Aylık yayınlanan ‘Vira Deniz Kültür Dergisi’nin 112. sayısında, Türkiye’nin uluslararası öneme sahip 135 sulak alanından birisi olan Salda Gölü’den övgü dolu sözlerle bahsedildi. “Turkuaz rengi suların bembeyaz kumsallarla buluştuğu masal gibi bir yer…” ifadeleriyle mükemmelliği anlatılmaya çalışılan Salda Gölü’ne yapılması düşünülen barajın yaratabileceği olumsuz etkilere dikkat çekildi.
Vira Deniz Kültür Dergisi’nde Salda Gölü’yle İlgili Satırbaşları;
Maldivlere Taş Çıkartır

Yüksek alkalin içeren ve ekolojik dengesini halen koruyan Salda, suyu en temiz göllerimizin başında geliyor. Endemik Salda Yosun Balığı’na da ev sahipliği yapan göl ve çevresi, Maldivleri aratmayan görüntüsüyle 110 kuş türünün de yaşam alanı. Bütün bu özellikleriyle dünyanın ender sulak alanlarından biri olan Salda Gölü ve çevresi, 1989 yılında 1. Derece Doğal Sit Alanı olarak koruma altına alındı.
Mars Özelliği Taşıyor

Salda Gölü’nde dört yıl boyunca araştırma yapmış İskoçya Glasgow Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mike Russel, İngiliz yayın kuruluşu BBC’den üç kişilik ekiple Salda Gölü’nde televizyon çekimi yaptı. Prof. Russel, dünya üzerinde, Mars’ın yüzey özellilerini taşıyan iki yer bulunduğunu, bunlardan birisinin Kanada’nın kuzey bölgesinde, diğerinin de Salda Gölü’nde olduğunu kaydetti. Gölde bulunan magnezyum yüklü kayaların Mars’ta da bulunduğunu anlatan Prof. Russel, bu durumun Mars’taki bölgenin de eskiden deniz ya da göl olabileceğini ve burada güneş enerjisi ile kimyasal moleküllerin birleşmesiyle hayatın başlayabileceğini gösterdiğini iddia etti.
Şifalı Sular, Ayak Yakmayan Kumlar

Toros Dağları’nın arasında bulunan krater özelliği taşıyan göl suyunun sodalı, magnezyum yönünden zengin ve killi bir yapısı var. Salda Gölü’nde yapılan araştırmalarda uzmanlar, göl suyunun sivilce ve mantar gibi bazı cilt hastalıklarına karşı etkili olduğunu dile getiriyorlar. Gölün toprak yapısı da magnezyum, soda ve çinko gibi mineraller içeriyor. Kumsal ise magnezyumlu kayaların parçalanması ile oluştuğu için sıcak havalarda bile ayakları yakmıyor.
Birinci Derece Sit Alanı

Ekolojik yapının korunması ve yapılaşmanın dondurulması için Kültür Bakanlığı İzmir II numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu, 14.06.1989 gün ve 786 sayılı karar ile Salda Gölü’nü I. Derece Doğal Sit Alanı ilan etmiş. Bu karar; Antalya Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu’nun 28.07.1992 tarih ve 1501 sayılı yeni kararı ile tadil edilerek, göl kıyısında bazı mahallelerde, 2. Derece Doğal Sit Alanı olarak tecil edilmiş ve Salda Gölü, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 3. maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 21.08.2006/11033 tarih ve nolu kararı ile turizm merkezi sayılmıştır.
Göl Manzaralı Kayak Merkezi

2012 yılında faaliyete geçen Salda Kayak Merkezi, en uzunu 1600 metre en kısası 950 metre olan toplam 5 pistten oluşuyor. Tesiste, pisti kayak yapmaya uygun hale getirecek 2006 model bir adet snow truck(kar ezme makinesi) bulunuyor. Genellikle, Aralık ayından itibaren Nisan ayı sonlarına kadar karla kaplı olan pistte 50-100 cm civarında kar görmek mümkün. Kayak alanı, 2079 metre rakımda bulunan Tınaztepe’nin solunda 2054 metre zirvesinin kuzey yamaçlarından başlayıp 1910 metre rakımla toplanma merkezi sonlanıyor.
Salda Gölü’nde Neler Yapılır?

Gölün çevresinde 10 adet turistik tesis var. Konaklama için hem oteller hem de kamp alanı seçeneği mevcut. Meşe ormanları ve Salda Kayak Merkezi, hem doğa yürüyüşü hem de kayak severlere hitap ediyor. Yazın ise gölde yüzülebiliyor ve ayakları yakmayan şifalı bembeyaz kumsallarda güzel bir tatil misafirlerini bekliyor.
ViraHaber.com