ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Prof. Dr. Haluk Görgün, "Savunma sanayisi ürünlerinin yüksek katma değer sağlayan bir ihracat kanalı olması ve cari açığın kapatılmasında etkin bir role sahip olması, savunma sanayisini ülke ekonomisi için de ayrıca kritik bir hale getiriyor." dedi. Panelde konuşan ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Prof. Dr. Görgün, Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlar sebebiyle yerli ve sürekli gelişen bir savunma sanayisinin zorunluluk olduğunu söyledi.
Millileşme çalışmalarının tüm sektörlerde önemli ancak savunma sanayisinde olmazsa olmaz olduğunu vurgulayan Görgün, "Diğer taraftan, savunma sanayisi ürünlerinin yüksek katma değer sağlayan bir ihracat kanalı olması ve cari açığın kapatılmasında etkin bir role sahip olması, savunma sanayisini ülke ekonomisi için de ayrıca kritik bir hale getiriyor. Ülkemiz; savunma sanayisinde bugün milli gemi, tank, Atak helikopter, TB2, Akıncı ve kriptolu haberleşme sistemleri gibi projeleri milli imkanlarla başarı ile yürütüyor." şeklinde konuştu.
Görgün, millileştirme konusunda çalışmalarını bir sistematik dahilinde sürdürmek için 2 yıl önce Milli ve Yerli Ürün Geliştirme Kurulu'nu kurduklarını, Kurul'un, ithal ettikleri tüm ürünleri gözden geçirdiğini, bazı kriterleri göz önüne alarak millileştirilmesi gereken ürünleri belirlediğini anlattı.
"KOVİD-19'U FIRSATA DÖNÜŞTÜRDÜK DİYE DÜŞÜNÜYORUM"
Yakın geçmişte yaşanan gelişmelerin millileştirme çalışmaları anlamında bir fırsat olduğunu vurgulayan Görgün, şunları kaydetti:
"Batılı ülkelerin ticareti kısıtlayıcı uygulamaları ve döviz kurlarındaki artış, aslında milli savunma sektörünü çok daha öne çıkarıyor, yurt içindeki teknoloji üretimi ve derinliğinin artmasına sebep oluyor. Kovid-19 salgınında benzer şekilde sağlık, eğitim simülasyonu, dijital dönüşüm gibi farklı alanlarda birçok fırsatlar ortaya çıktı. Kovid-19'u fırsata dönüştürdük diye düşünüyorum. İlerleyen yıllarda yerli ve milli ürünlere sahip olmanın önemi biraz daha artacak. Kovid-19 ile bağlantılı konuşacak olursak, medeniyet olarak gösterilen Batılı ülkelerin kendi birlikleri ve toplulukları içinde adeta selamı sabahı bitirdiği dönemi yaşadık. Ben Ar-Ge faaliyetlerinin ilerleyen yıllarda da hızlanacağını düşünüyorum."
"EN İNOVATİF İŞLER SAVUNMA VE HAVACILIK ALANLARINDA YAPILIYOR"
Kale Grubu Başkan Yardımcısı Osman Okyay da şu anda ülkede en inovatif işlerin savunma ve havacılık alanlarında yapıldığını ancak ölçek, finansman ve teknoloji konusunda arzu ettikleri noktanın hala uzağında olduklarını söyledi.
Türkiye'nin ekonomide ve sanayide en önemli meselelerinin başında teknoloji açığının geldiğine işaret eden Okyay, şöyle devam etti:
"2013-2018 yılları arasındaki 5 yılda ülkemizin dış ticaretinde yüksek teknolojili ürün kalemindeki açığımız 108 milyar dolar. Bu nedenle ülkemizde artık inovasyonu konuşmaktan vazgeçip inovasyonu üretmeye başlamalıyız. Bu hedefi savunma sanayimize indirgeyecek olursak tek kelime ile ihtiyacımızın 'bu alanda derinleşmek' olduğu söylenebilir. Geliştirmekte olduğumuz sistemlerin bir alt sistemlerine, sonra onların da bir altı olan temel teknolojilere ve malzeme alanına inmemiz şart."
Savunma ve havacılık alanının ekonomiler için önemini vurgulayan Okyay, "Dünyanın en büyük 10 ekonomisine baktığımızda bu ülkelerden 8'inin aynı zamanda dünyanın en büyük savunma havacılık sanayi üreticisi olduğunu görüyoruz. Savunma ve havacılık sanayisi, Ar-Ge ve yeniliğin kaynağı olduğu için diğer sektörlerin de gelişimine katkı sağlıyor. Bu da aslında neden dünyanın en büyük 8 savunma ve havacılık sanayisi ülkesinin dünyanın aynı zamanda en büyük 10 ekonomisi içinde yer aldığının en büyük açıklaması." diye konuştu.
Vira Haber