Okyanusun Ortasında Mürettebatı Kaybolan Geminin İlginç Hikayesi
1872 yılının Ekim ayında meşhur gemi Mary Celeste, uçsuz bucaksız sulara açıldı. 4 Aralıkta başka bir gemi mürettebatı tarafından denizin ortasında bulunduğunda ise, herkes gördükleri karşısında şaşkına dönecekti.
Mary Celeste 4 Aralık 1872 tarihinde Atlantik Okyanusu’nda terk edilmiş olarak bulunduğundan beri gizemini koruyan bir ticari gemidir.
Gemi bulunduğunda bir filikası kayıptı ve iyi bir durumdaydı, rüzgarın da etkisiyle Cebelitarık Boğazı’na doğru ilerliyordu. Bulunduğu zaman yaklaşık bir ay önce yola çıkmıştı ve güvertesinde altı aylık su ve erzak mevcut idi. Kargosuna hiçbir zarar gelmemiş ve yolcu ve tayfaların da şahsi eşyaları yerlerinde duruyordu.
Gemi mürettabatı ise bir daha hiç bulunamadı ve kendilerinden hiç haber alınamadı. Bu terk edilmiş ve başıboş gemi denizcilik tarihinin en gizemli hikayelerinden biri olarak hala çözümlenememiş teoriler içermektedir.
Mary Celeste Gemisi, 1861 yılında Nova Scotia’da Joshia Davis isimli bir gemici tarafından inşa ettirildi. Geminin ilk ismi Amazon’du. Geminin ilk kaptanı ise gemi sahiplerinden birinin oğlu olan Robert McLellon’du. Robert McLellon’un ilk seferinin dokuzuncu gününde ölmesi, geminin uğursuz olduğunun ilk işareti denilecek nitelikteydi.
Daha sonra geminin kaptanı olan John Parker yönetimindeki gemi, bir balıkçı teknesiyle çakışır ve onarılması için tersaneye getirildiğinde tersanede çıkan yangın çıkar. Ardından 1867 yılında Nova Scotia açıklarında gemi karaya oturur ve tamir edildikten sonra adı Mary Celeste olarak değiştirilir ve New York’dan Richard Haines’e 1750$ karşılığında satılır. Ve yeni sahibiyle birlikte Amerika-Adriyatik arasında ticarete yapmaya başlar.
Benjamin Spooner Briggs başarılı bir denizciydi. Mary Celeste'in kaptanlığını üstlenmişti. 1872 yılı Ekim ayının sonlarına doğru yine Adriyatik denizine, İtalya'ya uzanan bir yolculuğa çıktı. Gemide karısı Sarah ve kızı Sophia'dan başka 7 adet mürettebat bulunuyordu. Geminin kargosu ise 1700 varil alkoldü.
Dei Gratia gemisi mürettebatı 4 Aralık 1872 günü, saat öğlen 13.00 sularında uzakta bir gemi gördüler. Gördükleri gemi Mary Celeste idi ve gemiye yaklaştıklarında kimsenin olmadığını gördüler. Gemide hiçbir çatışma veya kaza izinin olmaması çok garipti. Gemini güvertesinde 1 metre yüksekliğine ulaşmış su olmasına rağmen, Mary Celeste batmamıştı. Aynı zamanda 1 filika, pusula ve seyir defteri de kayıptı. Gemideki kargo ve mürettebatın erzağı aynen yerli yerindeydi.
Daha sonra Dei Gratia gemisi mürettebatı kendileriyle birlikte Mary Celeste gemisini de beraberlerinde Ceberitarık Boğazına getirmişlerdi. Sağlam getirdikleri için ödül istediklerinde ise, insanlar Gratia mürettebatına şüpheyle bakmaya başladılar. Bazıları onların Mary Celeste gemisini yağmalayıp mürettebatını öldürdüklerini ve ardından hayalet gemi yalanını uydurduklarını iddia etti. Ancak De Gratia gemisi, Mary Celeste'ten tam 1 hafta sonra yola çıkmıştı. Mürettebatın bu yağma planı için Celeste'e ulaşması mümkün değildi. Sonuç olarak De Gratia mürettebatı mahkemece aklandı.
Gemiyle ilgili çeşitli teorilerden biri de mürettebatın gemideki alkolü içtikten sonra kaptanı ve birbirlerini öldürdüğü temeline dayansa da Kaptan’ın içki konusunda kesin kararları olduğu biliniyordu ve gemide de alkol sonrası olmuş olabilecek hiçbir kavga izine rastlanmadı.
Mary Celeste gemisindekilerin iklimsel bir felakete uğradıklarını da öne sürenler olmuştur. Korkunç bir fırtına sonucu güverteye dolan fazlaca sudan korkarak, insanların gemiyi terk ettikleri teorisi öne sürülmektedir. Fakat Mary Celeste'in okyanusta olduğu Kasım ayı içerisinde pek fazla fırtına yaşanmamıştı. Üstelik böyle bir fırtınaya rastlansa bile, kaptanın tercihi ufak bir filika ile kaçmak yerine devasa gemiye sığınmak olacaktır. Dolayısıyla bu teoriye açılan kapılar da tıkanmaktadır.
Diğer bir teoriye göre kontamine un nedeniyle oluşan ergot zehirlenmesidir. Bu teoriye göre ergot zehirlenmesi LSD gibi halüsinasyonlara yol açmaktadır. Birbirlerini çıldırarak öldürdükleri veya denize attıkları teorinin temel noktasıdır. Ancak Mary Celeste’de bulunan un kontamine değildi ve Dei Gratia tayfası tarafından da tüketilmişti.
Son olarak ortaya atılan teorilerin en kuvvetlisi Mary Celeste, çok kuvvetli olmasa da sert bir fırtınaya tutulmuştu. Fırtınada sallanan geminin kargo bölümündeki birkaç varil yerinden düşerek parçalandı. (Mary Celeste bulunduğunda kargosundan 4 veya 5 varilin eksik olduğu tespit edilmişti.) Dökülen alkolün çıkarttığı buhar ve keskin koku bütün gemiyi kaplamıştı. Kaptan Briggs, zehirlenme endişesiyle bütün mürettebatı, karısını ve kızını filikaya indirdi. Filika gemiye bir halatla bağlıydı, zira alkol buharlaşınca gemiye geri döneceklerdi. Fakat talihsiz bir şekilde filikayı gemiye bağlayan halat koptu. Mary Celeste ise sonuna kadar açık yelkenleri sayesinde okyanusta hızla uzaklaşmaya başladı.
Vira Haber
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.