"Liman’a beraber sahip çıkalım"
İskenderun Limanı’nda ekipman ve yatırım dışında hiçbir sorunun bulunmadığını belirten Sökmen, özelleştirmeye karşı olduklarını ve limanın söylenenin aksine tam kapasite ile çalıştığını vurguladı.
Liman-İş Sendikası İskenderun Şube Sekreteri Mustafa Sökmen, sendika binasında düzenlediği basın toplantısında, Liman-İş Sendikası Genel Merkezi tarafından Danıştay’da İskenderun Limanı’nın özelleştirilmesinin iptali yönünde açılan davanın detaylarına ışık tuttu. Limanın özelleştirme sürecinin tamamlanması halinde çalışan işçilerin büyük bir kısmının işsiz kalacağını kaydeden Sökmen, “Yıllardır hükümetler ve özelleştirme savunucuları KİT’leri devletin sırtında bir kambur ve yük olarak lanse etmişler, halkı bu doğrultuda yönlendirmeye çalışmışlardır. Ne var ki 20 yıllık özeleştirme çalışmaları sonucu ortaya çıkan rakamlar aslında KİT’lerin değil, özelleştirmenin halkın sırtında bir yük ve kambur olduğunu göstermektedir. Limanların bağlı olduğu demiryolları işletmesi 5 yılda hızlı trene kendi yandaş müteahhitlerine 2,5 milyar dolarlık iş yaptırmıştır. İskenderun Limanı’na tüm taleplere rağmen bir çivi dahi çakılmamıştır. Limanımız 372 milyon dolar bedelle 36 yıl süre ile işletme hakkı devredilmek üzere Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından ihale edilmiştir. Açılan davada işçilerimizin ailesel bütünlüklerinin parçalanması dahil sendikamızın üye sayısı şu an 304 iken, bu üyeler oldu bitti ile açmazlara itilmek suretiyle bir kısmı zorunlu olarak işyerinden ayrılmak zorunda bırakılmaktadır. Hatta sendikal haklarından vazgeçmek zorunda kalacaklardır. Bu husus çalışanların örgütsüz bırakılması anlamına gelecek olup, böyle bir sonuç Anayasa’nın 49 ve 50. maddesine ve ILO sözleşmesine aykırıdır. Davanın diğer başlıklarında ihale şartnamesinde yatırımlar kısmında somut ifadeler yer almadığı, karasal ve denizalanı olarak limanın tekel ve imtiyazlarının işleticiye devredildiği şeklindedir. 2005 yılında ihalenin iptali ve Mersin Limanı’nın devrinden sonra sendikamız, İskenderunumuzu ilerde şu andaki sorunları yaşamamak için çalışma içine girmiş, İskenderun Limanı’nın konteyner sistem analizi hazırlatmış ve bunu hayata geçirmek için gayret etmiştir. Bu çalışmalar 2009 yılında bitmiş, üst yapı çalışmalarına girilmiştir. Ne yazık ki Mersin Limanı’nın alan firma tarafından bu husus bizzat engellenmiştir. Limanımız 2010 yılında 2 milyon 300 bin ton yük elleçlemiştir. Limanımız bu şartlarıyla tam kapasite ile çalışmaktadır. Ekipman ve yatırım dışında hiçbir sorunu yoktur. Biz ülkemizi ve İskenderun’u sevmekse, daha çok seviyoruz” diye konuştu.
Demiryollar, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü’nün (DLH) Mersin, İstanbul ve İzmir’de dev limanlar yaptırdığını ancak İskenderun’a yatırım yapmadığına dikkat çeken Liman-İş Sendikası İskenderun Şube Sekreteri Mustafa Sökmen “İhale şartnamesinde İskenderun konteyner terminal proje alanı da işleticiye devredilmiş, bu konuda somut taahhüt ve teminat alınmamıştır. İskenderun Limanı konteyner terminali projesi 10 yıllık fizibl projede DLH tarafından bütün hazırlıkları yapılmış, şu anda istenirse uygulama aşamasında olacaktır. Bizim şu anda çalışacağımız konteyner projesinin uygulama maliyeti sıfırdır. Konteyner terminali projesinde bilhassa iktidarın ilçe yönetiminin sahip çıkarak, bu konuda yaklaşımlarını bekliyoruz. DLH limanlar kurumu Mersin, İstanbul ve İzmir’de 3 adet dev liman yaptırmaktadır. Bu kurum niye İskenderun’u unutmaktadır? Bu meseleye hep beraber sahip çıkalım” şeklinde görüş ortaya koydu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.