“Salı Pazarı Limanı’nı halka açacağız”
Son üç yıldır yatırım iştahı en yüksek grup olduklarını ve bunu 2016 yılında da sürdüreceklerini söyleyen Doğuş Grubu Ceosu Hüsnü Akhan, bin 200 metrelik bir sahil şeridine sahip olacak proje kapsamında halka kapalı olan sahil şeridini halka açacaklarını
A+A-
Doğuş Grubu CEO'su Hüsnü Akhan, son üç yıldır yatırım iştahı en yüksek grup olduklarını ve bunu 2016 yılında da sürdüreceklerini söylüyor. Doğuş Grubu, bu yıl 1 milyar euroluk yatırım yapmayı planlıyor. Yatırım bütçesinde aslan payını Salıpazarı Liman projesinin alması bekleniyor. Grubun otelcilik, marina ve yeme-içme sektörlerinde de yatırımları devam edecek.
Son üç yılda yaptığı satın almalarla dikkatleri üzerine çeken Doğuş Grubu, 2016 yılında da yatırımlarını sürdürecek. Geçen yıl 700 milyon euroluk yatırıma imza atan Doğuş Grubu, bu yıl da 1 milyar euroluk bütçesiyle önemli yatırımlara hazırlanıyor.
Hüsnü Akhan, 2016’nın ilk röportajında soruları yanıtladı.
-Genel olarak zor bir yıl olan 2015 Doğuş Grubu için nasıl kapandı?
2015 yılında, finansal hizmetler alanında faaliyet gösteren şirketlerimiz dışındaki şirketlerimizde, Doğuş Grubu olarak organik ve inorganik büyümemiz yüzde 40 seviyesinde gerçekleşti. 2014'te 10 milyar TL'yi aşan gelirimizi 2015'te 15 milyar TL'ye taşıdık. 2016'da ise yüzde 15'lik bir büyüme öngörüyoruz. Son üç yılda portföy yönetim odaklı iş anlayışımızla grubumuzda ağırlıklı olarak turizm ve hizmetler ile perakende, yeme-içme sektörlerinde büyüme sağladık. Turizm ve hizmetler sektöründe yurtdışında ve ülkemizdeki otel ve marina yatırımlarımızla, perakende sektöründe mevcut markalarımıza yeni markaların da katılmasıyla ve yeme-içme alanında hem yurtiçinde hem de yurtdışında açtığımız yeni restoranlarla 2015'te önemli bir büyüme yakaladık. 2016'da da aynı şekilde devam edeceğiz.
-Yıl bitmeden attığınız üç önemli imza oldu. Ne kadarlık bir yatırım yapmış oldunuz?
2015 yılında toplamda 700 milyon euroluk yatırım yaptık. Özellikle aralık ayında yurtdışındaki yatırımlarımıza yönelik çok önemli üç projenin imzalarını attık. Bunlardan ilkini stratejik olarak baktığımız ve son iki yıldır üzerinde çalıştığımız Barcelona'da MB92 adındaki özel lüks yatlara bakım onarım desteği veren şirketin yüzde 70'ini satın alarak gerçekleştirdik. MB92, esas olarak Batı Akdeniz'deki yatların bakım ve onarım merkezi. Bu yatırım bizim için stratejik açıdan çok önemli. MB92'deki teknolojiyi Dalmaçya'ya taşıyıp bu defa Doğu Akdeniz çanağının en büyük bakım ve onarım merkezini yapacağız. Zaten Dalmaçya marinamız 1800 yat kapasitesiyle Akdeniz'in en yüksek kapasiteli marinalarından birisi. MB92'deki teknolojiyi Didim Marina'ya da taşımayı planlıyoruz. Böylece Doğu Akdeniz çanağı için güzel adımlar atmış olacağız. Bu planlar için 2016 ve 2017 perspektifi diyebiliriz. Bizim için doğru noktalara stratejik yatırımlar yapmak önemli. Doğuş Holding olarak son üç yılda yatırım iştahı en yüksek grubuz ve yatırımlarımıza da devam edeceğiz. Çünkü bu ülkenin geleceğine inanıyoruz. Bizim için her yatırım bu ülke için istihdam anlamına geliyor.
-Ya diğer satın alma imzalı?
Öncelikle otel yatırımlarımız var. Yurtdışında özellikle önemli merkezi lokasyonlarda otel portföyümüzü genişletmek gibi bir anlayışa sahibiz. Otelin mülkiyetine sahip olmak ile oteli işletmek farklı şeylerdir. Şu anda otel işletmeciliği için D-Hotel Management markasını geliştiriyoruz. D-Hotel, şu anda Marmaris ve Göcek gibi yerlerdeki otellerimizi de işletiyor. Bu çerçevede Marmaris'te bulunan otelimizde yabancılarla yaptığımız sözleşmeyi sonlandırdık ve oteli devraldık. İmzaladığımız bir diğer anlaşma ile de St. Barts Eden Rock Oteli'nin üçte bir hissesini satın aldık. Son olarak da Roma'da bulunan Aldrovandi Otel'in satın alma sözleşmesini imzaladık. Yurtdışında birkaç önemli lokasyondaki başka otellerle de görüşmelerimiz devam ediyor.
-Grubun 2016 yatırım bütçesi nedir?
50 bin çalışanı, 292 şirketiyle 27 ülkede faal olan grubumuzun 2016 için 1 milyar euroluk bir yatırım hedefi bulunuyor. 2015'te yaklaşık 700 milyon euroluk yatırım yaptık. Konjonktürel olarak baktığınızda, yatırım yaparken çok cesur olamayabilirsiniz. O anki konjonktür sizi yatırım konusunda engelleyebilir. Ama uzun vadeli ve stratejik bir bakış açısıyla baktığınızda o yatırımın yapılması konjonktürel olarak olumsuz etkide bulunmaz; aksine, fırsat da yaratabilir. 'Kriz eşittir fırsat' penceresinden bakarsak, doğru zamanlama olmasa da, bakış uzun vadeliyse o yatırımı yapmak gerekir. Doğuş Grubu olarak bizim bakış açımız bu yönde.
-Bu yatırım bütçesinin dağılımı nasıl olacak?
Ağırlıklı olarak proje geliştirme olacak. En büyüğü de Salı Pazarı Liman Projesi. Proje kapsamında belli izinleri aldık ve yıkım süreci de başladı. Önemli yatırımlarımızdan bir diğeri de Yunanistan'da onaylanan Astir Palace projesi. Burayı 400 milyon euroya almıştık. Astir Palace için de yaklaşık 200-220 milyon euroluk bir yatırım bütçesi bulunuyor. Oradaki iki otel için, Four Seasons ile işletmeci olarak anlaştık. Yine burada bulunan 120 yat kapasiteli marinayı ve Beach Club'ı yenileyeceğiz. Bunlara ilave olarak yurtdışında 1-2 otel projemiz daha bulunuyor. Kozmetik alanında ise Ki-ko markasıyla anlaştık, mağazaları açma aşamasına geldik. 2016 sonuna kadar bir düzineyi aşan mağazalaşma olacağını öngörüyoruz. Yeme-içme alanında da yatırımlarımıza devam edeceğiz. Özellikle Türk markalarımızın yurtdışına taşınmasını çok önemsiyoruz. Örneğin geçen yıl Nusr-Et'i Dubai'ye taşıdık ve çok da memnunuz. Yurtdışındaki bazı markalarımızı Türkiye'ye getirmeyi istiyoruz.
-Yurt dışından taşınacak markalar arasında hangileri var?
Hala düşünüyoruz, yerli ortaklarımızla konuşuyoruz. 2016'da bizi bu konuda çok daha aktif görebilirsiniz.
-Gidilecek ülkeler belli mi?
Londra, önemli bir gastronomi merkezi. O yüzden bizim markalarımızın mutlaka bulunması gereken bir lokasyon. Onun dışında et ve kebaba dayalı markalar için Ortadoğu coğrafyası çok talepkâr. Buna kültür ihracı olarak da bakmak lazım, Dünyadaki en özgün üç mutfaktan biri olan Türk mutfak kültürünün yurtdışında en uygun şekilde temsil edilmesi gerekiyor. Doğuş Grubu olarak bu konuda bir misyon üstlendiğimizi söyleyebilirim. 2016'nın bu alanda yoğun geçmesini umuyoruz.
-Yurt dışında otel yatırımları planladığınızı söylediniz. Gündemde hangi ülkeler olacak?
Görüştüğümüz ülkeler arasında İspanya ve ABD var. Kıta Avrupa'sında Fransa olabilir.
-Bu görüşmeler bir marka üzerine mi yoksa mevcut bir otelle mi ilgili?
Şu anda mevcut otellerle görüşüyoruz. Ek olarak otele dönüşecek mevcut binalarla ilgili görüşmeler de olabilir. Genelde uluslararası operatörlerin işletmesi altındaki otellerden ziyade kendi başına yönetilen otellere bakıyoruz.
-2016'da yurt dışındaki otel sayınız ne olacak?
Şu anda 16 otele ve 4 bin yatak kapasitesine sahibiz. Diğerleri de tamamlandığında 20 otellik bir zincir ile 5 bin yatak kapasitesine ulaşacağımızı tahmin ediyorum.
-Garanti Bankası hisselerinin satışından gelen kaynak buraya mı harcanıyor?
Portföy yönetim şirketi olunca aktiflerde her zaman bir değişim yapabilirsiniz. Bu şekilde yatırımlarımız devam ediyor.
-İlgilendiğiniz yeni bir sektör var mı?
Şu an için yok. Biz ağırlıklı olarak hizmet sektörüne yoğunlaşan bir grubuz. O yüzden şu anda odak sektörlerimiz; turizm, perakende ve yeme-içme. Bu sektörlere yönelik çalışmalarımız 2016 yılında da hız kesmeden devam edecek.
-Grubun aktif yatırımları olan bir diğer alan da enerji. Bu sektörden çıkmak istediğiniz yönünde haberler çıkmıştı. Böyle bir düşünceniz var mı?
Enerji sektörü için artan arz ve düşen fiyatlar nedeniyle 2015 sıkıntılıydı. Şu anda bu alanda yatırım yapan herkesin bir satış eğilimi bulunuyor. Bizim aktif bir arayışımız yok. Ama portföy yönetim şirketi olarak herhangi bir teklif ya da talep olduğunda konuşmaya hazırız.
-İnşaat alanında yurt dışında projeler olacak mı?
Şu an gerek otoyol gerekse liman inşaatı olsun, daha çok üçüncü şahısların sahibi olduğu, bizim müteahhitlik hizmeti verdiğimiz irili ufaklı yaklaşık 12-13 projemiz devam ediyor. Yurt dışında ise en büyük projemiz Katar'da. Yaklaşık 1 milyar dolar civarındaki otoyol ve yanyol/Viyadük projemizin çalışmaları devam ediyor. Riyad metrosunda bir konsorsiyumun alt taşeronuyuz. Umman'da yaklaşık 3 milyar dolar tutarındaki otoyol ve Mumbai'de ise yaklaşık 1 milyar dolar tutarındaki metro ihaleleriyle ilgili tekliflerimizi sunduk. 2016 yılında bu projelere yoğunlaşabiliriz. Yaklaşık 4,2 milyar dolarlık bir projeyi, 17-18 şantiyede yöneten bir inşaat şirketi haline geldik. İnşaat sektöründe de oldukça aktif olduğumuzu söyleyebilirim.
-Peki, petrol fiyatlarındaki düşüşün ödemelerin gecikmesi gibi bir etkisi oldu mu?
Şu ana kadar bunu hissetmedik. Fakat Suudi Arabistan tarafında bundan sonra hissedebiliriz, Katar'da çok hissedileceğini zannetmiyorum. Çünkü doğalgaz tarafındalar.
-Grup açısından son üç yıldır hep satın almalarla geçen bir süreç oldu. Satış süreci ne zaman başlar?
2016 yılı grubumuz açısından yeme-içme, turizm ve perakende sektörlerinde markalarımızı büyütme süreci olacak. Yeni fırsatlara elbette bakarız. Satış sürecini ise kestirmek zor. Satacağınız ünitenin rehabilite edilmesi ve operasyonel verimlilik sağlaması gerekiyor. Bu bizim ev ödevimiz. İkincisi de satış zamanında piyasaların elverişli olması lazım. Bu da çok önemli. Gelişmekte olan ülke aktiflerine yatırım iştahının azaldığı bir ortamdayız. Dolayısıyla böyle bir ortam satışa çok uygun değil diye düşünüyoruz. Bu yatırım iştahının artmasını beklemek gerek. Bir anlamda piyasalar uygun hale geldiğinde biz de satmak için uygun noktaya gelebiliriz.
-Otomotivde ana şirket Volkswagen'in yaşadığı onca sıkıntıya karşılık sizin satışlarınız nasıl etkilendi?
Otomotivde organik ve inorganik büyümeye devam ettik. Doğuş Oto 2015 yılını 205 binin üzerinde araç satışıyla sektörden yüzde 22 pay alarak tamamladı. Bu süreçte 100 bin adet WV satıldı ve ilk kez bir marka 100 bini aştı. Audi 20 bini geçti. Porsche ise 850 adet satış yaptı. Dolayısıyla olumsuz etkilenmediğimizi söyleyebilirim.
"Mansimov'dan üç restoranı devraldık"
Bodrum Yalıkavak'ta Palmarina'da Mübariz Mansimov'un payını satmak istediği ve sizinle masada olduğu söyleniyor. Doğru mu?
Böyle bir şey yok. Orada Mansimov'a ait üç restoranın kira sözleşmesini devraldık. Kendi markalarımızı açmayı planlıyoruz. Milyoner Kulübü yerine Anjelik, Nobu yerine Zuma, Cipriani yerine de İtalyan bir markamız açılacak.
"Salı Pazarı Limanı'nı halka açacağız"
Doğuş Grubu'nun Bilgili Holding ile üstlendiği Salı Pazarı Liman projesinde gözler Danıştay'ın kararındaydı. Hüsnü Akhan, Danıştay'daki yürütmenin durdurulması kararının geçtiğimiz Eylül ayında grup lehine sonuçlandığını söylüyor. Şu anda da kesin kararın yayımlanmasını beklediklerini anlatıyor. Akhan, "Bu süreç projeyi yaklaşık 4-4,5 aylık bir kesintiye uğrattı. Kesinti döneminde biz proje çalışmalarımızı devam ettirdik. Projenin değerlendirmesini ABD’li mimari bir grup yaptı ve son aşamaya geldi. Bir yandan da kiracılarla anlaşarak çıkmalarını sağladık. Şu anda da yıkım başladı" diyor. Salı Pazarı Liman projesini özelleştirmeden 30 yıllığına, 702 milyon dolar ödeyerek devraldıklarını hatırlatan Akhan, bunun üstüne yaklaşık 800 milyon dolar da ilave bir yatırım yapacaklarını ve 2018'in üçüncü çeyreğinde Salı Pazarı Liman projesini operatif hale getirmek istediklerini anlatıyor.
Projenin detaylarını da paylaşan Hüsnü Akhan, bin 200 metrelik bir sahil şeridine sahip olacak proje kapsamında halka kapalı olan sahil şeridini halka açacaklarını ifade ediyor. Toplam 300 bin metrekarelik bir inşaat alanı olduğunu dile getiren Akhan, şunları söylüyor: "Salı Pazarı Liman projesinde Karaköy tarafındaki dört tarihi binayı restore ederek otel yapacağız. Bunun için Peninsula Hotel ile anlaştık. Salı Pazarı tarafı da tamamen ofis, alışveriş üniteleri, cafe ve bistro olarak dizayn ediliyor. Bir bakıma halka kapalı olan Salı Pazarı Liman alanını halka açacağız. Meclis-i Mebusan Caddesi’nden baktığınızda direkt denize inebileceğiniz bir yer açılacak. Sıfır kotun altına bir de cruise terminali yapılacak.”
ViraHaber.com
Bu haber toplam 6468 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.