15 Mayıs 1919’da Yunanlılar İzmir’e çıkmıştı. 16 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal ve maiyeti, Bandırma vapuruyla İstanbul’dan Samsun’a doğru hareket etti. 19 Mayıs 1919 sabahı Samsun’a ayak bastığı o gün, işgal altındaki bir ülke’nin kurtuluşuna doğan bir güneşti sanki… Osmanlı hükümeti, Mustafa Kemal’e 9. Ordu Müfettişi yetkisiyle Karadeniz’i birbirine katan Rum çetecilerin durumlarını araştırmak ve incelemek üzere göndermişti. İngilizler, Karadeniz’i işgal etmek istiyorlar ve Rumların bu yörede yardıma ihtiyaçları olduğunu bahane ediyorlardı. İşgal altındaki Anadolu’nun hemen her yerinde, düşmana karşı direnişler başlamış, ancak bu direnişler yerel tepkilerin ötesine çıkamıyordu. Mustafa Kemal beklenen, aranan ve istenen, toparlayıcı bir niteliğe sahip, bir liderdi. Girdiği bütün savaşları kazanmış, ismi bile birleştirici olmaya yeterli olabilecek o lider, Samsun’a ayak basar basmaz, bir anda umut olmuştu. Erzurum Kongresinde almış olduğu ‘Vatan bir bütündür, asla parçalanamaz’ kararı, gelecekteki zaferlerin temel fikri olarak bütün yurtta dalga dalga yayıldı. 19 Mayıs 1919, Türk gençliğine emanet edilen bir ülkenin, o gençlik tarafından, Mustafa Kemal’in Gençliğe Hitabesi doğrultusunda hareket edilmesini istediği bir günün anlam ve önemidir. Gençliğin bayramıdır. Bu bayramın anlamı, 19 Mayıs’ın ruhunda yatan bağımsızlık mücadelesidir.
virahaber.com