Gerek altyapısı, gerek insan kaynakları ve tecrübesi; her tür ve ölçekteki geminin inşasına yanıt verebilmek için şekillendirilen Tersan Tersanesi, Uzakdoğulu tersanelerle rekabet edebilmek için ürün yelpazesini özel tipte gemilere yönelten isimlerden biri. Son dönemlerde offshore platformu destek gemisi, olta tipi fabrika balıkçı gemisi, dubleks paslanmaz kimyasal tanker, fabrika tesisine sahip kıçtan çekme soğutmalı ambarlı balıkçı gemisi, offshore deniz dibi tamir, inceleme ve konstrüksiyon destek gemisi, canlı balık taşıma gemisi, LNG yakıtlı balık yemi destek gemisi gibi projelere imza atan tersane, müşterilerinin her ayrıntıya ilişkin taleplerini de titizlikle yerine getiriyor.

Uzakdoğu'ya karşı iddialıyız

Bu tip gemilerin siparişini veren armatörlerin, gemilerine sıradan bir yatırım gözü ile bakmayan her bir detayına kadar ilgilenip hassas davranan ve çoğunluğu denizde de çalışmış profesyoneller olduğunu anlatan Tersan Tersanesi İş Geliştirme Direktörü Şakir Erdoğan, “En iyi mürettebatın kendi gemisinde görev alması için gemideki yaşam standartlarının da kişilere ev hissiyatını vermesi gerektiğinin bilincinde müşteriler ile çalışıyoruz. Seri halinde inşa edilmeyen ve müşterinin her detayda ayrı taleplerini yüksek kalite standartlarında yerine getirdiğimiz her tipten bu gibi yeni inşa projelerinde Uzakdoğu’daki meslektaşlarımıza karşı sahip olduğumuz avantaları değerlendirip iddialı olabiliyoruz.

Müşteriye olumlu yaklaşımımız, sıklıkla bahsettiğimiz kalite-fiyat dengemiz ve her türlü ihtiyaca ve ek talebe hızlı tepki verebilmemizi sağlayan dinamizmimiz sayesinde butik yeni inşa projelerinde Türkiye bu tip projelerde adı ilk anılan ülkelerden biri oldu fakat bizi daha da üst sıralara tırmandırabilecek potansiyel hala saklı durumda. Müşterilere sunulabilecek finans destek paketleri, daha uygun/çekici ticari koşullar, kaliteli ürün, zamanında teslimat gibi bu projelerdeki taleplerin olmazsa olmazlarını laikiyle yerine getirdiğimiz sürece önümüzde kalan basamakları da hızla tırmanabileceğiz” diye konuştu. 

LNG pazarı, istihdamın garantisi olacak

Düşen petrol fiyatlarının, özellikle offshore gemilerindeki talebi düşürdüğünü belirten Erdoğan, bu durumun sektörü ciddi oranda etkileyeceğini kaydetti. Buna karşın, LNG taşımacılığındaki artan talebin, tersanecilere nefes aldıracağını dile getiren Erdoğan, şunları söyledi: “İskandinav ülkelerinden gelen çeşitli proje talepleri oluyor ve Türk tersaneleri yapıları ve fiyat-kalite dengesi ile buna karşılık verebiliyor. Bütçe ve adet olarak talebin en çok geldiği Offshore gemilerindeki talep ise petrol fiyatlarındaki keskin ve beklenmeyen düşüş ile belirgin şekilde düştü ve ilk zamanlarda otoriteler tarafından yapılan tahminlerden daha uzun sürecek gibi gözüküyor. Offshore sektörünün her bir parçasının ziyadesiyle etkileyen düşüş bu pazardaki gemilerin yeni inşası için uygun bir aday olduğunu ispatlayan Türk yeni inşa sektörünü de etkileyecektir. Diğer yandan yine İskandinav ülkelerindeki rüzgar enerji sektöründe artan yeni inşa talebi, yükselen tanker yeni inşa sektörü, LNG taşımacılığındaki artan ciddi talepler ve balıkçı gemileri gibi pazarlar bu süreci atlatırken istihdamımızı korumamızın garantisi olacak diye düşünüyoruz. Ortadoğu ülkelerinin yeni inşa talepleri içinde Türkiye lojistik avantajı, fiyat-kalite dengesi ile yine en uygun aday olacak ve pazardaki payımızı arttıracağız diyebiliriz.”

Hurda teşviki gibi kısa vadeli destekler sektörü ayakta tutmaya yetmez

Bazı Avrupa ve Uzakdoğu ülkelerinde tersanelere sağlanan avantaj ve teşviklerin, Türk tersanelerine sağlanmadığı için bir nevi haksız rekabet oluştuğunu ifade eden Erdoğan, sektöre verilen kısa vadeli desteklerin ise yetersiz olduğunu savundu. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gemi inşa sektörü birçok disiplinin başarılı bir şekilde, neredeyse hatasız yöneltilmesi ile ancak kar elde edilebilen oldukça ağır çalışma şartlarına haiz bir çalışma alanı. Çeşitli ve genellikle daha uygun maliyetlerde işçilik ve malzeme temini sağlayabilen ülkelerinde içinde bulunduğu global rekabette eklenince daha da zor bir hale geliyor. Kalıcı teşvik ve desteklerden ziyade, hurda teşviki, filo yenilenmesi gibi kısa vadeli sınırlı destekler bu sektörü ayakta tutmak için yeterli olamıyor. Tersaneciliğe teşvik bir politika olarak benimsenip finans ayağını da kapsayan uzun vadeli kalıcı destek paketlerinin sunulması gerekiyor bu ağır iş koluna.”

Bakım-Onarım faaliyetleri tersaneler için güvenli liman

Türkiye’deki bakım, onarım ve faaliyetleri dünya standartlarına ulaştığını anlatan Şakir Erdoğan, bakım-onarım faaliyetlerinin, özellikle konum avantajına sahip Türk tersaneleri için yeni inşa aktivitelerine kıyasla daha güvenli bir liman olduğuna dikkat çekti. Erdoğan, “Yeni gemi inşa sektöründe arz talep dengesi kendine has bir frekans ile zaman zaman dengesizleşebiliyor. Yönetmesi maharet isteyen tersanecilik aktivitelerinde firmanın hem yeni inşa hem de tamir-bakım gibi alternatiflerinin olması her açıdan esneklik sağlıyor. Her iki ayrı faaliyet alanında devam ediyor olmak gerek iş gücü ve bilgi paylaşımı gerekse nakit akış dengeleri açısından firmaya ek bir güç getirdiğini düşünüyoruz. Pazarlama, lojistik gibi dolaylı masrafları da paylaşabiliyor bu iki bölüm. Krizlerin ardından faaliyetlerini daha da fazla tamir-bakım alanına kaydıran tersanelerimizin yakaladığı güzel ritim ve çıtayı yükselttikleri kalite ve hizmet anlayışının olumlu etkisi ile Türkiye sağlam adımlarla bölgedeki hakim ülke olmaya ilerliyor” ifadelerini kullandı.

Sipariş defteri doldu, görüşmeler sürüyor

Sektörde yaşanan durgunluğa rağmen 2015 yılını, belirledikleri hedeflerin çok da altında kapatmadıklarını söyleyen Erdoğan, 2016 ve 2017 yıları için ise sipariş defterlerini büyük ölçüde doldurmuş durumda olduklarını aktardı. Bununla birlikte yatırımlarını sürdürmeye devam edeceklerini kaydeden Erdoğan, “Tüm teknolojik gelişmelere rağmen Dünya ticari taşımacılığın en büyük dilimine sahip deniz taşımacılığı pek çok farklı faktörün en ufak sapmasından dahi çok etkileniyor. Deniz taşımacılığının en büyük masraf kalemi olan yakıt fiyatlarının sürpriz şekilde büyük bir düşüş yaşaması dahi navlunlara olumlu etki yapamadı ve Baltık Dry Endeksi, tarihinin en düşük seviyelerine ulaştı. Yeni inşa faaliyetlerindeki dengesiz arz talep ilişkisinin Dünya genelindeki düşüşü bizi bazı önlemler almaya itmiş olsa dahi Tersanemizin odaklandığı niş yeni inşa projeleri akışı devam ediyor. 2016 ve 2017 yılı içinde sipariş defterimizi büyük ölçüde doldurmuş olsak da kapasitemizi optimize etmek ve istihdamımızın sürekliliğini koruyabilmek için görüşmelerimizi devam ettiriyoruz. Tamir-bakım faaliyetlerimiz ise nispeten daha istikrarlı ve bu alanda yaptığımız yatırımı beklentilerimiz dahilinde geri alabiliyoruz” dedi.

Tersan'dan 130 metrelik dev proje

Bütçesi ve yapısı itibari ile hayli yüksek bir öneme sahip olan 130 metre boyunda, 25 metre enindeki yüksek Açık Deniz Destek, Bakım Tutum ve İmalat Gemisi Projesi hakkında bilgi veren Şakir Erdoğan, “Ülkemizde inşa ediliyor olması sadece Tersan Tersanesi için değil tüm Türkiye gemi inşa sektörü içinde bir milat olacağı kanısındayız” dedi. Erdoğan, projenin ayrıntılarını da anlattı: “Söz konusu gemi, açık denizde 3 bin metre derinliğe kadar olan petrol kuyularının incelenmesi, tamiri, bakım tutumunu gerçekleştirecek. Bu derinliğe kadar hizmet veren geminin 300 ton kapasiteli vinci dalgalı denizlerde dahi taşıdığı yükünü sabit tutabiliyor, aynı şekilde gemide kendisinin 2 eksen sabit tutabilmesi sayesinde hassas denizaltı operasyonları sekteye uğramadan devam edebiliyor. 120 kişilik yüksek standartlarda yaşam mahalli olan geminin güvertesinde personel transferi için helikopter pisti de bulunuyor.”

Kaynak: Lojiport

ViraHaber.com