İzmir’in kruvaziyer hatları için vazgeçilmez bir uğrak noktası olduğuna dikkat çeken Yusuf Öztürk, “İzmir’in altyapısı kruvaziyer yolcularına uygun değil, turizm tanıtımı eksik kaldı” gibi düşüncelerin doğru olmadığını vurguladı. Limanlara daha fazla gemi gelmesi için gece gündüz çalıştıklarını ifade eden Öztürk, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle Karadeniz pazarının devreden çıkmasının bazı sefer iptallerine yol açtığına değindi. Öztürk, “Hatlar, programlarını iki yıl önce oluşturuyorlardı. Bunları oluştururken de Rusya ve Ukrayna pazarlarını hedeflemişlerdi. Ama maalesef bu yıl Rusya ve Ukrayna arasında savaş çıktı. Dolayısıyla bu planlar gerçekleşmedi. Her gemi üçte bir yolcu kapasitesi ile geldi. O nedenle bazı sefer iptalleri oldu” dedi.

Kruvaziyer turizminde ivmenin 2023’te artarak devam edeceğini ifade eden Öztürk, yılın ilk 10 ayında İzmir’e 25 gemi ve 48 bin yolcu, Çeşme’ye 53 gemi ve 20 bin yolcu, Dikili’ye 27 gemi ve 5 bin 700 yolcu, Kuşadası’na 423 gemi ve 456 bin yolcunun geldiğini söyledi. Yusuf Öztürk, Türkiye’yi ve İzmir’i kruvaziyerde cazibe merkezi yapmak için çalışmalara devam ettiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti: “Kasım ayında Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy’un katılımıyla İzmir’de bir toplantı yapıldı. Toplantıda Turizm Geliştirme Ajansı (TGA) tarafından tüm Türkiye kruvaziyer terminallerinin kabul edilebilirliğini artırmak için yapılacak tüm çalışmalarda büyük destek verileceği ifade edildi. Özellikle İzmir’in bir talebi vardı. Sayın Bakanımız TCDD İzmir Limanı’nın Akdeniz Kruvaziyer Limanları Birliği’ne (MedCruise) üyeliği için yeşil ışık yaktı. Kendilerine teşekkürlerimi arz ediyorum.”

İZMİR-SELANİK SEFERLERİ DURDURULDU

Ekim ayında Ege’nin iki yakasında başlayan İzmir-Selanik ropax (araç ve yolcu taşıyan gemi) hattındaki seferlerin kapandığını ifade eden Yusuf Öztürk, “Bu hattın maalesef nisan veya mayıs ayına kadar kapanışını yapıyoruz. Çok kabul edilebilir bir şey değil. Neredeyse sekiz senedir bu hatla ilgili çalışmalar yaptık. Defalarca Yunanistan’a gittik, defalarca oradan misafirlerimiz geldi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızla, Ticaret Bakanlığımızla ve diğer kamu kurumları ile yurtdışı ve yurtiçi seyahatler yaptık. Amacımız ihraç yüklerini Avrupa’ya hızlı ve en maliyetsiz şekilde sokmaktı. Bugün İzmir’den Avrupa’ya güneyden İspanya, Fransa, İtalya’dan giriş yapıyoruz. Bundan güzel şey var mı? Bir Ropax firma, aynı denizi kullanan iki kardeş ülke böyle bir hattı kurdular. Ama durdurdular. Ana nedeni hattın yeterince destek görememesidir. Selanik üzerinden Balkanlar’a ve Avrupa’ya giriş, Türkiye lojistiği için daha iyi değil miydi? Türkiye’nin lojistik performansı çok önemli. Lojistik performansımızın iyi olmaması her şeyi etkiliyor, dış yatırımları etkiliyor. Lojistik firmalarımızın uluslararası karayolu taşımacılığı yapan firmalarımızın bu hatta büyük destek vermesi gerekiyordu” diye konuştu.

Pandemi sonrası tedarik zincirinde yaşanan bozulma ve navlunlardaki yükselmenin Türkiye’de bazı sektörleri üretim alanında rekabetçi hale getirdiğine, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin tedarikçisi olarak öne çıktığına değinen Öztürk, navlunların düştüğü, tedarik zincirlerinin yeniden sağlıklı işlediği bir ortamda Türk firmalarının rekabetçiliğini sürdürmesinin, lojistik performansla mümkün olduğunu söyledi.

Vira Haber