Rum Kesimi’ne Büyükelçi gazı
Kıbrıs’ta Rum Kesimi’nin tek taraflı doğal gaz çıkarma ve satma girişimi Ada’daki suları yeniden ısıttı. Limasol’da bir araya gelen İsrail, Mısır, ABD, İngiltere ve Yunanistan büyükelçilerinin toplantısından Türkiye’yi hedef alan açıklamalar çıktı.
İsrail ve Mısır elçileri Ankara’ya karşı ‘askeri seçeneği’ masaya getirirken İngiltere ve ABD Büyükelçilerinin de Türkiye’yi hedef alması dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Haddinizi aşmayın’ çıkışı ve bölgeye gönderilen savaş gemilerinin ardından buzdolabına konan Kıbrıs’taki doğal gez gerilimi Rum Kesim’nin yeni hamlesiyle tekrar ortaya çıktı. Limasol’daki Mısır, İsrail, ABD, Yunanistan ve İngilitere Büyükelçilerinin katıldığı toplantıda masaya Türkiye yatırıldı. İsrail ve Mısır Büyükelçilei Türkiye’ye karşı askeri seçeneğin kullanılabileceğini hatırlattı, ABD ve İngiliz elçiler de bu sözlere destek vererek Türkiye’yi hedef aldı.
Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde görev yapan büyükelçiler, ‘Yurt dışında yaşayan Kıbrıslılar’ konferansında konuştu. İsrail Büyükelçisi Sammy Revel Rumların yanında olduklarını ifade ederek, “Kıbrıs’ın doğal kaynaklarını araştırıp kullanma hakkı bulunuyor. Bu kesin bir görüş. Sorunları askeri müdahaleler olmadan çözmeyi umuyoruz” dedi.
Mısır’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Büyükelçisi Mai Taha Mohamed ise Güney Kıbrıs’tan Mısır’a gaz taşınmasının yolunu açacak devletler arası işbirliği anlaşmasına yakın olunduğunu söyledi. Türkiye’nin Akdeniz’deki doğalgaz adımlarını kınadıklarını söyleyen Mohamed, Rumların doğalgaz arama çalışmalarını ise desteklediklerini belirtti. Mısırlı Büyükelçi, “Umarız bölgede askeri güç kullanacak noktaya gelmeyiz. Bu durumda Güney Kıbrıs´a her türlü yardımda bulunacağız” diye konuştu.
ABD Büyükelçisi Kathleen Doherty ise “Kıbrıs´ın coğrafik konumunun hem bir avantaj, hem de bir sıkıntı olduğuna işaret etti. Doherty, ABD’nin Exxon Mobil şirketinin bu yıl sonunda Akdeniz’de sondaja başlayacağını kaydetti. ABD Büyükelçisi, Türkiye´nin bu konudaki tavrının kabul edilemez olduğunu ileri sürdü.
Yunanistan Büyükelçisi Elias Photopoulos, “Rumlar Akdeniz’de her türlü hakka sahip” derken Birleşik Krallık Yüksek Komiseri Vekili Ian Whiting ise ülkesinin Türkiye´nin Güney Kıbrıs´ın sözde Münhasır Ekonomik Bölgesi´ndeki faaliyetlerinden endişe duyduğunu söyledi.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN UYARMIŞTI
2017’de yine doğalgaz nedeniyle başlayan krizde tansiyonun en yüksek olduğu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan 14 Şubat’ta partisinin grup toplantısında sert uyarılarda bulunmuştu. Erdoğan, Yunanistan ve Kıbrıs’a Ege ve Akdeniz’de bulunan Türk karasularına yönelik ihlalleri durdurmamaları halinde, askeri seçeneklerin masada olduğunu söylemişti. Erdoğan konuşmasında, Güney sınırındaki gelişmelere odaklanılmasından yararlanmaya çalışanlara dikkat çekerek, “Sanılmasın ki Kıbrıs açıklarındaki doğalgaz arama ve Ege’deki kayalıklarla ilgili fırsatçı girişimler dikkatimizden kaçıyor. Kıbrıs’ta ve Ege’de haddini aşanları yanlış hesap yapmamaları konusunda buradan ikaz ediyoruz” dedi. Yunanistan’a Ege Denizi’ndeki Türk kayalıkları yakınlarındaki Türk karasularına ve Yunan uçaklarının Türk hava sahasına yönelik ihlallerine son verme çağrısında bulunan Erdoğan, “Askerlerimiz gerekeni yapıyor” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, Kıbrıs kıyılarında doğalgaz araması yapan yabancı şirketlere, Kıbrıs Rum Kesimi’nin sınırlarını ve gücünü aşan eylemlerine alet olmamaları tavsiyesinde bulundu. Afrin bölgesindeki ulusal güvenliği savunma hakkının, Ege Denizi ve Kıbrıs’ta da aynı olduğuna dikkat çeken Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Suriye’nin kuzeyindeki Afrin’i terör örgütlerinden arındırmak için ‘Zeytin Dalı Harekatı’nı yürüttüğünü söyleyerek, bunun Türkiye’nin Akdeniz ve Ege’deki haklarını korumasına engel olamayacağını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuşmasından 1 hafta önce yani 7 Şubat 2017’de Türk Donanma gemileri, Kıbrıs sularında bulunan doğalgazı aramak üzere yola çıkan İtalyan şirketi ENI’ye ait Saipem 12000 adlı sondaj gemisini durdurmuştu. Güney Kıbrıs hükümeti tarafından bölgedeki doğalgazı araması için lisans verilen İtalyan şirkete ait Saipem 12000 gemisi, adanın güneydoğusunda yer alan ‘Supya’ gaz sahasının 3 nolu parseline doğru ilerlemekteydi. Güney Kıbrıs hükümeti, geminin durdurulması ile ilgili bu gelişmeyi Avrupa Birliği (AB) ve ABD’ye bildirmişti.
Türkiye bölgede yaşanan gelişmeler üzerine, kendi haklarını ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) haklarını korumak için gerekli tüm adımları atma konusundaki kararlığını vurguladı.
Kaynak: Karar
Vira Haber
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.