1. YAZARLAR

  2. HARUN ŞİŞMANYAZICI

  3. Kişi başı milli gelir tam olarak bir iktisadi refah göstergesi değildir
HARUN ŞİŞMANYAZICI

HARUN ŞİŞMANYAZICI

Yazarın Tüm Yazıları >

Kişi başı milli gelir tam olarak bir iktisadi refah göstergesi değildir

A+A-

III- KİŞİ BAŞI MİLLİ GELİR BRÜT, İKTİSADİ REFAH İSE NETTİR

Bir ülkede işgücüne katılım ve gelir elde edenlerin sayısı arttıkça ve aynı zamanda çalışanların gelirleri yükseldikçe, milli gelir ve buna bağlı olarak kişi başı milli gelir de artacaktır. Basit matematiksel hesaplamalara göre bu sonuç hasıl olacaktır. Ancak bazı durumlarda düşük gelir elde edenin net geliri ve aynı zamanda iktisadi refahı yüksek gelir elde edene göre daha fazla olabilmektedir. Bu gerçek ise, milli gelir hesaplamalarında görülmemektedir. Bunu bir örnek ile izah edebiliriz.

“A” İstanbul’da bulunmakta ve Tuzla’da 750 lira kira ile bir evin bodrum katında 2 çocuğu ve eşi ile birlikte yaşamaktadır. Eşi ev hanımıdır. “A” Merter’de bir fabrikada işçi olarak çalışmakta ve 2500 lira maaş almaktadır. Her gün minimum 2 vasıta değiştirerek işe 1.5 saatte gitmekte, akşamda eve yine 1.5 saatte geri dönmektedir. Yol parası ayda ortalama 300 TL tutmaktadır. Ev doğal gazlıdır ve ayda ortalama 100 lira yılda 1200 lira doğal gaz parası ödemektedir. Su ve elektrik gideri ise ayda 200 TL’dir.

“B” ise bir kasabada, 500 metrekare bahçe içinde 100 metrekare tek katlı bir evde oturmakta ve 400 lira kira vermektedir. Evi sobalıdır ve bahçesinde artezyen vardır. 10 adet tavuğu, keçisi olup, eşi keçiden aldığı süt ile kendi tüketimleri için yoğurt, yağ ve peynir yapmaktadır. Tavuklar günde ortalama 6-7 yumurta vermektedir. “B” bir fabrikada işçi olup, 20 dakika yürüyerek işe gitmektedir. Bahçede meyve ağaçları bulunmakta ve mevsimlik sebze yetiştirilmektedir. “B” 1200 TL maaş almaktadır.

Dikkat edilirse “A”nın maaşı milli gelir hesaplarına 2500 TL olarak, “B”nin maaşı ise bunun yarısı olarak girmektedir. “A”nın harcamaları “B”ye göre 750 TL daha fazladır. Bu farkı düşersek “A” mukayeseli harcama farkı sonrası 1750 TL, “B” ise 1200 TL kazanmaktadır. Bahçenin sebze, meyve, yumurta, tavuk ve süt ürünlerinin net kazancı dikkate alındığında, bu fark da ortadan kalkmakta ve “B” net gelir bakımından “A”dan daha kazançlı hale gelmektedir. Üstelik daha sıhhatli koşullarda yaşamakta, günde 3 saat yollarda kaybetmemekte, verimliliği çok daha yüksek olmaktadır. Dolayısı ile “B”nin iktisadi refahı, düşük gelirine göre mukayeseli olarak “A”ya göre yüksek olurken, verimliliğinin yüksek olması nedeni ile fabrikadaki üretimi de “A”ya göre daha fazla olmakta ve bu da milli gelir hesaplarına olumlu yansımaktadır.

İşte bu nedenle kalkınmayı yerelden başlatmak, yerelin kendi iç dinamiğini ve avantajlarını kullanmak ve yerelin kendine özgü imkanlarını üretime dönüştürmek ve nüfusu yerel de tutmak hem bölgesel farklılıkları en aza indirecek, hem de şehre göçen fertleri şehrin stres ve kaosundan kurtararak, sosyal travmaları azaltacak ve kişi başı refahı yukarıdaki açıklamalarımızın ışığı altında yükseltecektir.

Not: Makale dört bölümden oluşmaktadır.

Bu yazı toplam 2352 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.