1. HABERLER

  2. TURİZM

  3. Önemli isimlerden mega yat turizmi değerlendirmesi
Önemli isimlerden mega yat turizmi değerlendirmesi

Önemli isimlerden mega yat turizmi değerlendirmesi

2021 yılından itibaren mega yat turizmi sektöre yatırım yapanların yüzünü güldürüyor. İMEAK DTO Şube Başkanları ve sektörün önemli oyuncuları da “Mega Yat Turizmi” ile ilgili gözlemlerini Deniz Ticareti Dergisi’ne aktardı.

A+A-

Yaşanan pandemi süreci ile değişen tatil alışkanlıkları ve Rusya-Ukrayna Savaşı sonrasında mega yatların rotası daha fazla Türk denizlerine çevrildi. Mega yatlar marinalarda konaklarken bıraktığı ekonomik değer, seyir esnasında yakıt başta olmak üzere almış olduğu kumanyalar bölge ekonomilerine de ciddi katkı sağlıyor. Mega yatların bakım ve onarımlarını da göz önüne alırsak, mega yat turizminin sağladığı katma değerin büyüklüğü tartışılmaz. İşte İMEAK DTO Şube Başkanları ve sektörün önemli oyuncularının gözünden Türkiye’de mega yat turizminin artılarını ve eksileri…


antalya-dto-ahmet-cetin.jpg

İMEAK DTO ANTALYA ŞUBESİ YÖN. KUR. BŞK. AHMET ÇETİN

“HEDEFİMİZ ANTALYA’MIZI MEGA YAT TURİZMİNDE DE HAKETTİĞİ YERE GETİRMEK”

Ülke olarak, turizm sektöründeki gelirlerin yüzde 20’sinden fazlasını elde ettiğimiz deniz turizmi, özellikle yabancılara hitap etmesinden dolayı ihracat gelirlerimiz açısından her geçen gün daha büyük bir önem arz ediyor. Turizm başkentimiz Antalya ise pandemi sonrasındaki süreçte devamlı olarak misafir sayısını artırıp, ülke ekonomisi için katma değer yaratmaya devam ediyor. Antalya Valiliği rakamlarına göre geçen yıla göre yüzde 40 fazla turist ağırlıyoruz. Şu ana kadar 7 milyondan fazla yabancı şehrimizde misafir oldu.

Marinalar, kruvaziyer turizm, su sporları, dalış turizmi, mavi yolculuk, yatlar, günü birlik tur tekneleri,  tahmin edilenin çok üzerinde katma değer sağlıyor. Ancak bunların içinde mega yat turizmi olası gelirleri bakımından fark yaratabilecek bir sektör olarak öne çıkıyor. Şöyle ki; yakıt alımı, bağlama ücretinin yanı sıra kumanya alımı ve diğer harcamalarıyla beraber tüm işletmeler için değer yaratıyor.

Deniz turizminin merkezi olan Antalya’mız, özellikle lüks yat üretim merkezleri arasında da dünya çapında en çok tercih edilen yerlerden biri olma özelliğini taşıyor. Pandemi sonrası artan talepler neticesinde Antalya Serbest Bölge'de son dönemde lüks yatların yanı sıra büyüklüğü 40 metrenin üzerinde olan 7 yat tamamlanarak sahiplerine teslim edilmiş, bakım ve onarım için gelen talepler sonrasında bu rakam iki katına kadar çıkmıştır. Üretilen mega yatların yanı sıra bakım için de Antalya'yı tercih eden mega yatların bölgemiz ekonomisine sağladığı katma değer önemli boyutlardadır. Şu anda Doğu Akdeniz Bölgesi’nin en kapsamlı ve kapasitesi en yüksek yat onarım ve bakım merkezi olan Antalya'da hedef doğru yatırımlarla dünyanın zirvesine yerleşerek markalaşmak. Bu konuda denizcilik sektöründeki tüm paydaşlarımızla ortak yürüttüğümüz çalışmalar devam etmektedir.

Özellikle mega yat turizminde Antalya’nın hak ettiği yere ulaşmasındaki en büyük engel ise dev yatların bağlanabileceği liman eksikliğidir. 6 yat limanına sahip olan bölgemizde 40 metrenin üzerindeki yatlar için sadece Setur Marina Antalya’nın uygun olması, onun da artan talepler karşısında zorlanması, en büyük katma değer sağlayan etkenlerden biri olan mega yat turizmini olumsuz etkilemektedir. Ancak bu konuda başta kamu yönetimi olmak üzere tüm paydaşlarımızla yoğun bir çalışma içinde olduğumuzu da belirtmekte fayda var. 

İMEAK Deniz Ticaret Odası Antalya Şubesi olarak bölge turizmi için büyük önem taşıdığını düşündüğümüz Finike Yat Limanı’nın mega yatlara hizmet verebilecek altyapıya sahip olması konusunda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulunduk. Mega yatlara da hizmet verebilecek Finike Yat Limanı’nın tamamlanmasıyla Antalya’mızın turizmin bu kolunda da arzuladığımız yere ulaşacağını düşünüyorum."

orhan-dinc-001.jpg

İMEAK DTO BODRUM ŞUBESİ YÖN. KUR. BŞK. ORHAN DİNÇ

“SAHADAN GELEN DÖNÜŞLERE GÖRE MEGA YAT TURİZMİ İYİ GİDİYOR”

Bodrum gerek Türkiye, gerekse yurtdışında iyi bilinen ve marka değeri olan bir kentimiz. Her bütçeden tatilcinin aradığını bulabileceği eşsiz güzellikte bakir koyları, doğası, denizi ve tarihiyle ün salmış bir yarımada olan Bodrum için Ege ve Akdeniz’ in kesiştiği noktada Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısı demek yanlış olmaz. Her ne kadar bir kısım koylarımızı ve koylarımızın tekne kapasitelerini yapılaşma sebebi ile kaybetmiş olsak da, aynı cazibeyi koruduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Mega yatların ziyarette tercih kriterlerinin çoğunu fiziki koşullarımızla sağlamanın yanında şunu da belirtmemde fayda var, gerek marinalarımız, gerekse acentelerimiz işlerinde son derece uzman, dünya standartlarının üstünde bir kalite ile hizmet vermekte ki, mega yat sahiplerinin en önemli bulduğu konular da bunlar. Sahadan gelen geri dönüşlerde de iç turizmde azalan iş hacmine rağmen mega yat turizminin iyi gittiğini söyleyebilirim.

Pandemi döneminin başlarında ve pandeminin gölgesinde girdiğimiz ilk sezonda yabancı mega yat sahiplerinin bütün sınırlar kapalı olmasına rağmen, Bodrum başta olmak üzere Türk marinalarında kalmak ve teknelerini Türk sularında kullanmak istediklerini bildirmiş olmaları o dönemde içimizi ferahlatmış, korona virüsü salgını sebebiyle yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen virüs salgınına karşı alınması gereken tedbirleri eksiksiz bir şekilde uygulayarak o dönemi en iyi şekilde atlattığımızı söyleyebilirim. Rusya Ukrayna savaşı sonrası da Rusya’ya uygulanan yaptırımlar sebebi ile ciddi bir mega yat akını olduğunu gördük geçtiğimiz iki yıl boyunca. Hizmet alanında dünya ortalamasının üzerindeyiz, başta Bodrum olmak üzere Ege ve Akdeniz kıyılarımızda önceden ağırlamadığımız ama mücbir sayılabilecek sebeplerden ötürü ağırlamaya başladığımız misafirlerin de bu durumun farkında olduğunu görüyoruz. Dışarıda işler değişir veya değişmez, ancak değişmesi ve Rusya’ya uygulanan yaptırımların hafiflemesi veya kalkması durumunda da farkımız hissedileceğinden birçok mega yat sahibinin ilk tercihi olacağımızdan şüphem yok.

Her sektörde sorun, sıkıntı yaşanır bu inkar edilemez. Ancak ilk olarak Bodrum özelinde olmak üzere tüm sahil kesimimizde çok profesyonel ve memnuniyet odaklı bir iş kültürü mevcut… Bu; teknelerin bağlandıkları marinalardan, hizmet aldıkları acentelere ve hatta teknelerin kışlamaya, tamir, bakım-onarıma bırakıldığı çekek yerlerine kadar geçerli bir durum. Genel anlamda bir sıkıntı yaşamamakla beraber uzmanlaşmış yapılarımızla daha sonra da bir sıkıntı yaşamayacağımızı düşünüyorum. Önümüzdeki en büyük tehlike ise koyların kullanıma kapatılması ve yapılaşarak bakirliklerini yitirmeleri. Kıyılarda yapılaşmanın daha planlı ve deniz turizminin geleceğini düşünerek yapılması gerektiğini düşünüyorum.

Son olarak Mavi Yolculuk; denize açılmanın, denizi yaşamanın, yelkenin, rüzgarın, doğanın sağladığı rehabilitasyonun, balığın, kalamarın, ahtapotların lezzetinin sunumudur ve çıkış noktası Bodrum ve Gökova Körfezidir. Ülkemizin sahil şeridinin en büyük sermayesi olan koyların ve denizlerin korunması, sürdürülebilirliğinin sağlanması gelecek nesillerimizin en önemli geçim kaynağı olacaktır. Turizm, ülkemizin stratejik sektörlerinden biridir ve deniz turizmi en önemli bileşenlerindendir ve korunması gerekmektedir. Bodrumlu bir Bodrum aşığı olarak bu amaç doğrultusunda elimizden geleni yapıyoruz ve herkesi bu amaç doğrultusunda çalışmaya davet ediyoruz."

fethiye-dto-ilkay-tugay.jpg

İMEAK DTO FETHİYE ŞUBESİ YÖN. KUR. BŞK. İLKAY TUGAY

“FETHİYE KOYLARI DÜNYACA ÜNLÜ İSİMLERİN MEGA YATLARINI AĞIRLIYOR”

"Ülkemizin en uzun kıyı şeridi Muğla ilindedir. Kıyı şeridi boyunca ülkemiz Akdeniz’de bulunan diğer ülke koylarına oranla oldukça fazla koya sahiptir. Bölgemizde her koy eşsiz güzellikte ve el değmemiş muazzam çekiciliktedir. Göcek bölgesinde Sarsala Koyu, Yassıcalar, Tersane Adası, Taşyaka (Bedri Rahmi) Koyu, Fethiye Bölgesi’nde Turunç Koyu, Kalemiye Koyu, Dalyan Koyu, Ölüdeniz Bölgesi’nde ise Mavi Mağara, Kabak Koyu, Kelebekler Vadisi gibi dünyaca ünlü pek çok koy bölgemiz sınırlarında yer almaktadır.

Sorumluluk sahamızda bulunan Fethiye ve Göcek limanları, birçok mega yata koylar ve marinalarla ev sahipliği yapmaktadır. Göcek’te Skopea Marina, D-Marin ve Port Azure, mega yatları ağırlama özelliğine sahip marinalarımızdır. Fethiye’de ise Muğla Büyükşehir Belediyesine bağlı iskeleye yanaşabilmektedirler. Süveyş Kanalı’ndan Avrupa’ya doğru seyir halinde olan yatlar için Fethiye Limanı yakıt ikmali için oldukça büyük öneme sahiptir. Yakıt ikmali yapan bir tekne toplamda esasında 10-12 saatlik bir gecikme yaşamaktadır. Bu durum yatları fazla zaman kaybına uğratmamaktadır. Aynı zamanda kumanya alımı da yapan yatlar ülkemiz ve bölgemiz ekonomisine ciddi katkı sağlamaktadırlar. Mega yatların kıyı şeridimiz boyunca seyir etmeleri, demirlemeleri ve marinalara girişleri bölge ekonomisi haricinde ülke ekonomisine de büyük katkı sağlamaktadır. Şöyle ki, mega yatlarda çalışan mürettebatın kalabalık olması, misafir ihtiyaçları teknelerin ihtiyaçları, yerel esnaf için farklı gelir kaynağı yaratmaktadır. Ayrıca Dalaman Havalimanı’nın çok yakın olması misafir ve mürettebat değişimlerinde bölgemizin tercih edilmesine etkendir.

Bölgemize her yıl ortalama 100’den fazla yat gelmektedir. Dünyanın en ünlü iş ve sanat camiasından bilinen insanlara ait olan bu mega yatlar uzun dönem körfezde demirde ya da limanda kalabilmektedir. Özellikle pandemi döneminde ülkemizi en çok ziyaret edenler arasında Abromoviç, Rus Oligarkları, Ortadoğu Şeyhleri ve Bill Gates olmuştur. Bill Gates’in ‘Lana’ isimli teknesi ile ziyareti esnasında, doğum gününü özel bir plajda kutlaması, Jeff Bezos ve diğer davetlilerin yatları ile bölgemizde olması gibi haberler bölgemizin tanıtımına da oldukça fazla katkı sağlamıştır. Fethiye’de popüler olan plaj ve restoranlar ile yat misafirlerinin radarına giren önemli turizm destinasyonlarından biri olmuştur.

Uygun iklim şartları, ustalık ve kalifiye işçilik, kaliteli üretim vb. birçok üstün özelliğe sahip olmamız ise tekne park yeri ve marina taleplerini arttırmaktadır. Bölgemizde yatların kışlaması için uygun alanın henüz tahsis edilememesi gibi eksiklerimizin giderilmesini ve önümüzde ki dönemde Türk bayraklı mega yat filomuzun artarak deniz turizm sektöründeki yerini alması gerektiğini değerlendirmekteyiz. Mega yatların kışlamalarının burada olması esnafın kış döneminde de hizmet vermesini, dolayısıyla gelir elde etmesini sağlamaktadır. Özellikle mega yat mürettebatının yüksek alım gücünü de hesaba katarsak, ekonomik anlamda bölgeye en üst seviyede katkı sağlamaktadır.

Deniz turizmi ile ilgili tüm çalışmalarımızda öncelikle kamu yararı sağlanmasını dile getirmekteyiz. Yeni projeler, sektörümüzün menfaatini gözetmeli ve doğal güzelliklerimizi koruyarak sürdürülebilir turizme hizmet etmelidir. Bizlere miras kalan denizcilik değerlerimizi koruyarak gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak üzere çalışmalarımıza devam etmekteyiz."

halil-bagli-ocak-2021-min.jpg

İMEAK DTO MARMARİS ŞUBESİ YÖN. KUR. BŞK. HALİL BAĞLI

“MEGA YATLARIN MARMARİS EKONOMİSİNE KATKISI BÜYÜK”

Mavi yolculuğun vazgeçilmez adresi Muğla koylarını ve körfezlerini süsleyen mega yatların, isimleri gibi ekonomiye ve turizme katkıları da son derece önemli ve büyük.

Son zamanlarda mega yatların Türkiye sularında seyirlerinde artış yaşanıyor. Mega yat üretiminde 2017 verilerine göre de dünya üçüncüsüyüz. Bu onur ve gurur verici bir tablo… Beraberinde ise mega yatlar inşa ve imalatından başlayıp bakım onarımına kadar her aşamada çok yüksek katma değer sağlıyor. Birçok alt sektörü besliyor. Ayrıca mega yatlar marinalarda konaklarken bıraktığı ekonomik değer, seyir esnasında yakıt başta olmak üzere almış olduğu kumanyalar bölge ekonomisine ciddi katkı sağlıyor.

Mega yatların bakım ve onarımlarının da getirisi çok büyük… Büyük tersaneler, planlı ve plansız bakımlarını yapabiliyor. Ülkemiz ekonomisine katkısı çok büyük. Bir yelkenli ile kıyaslandığında 20 katı daha ekonomik büyüklüğü var. Mega yatlar boyutu ile daha büyük olduğundan marinalara, içindeki misafirlerin varlıklı olmasından dolayı bölgeye ekonomik değer sunuyor.

begum-dogulu-001.jpg

BEGÜM YACHTING ŞİRKET SAHİBİ BEGÜM DOĞULU

“BU SEKTÖRDE YETİŞMİŞ ELEMAN BULMAK ÇOK BÜYÜK SIKINTI”

Mega yat turizminde ülkemiz özellikle pandemi sonrası çok hızlı bir ivme almış ve tüm rekabet halinde olduğumuz Yunanistan, Hırvatistan ve İtalya gibi uzun yıllar mega yatlara ev sahipliği yapmış Akdeniz çanağındaki ülkelerden çok daha fazla rağbet görmemize vesile olmuştur. Buradaki en önemli faktör devletin pandemi sürecinde gerekli sağlık önlemlerini alıp, deniz hudut kapılarını, yat turizmine diğer tüm ülkelerden önce açmış olmasıdır. Pandemi sürecinin çok iyi yönetilmesi ve tüm ihtiyaçlarına kesintisiz, beklentileri doğrultusunda karşılık verilmesi ülkemiz adına çok ciddi bir başarı olmuş ve yıllarca göz ardı edilen hizmet kalitemiz dünya mega yat sektöründe ön plana çıkmıştır.

Rusya Ukrayna Savaşı’nın etkilerine gelince… Savaş ve insanların zarar görmesi hiçbir zaman üçüncü şahıslar için fırsat ve kazanç kapısı olarak değerlendirilemez, ancak sürecin gelişimi birçok mega yatın ülkemize gelmesine sebebiyet vermiştir. Ancak maalesef belirtmek isterim ki; ülkemiz henüz bu kapsamda mega yatlara ev sahipliği yapacak sayıda ve boyda teknelere konaklama ve alt yapı olarak hazır değildir. Bu süreçte Türk örf ve adetleri gereği misafir olarak gördüğümüz yatlara son derece iyi ev sahipliği yapılmış olması mega yat sahiplerinin ülkemizi gelecek zamanlarda dahi Home Port olarak kullanma ve tercih etmesine vesile olmuştur. Ancak bu durumu göz önünde bulundurarak ivedi bir şekilde yatırımcılarımızdan ve devletten beklentimiz mega yatlara hizmet ve ev sahipliği yapacak kapasitede marinalar inşa edilmesi yönündedir. Bu şekilde ancak Akdeniz çanağındaki mega yat pastasından büyük bir pay almamız söz konusu olabilir.

Bu arada mega yatlar ile ilgili birçok sıkıntı sivil toplum örgütleri aracılığı ile devlete iletilmiş ve devletin hızlı refleks alması neticesinde neredeyse tamamen çözüm noktasına ulaşmıştır. Sadece şu anki tek sıkıntı gemi adamı olan ve kontratlı teknede çalışan personelin oturma izni sıkıntısı yaşıyor olmasıdır. Uzun süre konaklama yapan personelin dünyada uygulanan Seamans Book ibrazı ve tekne ile kontratını beyan etmesi neticesi normal oturma izni almak isteyen diğer yabancılardan ayrılması gerekmektedir. Çünkü yabancı bayraklı teknede çalışan mürettebat, konaklamasını teknede yapmakta ve denizciliği kolaylaştırma adına ülkemiz zaten 13 Mayıs 2016 yılında IMO mevzuatı kapsamında Uluslararası Deniz Trafiğinin Kolaylaştırılması Sözleşmesi (FAL Convention on Facilitation of International Maritime Traffic)’ni imzalamıştır. Buradan yola çıkarak bu kolaylaştırma yapılmalıdır, aksi takdirde uzun vadede mega yatlar mürettebatlarını bulundurmakta zorluk çektikleri bir ülkeyi tercih etmezler.

Bir diğer husus da bu alanda yetişmiş insan kaynağı bulma konusudur. Bu husus en büyük sıkıntımız maalesef… Burada net belirtmek isterim ki, bu sektör hizmet ve denizcilik sektörüdür; fedakarlık ister, özveri ister, ancak maalesef geliri yüksek dahi olsa bu sektörü önce cazip görüp sonra iş özverili çalışma kısmına gelince birçok aday hemen pes edip hiç iş etiğine sığmayacak şekilde işlerinden en yoğun süreç bile olsa arkalarına bakmadan ayrılıyorlar. Bu sektörde yetişmiş eleman bulmak çok büyük sıkıntı. Önerim; bir haftalık gemi acente kursu açılıp, yapılan sınav sonucu personel tanıtım kartı verilmesi uygulamasından ziyade daha uzun süreçli bir eğitim neticesi bu hakka haiz olunursa, en azından gerçekten bu sektörde çalışmayı arzu eden adaylar yetiştirmiş oluruz. Aksi takdirde araç ehliyeti gibi bir haftada alayım da cebimde bulunsun zihniyetiyle maalesef gerekli sonuç alınamıyor.

Burada önemli bir başka konu daha var. Ülkemiz kıyı şeridi uzunluğu 8333 km. ve sadece kayıtlı 83 marina olduğunu görüyoruz. Ancak örnek alınmak istenen batı ülkelerinden, İtalya'nın 6500 km’lik sahil şeridinde 379, İspanya’nın 4964 km’lik sahil şeridinde 356, Hırvatistan’ın 5835 km’lik sahil şeridinde 159 adet marinası olduğu gerçeğine bakarsak; ekolojik dengeyi koruyarak gerekli teknolojik alt yapıları marinalarımıza entegre ederek daha çok yata hizmet verecek hale gelebiliriz diye düşünüyorum. Devletin ve özel sektörün el ele verip yatırımcılara teşvik sağlanıp, daha fazla mega yat marinalarının inşa edilmesi sağlanmalıdır.

Son olarak; denizcilik ve hizmet sektöründe görev almaya gönüllü denizci bir nesil yetiştirmek için devlet teşvikleri ve ülkemizin yat turizm ile ilgili faaliyet gösteren tüm acente, marina, tersane ve çekek yerlerinin kontrollerini ve hukuksal sorumluluk çerçevelerini daha net ve genişletilmiş olarak revize edilmesinin çok faydalı olacağını düşünüyorum. Kontrollü ve disiplinli verilmeyen her hizmetteki hata maalesef ülkemize kayıp olarak geri dönüyor.

ugur-kara-1-min.jpg

BWA YACHTING TURKEY MANAGING PARTNER UĞUR KARA

“YAT TURİZMİ, SON DERECE HASSAS VE ÖZEL BİR TATİL SEÇENEĞİDİR”

Türkiye'de yat turizmi, birçok faktörün etkisi altında olan dinamik bir sektördür. Mega yat turizmi, son yıllarda önemli bir potansiyele sahip olmuştur ve genel anlamda, ülkemize olan ilgi ve talep artmıştır. Geçen sene Türkiye'deki yat turizmi için olumlu bir dönem geçirmiş olduğumuzu söyleyebiliriz. Rusya Ukrayna savaşı, özellikle Rus yat sahiplerinin Türkiye’yi destinasyon olarak tercih etmesine sebep oldu. Tercih etme sebeplerinin arasında coğrafi yakınlık ve siyasi ilişkileri sayabiliriz. Bu sene geçen seneye istinaden hafif bir düşüş yaşanmıştır. Bunun sebepleri arasında ekonomik belirsizlikler ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar, siyasi faktörler ve bürokratik zorluklar belirleyici olmuş olabilir.

Bunun yanı sıra yat turizmi, uluslararası alanda rekabetçi bir sektördür. Diğer destinasyonların cazip teklifleri ve tanıtımları, Türkiye'yi tercih eden yat sayısını etkileyebilir. Bu anlamda, bazı rekabetçi pazarlarda daha fazla tanıtıma ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum

Pandemi döneminde mega yat turizmi, diğer turizm kollarına göre daha korunaklı ve özel bir seçenek olarak tercih edildi. Pandemi süreci, insanların seyahat alışkanlıklarını değiştirdi ve geniş kitlelerin yoğun olduğu turistik bölgeler yerine, daha az kalabalık ve daha izole mekanları tercih etmeye yönlendirdi. Mega yatlar, küçük gruplar ve aileler için güvenli ve izole bir seyahat seçeneği sundu. Kişisel alanın daha kolay sağlanabildiği bu tür tatiller, pandemi döneminde mega yat turizminin popülaritesini artırdı. Tüm bu sebeplerle, mega yat turizmi pandemi döneminde, daha güvenli ve özel bir seyahat alternatifi olarak tercih edilen bir seçenek oldu.

Rusya-Ukrayna savaşı döneminde de Rus yat sahipleri, Avrupa'ya seyahat etmekte yaşanan kısıtlamalar ve belirsizlikler nedeniyle planlarını değiştirmek veya iptal etmek zorunda kaldılar ve Türkiye'yi seçtiler. Bu durum, Türkiye'deki yat turizminin potansiyel olarak olumlu etkilendiğini düşünebiliriz. Artan talep karşısında bazı marinaların altyapısı ve hizmet kalitesinde aksamalar oldu. Yoğunluk nedeniyle bazı marinalarda bağlama yeri sıkıntısı yaşandı. Marinaların bu artan talebe uyum sağlayabilmek için sürekli olarak altyapılarını geliştirmesi ve yat sahiplerine daha iyi hizmet sunması önemlidir.

Mega yat turizmi, özel talepleri ve yüksek beklentileri olan bir sektördür. Bu nedenle, müşteri memnuniyetini sağlamak için yüksek kalitede hizmet ve kişiselleştirilmiş deneyim sunmamız gerekmektedir. Ayrıca, bürokratik işlemlerin hızlandırılması ve gereksiz bürokratik kısıtlamaların ve yüklerin azaltılması, sektörümüzün gelişimi için önemli bir adım olacaktır. Bu konuda hükümetler, belediyeler ve denizcilik otoriteleri işbirliği yaparak uygun altyapı ve hizmetleri sağlamalıdır. Yeni yürürlüğe giren Deniz Turizmi Yönetmeliği'nin 42/A maddesi, 39 metre ve üzeri yabancı bayraklı ticari yatların karasularımızda, sadece uzun bürokratik süreçten sonra bir charter lisansı ile faaliyet göstermesine izin verilmesi sektörü büyük sıkıntıya sokacaktır. Yat turizmi, son derece hassas ve özel bir tatil seçeneğidir ve ülke gelirine yüksek düzeyde döviz girdisi sağlamaktadır. Yatlar, ve yat sahipleri anlık kararlarla seyahatlerini düzenlemektedir, bu nedenle yeni çıkan charter kanunundaki 10 ila 15 gün süren evrak çalışmaları, kısa süreli büyük mega yatların artık Türkiye’yi destinasyonlarından çıkarmasına neden olacaktır. Aynı şekilde, charter lisansı alsalar bile birkaç günlük ziyaret için milyonlarca lira para vermesi ve evrak işlemleriyle uğraşması gerekmektedir. Maalesef bu kanun biraz daha esnetilmezse, Fransa ve İtalya gibi ülkelerdeki mega yatların orada kalmayı tercih edeceği ve ülkemize gelmemeyi düşünebileceği bir durum ortaya çıkabilir. Bu, ülkemizdeki yat turizminin olumsuz etkilenmesine ve sektörümüzün uluslararası rekabette geri kalmasına neden olabilir. Bu nedenle, yeni düzenlemenin yat turizmi sektöründeki olumsuz etkilerini minimize etmek için daha esnek ve uygun düzenlemelerin yapılması önemlidir. Yat turizminin gelişmesini ve ülkemizin bu alandaki rekabet gücünü korumak için, yat sahiplerinin taleplerini anlayışla karşılayan ve bürokratik süreçleri basitleştiren bir yaklaşım benimsenmelidir.

Bir diğer konu da yetişmiş ve nitelikli eleman sıkıntısı… Mega yat turizminde yetişmiş ve nitelikli eleman bulmakta zorluklar yaşayabiliyoruz. Yat sektörü özellikle uzmanlık ve deneyim gerektiren bir alandır. Nitelikli elemanlara ulaşmak için işe alım süreçlerine özen göstermek ve yeterli tecrübeye sahip adayları çekmek için cazip çalışma koşulları ve kariyer fırsatları sunmak önemlidir. Yat sektörü, mevsimsel ve turistik bir yapıya sahiptir, bu da sürekli personel bulma sürecini etkileyebilir. Sezonluk işler için esnek çalışma düzenlemeleri ve geçici personel kontratları yapmak, iş gücü taleplerini karşılamak için faydalıdır. Yat sektöründe rekabetçi olabilmek için, çalışanlara rekabetçi ücretler, sosyal haklar ve kariyer fırsatları sunmak önemlidir. Aynı zamanda, yat sektörünün çekiciliğini artırmak için tanıtım ve bilinirlik çalışmaları yapmak, nitelikli elemanların sektöre ilgisini çekebilir. Eğitim kurumları ve sektör paydaşları ile işbirliği yaparak nitelikli eleman yetiştirme süreçlerini güçlendirebiliriz.

Mega yat turizminin gelişmesi için devletin ve sektörün birlikte çalışması gereken birçok faktör bulunmaktadır. Yat turizminin gelişmesi için yapılabilecek önemli adımlar: Altyapı ve marinaların geliştirilmesi, vergi ve teşvik politikaları, deniz ve çevre temizliği, eğitim ve nitelikli eleman yetiştirme, ulusal ve uluslararası platformlarda tanıtım ve pazarlama ve devlet ve yat sektörü arasında etkili bir işbirliği ve koordinasyon. Koylarımızın bakir kalması da önemli bir konudur. Bakir ve korunmuş koylar, turizm sektörü ve doğal çevrenin sürdürülebilirliği için büyük önem taşır. Yerel halk, turistler ve sektör paydaşları arasında çevre konusunda farkındalık yaratılmalı ve eğitim çalışmaları düzenlenmelidir. Koylarda çevre dostu altyapı ve tesislerin ve atık yönetimi ve çevre dostu teknolojilerin kullanımı önemlidir.

Ülkemizdeki mega yat turizminin büyümesi ve sektörün uluslararası arenada rekabetçi bir konuma gelmesi için atılacak adımlar oldukça önemli ve olumlu bir hedef. Mega yat turizmi, ülkenin turizm gelirlerine ve ekonomisine önemli katkılarda bulunmaktadır. Bu anlamda, güçlü bir işbirliği ve diyalog, turizm sektöründeki başarının anahtarıdır. Turizm paydaşları, sektörün gelişimi ve büyümesi için bir araya gelerek stratejiler belirleyebilir, sorunları ele alabilir ve çözümler üretebilir. Aynı zamanda, sektöre yönelik kısıtlamaların azaltılması ve yat acentelerinin taleplerinin önemsenmesi, yat turizminin gelişimini destekleyecektir. Kaliteli hizmet anlayışının sürdürülmesi de turistlerin ve yat sahiplerinin memnuniyetini artıracaktır. Müşteri memnuniyeti, sektörün daha fazla tekrar ziyaretçi ve olumlu sözlü reklam alma potansiyelini artırır. Bu hedeflere ulaşmak için turizm sektörü paydaşlarının, turizm birimleri ve hükümetin bir araya gelerek ortak bir vizyon ve strateji belirlemesi önemlidir."

Vira Haber

 

 

Bu haber toplam 2247 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.