21’inci yılında Kardak!

Genelkurmay Başkanı Akar’ın ziyaretiyle Kardak kayalıkları tam 21 yıl sonra gündeme oturdu. Emekli Kurmay Albay Ali Türkşen’in yazdığı kitapta tansiyonun en yüksek olduğu anlara ilişkin ayrıntılar yer alıyor.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve kuvvet komutanlarının ziyaretiyle Kardak kayalıkları, 21 yıl sonra bir kez daha gündeme geldi. 21 yıl önce bir gece yarısı çalan telefonla başlayan operasyonda timin komutanı emekli Kurmay Albay Ali Türkşen’in ‘Anılarım’ adlı kitabında operasyonu yapan askerleri taşıyan uçağın neden geciktiği, Gümüşlük halkının Kardak’a kadar uzayan destek ziyareti ve tansiyonun en yüksek olduğu anlara ilişkin pek çok ayrıntıya yer veriyor.

‘Bekleyen yoktu’

Yıllar sonra Poyrazköy ve Balyoz davalarından tutuklanan Türkşen’in Hasdal Cezaevi’ndeyken yazdığı kitap, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek’in direktifiyle hazırlanmıştı. Örnek, Kardak krizinde görev yapan askerleri bir araya toplayarak yaşadıklarını anlatmalarını istemiş ve tüm anlatılanlar belge ve bilgileriyle kayıt altına alınmıştı.

Bu kayıtları kaleme alan Türkşen’in kitabındaki bazı bölümler şöyleydi: “29 Ocak 1996’da SAT Grup Komutanlığı’nda nöbetçi subaydım ve 23.30 sıralarında santralin telefonu çaldı. Arayan Deniz Kurmay Albay İbrahim Aydın’dı.

Albay Aydın, 3 subay 11 astsubaydan oluşan bir SAT timinin Bodrum’a hareket etmek üzere hazır olmalarını istedi. Ertesi gün saat 08.15’te Yeşilköy’e vardık. Yeşilköy’de bizi bekleyen ne bir uçak ne de personel vardı. Planlama pek de istendiği gibi gitmiyordu. Hava meydanındaki nöbetçi personelin bile geliş sebebimizden haberi yoktu. Toplam 40 kişiydik ve tüm silahlarımızla havalimanında hazırdık. 2 saat gecikmeyle C 160 tipi uçak piste iniş yaptı ve içinden ABD’deki Türk Günü’ne katılan mehteran takımı çıktı. Gecikmenin nedeninin mehteran takımından kaynaklandığını hayretle öğrendik. Pilot, operasyonda kullanacağımız botların benzinlerini uçağa alamayacağını söyledi. Botların depolarını boşaltıp uçağa yükledik. Bodrum’da da bizi benzinle karşılamaları gerektiğini haber verdik. Ancak Bodrum Aksaz Askeri Üssü’nde ne bir benzin deposu vardı ne de bize benzin temin etme şansı. Sorunu her zaman halletmeye alışkın olduğumuz yöntemle çözdük ve bir kez daha kendi göbeğimizi kendimiz kestik.

Göreve birlikte gideceğimiz Üsteğmen Ercan Kireçtepe’nin kredi kartı yanındaydı. En yakındaki benzin istasyonuna yolladığımız personelimiz 3 botun yakıt ihtiyacını temin etti. Ancak eksiklerimiz benzinle bitecek gibi değildi. Bu sorun da yine Ercan’ın kredi kartıyla kampın karşısındaki bakkaldan ekmek arası peynir yaptırılarak çözüldü.”

‘Erlere bile şarjör doldurttuk’

Türkşen’in kitabındaki diğer dikkat çeken bölüm ise şöyle: “Kara harekâtı taktiklerimiz gereği araziye 14 dolu şarjörle çıkıyorduk. 40 kişinin 14’er şarjörü vardı. 560 şarjöre 10 binin üzerinde mermi basmak gerekiyordu. Kısa sürede bitirmemiz için kampta askerlik hizmetini yapan şoför, aşçı, resepsiyon görevlisi erleri bu işle görevlendirmek çözümdü. Ama kriz sonrası şarjörlerdeki mermileri boşalttığımızda 5.56 milimetrelik mermi atan M16 tüfek şarjörlerinin bazılarında 9.65 milimetrelik mermi çıktı. Yaşam belirtisi alamıyorduk ama bir karaltı görmüştük. Sesinin ‘Mee’ şeklinde çıktığını duyunca, üzerimize ateş açmasını beklediğimiz kişinin kayalıkların asıl sakini keçilerden biri olduğunu anladık. Kardak’ta Sabaha kadar olduğumuz yerde mevzilendik. Bayrağı değiştirdik. Yunan helikopteri sabah ilk ışıklarla üstümüze geldi. Eğer helikopterin kapısı açılsaydı mermi yağmuruna tutardık. Çünkü bu kayalıkta Türk bayrağı dalgalanıyordu.”

İşte o ekip

Kardak kahramanlarından Ali Türkşen ve Ercan Kireçtepe, Poyrazköy davalarından 3,5 yıl Hasdal Cezaevi’nde yattı. Türkşen emekliye ayrılırken Ercan Kireçtepe SAT Komutanlığı’ndaki görevine geri döndü. Timde astsubaylar Hakan Çalışkan, Salih Çörekçioğlu, Cavit Özmen, Abdullah Arslan, SADETTİN DOĞAN, Levin Keten, Lütfü Tokuşoğlu, İbrahim Balçın, HASAN Arap ve Tanel Erenay görev yaptı. Gruptan emekli SAT astsubayı Sadettin Doğan, Haziran 2014’te silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.

Aynı gece ABD’den telefon geldi

Dönemin Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Onur Öymen de Kardak krizinde yaşananları anlattı. Öymen, şunları söyledi:

“Hiçbir uluslararası antlaşmayla Yunanistan’a verilmeyen adaya çıkan Yunan askerlerine karşı kararlı bir tutum izledik. Yunanistan Dışişleri Bakanı askerleri geri çekmeyeceğini söyleyerek diplomasinin önünü tıkayınca, askeri operasyona karar kılındı. Tek mermi kullanmadan çok başarılı şekilde asker çıkartmamızı Yunanistan beklemiyordu. Aynı gece ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Holbrooke beni arayıp Ada’ya asker çıkartacağımızı öğrendiğini söyledi. Ben de ‘Şu anda adadayız zaten’ cevabını verdim. Dış politikada caydırıcılık çok önemli. Halen Yunanistan’ın bulunduğu 18 adada aynı değerlendirmeyi yapmamız gerekir. Yunanistan’ın emrivakilerine boğun eğmememiz gerekir. Lozan’ın 16’ncı maddesi ‘Çıkacak anlaşmazlıklar diplomasi ve karşılıklı görüşmelerle çözülmelidir’ der. Bu adaların Yunanistan’ın eline geçmesini sineye çekemeyiz. Türkiye ile Yunanistan arasında deniz sınırı yok. Fiili sınır olmadığı için caydırıcılık çok önemlidir.”

Hareketli dakikalar!

Kardak Kayalıklarına dün saat 15.00 sıralarında, Yunanistan’ın İstanköy (Kos) Adası’ndan gelen bir savaş gemisi ile Kilimli (Kalimnos) Adası’ndan gelen iki sahil güvenlik botu bölgede hareketlilik yaşanmasına neden oldu. 15 dakika sonra ‘Kaş’ adlı karakol botu ile Yalıkavak ve Turgutreis’te konuşlu sahil güvenlik botları da desteğe geldi. Yunan sahil güvenlik botlarından birinin güneydeki Kardak Kayalığına yaklaşıp, Türk karasularına girmesi üzerine bölgede gerginlik arttı. Türk botlarından ikisi Yunan botunu Türk karasularından çıkarttı.

Haber: Gökhan Karakaş / Milliyet

GÜNCEL Haberleri

Türk Loydu, IACS Üyeliğiyle Küresel Denizcilik Sektöründe Güçleniyor
Eğirdir Gölü'nde Yasak Avcılara Büyük Darbe 200 Kilo Kerevit Kurtarıldı
Balıkçılara Fırtına Uyarısı
Ege Denizi’nde Fırtına Uyarısı
Denizci Fenerbahçeliler Yeni Yıl Coşkusunda Buluştu