KKTC’de limanların özelleştirilmesi ile ilgili tedirginlik büyüyor
Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında imzalanacak 2016- 2018 Ekonomik ve Mali Protokolde limanların özelleştirileceği yönünde yer alan ifadeler gemi acentelerini tedirgin etti.
2016- 2018 TC- KKTC Yapısal Reform Protokolü taslağında yer alan ve Türkiye kanadının isteği olan telekomünikasyon ve limanların tamamen, enerjide ise dağıtımın özelleştirilmesi konusu gündemdeki yerini koruyor.
Özelleştirmelerin yapılacağı alanlarda uygulanacak modelin yap-işlet devret modeli bir özelleştirme olacağı konuşulurken, Mağusa’da faaliyet gösteren bazı gemi acenteleri sahipleri limanların mevcut haliyle işleyişinin sürdürülebilir olmadığını ancak bu haliyle limanların özelleştirilmesine de karşı olduklarını vurguladı. Limanlar konusunda bazı önerilerde de bulunan acente sahipleri, limanlara yatırım yapılmadan özelleştirilmesi halinde peşkeş çekilerek değerinin altında verileceğini ifade ettiler.
Kamu-özel ortaklığında
Türkiye ve KKTC yetkililer arasında sürdürülen görüşmelerde özelleştirilmesi beklenen telekomünikasyon ve limanları konusunda hiçbir tereddüt yer almıyor. Hatta görüşmelerde uygulanacak modelin bile konuşulduğu ifade ediliyor. Topluma hizmet vermekte zorlanan alanlarda “özel sektör ile işbirliği” formülünün öne çıktığı kaydediliyor.
Bu uygulamaya göre; “Özel bir şirket ihtiyaç duyulan yatırımı yapacak. Belirli bir zaman dilimi içerisinde parasını “tahsilattan” toplayacak. Sonra da devlete devrederek, o alandan çıkacak.”
“Tek çözüm kamu-özel ortaklığı değil”
Mağusa’da faaliyet gösteren gemi acenteleri sahipleri ise kamu-özel ortaklığı sisteminden endişe duyuyor. Limanın mevcut işleyiş şeklinin sürdürülebilir olmadığı konusunda hem fikir olan acente sahipleri, limanlar için tek çözümün kamu- özel ortaklığının olmadığını ifade etti. Mağusa bölgesinde faaliyetlerini sürdüren gemi acentelerinden bazıları limana yatırım yapılmadan özelleştirilmeye gidilmesi halinde değerinin çok altında peşkeş çekileceğini söylerken, limanlar için yakın geçmişe kadar Güney Kıbrıs’ta uygulanan ve Malta’da hala devam eden liman işleyiş modelinin de çözüm olabileceğini belirtti. Acente sahipleri limanlar için paydaşlarla bir araya gelinip içinde belediyesinden ekonomistine kadar var olan bir yönetimin oluşturulmasını liman gelirlerinin de yine limana yansıtılması önerisinde bulunarak ülke limanlarının özerk bir yapıda kendi gelirleri ile giderlerini karşılayabilen ve yatırım yapan bir modele ihtiyaç duyduğunu kaydetti.
Kılıçoğluları: Kar eden kurumu özelleştirmek peşkeştir
Gül-Em Shipping Ltd. gemi acentesi direktörü Savaş Kılıçoğluları Mağusa Limanı’nda gemi yanaştırma ve ayrılma ile römork hizmetleri dışında diğer işçiliklerin özelin elinde olduğunu söyleyerek, limanların mevcut işleyişi ile özelleştirilmesinin fayda sağlamayacağını düşündüğünü belirtti. Ülkemizde özelleştirme adı altında aslında kurumların peşkeş çekildiğini ifade eden Kılıçoğluları, limanların özelleştirilmesinin gerçek amacını yansıtmayacağını düşündüğü için endişe duyduğunu ifade etti. Limanların ülke ekonomisine katkısının büyük olduğunu ve kar getiren bir kurumun özelleştirilmesinin peşkeş olduğunu söyleyen Kılıçoğluları, limanlar için başka çözüm modellerinin dünyadaki diğer limanlarda örneklerinin bulunduğunu kaydetti. Kılıçoğuları, gerekirse sendikalar ile birlikte hareket edip özelleştirmeye karşı çıkacaklarını belirtti.
Korhan: Elde edilen gelirler limana aktarılmıyor
Euro- Med gemi acentesi direktörü İbrahim Korhan, Mağusa Liman’ın sürdürülebilir bir yapısının bulunmadığını söyledi. Liman İşçiler Şirketi’nin her ne kadar da devlet imkanları ile olsa da özel bir yapıya sahip olduğunu belirten Korhan, şirketin kendi gelirleri ile işi döndürmeye çalıştığını ifade etti. 1976 yılında kurulan şirket paydaşı sayısının oldukça fazla olduğuna dikkat çeken Korhan, şimdilerde ise sayının bir hayli düştüğünü ve en genç ortağın yaşının 62 olduğunu söyledi. Mağusa Limanı için Liman İşçileri Şirketi’nin geleceği olmayan bir yapıya girdiğini belirten Korhan, vinçlerin geçmiş yıllarda devlet ve Serbest Liman tarafından işletildiğine ancak yatırım yapılmaması nedeni ile de vinçlerin işlevselliğini kaybedip yerini özele devrettiğini kaydetti. Limanda römorkör ve rıhtım kılavuzluk klavuzluk hizmetlerinin devlet tarafından verildiğini ancak elde edilen gelirlerin limana yatırılmadığını belirten Korhan, bu yöndeki hizmetlerin aksak ve eksik işlediğine dikkat çekti. Hal böyleyken limanların özelleştirilmesine karşı olduğunu söyleyen Korhan, “limanda hiçbir yatırım yapılmadığı takdirde bu liman birilerine peşkeş çekilecek ve değerinin altında verilecektir” şeklinde konuştu. Kıbrıs sorunu nedeni ile akıbetin ne olacağının belli olmadığını belirten Korhan, görüşülen kamu- özel işbirliği modeli yerine paydaşlarla bir araya gelinerek toplantı yapılması gerektiğini, armatöründen, acentesine, belediyesinden ekonomistine kadar yöneticilerin bulunduğu bir yönetim oluşturularak liman gelirlerinin limana yansıtılacağı bir modelin daha uygun olacağını ifade etti. Limanlarda iş hacminin azalmadığını ancak taşımacılık şeklinde farklılık oluştuğunu belirten Korhan, liman yapısının iyileştirilmesi ile daha iyi yerlere gelinebilineceğine dikkat çekti.
Varer: Değişim şart ama tek yol özel- kamu işbirliği değil
Mağusa Limanı’nda verimliliğin, alt yapı kalitesinin ve etkinliğin çok zayıf olduğunu ifade eden Armen Denizcilik Direktörü Vargın Varer limanlardaki yapısal değişikliğin liman hizmetlerine ve ekonomiye olumlu yansıması gerektiğini aksinin fayda sağlamayacağını belirtti. Limanların ekonomiye yeteri kadar katkı sağlamadığını belirten Varer, değişimin şart olduğunu ancak bunun tek yolunun programda yer alan özel sektör işletmeciliğinde kamu ortaklığının olmadığını kaydetti. Varer limanların işleyişi için, yakın geçmişe kadar Güney Kıbrıs’ta ve Malta’da hala uygulanan modelin örnek alınarak daha özerk ve özel sektörün de içinde olduğu, kendi geliri ile giderini karşılayabilen ve yatırım yapan bir modelin hayata geçirilmesini önerdi. “KKTC gibi bir ekonomi ve bu coğrafyadaki bir limanın sadece iç ekonomiye hizmet vermesi özel girişimciler için cazip değil” diyen Varer, liman hizmetlerinin KKTC ekonomisine değil transit liman ekonomisine katkı sağlaması gerektiğini dile getirdi. Transit liman olma özelliğinin sağlanabilmesinin bu şartlarda mümkün olmadığını belirten Varer, özel sektör işletmeciliğine transit liman yük hacminin de şart konulması gerektiğini söyleyerek, özel sektör işletmeciliğinde belli bir tutarın devlete ödenmesinin garanti edilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Limanların bu haliyle sürdürülebilir olmadığını ifade eden Varer özelleştirmenin de benzer taahhütler yapılmadan faydalı olmayacağını kaydetti.
ViraHaber.com
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.