3. Türkiye Denizcilik Zirvesi’nin açılışına Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) Genel Sekreteri Arsenio Antonio Dominguez Velasco, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Durmuş Ünüvar, Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan, Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürü Salih Tan, Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Mustafa Bankaoğlu, İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, İMEAK Deniz Ticaret Odası Mecli Başkanı Başaran Bayrak, İMEAK DTO Yönetim Kurulu, İMEAK DTO şube başkanları, İMEAK DTO meclis üyeleri ve denizcilik sektörü temsilcileri katıldı.
Açılış konuşması yapan İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, Türk denizcilik sektörünün geleceği ve küresel pazarda rekabet gücünü artırmak için atılması gereken adımlar üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Tamer Kıran, denizcilik sektörünün küresel ticaretin ve ekonomik kalkınmanın bel kemiği olduğunu vurgulayarak konuşmasına başladı ve şöyle devam etti: “Denizcilik sektörü her zaman küresel ticaretin ve ekonomik kalkınmanın bel kemiği olmuştur. Deniz taşımacılığı, malların dünya çapında taşınmasında en verimli ve uygun maliyetli yöntem olmaya devam etmekte ve uluslararası yük taşımacılığının yaklaşık %86’sını oluşturmaktadır. Küresel taşımacılıkta dünya deniz ticaret hacmi 12,5 milyar tonu geçerken, bunu 2.3 milyar DWT kapasiteli dünya deniz ticaret filosuyla gerçekleştirmektedir. Dünya deniz yolu taşımacılığında son 10 yılda %47 oranında bir artış olduğu görülmektedir. Gemilerimiz dünyayı dolaşarak kıtaları, kültürleri, ekonomileri birbirine bağlamakta, piyasaların canlı ve entegre kalmasını sağlamaktadır.”
TAMER KIRAN: “SEKTÖRÜMÜZ YARININ İHTİYAÇLARINI KARŞILAMAK ÜZERE GELİŞMEKTEDİR”
Deniz taşımacılığının öneminin sadece kargo hareketliliği ile sınırlı olmadığını belirten Kıran, kriz zamanlarında tedarik zincirlerinin esnekliği ve istikrarını sağlamadaki rolünün altını çizdi. Kıran; “Bütün bunların yanında, deniz taşımacılığının önemi kargo hareketliliğinin ötesine de uzanmaktadır. Bu önem, özellikle kriz zamanlarında tedarik zincirlerinin esnekliğini ve istikrarını sağlamakla ilgilidir. Son küresel salgın, deniz taşımacılığının dünyanın dört bir yanındaki ülkelere kritik malzeme, tıbbi ekipman ve gıda sağlamaya devam etmesiyle sektörümüzün temel niteliğinin önemini bir kez daha göstermiştir” dedi.
Tamer Kıran, gelecekte denizcilik sektöründe beklenen radikal değişimlere de değindi ve özellikle teknolojik gelişmelerin ve dijitalleşmenin sektörde yaratacağı devrim niteliğindeki değişikliklere dikkat çekti. Tamer Kıran, “Geleceğe baktığımızda; denizcilik sektörü radikal değişimlerin eşiğinde durmaktadır. 4’üncü endüstri devrimi paralelinde gelişen teknoloji ve özellikle dijitalleşme, her sektörde olduğu gibi denizcilikte de devrim yaratmayı vaat eden gelişmelere bizleri tanık etmektedir. Otonom gemilerin geliştirilmesinden akıllı denizcilik çözümlerinin uygulanmasına kadar, sektörümüz yarının ihtiyaçlarını karşılamak üzere gelişmektedir. Bu yenilikler yalnızca verimliliği ve güvenliği artırmakla kalmayacak, aynı zamanda daha sürdürülebilir ve çevreye duyarlı bir denizcilik sektörüne de katkıda bulunacaktır” şeklinde konuştu.
Dijital teknolojilerin entegrasyonunun denizcilik sektörünü yeniden şekillendirdiğini vurgulayan Kıran, bu sürecin şeffaflığı artırarak operasyonları kolaylaştırdığını ve maliyetleri düşürdüğünü belirtti ve şunları söyledi: “Dijital dönüşüm, denizcilik alanını yeniden şekillendiren bir diğer önemli güçtür. Blok zinciri, yapay zekâ ve Nesnelerin İnterneti (IoT) gibi gelişmiş dijital teknolojilerin entegrasyonu, denizcilik faaliyetlerini yürütme ve yönetme şeklimizi dönüştürmektedir. Dijitalleşme şeffaflığı artırmakta, operasyonları kolaylaştırmakta ve maliyetleri düşürerek sektörümüzü daha çevik ve küresel ekonominin ihtiyaçlarına daha duyarlı hale getirmektedir.”
Tamer Kıran, küresel pazarda rekabet gücünü artırmak için araştırma ve geliştirme faaliyetlerine daha fazla yatırım yapılması gerektiğinin altını çizdi ve sözlerini şöyle noktaladı: “Bugüne kadar oluşan, meydana gelen gelişmelerle birlikte, Türk denizcilik sektörünü daha ileriye götürmek ve küresel pazarda rekabet kapasitemizi artırmak için atmamız gereken daha birçok adım olduğunun da hepimiz bilincindeyiz. Bunlar arasında, küresel pazarda rekabet kapasitemizi arttırmak için araştırma ve geliştirme faaliyetlerine daha fazla yatırım yapılması gerekmektedir. İnovasyon, sektörde rekabet gücünü arttırmak ve sürdürülebilirlik hedefine ulaşmak için ayrıca kritik bir faktördür.”
ÜNAL BAYLAN: “DENİZCİLİK ZİRVESİ’NDE ELDE ETTİĞİMİZ KAZANIMLAR, YOL HARİTAMIZIN ÇİZİLMESİNDE ÖNEMLİ BİR PAYA SAHİP”
Konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan, Türk denizcilik sektörünün mevcut durumu, sektördeki zorluklar ve geleceğe yönelik stratejiler hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Baylan, konuşmasında sektörün küresel ticaretteki rolüne ve sektördeki gelişmelere dair değerlendirme yaptı. Ünal Baylan, konuşmasına Kabotaj Kanunu’nun 98’inci yıl dönümünü ve Denizcilik Bayramı’nı kutlayarak başladı ve şöyle devam etti: “Limanlarımız arasında yapılan yolcu ve yük taşımacılığının sadece Türk bayraklı gemilerle yapılmasını sağlayan ve tüm dünyaya denizlerimizdeki bağımsızlığı ilan ettiğimiz, milletimize denizlerimize sahip çıkma bilincini aşılayarak denizcilik sektörümüzün bugünlere gelme sürecini başlatan Kabotaj Kanunu’nun 98’inci yıl dönümünü ve Denizcilik Bayramı’nızı tebrik ediyorum. Denizcilik Zirvesi’nde elde ettiğimiz kazanımlar, yol haritamızın çizilmesinde önemli bir paya sahiptir. Denizcilik Zirvesi’ni gelenekselleştirerek daha kapsamlı ve daha fazla katılımlı düzenli olarak yapmaya, Kabotaj Bayramı’mızın 100’üncü yılında dünyanın önemli etkinlikleri arasında ilk sıralara yükselmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”
Baylan, yakın coğrafyamızda yaşanan savaşlar ve siyasi olayların deniz ticaretini olumsuz etkilemesine rağmen, sektörün yeni rekorlar elde ettiğini belirtti. Ünal Baylan, “Yakın coğrafyamızda savaşlara dair birçok olay, deniz ticaretimizi olumsuz etkilemesine rağmen denizcilik sektöründe hala yeni rekorlar elde etmekteyiz. Ancak söylemek gerekir ki, yaşanan bu siyasi ve jeopolitik olaylar, global ölçekte olumsuzluklara sebep olmakla birlikte, denizcilik sektörümüzü de olumsuz etkilemektedir” dedi.
Baylan, teknolojik gelişmelerin ve dijital dönüşümün denizcilik sektöründe yarattığı devrim niteliğindeki değişikliklere de dikkat çekti ve “Geleceğe baktığımızda; denizcilik sektörü radikal değişimlerin eşiğinde durmaktadır. 4’üncü endüstri devrimi paralelinde gelişen teknoloji ve özellikle dijitalleşme, her sektörde olduğu gibi denizcilikte de devrim yaratmayı vaat eden gelişmelere bizleri tanık etmektedir. Otonom gemilerin geliştirilmesinden akıllı denizcilik çözümlerinin uygulanmasına kadar, sektörümüz yarının ihtiyaçlarını karşılamak üzere gelişmektedir. Bu yenilikler yalnızca verimliliği ve güvenliği artırmakla kalmayacak, aynı zamanda daha sürdürülebilir ve çevreye duyarlı bir denizcilik sektörüne de katkıda bulunacaktır” şeklinde konuştu.
Baylan, dijital teknolojilerin entegrasyonunun denizcilik sektörünü yeniden şekillendirdiğini ve bu sürecin şeffaflığı artırarak operasyonları kolaylaştırdığını belirterek, “Dijital dönüşüm, denizcilik alanını yeniden şekillendiren bir diğer önemli güçtür. Blok zinciri, yapay zekâ gibi gelişmiş dijital teknolojilerin entegrasyonu, denizcilik faaliyetlerini yürütme ve yönetme şeklimizi dönüştürmektedir. Dijitalleşme şeffaflığı artırmakta, operasyonları kolaylaştırmakta ve maliyetleri düşürerek sektörümüzü daha çevik ve küresel ekonominin ihtiyaçlarına daha duyarlı hale getirmektedir” dedi.
ARSENIO ANTONIO DOMINGUEZ: “DENİZCİLERİN VE GEMİLERİN GÜVENLİĞİNİN KORUNMASINA YÖNELİK ÇAĞRILARDA BULUNMAYI SÜRDÜRECEĞİM”
Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) Genel Sekreteri Arsenio Antonio Dominguez Velasco, Denizcilik Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, katılımcılara teşekkür ederek sözlerine başladı. Velasco, “Burası bir denizcilik zirvesi için çok uygun bir yer; ama o bir tarafa, aynı zamanda beni neredeyse 30 yıl öncesine, kariyerime başladığım günlere götürdü. Bu güzel tesadüf nedeniyle, beni kariyerime başladığım yere geri getirdiğiniz için çok teşekkür ederim” dedi. Denizcilik ve Kabotaj Bayramı'nın kutlandığı günün hemen ardından gerçekleşen bu zirvede yer almaktan büyük mutluluk duyduğunu belirtti.
Velasco, konuşmasında denizcilik sektörünün zorluklarına dikkat çekerek, “Elbette bugünkü jeopolitik koşullar, denizciliği çok daha zor hale getiriyor. Karadeniz’den Kızıldeniz’e kadar mevcut sorunların çözüme kavuşturulmasına yardım edebilecek herkese çağrıda bulunmaya devam ediyorum. Özellikle Kızıldeniz’de masum denizciler sebepsizce hedef alınıyor. Üstelik kayıplarımız var. Gemiler jeopolitik durumlarda sivil zayiat olarak görülemez. Dünyanın dört bir yanında her gün ihtiyaç duyulan malların tedarik edilebilmesi adına, denizcilerin ve gemilerin güvenliğinin korunmasına yönelik çağrılarda bulunmayı sürdüreceğim” ifadelerini kullandı. Geçen yıl 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmak için 2023 sera gazı girişimini benimseyerek harika bir sonuç elde ettiklerini belirten Velasco, “2050 tarihi kulağa çok yakın geliyor, bu doğru. Ancak gerçek şu ki, örgütün aldığı karar, sahip olduğumuz bilimsel verilere, deneyime ve bilgiye dayanıyor. 2018’deki başarılarımızı ne kadar çabuk unuttuğumuzu daima hatırlatıyorum; 2018’de örgüt olarak ilk stratejiyi benimsediğimizde sektör son derece ilerici davrandı ve yalnızca birkaç yılda hedeflenen noktaya ulaştık. Yine de yeterli olmadığımız konusunda kendimizi eleştirdik ve 2018’de anlaştığımız gibi, beş yıl sonra çok daha büyük bir hedef yakaladık” dedi.
Denizcilikte dekarbonizasyon sürecinin zorluğuna dikkat çeken Velasco, “Yeni teknik ve ekonomik önlemleri inceleyeceğiz, üstelik zaman çizelgemiz sınırlı. Ancak üye devletlerle gelecek yıl ekim ayına kadar bu dönüşüme eşlik edecek teknik ve fiyatlandırma mekanizmasını devreye sokacağımız konusunda ortak bir anlaşmaya vardık. Anlaşma Nisan 2027’de yürürlüğe girecek. Bu, uluslararası hukuka da uygun” şeklinde konuştu. Denizciliğin küresel bir sektör olduğunu vurgulayan Velasco, “Avrupa Birliği gibi bölgesel seviyede alınan kararlardan ulusal bölgesel düzenlemeleri dikkate alan diğer ülkelere kadar, mekanizmayı her açıdan değerlendirmemiz gerekiyor. İşte bu yüzden Uluslararası Denizcilik Örgütü olarak küresel düzenlemelerin önemini vurgulamaya devam ediyoruz” dedi.
Velasco, denizcilik sektörünün geleceğine yönelik umutlu mesajlar vererek, “Denizcilik çok canlı bir sektör. Lütfen IMO’nun çalışmalarına doğrudan ya da dolaylı olarak katılmaya, deneyimlerinizi paylaşmaya ve çözüm önerilerinde bulunmaya devam edin” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
ABDULKADİR URALOĞLU: “2002 YILI ÖNCESİNDE SADECE İSTANBUL TUZLA’YA SIKIŞMIŞ BİR TERSANECİLİK FAALİYETİ VARDI”
Ardından kürsüye konuşmasını yapmak üzere Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu davet edildi. Bakan Uraloğlu, 1 Temmuz 1926’da yürürlüğe giren Kabotaj Kanunu ile yabancı devletlerin Türk Deniz Ticareti’ndeki hâkimiyetinin sona erdiğini hatırlattı. Uraloğlu, “Dün 98. yıl dönümünü coşkuyla kutladığımız Denizcilik ve Kabotaj Bayramı da aziz milletimizin 'Mavi Vatan'ı olarak gördüğü denizlerine ve denizciliğe ne kadar önem verdiğinin en büyük kanıtıdır” ifadesini kullandı.
Tarih boyunca Türkiye'nin hem coğrafi hem de kültürel olarak kıtaların, medeniyetlerin ve kadim ulaşım koridorlarının kesişme noktasında yer aldığını belirten Uraloğlu, Türkiye'nin tarihte her zaman önemini sürdürmüş olan Türk boğazlarının kontrolünü elinde tutan ülke olarak Akdeniz ve Karadeniz havzalarındaki ülkelerin deniz ulaşımı ve uluslararası ticaret faaliyetleri açısından anahtar konumda olduğunu ifade etti. Bu sebeple doğal bir yarımada olan, kara sınırlarının üç katı kadar deniz sınırlarına sahip Türkiye için attıkları her adımda denizlerden en yüksek faydayı sağlamak ve dünya denizciliğine katkı yapmak istediklerini belirten Uraloğlu, “Denizcilik sektörümüz, bir denizcinin oğlu olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonu ve kaptanlığında son 22 yılda çok önemli gelişmeler kaydetmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde deniz yolu taşımacılığının ve ticaretinin gelişmesi, denizlerimizde güvenliğinin sağlanması ve çevre duyarlılığıyla ilgili tüm gereklilikleri yerine getirerek uluslararası standartlara uygun çalışıyoruz” dedi.
Hayata geçirdikleri proje ve çalışmaların, Türkiye’nin uluslararası denizcilik arenasındaki yerini ön sıralara taşıyarak gurur verici başarılara yelken açtığını ve Türkiye'nin denizcilik alanında karar verici ülkeler arasında saygın bir konuma yükselttiğini söyleyen Uraloğlu, geçen yıl Türkiye’nin, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) Konsey üyeliğine 143 ülkenin desteğiyle bugüne kadarki en yüksek oyunu alarak üst üste 13’üncü kez seçilmesinin de bunun en güzel kanıtlarından biri olduğunu söyledi.
Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin dış ticaretinin tonaj olarak yaklaşık yüzde 87,5'inin, değer olarak ise yaklaşık yüzde 55’nin deniz yolu ile gerçekleştiğini; dünyada deniz taşımacılığının navlun değerinin 380 milyar dolar olduğunu ve Türkiye’nin bundan 11 milyar dolar pay aldığını belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Bu noktada sizlerle denizcilik faaliyetlerimizle ilgili bazı bilgiler paylaşmak istiyorum. Maalesef 2002 yılı öncesinde neredeyse sadece İstanbul Tuzla’ya sıkışmış olan bir tersanecilik faaliyeti söz konusuydu. Gemi inşa sanayimiz can çekişiyordu diyebiliriz. Türk bayraklı gemiler Paris MoU’da kara listedeydi. Denizcilik faaliyetleri üzerindeki vergi yükünden bıkmış denizcilerimiz vardı, meslekten ayrılma noktasına gelmişlerdi. Ama biz bakanlık olarak hayata geçirdiğimiz denetim ve uygulamalarla Paris MoU’da 2008 yılında beyaz listeye geçtik ve o günden bu yana beyaz listedeyiz. Türk bayrağı dünyanın en prestijli bayrakları arasında yer almaktadır.
2004 yılından itibaren, sicillerimize kayıtlı yük ve yolcu taşıyan gemilere, ticari yatlara, hizmet ve balıkçı gemilerine ÖTV'siz yakıt uygulamasını başlattık. Son 20 yılda yaklaşık 12,8 milyar lira destek ve 6,8 milyon ton yakıt desteği sağladık. Deniz yolu taşımacılığının kombine taşımacılıktaki payının artırılması ve kara yoluyla taşınan yüklerin deniz yoluna aktarılmasını desteklemek üzere 'Karayoluyla Taşınan Yüklerin Denizyoluna Aktarılmasının Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik'i hayata geçirdik.”
Türkiye'nin, Tekirdağ, Ambarlı, Kocaeli ve Mersin'de bulunan konteyner limanlarının dünyada ilk 100 liman arasına girdiğini belirten Uraloğlu, “2023 yılında 217 limanımızda elleçlenen yük miktarı 521 milyon ton, elleçlenen konteyner miktarı ise geçen yıla göre artarak 12 milyon 566 bin TEU olarak gerçekleşmiştir. Ülkemiz, 1000 grostondan büyük 2 binden fazla sayıda gemisiyle 48,9 milyon dedveyt tona ulaşan deniz ticaret filosu ile dünya sıralamasında 12'nci sıradadır” dedi.
Bakan Uraloğlu, sektörde yapılan yeni düzenlemelere ilişkin ise şunları kaydetti: “Meclisimize sunduğumuz bir kanun ile Türk Uluslararası Gemi Sicil Kanunu kapsamındaki gemilerimizden alınan kayıt harcı ile yıllık harçlara muafiyet getiriyoruz. Bu da inşallah yakın zamanda faaliyete geçecek. Bu kapsamda, miras intikali devir işlemlerinden harçları kaldırıyoruz. Hisse devirlerinde hisse oranında harç alacağız. Elektrik gibi yeşil enerji ile çalışan gemilerimizden de kayıt harcını kaldırıyoruz, yıllık harçlarda da yüzde elli indirim sağlamış olacağız. Ayrıca hurdaya ayrılan Türk bayraklı gemilerin yerlerine yeni gemi inşa edilmesi için sektör lehine bu yıl bazı değişiklikler yaparak hurdaya ayrılacak gemilerin başvuru tonajını 10 kat artırarak 50 bin grostona yükselttik. Kılavuzluk ve römorkörcülük ile palamar hizmetlerinin ücretlerini de güncelleyerek, hizmet tarifelerinin uygulanmasına yönelik sektörde uzun zamandır yaşanan karışıklıkları da ortadan kaldırdık.”
“SEYİR, CAN, MAL VE ÇEVRE EMNİYETİNİ ARTIRMAK İÇİN DENİZLERİ 7/24 TAKİP EDİYORUZ”
Uraloğlu, gemi inşa sanayi sektörünün yaklaşık 94 bin kişiye istihdam sağlandığını, 85 faal tersane ile Türk tersanelerinin gemi siparişinde dünyada 7’nci, gemi tonajına göre ise 11’inci sırada bulunduğunu ifade ederek, Türkiye'nin 23 gemi geri dönüşüm tesisi ile gemi sökümünde dünyada 4'üncü, Avrupa’da lider konumda olduğunu söyledi. Seyir, can, mal ve çevre emniyetini artırmak için denizleri 7/24 takip ettiklerini vurgulayan Uraloğlu, Bakanlık bünyesinde yer alan Ana Arama ve Kurtarma Koordinasyon Merkezi’nin (AAKKM) sadece Türk Arama Kurtarma Bölgesi içinde değil, dünyanın her noktasında Türkiye ve dünya denizciliğine hizmet verdiğini aktardı. AAKKM'nin komşu ve diğer ülkelerin kurtarma merkezlerinin de anlık irtibat kurabileceği Türkiye'deki tek merkez olduğunu belirten Uraloğlu, şunları kaydetti: “Tüm denizcilerimize başta can emniyeti olmak üzere ilgili her alanda kesintisiz hizmet vermektedir. Hatta merhum İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindekilerin helikopter kazasında düşen aracın bulunmasında bu merkezimizden de faydalanıldı. Olay gününde ilk etapta helikopterin bir sinyal verip vermediğini takip ettik ve İran tarafıyla hemen irtibata geçtik. Ama maalesef muhtemelen sinyal sisteminin kapalı olması veya helikopterde o sinyal sisteminin olmadığı ortaya çıktı. Gururla belirtmek istiyorum ki bu tür kazalar sonrasında merkezimize gelen ihbarlarla 2023 yılında 339 olayda 806 kişinin kurtarılmasına vesile olduk, doğrudan içinde olduk.”
Uraloğlu, daha güvenli denizler ve deniz ticareti için kıyıların gözetimi ve deniz trafiğinin kontrolünün önemli olduğunu vurguladı. Türk Arama Kurtarma Bölgesi'ndeki 12 istasyonla deniz trafiğini 7/24 izlediklerini belirten Uraloğlu, “Bunların yanında, KKTC'de kurulacak olan Doğu Akdeniz Gemi Trafik Hizmetleri Sistemi'ni de 2024'te devreye alıyoruz. Kıta sahanlığı ve uluslararası sulardaki gemilerimizi de her zaman izleyerek güvenliklerine yönelik her türlü desteği sağlıyoruz. Ülkemizin denizcilik alanındaki atılımlarının hız kesmeden devam edeceğini belirtiyor, Türk denizciliğinin 22 yıllık gelişiminde emeği geçen herkese tekrar teşekkür ediyorum” dedi.
DENİZCİLİK SEKTÖRÜNÜN “EN”LERİ
Konuşmaların ardından denizcilik sektörünün “En”leri ödüllendirildi. Bakan Abdulkadir Uraloğlu, Bakan Yardımcısı Durmuş Ünüvar, Ünal Baylan ve Tamer Kıran ödül kazananlara plaketlerini sundu.
Zirvenin ilk oturumu, Emekli Müsteşar Dr. Özkan Poyraz'ın moderatörlüğünü yaptığı “Kolay Bayrak Hegemonyasında Türk Uluslararası Gemi Siciline Genel Bakış” isimli oturum oldu. Bu oturumda, Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan, İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, Türk Armatörler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Ergenç, TAİS Yönetim Kurulu Başkanı Ali İbrahim Kontaytekin ve DİTAŞ Deniz İşletmeciliği ve Tankerciliği A.Ş. Genel Müdürü Hakan Karaca konuşmacı olarak yer aldı.
Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan konuşmasında, Türkiye'nin denizcilik sektöründe kendi bayrağı altında gemi işletme ve filo oluşturma çabalarının önemine vurgu yaptı. Baylan, Türkiye’nin ihracat odaklı büyüyen ekonomisi ve deniz yoluyla taşımacılıktaki stratejik rolünün altını çizerek, sektörde yapılan düzenlemelerin ve hükümetin desteklerinin önemini belirtti.
İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Tamer Kıran ise yaptığı konuşmada, IMO Genel Sekreteri'nin katılımını son derece önemli bulduğunu belirterek başladı. Denizcilik sektörünün bir ekosistem olduğunu vurgulayarak, sektörde yaşanan sorunların çözümünde bütüncül bir yaklaşımın gerekliliğini ifade etti. Kıran, “Bu bir ekosistem. Tek başına bir veya birkaç olayın bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bir netice değil. Bir bütün olarak bakmayı başardığımızda ülkece ve devletçe o zaman çözebiliriz gibi geliyor” dedi.
Konuşmasında dünya genelindeki filoların durumuna değinen Kıran, “Yunan filosunun yüzde 86,8’i, Japon filosunun yüzde 85’i, Kore filosunun yüzde 81'i, Norveç filosunun yüzde 80'i, Alman filosunun yüzde 90’ı, Tayvan filosunun yüzde 91'i, İtalyan filosunun yüzde 88,5'i, Amerikan filosunun yüzde 89’u, Birleşik Arap Emirlikleri filosunun ise yüzde 99’unun neredeyse kendi bayrağı altında gemisi yok. Bizim de yüzde 87,4 olarak gözüküyor. Bu, hayatın olağan akışı içerisinde meydana gelen gelişmelerin getirdiği bir sonuç” ifadelerini kullandı. Kıran, sektörde yaşanan sorunların çeşitli bakanlıklar ve bürokrasilerle ilgili olduğunu belirterek, “Bu sorunların her birinin çok farklı bakanlıkları, bürokrasisi oluyor. Dolayısıyla birini çözüp, üç tanesini çözemediğiniz zaman işletmeci, armatör başka bir bayrağı tercih edebiliyor” dedi.
TAMER KIRAN: “DENİZ İŞ KANUNU GÜNCELLENMELİ”
Denizcilik sektörünün coğrafi olarak herhangi bir yere bağlı olmadığını vurgulayan Kıran, “Denizciliğin, armatörlüğün en güzel taraflarından biri budur. Coğrafi olarak bir yere bağlı değildir. Bugün akşam burada ofisi kapatırız, yarın sabah Singapur’da veya Londra’da işimize devam edebiliriz” ifadelerini kullandı. Ayrıca Deniz İş Kanunu’nun da güncellenmesi gerektiğinin altını çizdi ve şunları söyledi: “1967’de çıkarmışız. On iki veya on dört defa bu kanunu üzerinde revize etmişiz. Bugün ise güncel şartlara göre revize edilmeli diyoruz. İşçi sendikamız olan Türkiye Denizciler Sendikası’yla da bunun yenilenmesi konusunda mutabakat halindeyiz. Ama duyuyoruz ki 4857'nin içerisinde bir alt başlık olarak yapalım düşüncesi var. Bu, üzüyor ve yoruyor.”
Tamer Kıran’ın ardından konuşan Türk Armatörler Birliği Başkanı Cihan Ergenç, dünya genelinde kolay bayrak uygulamasının bir realite olduğunu söyleyerek “AB ve OECD bunu kabul etmiş durumda. Çin’de, Japonya’da tonaj vergi sistemleri bulunuyor. İngiliz tonaj vergi sistemini Türkiye’de uygulamaktan başka alternatifimiz olmadığına inanıyorum. Bizim tek istediğimiz eşit rekabet koşulları” dedi.
Türk Armatörleri İşverenler Sendikası (TAİS) Yönetim Kurulu Başkanı Ali İbrahim Kontaytekin ise iki sene önceki zirveden bu yana ilerleme kaydedilmediğini vurguladı: “İki sene boyunca havanda su dövmüşüz. Armatör olarak bir adım yol gitmemişiz.”
DİTAŞ Genel Müdürü Hakan Karaca, şirketin tüm gemilerini Türk bayrağı altında işlettiğini ifade ederek DİTAŞ filosunun 16 gemi ve 23 römorkörden oluştuğunu belirtti: “DİTAŞ olarak Türk Uluslararası Gemi Sicili Yönetmeliği’nden (TUGS) memnunuz. Emsal bir yasa olduğunu düşünüyoruz. Uluslararası sularda güçlü bir devletin yanınızda olduğunu bilmek, bu devletin kendi devletiniz olması çok önemli. Bu gemileri Türk bayrağında işletmek çok özel.”
PANELLER GÜN BOYU DEVAM ETTİ
Türkiye Denizcilik Zirvesi, ilk oturumun ardından çeşitli sunumlar ve panellerle devam etti. Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Mustafa Bankaoğlu, “Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri Emniyetinde Güncel Gelişmeler” başlıklı sunumunda sektörün güvenlik alanında kaydettiği güncel gelişmeleri anlattı. Yılport Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Yıldırım ise “Yakın Gelecekte Deniz Ticareti Vizyonu” başlıklı sunumunda deniz ticaretinin geleceğine dair öngörülerini paylaştı. Küresel Denizcilik Forumu Direktörü Jesse Fahnestock, “Yeşil Denizcilik Koridorları İçin Politika” başlıklı sunumunda çevre dostu denizcilik politikalarına değindi.
Prof. Dr. Mustafa İnsel’in moderatörlüğünü yaptığı “Sera Gazı Azaltım Tedbirleri ve Finansmanı” başlıklı ikinci panelde, DEHUKAM’dan Dr. Ceren Cerit Dindar, TMMOB GEMİMO Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Canca, TERSAN Yönetim Kurulu Başkanı Osman Nurettin Paksu, Güngen Denizcilik Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Sait Güngen ve Dünya Bankası Kıdemli Sürdürülebilir Ulaştırma Uzmanı Andrew Losos konuşmacı olarak yer aldı. Panelde, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve bu süreçte finansman kaynaklarının etkin kullanımı tartışıldı.
“Türk Deniz Ticaretinde Kıyı Tesisi Altyapıları ve Gelecek Vizyonu”başlıklı üçüncü panelde Prof. Dr. Can Elmas moderatörlük yaptı. Panelin konuşmacıları arasında AYGM Genel Müdürü Yalçın Eyigün, Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürü Salih Tan, TÜRKLİM Başkanı Hamdi Erçelik, CEYPORT Yönetim Kurulu Başkanı Ali Avcı, SOCAR Terminal Genel Müdürü Uygun Değirmenci ve GİSBİR Yönetim Kurulu Üyesi Birol Üner yer aldı. Bu panelde, Türkiye’nin kıyı tesislerindeki altyapı durumu ve geleceğe yönelik vizyonlar ele alındı.
Zirvenin son oturumu “Lojistik Performansı Yönünden Denizcilik ve Kör Noktalar İçin Birlikte Çalışma" başlığıyla gerçekleştirildi. DEHUKAN Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İsmail Demir’in moderatörlüğünü yaptığı panelde, Gümrükler Genel Müdürü Mustafa Gümüş, Denizcilik Genel Müdürü Zafer Aslan, İMEAK DTO Meclis Başkanı Başaran Bayrak, Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Recep Düzgit ve Ulusoy Denizcilik Genel Müdürü Mesut Cesur konuşmacı olarak yer aldı. Panelde, denizcilikte lojistik performansın artırılması ve mevcut sorunların çözülmesi için yapılması gerekenler tartışıldı.
Zirvede, İMEAK Deniz Ticaret Odası tarafından düzenlenen Cumhuriyetimizin 100’üncü Yılı Denizci Millet Denizci Ülke Proje Yarışması’nda dereceye giren ilk üç yarışmacıya ödülleri de takdim edildi.
ZİRVENİN KAPANIŞINDA UAB BAKAN YARDIMCISI DURMUŞ ÜNÜVAR KONUŞTU
Zirvenin kapanış konuşmasını Bakan Yardımcısı Durmuş Ünüvar yaptı. Ünüvar, “Dün Kabotaj Kanunu’nun yürürlüğe girmesinin 98. yılını kutladık. Türk denizcileri için çok önemli bir gündü. Bugün üçüncüsü düzenlenen Türkiye Denizcilik Zirvesi sayesinde, denizcilik alanında çalışmalarını yürüten akademisyenler, sektör temsilcileri, iş adamları, bürokratlar hep birlikte hem yaptığımız işleri değerlendirme imkânı bulduk hem de bundan sonrası için Türkiye’nin denizcilik ve vizyonuna ilişkin fikirleri, görüşleri not ettik. Buradan çıkan ve ortak aklın ürünü olan fikirlerin, önümüzdeki süreçte gerçekleştireceğimiz projelere ilham kaynağı olacağını düşünüyorum” dedi.
Vira Haber