Denizcilik Fakültemizde, değişime yön vermek ve denizcilik eğitimini Cumhuriyetin 2. Yüzyılına taşımak için, üniversite yönetimi ve denizcilik camiası ile birlik içinde önemli adımlar attık. Fakültemiz, hem gerçek, hem de mecazi anlamda her geçen gün daha fazla ışıldamaktadır.
Bir önceki yılda, Mezunlar derneğimizin katkıları ile mentorluk ve etüd merkezinin açılışını ve İMEAK DTO’nun katkıları ile yenilenen eğitim havuzumuzun açılışı yapılırken, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ile protokol yaparak Seyit Onbaşı ve Gemi Kurtaran gemileri, öğrencilerimizin eğitim ve staj yapabilmeleri için fakülte rıhtımına bağlanmıştı. ORKA işbirliği ile öğrencilerimiz Sanal Eğitim Gemisi ‘METASHIP’i kullanmaya başladı. UZMAR desteği ile fakültemizin yatılılık binası yıkıldı ve fakültemizin bir master planı çıkarılarak fakültemizi önümüzdeki on yıllara taşıyacak mimari projeler çizildi.
Geçen yılki Balık Gününde, Dünyanın kendi alanında önde gelen tesislerinden bir olan İTÜ-Delmar Filika ve Denizde Canlı Kalma Eğitim Merkezinin açılışı yapılmıştı.
Şubat ayında Kaptan Ufuk Teker ve Kaptan Çağlar Coşkunsu’nun desteği ile fakülteye bir futbol sahası kazandırıldı.
Aynı gün temeli atılmış olan ‘Tayfun Günerhan Öğrenci Sosyal Binası’ nın açılışını az önce yaptık. Binanın eksiklikleri ve tefrişi kısa sürede tamamlanıp öğrencilerimizin hizmetine sunulacaktır. Bu binanın yapılması için elini taşın altına koyan 1985 mezunumuz Kapt. Tayfun Günerhan ve onun nezdinde Kapt. Zekeriya Beşiroğlu ve DENSAY ailesine teşekkür ederim.
Aynı binanın yanına planlanan ‘B Blok Derslik Binası’ için camiamızın yardımsever 12 Dev Adamı elini taşın altına koydu ve inşaat faaliyetleri başladı. Önümüzdeki yıl Balık gününe tamamıyla bitmiş olması hedefleniyor.
İMEAK DTO’nun değerli katkıları ile fakültemizdeki Tam Donanımlı Köprüüstü Simülatörü, Gemi Makine Dairesi Simülatörü, GMDSS Simülatörü, ARPA RADAR / ECDIS Simülatörü ve Sıvı Yük Elleçleme (Tanker) simülatörleri yenilenmiştir.
Fakültenin ve denizciliğin tanıtımı etkin olarak yapılmaya başlanmış, bu durum fakülte giriş puanlarına yansımaya devam etmiştir. Bölümlerimizin puanları artarken her geçen yıl daha üst sıralardan öğrenciler fakültemizi tercih etmektedir.
Fakültemiz, akademik olarak da ışıltısını artırmaktadır. Kişi başına düşen akademik yayın sayısında ilk kez üniversite ortalamasını yakalamıştır. Üniversitenin en fazla AB ve Dış kaynaklı proje yapan fakültelerinden biri olmuştur. 2024 yılında, 2 önemli uluslararası konferansa ev sahipliği yapacaktır. Fakültemiz, uluslararası iş birliklerini artırırken, akademik ve eğitim kalitesinin yansıması olarak, Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği Bölümümüz ABET Akreditasyonu almayı başarmıştır.
Birlikteliğimizin nişanesi olarak, Devlet İdaresi burada, Rektörlüğümüz, Odalar, Sivil Toplum kuruluşları burada, denizcilik camiası burada. 40 yıllık-50 yıllık mezunlarımız ve binlerce mezunumuz buradalar. Sevgili öğrencilerimiz burada. Başta Sayın Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Koyuncu ve İstanbul Teknik Üniversitesi ailesi olmak üzere, sektörümüzün her paydaşı, fakültemizin daha ışıltılı olması için birlik ve beraberlik içinde var güçleri ile çalıştılar. Fakültemizde taş üstüne taş koyan adını sayamadığım kim varsa ayrı ayrı teşekkür ederim.
Değerli mezunlarımız, bakın tribünlere, ışıl ışıl genç zabit adayları sizleri gıpta ile izliyor. Birliğimizi bozmadan fakültemize destek olmaya devam edin ki, onlar da en az sizin gibi sağlam yetişsinler, Türk Denizciliğini aydınlatsınlar.
Geleneksel balık günümüzü onurlandırdığınız için ayrı ayrı hepinize teşekkür ederim. Saygılarımla…”
Arslan’ın ardından ikinci açılış konuşmasını yapmak üzere İTÜ Denizcilik Fakültesi Mezunları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Teker kürsüye davet edildi. Ufuk Teker’in konuşmasının tam metni aşağıdaki gibidir.
“Genç Cumhuriyetimiz ilk yüz yılı tamamlandı. Hep birlikte görkemli bir balo ile kutladık. Katılan tüm mezunlarımıza teşekkür ederiz.
Denizcilik ihtiyaç zamanında doğru bilgiye sahip olmayı ve hatta ihtiyaç anında doğru kararı almayı emreden bir meslek dalıdır. Doğru zamanda doğru kararı almaz iseniz her şey için çok geç olabilir. Sonrasında can kayıpları, mal kayıpları ve çevre felaketleri birbirini takip edebilir. Bu vesile ile deniz kazalarında hayatlarını kaybetmiş olan mezunlarımızı ve tüm deniz şehitlerimizi huzurlarınızda saygı ile anıyorum. Sahip olunması gereken bilgi ise gün geçtikçe sürekli artmaktadır. Mevzuatlar, kurallar, konvansiyonlar, sözleşmeler bayrak devleti zorunlulukları, mesleki zorunluluklar üst üste binmektedir. Denizcilerin sürekli bilgi edinmeleri ve kendilerini geliştirmeleri gerekmektedir. Biz mezunlar derneği ve İTÜ Denizcilik Fakültesi olarak son dönemde değişim ve gelişimi kendimize slogan edindik. Sürekli değişim ve sürekli gelişim ile dünya denizciliği ile at başı ilerlemeyi hedeflerimize koyduk. Bu kapsamda kıymetli akademisyenlerin çalışmalarına, mezunlar olarak kampüsümüzü yenileyerek destek veriyoruz. Uygulamalı eğitim merkezinden, uygulama havuzuna, simülatörün yenilenmesinden sosyal hizmet binasına kadar birçok hedefimize ulaştık. Biraz önce “Tayfun Günerhan Öğrenci Sosyal Binası”nın açılışını gerçekleştirdik. Yüce gönüllü mezunumuz Tayfun Günerhan’a ve gözünü, desteğini hiçbir zaman işin üzerinden çekmeyen Zekeriya Ağabey’e huzurlarınızda şükranlarımızı iletmek isterim. C Blok yeni biterken B blok için bağışçılarımız, 12 Babayiğit Denizci bir araya geldi. % 90 oranında inşaat maaliyetini üstlenmeyi taahhüt ettiler. Bir miktar açığımız hala var ama bu bizim inşaata başlamamıza engel teşkil etmedi.
Sizlerden şimdi isimlerini sayacağım Babayiğit B Blok bağışçıları için yürekten bir alkış rica ediyorum.
Beşiktaş Denizcilik |
Platin Denizcilik |
Oras Denizcilik |
Statü Denizcilik |
Ulusoy Denizcilik |
Tersan Tersanecilik |
İlkfer Denizcilik |
Aras Römorkör |
Onursan |
Ata Römorkör |
Neo Sigorta Brokerliği |
Arkas Denizcilik |
Yeni avlu düzeni içerisinde, okulumuza bağışta bulunan geçmiş bağışçıları da kapsar nitelikte bir anıt çalışması yapılması planlanmaktadır. Binaların tefrişi ile paralel olarak bu çalışmamızı da vücuda geçireceğiz.
Bugüne anlam katan çok kıymetli 40’ıncı, 50’nci ve 60’ıncı yılını kutlayan kıymetli ağabeylerim. İyi ki varsınız. Sizler bu genç arkadaşlarımıza meşalelerinizi teslim ederken; sizin açtığınız yoldan ilerleyerek, sizin yaptıklarınızı kendilerine şiar edineceklerdir. Saygılarımla.”
Daha sonra İTÜ Denizcilik Fakültesi (YDO) Mezunları Sosyal Yardım Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı İlker Meşe kürsüye davet edildi. İlker Meşe’nin konuşmasının tam metni aşağıdaki gibidir.
“1995 yılında kurulan ve dünyada benzeri olmayan Vakfımız, her yerde mezunlarının sorunlarına yetişebilen bir vakıf olmanın mutluluğunu yaşıyor. Bunları sizler sayesinde başardık.
Vakfımız kuruluş amaçlarımıza uygun olarak, akademisyenlerimize her zaman desteklerimiz devam ediyor.
Denizde kaybettiğimiz mezunlarımızın ailelerine ve mezunlarımızın evlatlarına eğitim desteği vermeye devam ediyoruz ve bunu çok önemsiyoruz.
Bugüne kadar 10 binin üzerinde öğrencimize burs verdik ve vermeye de devam etmekteyiz. Bunların yanında, her Çarşamba günü, Beybabalarımız GADEM de toplanıyorlar, sohbet ediyorlar.1951 mezunumuzdan 1981 mezunumuza kadar çeşitli sınıftan ağabeylerimiz ve kardeşlerimizi, GADEM ‘de ağırlamaktan büyük gurur duyuyoruz, Sizlerin de bir Çarşamba uğramanızı tavsiye ederim. Beybabaların sohbetlerinden büyük keyif alacağınıza emin olabilirsiniz.
Denizcilik Dergimizi, artan maliyetlere rağmen sizlerin reklam destekleri ile çıkarmaya devam ediyoruz. Her sayı eski bir mezunumuzu sizlerle paylaşıyor ve onun hikayesini öğreniyorsunuz. Zannediyorum, ileride çok güzel bir kitap olarak yayınlanacak.
Vakıf ve dernek olarak deprem yaralarını sarmak için sizlerin desteği ile yaptığımız yardımları daha önce sizlerle paylaşmıştık. Deprem sırasında yaptığımız yardımların yanında, deprem bölgemizdeki öğrenci kardeşlerimize verdiğiniz burs desteği sizlerin katkıları ile devam ediyor. Bundan büyük mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum.
Vakfımız olarak KASEV VAKFI ile yaptığımız, bakım evi anlaşmamız da devam ediyor. Geçen ay bir denizci dostumuzu ve bir ağabeyimizi bakım evine yerleştirdik.
Bu nedenlerle, Vakfımızı bugünlere taşıyan sizleri, destekleriniz ve bizlere göstermiş olduğunuz güven için bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
Vakfımız ile gurur duyabilirsiniz.
Vakıf olarak çok ciddi bir sorumluluğumuz daha var. Kampüsümüzdeki Binali Yıldırım öğrenci yurdumuzu bizler işletiyoruz.
Bu sene yaşanan ekonomik problemler nedeni ile çok yoğun bir talep ile karşılaştık ve bu yüzden odaları 4 er kişi yapmak zorunda kaldık. Öğrenci sayımızın artması nedeni ile de yeni buzdolapları, yeni çamaşır makineleri, yeni yataklar, yeni ocaklar aldık. Bayan öğrencilerimize ayrı bir çamaşırhane kurduk. Odaları tamamını tekrar gözden geçirdik.
Bildiğiniz gibi, amacımız genç zabit adaylarımıza en iyi şartlarda yurt hizmeti vermek ve buradan denize hazırlamaya çalışmak.
Bu sene ilk defa her kata bir öğrenci disiplin zabiti atadık. Artık kat sorumluları onlar. Ortak bir WhatsApp grupları oluşturarak, önce sorunlarını abileri ile konuşarak halletmelerini istedik.
Bu arada genç zabit adaylarımızın odalarını temiz tutmaları ısrarımız devam ediyor, çünkü gemilerde çalışmaya başladıklarında bu isteğimizin faydasını göreceklerinden eminiz.
Yurtta kalan zabit adaylarımızla her ay düzenli toplanıp sorunları dinliyoruz. ilk toplantımızı Ekim ayının başında yaptık, isteklerini dinledik ve kendilerinden ne beklediğimizi anlattık. İkinci toplantımızı 29 Kasım günü yaptık ve daha önce konuştuğumuz gibi, kamaralarını (odalarını) temiz tutan, disipline uyan zabit adaylarımızdan, dört bayan, dört erkek arkadaşımızı yurt yönetimi olarak seçtik. Onlara söz verdiğimiz gibi, CKM de veya başka bir yerde kendilerini bir aktiviteye götürme sözümü yerine getireceğiz. Elbette bu aktivitelerimiz de her zaman DEFAMED ile birlikte yapıyoruz.
DEFEMED Başkanımız, geçen sene olduğu gibi, okulda mezunlarımızın destekleri ile yapılan inşaatlardan bahsedecektir. Zannediyorum ki, bir başka okulun mezunları, okulları için böyle bir fedakarlıkta bulunsun, birikimlerini okulları için daha iyi denizciler yetişsin diye harcasın. Bunun bir başka örneği olduğunu gerçekten düşünmüyorum.
Bu vesile ile sevgili UZMAR ailesine, sevgili DENSAY ailesine, 3. binayı imece usulü yapacak olan değerli dostlarımıza, ve mezunlarımıza bende çok teşekkür etmek istiyorum.
Bütün bunların, okul mezunu bir Dekanımızın olmasından sonra, hız kazandığını unutmamalıyız. Bu nedenle her zaman yanımızda olan İTÜ Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Koyuncu’ya ve Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Ali Deniz beylere çok teşekkür ederim. Her zaman söylediğim gibi bizim camiamız verdiği desteğe devam edecek ve okulumuzu her zaman ki gibi Denizcilik camiamızın lokomotifi olarak daha yukarılara taşıyacaktır. Bundan emin olabilirsiniz.
Tabii ki özel bir teşekkürüm de son başbakanımız Binali Yıldırım’a. Yurdun açılması için göstermiş olduğu özel ilgi ve destek için burada kendisine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Eğer yurdumuz olmasa idi çok ciddi bir değerimiz olan YDO ruhu, abilik kardeşlik ruhu ciddi yara alacaktı.
Bizler YDO’lu olarak kardeşlerimizi korur, kollar, destek olur ve abilerimize saygı duyarız. Onları sabırla dinler ve hiçbir zaman çizgimizi aşmayız. Aramızda sevgi ve saygıya dayanan bir anlayış vardır. Bunun adı abilik kardeşlik ruhu yani YDO ruhudur.
Bu ruhu kaybetmediğimiz müddetçe, denizciliğimize faydamız, katkımız ve desteğimiz devam edecektir. Çünkü Türk denizciliğine 1900’lü yıllardan beri yön veriyor ve onu ileriye taşıyoruz.
Bugün mezunlarımızdan gelen ciddi istekler nedeni ile bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum.
İTÜ bayrağının altında denizcilik fakültesi kuruluş tarihi olarak 1884 yazıyor. Bu durumda önümüzdeki yıl 140’ıncı yıl olacak. Ancak hem bu tarihin doğru olmadığını hem de ilk sivil denizcilik okulunun kuruluş tarihinin bu olmadığını elimizdeki tarih kitapları söylüyor.
1884 tarihi Heybeliada’da, Bahriye Mektebinin içerisinde kurulmasına karar verilen “Leyli Tüccar Kaptan Mektebi”nin tarihidir. Bunun bizim okulla herhangi bir alakası yoktur. Üstelik, kurulması ve öğrenci alınmasına başladığı tarih 1887’dir.
Okulumuz daha önce kuruluş tarihi olarak kabul edilen 1909 tarihine gelince, bu tarihinde okulun kurucusu olarak kabul edilen Hamit Naci Bey’in, Tevsi-i Ticaret -i Bahriye-i Osmaniye Cemiyeti’ni kurduğu tarih olarak görüyoruz.
Kısaca Hamit Naci Bey cemiyetini açtıktan sonra yeniden okul açmak için çalışmaya başlar ve “Milli Ticaret-i Bahriye Kaptan ve Çarkçı Mektebi”ni kurar. Hamit Naci’nin büyük çabalarıyla ilk olarak Karaköy deki Çıpalı Han’da öğrenime başlayan bu okulun açılış tarihi 7 Şubat 1910’dur. Okul binası da 20 Mayıs 1910’da, Şurayı Devlet tarafından denetlenerek uygunluğu onaylanır ve 24 Mayıs 1910’da padişah tarafından onaylanarak iradesi yayınlanır.
Evet, okulumuzun kuruluş tarihlerinde ki gerçek tarihler bunlardır. Yüksek Denizcilik Okulu kitabını ve Hamit Naci kitaplarını yazan Mutlu Karakaya ve yaptığım yazılı tez ve tarih kitaplardaki araştırmalarım ile geldiğimiz nokta budur.
Rektörüm ve dekanım, bu yanlışlıktan dönmemiz ve doğru karar almamız için iradenize ihtiyacımız vardır. Bu konuda desteğinizi bekliyoruz.
Sevgili zabit adayı kardeşlerim,
Bir yanınızda 250 yıllık bir dev İTÜ, bir yanınızda 100 yılın üzerinde gelenek görenek ve geçmişi ile Yüksek Denizcilik Okulu… Bu okulun bir mezunu olarak büyük gurur duyduğumu belirtiyor ve sizlerin de gurur duymanızı istiyorum. Bu okulda okumanın ayrıcalığını mezun olduğunuzda daha iyi anlayacak, sizler de bizler gibi bu okula hizmet için geri döneceksiniz. Bundan eminim. Çünkü bunu gözlerinizde görüyorum.”
Daha sonra İTÜ Denizcilik Fakültesi öğrencisi, Genel Vedat Daş bir konuşma yaptı. Vedat Daş’ın konuşmasının tam metni aşağıdaki gibidir.
“Değerli mezunlarımız ve meslek büyüklerimiz hepiniz okulumuza hoşgeldiniz. Ben Genel Zabit Vedat DAŞ.
Konuşmama bizi derinden sarsan 6 Şubat deprem felaketinde başta kardeşlerim olmak üzere tüm hayatını kaybedenlere rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum. Bu zor zamanlarda maddi manevi desteğini esirgemeyen DEFAV, DEFAMED ve bireysel kurumsal destek veren denizcilik camiasına teşekkür ederiz.
Bugün açılışının gerçekleştirildiği Tayfun Günerhan sosyal binası başta olmak üzere fakültemizde yapılan yenilikler ve değişiklikler için okulumuz mezunlarına ve sektör temsilcilerine teşekkür ederiz.
Bildiğiniz üzere pandemi süreci ve sonrasında geçen sene yaşadığımız hepimizi derinden etkileyen deprem felaketiyle eğitimin uzaktan eğitime geçmesi Yüksek Denizcilik Okulu’nun bugünlere gelmesini sağlayan örf ve adetlerimizi, abi-kardeş ilişkilerimizi devam ettirmemizi ve okulumuza yeni başlayan alt dönem kardeşlerimize bize aktarıldığı gibi aktarılmasını zorlaştırdı. Bu noktada her zaman yanımızda olan hocalarımıza ek olarak mezun abi ve ablalarımıza her zamankinden daha çok ihtiyacımızın olduğu belirtmek isterim. Kardeşlerinizle daha çok birebir vakit geçirmenizi isteriz, sadece söyleşilerde toplantılarda değil gerçekten birebirde birimizi tanımanın bu zamana kadar taşıdığımız bağlarımızı korumaya devam etmemiz için gerektiği görüşündeyiz.
Bu sene Zabitan olarak önceki senelere kıyasla omuzlarımıza daha fazla sorumluluk yüklendi. Hem depremden maddi-manevi zarar gören kardeşlerimize her türlü desteği sağlamaya hem de çevrimiçi eğitim sürecinden kalan eksiklikleri ve aksaklıkları gidermeye çalışıyoruz. Bu hedefte siz mezunlarımızın desteklerinin farkındayız. Diğer bir talebimiz ise burs konusunda. Halen bursa ihtiyacı olan birçok kardeşimiz olduğunu belirtmek isterim. Lütfen bireysel ve kurumsal desteklerinizi artırarak sürdürün. Maddi imkansızlık yüzünden okuyamamış bir YDO’lu olmamalı düşüncesindeyiz. Rahmetli Kapt. Altay Altuğ'un beslediği aidiyet ve minneti biz de bu kuruma ve kurumu bugünlere getirene beslemekteyiz.
Okulumuzun en önemli yapı taşlarından biri olan Boru Trampet Kolunun da bahsi gecen durumlardan olumsuz etkilendiğini bildirmek isterim. Mezunlar derneğimizin maddi desteği ile malzemelerimizi her sene biraz toparlamaya çalışıyoruz. Ancak en önemlisi bizler için kardeşlerimizin adanmışlığı. Ama siz abi ve ablalarımızın gözü arkada kalmasın, okulumuz emin ellerde.
Son olarak, değerli büyüklerim ve sevgili kardeşlerimle genel zabit olarak buradan seslenmenin bana gurur verdiğini paylaşmak isterim. Cumhuriyetimizin 100.yılını kutlarken Atatürk'ün çizdiği rotada ilerleyeceğimizden bugün ve yarın kuşkunuz olmasın. Brövemizdeki Türk Bayrağını gurur ve layığıyla taşımayı sürdüreceğiz.”
40,50 ve 60 yıllık mezunlar adına bir konuşma yapan 1983 Güverte Bölümü mezunu Kapt. Arslan Dede konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edildi. Arslan Dede şu şekilde konuştu.
“Her şeyden önce Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılına denk gelen Balık Günü’nde bu beratı almamızın bizim için ayrı bir önemi ve anlamı var. Bu vesileyle 100’üncü yılında Cumhuriyet’imizin Kurucusu, yolu yolumuz olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve dava arkadaşlarını saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz.
İki asıra yakın tarihi olan okulumuzun geldiği bu son noktada sayın rektörümüzün yadsınamayacak destek ve katkıları ile sayın dekanımız ve çalışma arkadaşlarının kısa bir süre öncesinde göreve gelmelerine rağmen akademik kadronun büyük başarılarının yanı sıra ilk defa okulumuzdan mezun bir dekanımızım olmasının verdiği güçle, mezunlarımızla bir araya gelerek oluşturduğumuz sinerji ile okulumuzu laboratuvar imkanları ve fiziki şartlarının düzeltilmesi yolunda önemli gelişmeler katetmiştir.
Sevgili öğrenciler, okulumuzun tarihi ve geleneği bir nebze olsun bizsek bu okulu daha ileriye taşıyacak güç ve azimde olanlar da sizlersiniz. Bu kapsamda mezuniyetimizin 40’ıncı yılında aramızda olmayan altı güzel insanı rahmet ve özlemle anarken sevgili Engin Şengil’in bize emaneti eşi ve çocukları aramızdalar. Onlara ayrıca hoş geldiniz diyorum.
Her yıl olduğu gibi, bu yıl da geleneksel Balık Günü’nü okulumuzda birlikte mükemmel şekilde organize eden, İTÜ DEFAMED başkanı, değerli kardeşim Ufuk Teker ve yönetimine teşekkürlerimizi sunmayı bir borç biliyoruz. Okulumuza her türlü destek ve yardımı her fırsatta yerine getiren son olarak da yeni yapılacak binaların yapımına imza atan, sayın dekanımızın tabiriyle “12 Dev Adam”dan biri olan, Statü Denizcilik’in kurucusu ve genel müdürü, sınıf arkadaşım Kapt. Bülent Dandin önemli bir mazereti dolayısıyla Balık Günü’müze çok istemesine rağmen katılamadı. Onun adına da hepinizi selamlıyor ve daha nice güzel günlerde bir araya gelmenin dilek ve temennisiyle sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”
Daha sonra İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Başaran Bayrak kürsüye davet edildi. Başaran Bayrak şu şekilde konuştu.
“Okulumuzdaki gelişmeler bu sektörün içinde uzun yıllardan beri meslek icra eden biri olarak gerçekten gurur veriyor. Okulumuzun akademik olarak uluslararası düzeyde yaptığı başarılar hepimizi gururlandırıyor. Burada emeği geçen okulumuzun mezunlar derneğine teşekkür ederiz.
Biz de DTO olarak okulumuza önemli destekler veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. Ancak en büyük teşekkürü de sayın başbakanımız hak ediyorlar. Zannediyorum ki 12 yıl kadar önce, sayın başbakanımız Ulaştırma Bakanı iken buraya geldi ve bu konuyu nasıl sahiplendiğine bizzat şahidim. Bu vesileyle bu mesleğin bir mensubu olarak kendilerine teşekkür ediyoruz. Okulumuzun geldiği nokta hepimiz için gurur verici bir nokta”
Daha sonra İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu kürsüye davet edildi. Prof. Dr. İsmail Koyuncu şu şekilde konuştu.
“Konuşmasının başında öğrenci arkadaşımız da bahsetti. Geçen yıl aramızda olup ama bugün olmayan üç öğrencimiz var. İstanbul Teknik Üniversitesi olarak deprem felaketinde altı öğrencimiz vefat etti. Öğrencilerimizin üçü bu fakültedendi. İzninizle isimlerini söylemek istiyorum. Batuhan Yüce ve Batuhan Meşe. Bu öğrencilerimizin eğitimleri devam ediyordu. Üçüncü öğrencimiz ise Burak Dinç Dağtekin. Mezun olmuştu. Diploması hazırlanıyordu. Kendisini kaybettik. Diploması daha sonra dekan hocamız ve bizim tarafımızdan imzalandı ve ailesine iletildi. Ben her üçüne de Allah’tan rahmet diyorum. Mekanları cennet olsun.
250’nci yılını geride bırakmış bir eğitim kurumu olarak ülkemize büyük başarılar kazandıran İstanbul Teknik Üniversitesi’nin adı ve marka değeri dünyanın neresinde olursanız olun bilimsel öncülüğü temsil etmektedir. Denizcilik fakültemiz de bir çok isimler değiştirdi. Farklı isimleri aldı. Az önce vakıf başkanımız kuruluş tarihiyle ilgili farklı düşüncelerini iletti. Bunların çok da önemli olmadığını düşünüyorum. Önemli olan bizim bu ruhu yaşatmamız. Türk denizciliğine hizmet verecek gelecek nesilleri yetiştirmek olduğunu düşünüyorum. Yüksek Denizcilik Okulu’ndan Denizcilik Yüksek Okulu’na ve en son 1992 tarihinde İTÜ Denizcilik Fakültesi olarak hizmetine devam ediyor. Denizciliğimizin bu köklü okulu bugüne kadar değerli denizciler yetiştirdi. Sadece yurtta değil, dünyanın da bir çok yerinde ülkemizi gururla temsil eden kaptanlar, armatörler, mühendisler, gemi işletmecileri, akademisyenler bundan önceki ve bu kampüste eğitim aldılar. Bugün ülkemizde denizcilik eğitimi dediğinizde akla gelen ilk ve en önemli kurum İTÜ Denizcilik Fakültesi’dir.
Bizler de bugün her geçen yıl bir öncekinden daha iyi bir eğitim verme adına elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Türk denizciliği adına çok değerli isimler yetiştiren denizcilik fakültemize yakışır bir ortam oluşturmak adına kıymetli mezunlarımızla ve paydaşlarımızla beraber canla başla çalışıyoruz.
Gemi makinaları mühendisliği bölümümüz ilk defa bu yıl Amerikan ABET-EAC akreditasyonu aldı. Eğitim anlamında, tanınırlık anlamında çok önemli bir akreditasyon. Emek veren tüm eğitim kadromuza teşekkür ediyorum. Tayfun Günerhan Sosyal Tesisi’nin açılışını az önce gerçekleştirdik. B Blok inşaatı da başlamış durumda. Buna katkı sunan tüm mezunlarımıza da teşekkür ediyorum. 1985 mezunumuz Kapt. Tayfun Günerhan ve Kap. Zekeriya Beşiroğlu ile DENSAY ailesine çok teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Denizcilik Fakültesi mezunlarımız çok kuvvetli bir aidiyet bağına sahipler. İTÜ dediğinizde her zaman güçlü bir aidiyet ve bağdan söz ediyoruz ancak denizcilik fakültemizde bu bağın biraz daha güçlü olduğunu görebiliyoruz. Denizcilik mezunlarımız okullarından mezun olduktan sonra fakültemize olan düşkünlüklerini ve bağlarını her zaman gösteriyorlar. Kurdukları firmalarda öğrencilerime sundukları staj ve iş imkanlarıyla, fakültemize yaptıkları bağışlarla Türk denizciliğinin geleceğine büyük yatırımlar yapıyorlar. Fiziksel olarak da çok önemli desteğinizi görüyoruz.
Fakültemiz 1982 yılında buraya taşındıktan sonra uzunca bir süre mevcut haliyle devam etti. 2007 yılında büyük ölçekli değişiklik yaşandı. Başbakanımız Binali Yıldırım’ın önderliğinde, rahmetli İBB başkanımız Kadir Topbaş’ın da desteğiyle iskele ve kulesi yapıldı. İlk büyük ölçekli değişim o dönemde başlamış oldu. Daha sonrasında Kapt. Altay Altuğ yemekhane ve laboratuvarını UZMAR’ın desteğiyle hizmete aldık. Havuz binamızın tadilatı İMEAK Deniz Ticaret Odası’nın desteğiyle gerçekleştirildi. Şu anda bu havuz binasında çok önemli bir eğitim veriliyor. TPOA ile bu anlamda çok sıkı çalışıyoruz. Önümüzdeki hafta TPOA genel müdürümüzle yeni bir protokol yapacağız.
ISO 23678 eğitimleri yine İTÜ DELMAR Filika ve Denizde Hayatta Kalma Eğitim Merkezi’nde verilmeye başlanmıştır. Geçen Balık Günüü’nde oranın açılışını da gerçekleştirmiştik. Simülatörlerin tamamı DTO’nun desteğiyle yenilendi. Şu anda rıhtımımıza bağlı iki Kıyı Emniyeti gemimiz var. Onları da eğitim maksatlı olarak değerlendiriyoruz. Eski yatılı binası yerine yapılan üç binamız var. İTÜ Denizcilik Fakültemiz’de bir denizcilik müzesini de en kısa sürede tamamlamak istiyoruz. Tuzla Belediyesi ihalesini gerçekleştirdi. Bunun sponsoru da Tuzla Belediyesi olacak. Her sene aralık ayında olduğu gibi geleneksel balık gününde bir aradayız. Türk denizciliğine emek veren sizleri ve hocalarımıza çok teşekkür ediyorum. 2024 yılının hepimiz için çok verimli geçmesini diliyorum.
Son olarak Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı ve Meclis Başkanı olarak görev yapmış bulunan, Türkiye Cumhuriyeti’nin 27. Başbakanı, Türk Denizciliğine ve fakültemize büyük katkıları bulunan Sayın Binali Yıldırım konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edildi. Binali Yıldırım şu şekilde konuştu.
“Denizcilik farklı bir alan, farklı bir meslek. Tereciye tere satacak değilim ama şunu görüyorum: Denizciler birbirini çok tutar. Abi kardeş geleneği yüzyıldır devam eder. Bu çok güzel bir şey. Bu geleneği kalıcı hale getiren de bu fakültede bir yurdun olmasıdır. Yatılılık öğrencilerimize, mezunlarımıza böyle bir özellik kazandırıyor. Çünkü uçun yıllar açık denizde, dar bir alanda gece-gündüz, 7/24 beraber yaşamak zorundasınız. Benim müsteşarlığımı yapan, daha sonra bakan da olan İsmet Yılmaz’ın güzel bir lafı var. Der ki, ‘Eğer denizciler olmasa dünyadaki insanların yarısı açlıktan, yarısı da susuzluktan ölür’ Düşünün, eğer petrol taşınmazsa ısınma, enerji ihtiyacı karşılanmazsa, gemilerle her türlü sanayi ve insanların ihtiyaçları karşılanmazsa dünya yaşanacak yer olmaktan çıkar.
Hepimiz biliyoruz ki taşımacılığın yüzde 90’ı hala denizlerde gerçekleşiyor. Onun için denizcilik stabil bir sektör, stabil bir alan. Burada 92 ile 97 arasında ders veren bir ağabeyiniz olarak söylüyorum. Mutlaka ama mutlaka ilk 5 yılınızı denizde geçirin. Tatlı su denizcisi olmayın. Mezun oldum, hemen bir ofiste iş aramak denizcilik değildir. Denizcilik denizin o hırçın tabiatına karşı mücadele etmektir. Denizcilikte dalgalara, denize karşı koyamazsınız sadece tabi olursunuz. Tabi olursanız yaşarsınız, karşı koyarsanız hayatınızdan olursunuz. Bu vesileyle geçtiğimiz haftalarda çok ağır fırtınada batan Kafkametler gemisinin çok değerli denizci personeline Allah’tan rahmet diliyorum. Bütün denizcilerimize, ömrü boyunca bu sektöre hizmet eden, bugün aramızda olmayan bütün emekçilerimizi şükranla, rahmetle yad ediyorum. Mekanları cennet olsun.
Değerli kardeşlerim. Bu balık gününde genci yaşlısı, tecrübelisi enerjiyle dolu geleceğin denizcileri bir aradayız. Bugünü tertipleyen ve bugünde bizleri buluşturan başta değerli rektörüm Prof. Dr. İsmail Koyuncu’ya teşekkür ediyorum. 250 yıllık geçmişi olan teknik üniversitesini dünyanın en iyi üniversiteleri arasına sokmayı başardı.
Denizcilik fakültesinde sizin ağabeyiniz, aranızda yetişen bir dekanınız var. Dekanınıza da teşekkür ediyorum, başarılarının devamını diliyorum. Mezunlar derneği başkanı ve vakıf başkanımızın okulumuz için, kampüsümüz için yaptıklarını hep beraber izledik, şahidiz. Kendilerine de teşekkür ediyoruz.
Kurdelesini kestiğimiz, geçtiğimiz yıl Şubat’ta başlayan Densay Denizcilik, Tayfun Kaptan ve ailesinin hediye ettiği bu sosyal binanın da siz denizci genç kardeşlerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Katkıları için teşekkür ediyorum.
Denizcilik fakültesine, mensubu bulunduğumuz, mezunu bulunduğumuz İstanbul Teknik Üniversitesi’ne katkılarımız, desteklerimiz devam edecektir. Gerek Ticaret Bakanlığı’mız, gerek mezunlarımız, gerek armatörlerimiz ellerini taşın altına koyup yeni bir bina yapmak için kolları sıvamışlar. Kendilerine de teşekkür ediyorum.
Denizcilikte emeklilik yok. Denizcilik ölene kadar devam eden bir meslektir. Siz değerli kaptanlar, değerli çarkçıbaşılar bu genç kardeşlerimize tecrübelerinizi aktarmakta cömert olmanızı rica ediyorum.
Türk denizciliği yıldan yıla dünya çapında ses getiriyor. Ben bakanlığımda etrafımdaki yakın çalışma arkadaşlarımı hep denizcilerden seçtim. İsmet Yılmaz, Ahmet Arslan, Hızır Reis, Özkan Poyraz ve daha bir çokları gibi. Suat Hayri Aka daha sonra büyükelçi de oldu. IMO’ya da aday oldu, seçilemedik ama hiç olmazsa mücadele ettik. IMO sekreteri benim sınıf arkadaşım. Daha önceki uluslararası bir konferansın açılışı için. Orada konu deniz adamlarının, gemi adamlarının durumu, geleceği, beklentileri. Bunun üzerine bir konuşma yaptım: Orada bir kez daha gördüm ki, denizcilikle ilgili ülkemizin geldiği yer hiç de küçümsenecek bir yer değildir. Bununla hepimiz gurur duyalım. Bugün hem Yalova’da, hem Tuzla’daki tersanelerimizde orta ölçekli gemi yapımında dünyanın ilk 5 ülkesi arasında yer alıyoruz. Yat ihracatında dünyanın 3’ncü büyük ülkesiyiz. Dolayısıyla dünyada küçülme devam ederken, gemi inşa sektörünün, denizcilik sektörünün tam yol devam etmesi denizcilerimiz için, genç zabit adayları için en büyük fırsattır.”
Konuşmaların ardından Binali Yıldırım’a, İsmet Yılmaz’a, Ahmet Arslan’a ve Suat Hayri Aka’ya, Türk Denizciliğine katkıları dolayısıyla birer plaket takdim edildi. Tayfun Günerhan ayrıca sahneye davet edilerek, kendi ismini taşıyan sosyal binayı fakülteye kazandırdığı için ayrıca bir plaket takdim edildi. Öğrenciler de hazırlamış oldukları, gemici düğümlerini taşıyan tabloyu Günerhan’a armağan ettiler. Tayfun Günerhan şu şekilde konuştu.
“Artık bir sosyal merkez ve kütüphane olarak hizmet verecek olan binamız fikirlerin paylaşıldığı, arkadaşların zenginleştirildiği bir sosyal buluşma alanı olacaktır. Burada yapılacak olan her yeni yapı okulumuz ile olan kalıcı bağımızın ve her mezunumuzun okulumuza ve camiamıza olan adanmışlığının bir sembolü olarak kalacaktır.
Böyle bir günde hem camiamıza hem de sektörümüze büyük katkıları olan sayın başbakanımız Binali Yıldırım beyefendiye ve aynı zamanda saygıdeğer bakanlarımızın ve sektör ileri gelenlerinin aramızda olması benim için inanılmaz bir onur ve gurur kaynağı. Bu özel güne katılımları için kendilerini özellikle teşekkür ederim.
Bugün bu vesileyle geleneksel balık günümüzde karşınızda bulunmaktan büyük bir memnuniyet ve gurur duyuyorum. Burada sadece mezun olduğumuz okulumuzun yeni sosyal binasının açılışını değil aynı zamanda eğitime, ilerlemeye ve İstanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi’nin kalıcı mirasına olan ortak bağlılığımızı anmak için bir araya geldik.
Artık bir sosyal merkez ve kütüphane olarak hizmet verecek olan binamız fikirlerin paylaşıldığı, arkadaşların zenginleştirildiği bir sosyal buluşma alanı olacaktır. Burada yapılacak olan her yeni yapı okulumuz ile olan kalıcı bağımızın ve her mezunumuzun okulumuza ve camiamıza olan adanmışlığının bir sembolü olarak kalacaktır.
Sevgili öğrenciler sizler onlarca denizcilik eğitimi veren kurum olmasına rağmen ve bu konuda yeni yatırımlar yapılmasına rağmen halen en çok tercih edilen ve en iyi yönetilen bir okuldan mezun oluyorsunuz. Burada çok iyi eğitim aldığınıza inanın. Günümüzde bilindiği üzere denizcilik artık iyi bir kaptan, iyi bir başmühendis olmanın yanında regülasyonları çok iyi bilen, gelişmiş teknik donanım yanında ticari bilginin de önem kazandığı bir sektör olmuştur.
Sizi, genç denizci kardeşlerimizin dünya denizlerinde olduğu kadar ticaret sistemimizde de başarılı olacağınızdan eminim. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1 Kasım 1937’deki konuşmasında dediği gibi, “En güzel coğrafi konumda ve 3 tarafı denizle çevrili olan Türkiye, sanayisi, ticareti ve sporu ile en ileri denizci millet yetiştirmek kabiliyetindedir Bu kabiliyetten istifadeyi bilmeliyiz. Denizciliği Türk’ün büyük milli ülküsü olarak düşünmeli ve bunu az zamanda başarmalıyız” sözleri mesleki yolculuğunuzda rehberiniz olacaktır.”
İTÜ Denizcilik Fakültesi 40, 50 ve 60 yıl mezunlarına madalyalarının verilmesinin ardından, okul yemekhanesinde özel balık menüsünün sunulduğu yemeğe geçildi. Bir arada olmaktan mutluluk duyan mezunlar etkinlik süresince pek çok anı fotoğrafı çektirdiler.
Vira Haber