Ordu'da sualtında yaşam sergisi
Karadeniz'in derinliklerdeki yaşamı konu olan sualtı sergisi Ordu Tiyatro Binası'nda 10 Ekim'de sergileniyor.
Karadenizin sualtı fauna ve florasının içeriklendiği "Karadenizin Derinliklerindeki Yaşam" Sualtı Fotoğraf Sergisi Uluslararası Ordu Edebiyat Festivali kapsamında 10 Ekim Çarşamba Saat.16.00 da tarihi Ordu Tiyatro binasında açılacak.
Ordu'nun mitolojideki yeri
Tesalya’daki Iolkos kralı Pelias, bir gün çıkıp gelebilecek “tek ayağında sandalet olmayan” birine karşı uyarılır. Pelias’ın yeğeni Yason, uzaklarda bir yerde, krallığı amcasından alabilme düşleri ile büyümüştür. Günü geldiğinde Iolkos’a doğru yola çıkar. Yolu üzerindeki Delphoi’ye uğrayarak Apollon’a ne yapması gerektiğini danışır. Apollon, panter postu giymesini ve elinde bir kargı taşımasını öğütler. Yason, karşısına çıkan bir ırmağı Tanrıça Hera’nın yardımıyla geçerken, sandaletinin birini suya düşürür.
Kral Pelias, tek ayağı sandaletli, panter postlu adamı karşısında görünce uyarıları anımsar ve iktidarını korumak için bir şeyler yapması gerektiğini düşünür. Yason’un Kolkhis’e (Gürcistan) gidip oradaki Altın Post’u getirmesini ister.
Yason, bu yolculuk için en güvendiği 50 arkadaşını seçer. Kendilerine “Argo” adını verirler. Tanrıça Athena’nın yardımıyla bir gemi yaparlar ve törenle Ege’ye açılırlar. Çeşitli adalara uğradıktan sonra, Troya’yı da geçerek Çanakkale Boğazı’ndan Marmara’ya çıkarlar, oradan da Karadeniz’e. Ürkütücü, bilmeyeni yutan bir deniz olarak bilinen Karadeniz’de büyük tehlikeler atlatırlar. Hırçın bir ata benzeyen Karadeniz’in yelelerine sımsıkı tutunan Argonotlar, Amazonların yurduna vardıklarında aslında bugünkü Ordu sınırlarına varmışlardır. Bu dümdüz ovada dinlenirken doğuda, çok uzaklarda zincire vurulmuş Prometheus’u görürler.
Bu uysal ovayla uysallaşan Karadeniz, Amazonların yurdunda yine hırçınlaşır. Dağların öfkeli duruşları denizi de sertleştirmiştir sanki. Denizle çarpışır gibi duran kayalıkların arasında birden, bir küçük yarımada çıkıverir karşılarına. Rüzgârların biriktiği bir yerdir burası. Öfkeli tepelerin soluklandığı bir küçük düzlüktür. Büyük olasılıkla bir tapınak - sunak da vardır. Kayalıkların tehditkâr uzantılarının arasından geçerek kıyıya yanaşırlar. Tanrılara kurbanlar adarlar, denizin kayalıklarla nasıl oynaştığını izlerler. Kendi ülkelerine yüzünü dönen güneşin akşamla bir yangın doğurduğunu görürler. Burayı çok severler. Önderlerinin adını verirler buraya: Yason. Yola devam ederler; Gürcistan’a varırlar. Nice serüvenlerden sonra bir yılanın koruduğu Altın Post’u alırlar. Burada bir aşk da girer efsanenin içine. Yason yörenin kralının kızı İmedia’ya âşık olmuştur. Onu da alır yanına. Ülkelerine dönerler.
Bu efsanenin kahramanı olan Yason’un adını taşıyan tek yer, bu yolculuğun en önemli uğrak merkezi olan bugünkü Türkiye (Ordu ili) sınırları içinde yer alan Yason Burnu’dur.
virahaber.com
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.