1. HABERLER

  2. DENİZ KÜLTÜRÜ

  3. Okyanusta ekosistemi balıkçı mi bozuyor
Okyanusta ekosistemi balıkçı mi bozuyor

Okyanusta ekosistemi balıkçı mi bozuyor

İklim değişikliği, kirlilik, okyanusların asitlenmesi ve endüstriyel balıkçılık hem okyanus ekosistemlerini yok ediyor, hem de geçimini ve gıdasını küçük ölçekli balıkçılıktan sağlayan toplulukları zora sokuyor.

A+A-

Doğal kaynakların hızla tüketildiği alanların başında okyanuslar geliyor. İklim değişikliği, kirlilik, okyanusların asitlenmesi ve endüstriyel balıkçılık hem okyanus ekosistemlerini yok ediyor, hem de geçimini ve gıdasını küçük ölçekli balıkçılıktan sağlayan toplulukları zora sokuyor.

Olivier De Schutter‘in araştırmasına göre, 1970-1990 yılları arasında gemi inşası ve genel anlamda dizel yakıtlar için verilen yüksek teşvikler, endüstriyel balıkçılık filolarının büyük bir hızla artmasına neden oldu. Balıkçılık filo ve kapasitelerinin artış hızı, aynı dönemde karada-tarımda gerçekleştirilen hızlı üretim yükselişinin tam 8 katına çıkarak baş döndürücü bir hale geldi.

Bunun sonucunda, “bitmez-tükenmez” gözüyle bakılan okyanuslardaki balık stokları giderek yok olma noktasına geldi. Şu anda dünya üzerindeki toplam balıkçılık filo kapasitesinin, sürdürülebilir bir balıkçılık için yıllık avlanabilecek balık miktarının en az iki katı olduğu belirtiliyor.

Endüstriyel balıkçılıkta aslında bir kısır döngüden bahsetmek mümkün. Balıkların sayısı azaldıkça gemiler trol yöntemine başvurarak balıkların gıdası, evi ve korunma alanı olan deniz dibi bitki ekosistemlerini yok ediyor. Bunlar yok oldukça, balık sayısı azalıyor. Balık sayısı azaldıkça troller daha derine, daha “el değmemiş” yerlere atılıyor. Bu noktada Schutter’e göre “yasadışı, düzenlenmemiş ve kayıt altına alınmayan” balıkçılık faaliyetlerinin mutlaka durdurulması gerekiyor, burası kesin ve acil.

Ancak yine Schutter’a göre böylesi bir durum bile sorunu çözmeye yetmeyecek. Sorun, endüstriyel balıkçılık sisteminde. Ve balıkçılığı bir süreliğine “askıya” almak da çözüm değil, çünkü dünya çapında 12 milyona yakın küçük ölçek balıkçı, başta fakir veya gıdaya erişimde sorun yaşayan bölgeler olmak üzere, bir çok topluluğu ayakta tutan “sektörü” oluşturuyorlar. Yine Schutter’e göre küçük ölçek balıkçılığın çevreye verebileceği potansiyel zararlar, endüstriyel balıkçılığa göre daha düşük.

Dünyada tüketilen hayvansal proteinin %15′inin balıklardan alındığını hatırlatan Schutter, “Endüstriyel balıkçılık tabağımıza daha fazla ve daha ucuza balık getiriyor olabilir, ama bunu ekosistemlere ve toplumlara devasa zararlar vererek yapıyor. Lisans ve kullanım hakkı sözleşmeleriyle, aynı diğer ülkelerde tarım arazisi toplayan çok uluslu firmalar gibi e “okyanusları parselleyen” büyük balıkçılık firmalarının denetimi yapılmıyor” diyor.

virahaber.com

Bu haber toplam 1101 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.