İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi ve AB Fener-Balat Projesindeki Benzer Hatalar
Bir sene önce büyük ümitlerle özel kanunla kurulup, başta kamunun kaynakları, AB fonları, İstanbulluların başta benzin olmak üzere zaruri tüketim kalemlerine ektradan ödedikleri vergiler, Borusan-Enka-Kadir Has Vakfı gibi vakıfların büyük miktarda bağışlarıyla kurulan ve İSTANBUL 2010 AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ kapsamındaki faaliyetlerin koordinasyonundan sorumlu ve 2011 Temmuzunda lağvedilecek olan İSTANBUL 2010 AJANSI'nın da akıbetinin de maalesef 1997'de AB'nin talihsiz Lüksemburg Zirvesi’nden sonra başlatılan ve AB Fonları ile desteklenen ilk ve tek proje olan FENER-BALAT Projesi'ne benzeyeceğinin işaretleri açıkça görülmektedir.
Büyük ümitlerle başlatılan FENER-BALAT yöresindeki tarihi-dini-kültürel yapıların ve sosyal dokunun ihyası amacını taşıyan 2000 civarında yapının restorasyonu, sosyal merkez inşası, katı atık yönetimi, sosyo-kültürel çevrenin korunması, Fener-Balat bölgesinde yaşam standartları ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi gibi ulvi amaçlarla başlatılıp 130 civarında evin göstermelik olarak sadece dış cephesinin boyanmasıyla fiyaskoyla sonuçlanan AB'nin 7 milyon Euro tahsis ettiği FENER-BALAT Projesi'nden sonra İSTANBUL 2010 AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ Projesi'nin de aynı akıbete uğrayacağı tahmin edilmektedir. Fener-Balat projesinde AB tarafından tahsis edilen fonların büyük bir kısmı proje kapsamında yapılacak faaliyetler yerine ücret ve cari giderlere harcanmış, öngörülen restorasyon ve sosyal kalkınma programlarının ancak çok küçük bir bölümü gerçekleştirilmişti.
Bu defa İstanbul 2010 Ajansı'na önemli bir kısmı T.C. kamu kaynaklarından sağlanan büyük miktarda finansal kaynakların da ajansa sunulan çok değerli kültürel projeler yerine yüksek maaş-lüzumsuz sayıda çok personel-lüks ofis-gereksiz cari giderler gibi verimsiz alanlara sarf edildiği, sunulan projelere çok az kaynak sağlandığı müşahede edilmektedir.
Bir seneden fazla bir süredir faaliyette olan ve bütçesi birkaç yüz milyon Euro olduğu ifade edilen ajansın şimdiye kadar çok az sayıda somut, elle tutulur, gözle görülür projeyi yürürlüğe koyduğu medyadan takip edilmektedir. 2010 yılına 6 aydan az bir zaman kalmıştır. Türkiye'nin bir an önce AB'ye “Tam Üye” olabilmesi için en iyi tanıtım fırsatı olan, başta Avusturya ve Fransız kamuoylarında % 7 gibi çok düşük bir seviyede olan AB halklarının Türkiye'nin AB üyeliğini destekleme oranının % 50'lerin üzerine çıkartılması için İstanbul'un AB Kültürü'nün temel taşlarından biri olduğunu tartışmasız bir şekilde ortaya koyacak somut "KÜLTÜREL" projeler derhal yürürlüğe konulmalıdır. Ajansa sunulan projelerin çok büyük bir oranının reddedildiği, kabul edilenlerinde objektif kriterler yerine subjektif etkilerle kabul edildiği yolunda duyumlar alınmaktadır.
Ajansın üst düzey yönetiminde bu senenin ilk yarısında 2 parti halinde üst üste yaşanan basına da geniş şekilde yansıyan istifa dalgaları, bu tür dedikoduları daha da destekler mahiyette değerlendirilmektedir.
İstanbulluların vergileri ve kamunun kaynaklarının doğru - adil ve objektif kriterler kapsamında iyi projeler için kullanılmasını teminen; ajansın yapısının ve yönetiminin derhal değiştirilip, bütçesinin birkaç kat artırılmasından sonra önümüzdeki bu çok kısıtlı zamanın çok verimli bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Yoksa 1959 yılından beri tam 50 yıldır devam eden “Türkiye'nin AB Macerası” mizah yazılarına ve karikatürlere konu olacak şekilde birkaç 10 yıl daha sürüncemede kalacak. Bundan da en çok Türk Ekonomisi ve Demokrasisi zarar görecektir. Bizden uyarması.
Dr. Uğur ÖZGÖKER
İSTANBUL AB ÇALIŞMALARI MERKEZİ DERNEĞİ Başkan Vekili,
TÜRKİYE - AVRUPA VAKFI Yönetim Kurulu Üyesi,
DENİZ KÜLTÜRÜ DERNEĞİ Genel Sekreteri.