Öztürk: Kanal projesi hayata geçmeli
İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Meclis Toplantısı dün düzenlendi. Toplantıda, denizcilik sektöründe ve ülke ekonomisinde yaşanan son gelişmeler masaya yatırıldı.
DTO İzmir Şubesi Başkanı Öztürk, TSK’nın Suriye'nin Afrin bölgesinde PYD/PKK ve DEAŞ terör örgütlerine karşı başlattığı Zeytin Dalı Harekatı'na karar veren ve operasyonu yürüten herkese sonuna kadar destek verdiklerini söyledi.
İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Meclis Toplantısı dün düzenlendi. Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir Şubesi Başkanı Yusuf Öztürk, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Suriye'nin Afrin bölgesinde PYD/PKK ve DEAŞ terör örgütlerine karşı başlattığı Zeytin Dalı Harekatı'na karar veren ve operasyonu yürüten herkese sonuna kadar destek verdiklerini söyledi.
Öztürk, yaptığı konuşmada, TSK'nın, güney sınırındaki terör koridoru girişimini bertaraf edip, bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla Zeytin Dalı Harekatı'nı başlattığını anımsattı.
Harekatın geldiği noktayı her gün takip ettiğini belirten Öztürk, "Mehmetçik zor coğrafi şartlarda ülkemizin bütünlüğü, güvenliği ve huzuru için mücadele veriyor. Askerlerimize Allah yardım etsin. Şehit olan askerlerimizin ailerine Allah sabır versin. Vatan uğruna şehit oluyorlar. Zeytin Dalı Harekatı'nın başlaması için kararı alan ve uygulamaya geçiren herkesin yanında olduğumuzu da hem şahsım adına hem de yönetim kurulum adına belirtmek istiyorum." dedi.
Toplantıda, denizcilik sektöründe ve ülke ekonomisinde yaşanan son gelişmeler de masaya yatırıldı. DTO İzmir Şube Başkanı Yusuf Öztürk, Bakanlar Kurulu Kararı ile Türk Boğazları Deniz Trafik Düzeni Tüzüğü’nde yer alan ve sektör tarafından 48 saat uygulaması olarak bilinen düzenlemede değişikliğe gidilerek, 48 saat olarak belirtilen demirleme süresinin 168 saate çıkarılmasını değerlendirdi. Öztürk, bunun çok önemli bir gelişme olduğunu ve bakanlığa teşekkür ettiklerini belirterek, “Sadece boğazlarda faaliyet gösteren gemiler için geçerli gibi gözükse de tüm gemiler için geçerli bir karar. Artık gemiler 48 saatte transitini bozmak zorunda kalmayacaklar, 168 saatte her türlü işlerini halledebilecekler. Herkese emekleri için teşekkür ediyorum. Çeşme’ye gelen gemi bir arıza yapabilir, hareket edemeyebilir. Sen 48 saati geçtin haydi git transitini boz demek doğru bir şey değildi. Özellikle boğazlarda İstanbul registerına dahil bir geminin kendi memleketindeyken sen git demek doğru değildi, bu karar sektöre yeni bir ivme kazandırdı. Özellikle tedarik şirketlerimize, yakıt firmalarımıza ve acentalarımıza ciddi bir gelir kapısı oluşturdu” dedi.
“Ordino artık yok”
İhracatçıların, ithal hammadde ve ara malı taşınmasına ordino ücreti ödemekten şikayetçi olduklarına yönelik soruya da cevap veren Öztürk, “Ordino diye bir kavram yok, artık kalmadı. Özelikle AB ülkesi ülkelerde ordino diye bir kavram olmadığı için bu kavram ortadan kaldırıldı. Yanlış bir uygulamaydı. Ordino artık yok, yük teslim belgesi olarak konuşmak lazım. 10 sene evvel zaten yaptığımız girişimlerde bunun kavgasını veriyorduk. Yük teslim belgesi gerekir, gümrüğün bunun hiçbir alakası yoktur. Ama sizin malınızı alabilmeniz için limana gitmeniz lazım. Limana vereceğiniz belge yük teslim belgesidir. Bizler limana yükü emanet ediyoruz dolayısıyla alınan yükü sahibine teslim etmekle yükümlü olan limandır. Limanda bizim ona teslim ettiğimiz belgeyle bunu yapmakla mükelleftir. Bana göre artık yük teslim belgeleriyle ilgili tartışma son bulmalıdır. Bundan sonra ithalatçılarımızın farklı miktarda ücret isteyen firmalar olursa bunu bildirmelerini istiyorum, bizler de gerekeni yapacağız” diye konuştu.
“Kanal projesi hayata geçmeli”
İzmir’de geçtiğimiz günlerde yaşanan sağanak yağış sonrası yaşanan sel felaketine de değinen Öztürk, “İzmir’deki sel felaketi olduğunda eşimle yurt dışındaydım. Çok şaşırdık fotoğrafları görünce. Büyük kanal projesinin bir an önce hayata geçmesi lazım. Bu tür felaketler hep karşımız çıkıyor, her 10-15 yılda bu tür felaketlerle karşı karşıya kalıyoruz. Körfezin sirkülasyon kanalarının açılmasının, temizlenmesinin bizi bu tür felaketlerden bir nebze koruyacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“Barınak değil, liman olmuş”
Balıkçılık sektörünün gerek havaların sıcak gitmesinden gerekse de kaçak avlanmadan dolayı zor günler yaşadığını dile getiren Öztürk, “İzmir’de irili ufaklı 2500’e yakın balıkçı teknemiz var. Bölgemiz için çok önemli balıkçılık. Gözümüzün önünde trol yapıyorlar. Şu net, kaçak avcılıktan vazgeçeceğiz, göz yummayacağız. Trol yapanların kaçak avlananların altlarından teknelerini alacağız. Bunun başka çaresi yok. İyi ki yetiştirici firmalarımız var da levreği masalarımızda görebiliyoruz” dedi. Güzelbahçe Balıkçı Barınağı’nda yaşanan güvenlik problemine de değinen Öztürk, “Güzelbahçe Balıkçı Barınağı böyle planlanmamıştı. Orası bir barınak değil, liman haline dönüşmüş ama o kadar tekne yok. Tekneler at koşturur şekle bürünmüş. Güzelbahçe’de güvenlik problemi de var. Oradaki tüm kamera sistemini DTO yaptı. Güzelbahçe barınağının bir an önce nasıl bir sistemle yönetileceği kararlaştırılmalı” şeklinde konuştu.
"Tanıtım çalışmalarına ara vermeyeceğiz"
Konuşmasında Boot Düsseldorf Fuarı'na da değinen ve oda olarak fuara 3 ayrı stant ile katıldıklarını ifade eden Öztürk, "Fuardaki çabalarımızın meyvelerini 2018 sezonundan itibaren toplayacağımıza inanıyorum. Deniz turizmi için tanıtım çalışmalara ara vermeyeceğiz. Yeni rotamız 5-8 Mart’ta dünyanın en büyük kruvaziyer buluşması Miami Kruvaziyer Fuarı olacak. Burada yapacağımız görüşmelerle, 2020'den itibaren Türkiye'nin kruvaziyer gemileri için yeniden uğrak noktası olması için çaba göstereceğiz." diye konuştu.
Yeni bina için çalışmalar sürüyor
Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi’nin yeni hizmet binası ile ilgili çalışmaların da devam ettiğini belirten Öztürk, “İhalelerimizin bir tanesini yaptık sonuçlandı. İstanbul’da yönetim kurulunda değerlendirildi. Sözleşmemizi imzaladık, çalışmalar başladı. İnşaat için gerekli olan izinler gerek belediyeden gerek devletten, tahminen seçimlerden önce bitmiş olacak. Tahminen seçimlerden önce yeni binamızın şeklini şemalini, nasıl olacağını daha net gösterebileceğiz” dedi.
"TÜRKİYE KÜLTÜR BALIKÇILIĞI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE YUNANİSTAN'I GEÇTİ"
DTO Meclis Üyesi Haluk Tuncer ise kültür balıkçılığı yetiştiriciliğinde ekonomik kriz yaşayan Yunanistan'da üretimin düştüğünü aktardı.
Türkiye'nin şu anda açık ara dünyanın en büyük çipura ve levrek üreticisi durumunda olduğunu belirten Tuncer, "Geçen sene 150-160 bin tonluk bir üretimimiz oldu. Yunanistan 95 bin tonda kaldı. Bu rakamlar daha önce tam tersineydi. Son 4-5 yıl içinde lider Türkiye oldu." dedi.
Vira Haber
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.