14 yaşınızda 12 metre bir yelkenli ile dünyayı tek başınıza dolaşmayı düşünür müydünüz?
Dünyayı tek başına dolaşmış en genç yelkenci unvanına sahip olan Laura Dekker, 13 yaşında babasının da desteği ile solo dünya turu yapmaya karar verdiğinde bunu yapabileceğini biliyordu. Ona en başta babası destek olmasına rağmen Hollanda otoriteleri onun güvenliği için bu duruma el koydu. Pedagoglar Laura’nın böyle bir yolculuğa çıktığı takdirde psikolojisinin bundan nasıl etkileneceğini araştıracaklardı. On aylık bir dava süreci sonrası avukatları ve Laura, hakimleri onun kendi başına dünya turu yapması için gerekli uzmanlık ve yeterli zihinsel dayanıklılığa sahip olduğu, ayrıca dünya seyahati boyunca karşılaşacağı her türlü psikolojik baskıyla baş edebileceği konusunda ikna etmeyi başardı. Böylece genç denizci, 14’ünde çıktığı dünya turunu 2012 yılında 16 yaşında tamamlayarak tarihe geçti.
Laura ise hatıralarına dönüp baktığında, hayalini gerçekleştirirken Hollanda hükümetinin tutumunun onu solo seyahati sırasında karşısına çıkabilecek korsan saldırıları, tehlikeli deniz koşulları ve kazaları fikrinden daha çok zorladığını ifade eder. O yaştaki bir genç açısından konuya başka bir pencereden bakacak olursak bu sürecin onun başarıyla sonlandıracağı solo dünya turuna fiziksel, ruhsal ve zihinsel olarak hazırlanması konusunda katkı sağladığını varsayabiliriz.
Laura’nın bu başarısında elbette ailesinin gerçekleştirdiği yedi yıllık dünya seyahati sırasında Yeni Zelanda’da doğmuş olmasının ve kuşaklar boyu genlerinden gelen denizciliğin, 10 yaşında Hollanda civarında yedi hafta boyunca yalnız başına yelkenli ile dolaşmasının, akıntı ve deniz trafiği dahil navigasyon açısından oldukça zor olan Manş Denizi’ni tek başına geçmesinin katkısı da oldukça fazla olsa gerek…
SOLO DÜNYA TURU YAPACAK YELKENCİ EĞER ÇOCUK DENECEK YAŞTAYSA ONA YOLU KİM ÇİZECEK?
Laura Dekker’ın başarısı gerçek bir başarıdır. Öte yandan Guinness Rekorlar kitabı, genç yelkenciler tarafından gerçekleşebilecek tehlikeli girişimleri önlemek için kaydedilecek olası rekorları rafa kaldırmıştır. Buradan itibaren asıl konuya değinecek olursak bunun hiç de fena bir fikir olmadığını söyleyebiliriz. Kaldı ki Laura Dekker’ın donanımına sahip olmayan birçok genç bunu kendileri açısından çok erken bir tarihte yapmaya kalkışabilir. Burada unutmamak gerekir ki deniz hata kaldırmaz ve güvenlik denizcilikte en öncelikli unsurdur. Daha da önemlisi böyle bir deneyimin bu yaştaki kişilerde ne tür psikolojik sonuçlar doğurabileceğini bilemeyiz.
Ülkemizden örnek verecek olursam; son günlerde benim de tanıdığım hatta yarışlardan bir, ikisinde teknemde misafir olarak yer verdiğim, Laura Dekker ile aynı hayale sahip kardeşimiz Ada Akpınar’ın adına gerek yerel gerekse ulusal basında sıkça rastlıyorum. O da aynı yaşlarda solo dünya turu yapmaya hazırlanıyor. Geçen günlerde de bu konuyla ilgili bir teknecilik fuarında sunum yaptığını duydum. Ada’nın desteklenmesi gerektiğine katılıyor, kendini hayalini gerçekleştirmek için gerekli yeterlilikleri kazanma konusunda çok geliştireceğine ve bunun bilincinde olduğuna inanıyorum. Eminim ki bu hayalini dünya sularında açık deniz seyrine gerçekten hazır olduğunda gerçekleştirecektir.
Bu konuda benim asıl söylemek istediğim ise Ada’ya bu yolu çizecek kişi veya kişilerin yetkinliğinin önemi konusunda olacaktır. Bu projede ona bu yolu çizecek olan kişinin gerekli yelken ve uzun seyir tecrübesi, teorik ve pratik denizcilik bilgi birikimi, yelken eğitmenliği özellikleri haricinde pedagojik yeterliliğinin fazlasıyla önem taşıdığını belirtmek gerekir. Bu etkenler ciddiyetle göz önünde bulundurulduğunda verilen her türlü destek Ada’nın ve onun gibi gençlerin gelişimine fazlasıyla katkı sağlanacaktır.
Her şeyden önce bir eğitimci olarak gereken sorumluluğu alıp bunu dile getirmek istedim.
Saygılarımla…
Laura Dekker
Vira Haber