Kariyeri derinlerde hedeflediler
İskenderun Teknik Üniversitesi Denizcilik Meslek Yüksekokulu Sualtı Teknolojisi Bölümü öğrencisi iki kız kardeş, "erkek mesleği" olarak nitelendirilen sanayi dalgıçlığında hemcinslerine örnek olmak istiyor
İskenderun Teknik Üniversitesi Denizcilik Meslek Yüksekokulu Sualtı Teknolojisi Bölümünde okuyan Alev Kübra ve Buket Özdemir adlı iki kız kardeş, "erkek mesleği" olarak nitelendirilen sanayi dalgıçlığında hemcinslerine öncülük yapmayı hedefliyor.
Son yıllarda tercih edilen zorlu meslekler arasında yer alan sanayi dalgıçlığı, genellikle erkek mesleği olarak nitelendiriliyor. Sanayi dalgıçlığı, yüksek orandaki iş bulma potansiyeli ile gençlere iyi bir gelecek vadediyor.
Bu meslek kolu, gemi üretim tersaneleri, özel yat limanları, sualtı boru hatları, batık arama, tahliye etme, tamirat, bakım, balık üretim çiftlikleri ile basınç odası operatörlüğü alanlarında hizmet veriyor.
Türkiye'nin ilk kadın sanayi dalgıcı Şebnem Sarvazlar da bu zorlu mesleği uzun yıllardır başarıyla sürdürürken, İskenderun Teknik Üniversitesi Denizcilik Meslek Yüksekokulu Sualtı Teknolojisi Bölümü öğrencileri Alev Kübra ve Buket Özdemir adlı kız kardeşler de onun izinden gidiyor.
Bu alanda teknik eleman yetiştiren üniversitelerin başında gelen İskenderun Teknik Üniversitesi Denizcilik Meslek Yüksekokulu Sualtı Teknolojisi Bölümünde eğitimlerine devam eden Özdemir kardeşler, kadınların, bu mesleği de başarıyla yapabileceğini göstermeyi hedefliyor.
Özdemir kardeşler, hemcinslerine güzel birer örnek olmanın yanında, abla-kardeş dayanışmasını da mesleklerine aktarıyor.
Mühendislikten sanayi dalgıçlığına...
Alev Kübra Özdemir, açık alanda çalışmayı sevdiği için Erciyes Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Bölümündeki kaydını dondurarak, İskenderun Teknik Üniversitesi Denizcilik Meslek Yüksekokulu Sualtı Teknolojisi Bölümüne geçiş yaptığını söyledi.
Yüzmeyi, dalmayı, deniz ile alakalı her şeyi çok sevdiğini belirten Özdemir, "Öncelikle dalışımı geliştirmek için bu bölümü seçtim. Aynı zamanda fotoğraf çekmeyi de çok seviyorum, bunu da su altına taşımayı düşündüm. Babamız bu bölümü tercih etmemde önayak oldu. Üniversiteyi arayarak, Bölüm Başkanı Necdet Uygur'dan bilgi aldı. İlk önce kız kardeşim Buket bu bölüme kayıt yaptırdı. Daha sonra da ben kaydoldum." dedi.
Aynı mesleği yapan iki kız kardeş olarak aralarında farklılıklar olduğunu dile getiren Özdemir, "Ben, Buket'e göre daha sabırlıyım çünkü sabır gerektiren bir meslek. Mesela kampa çıktığınız zaman herkesle anlaşamayabilirsiniz ama kampta ve işte anlaşmak zorundasınız. Buket'te de o sabırsızlık olduğu için aramızda ki fark olarak onu söyleyebilirim." diye konuştu.
Babalarının "Kızım, kız gibi yetişsin" düşüncesini taşımadığını anlatan Alev Kübra Özdemir, "Çünkü bizde bu tavır anneden geliyor. Annem de biraz erkek tavırlı. Dolayısıyla bu erkek mesleğini seçerken aşırı bir tepki olmadı. 'Kızlarım öğretmen olsun', 'hemşire olsun' diye bir şey söylemediler. Aksine bizi farklı yönlere ittiler." dedi.
"Ağır ve güç gerektiren işler"
Sanayi dalgıçlığının aslında kadınlar için ağır bir meslek olduğunu belirten Özdemir, "Su altında kesme, kaynak, ağır ve güç gerektiren işler. Ama sanayi dalgıçları illaki su altında çalışmak zorunda değil. Hastanelerde, basınç odası operatörü olarak çalışabiliyorlar. Bizim avantajımız aslında burada." ifadelerini kullandı.
Alev Kübra Özdemir, bu bölümü tercih etmek isteyen hemcinslerine şu önerilerde bulundu: "Eğer denizi, dalışı seviyorlarsa, sudan korkmuyorlarsa genç kızlar ve kadınlar bu bölümü tercih etmeli. Benim görüşüm, ilerleyen yıllarda sanayi dalgıçlarının yanı sıra basınç odası operatörlerinin sayısı artacak. Çünkü şeker hastalığından tutun da bir çok hastalık ve açık yara tedavilerinde basınç odası kullanılıyor. Bu alanda da ihtiyacın artacağını düşünüyorum. Çoğu insan bu bölümü iki senelik diye elinin tersi ile itebiliyor. Ama iki sene sonra işi garanti oluyor."
"Su üstünü daha çok sevdiğimizi zannetmişiz ama su altı farklı bir dünya"
Şu an eğitimleri devam ettiği için dalış planlamalarının Bölüm Başkanı Necdet Uygur'un yaptığını aktaran Özdemir, eğitimlere ilişkin şu bilgileri aktardı:
"Kesme yapacaksak ona göre hazırlanıyoruz, kaynak yapacaksak ona göre hazırlanıyoruz. Aynı zamanda başlık dalışımız oluyor onları da şu an eğitim aşamasında olduğumuz için hocalarımız planlıyor.
Dalışlarımız çoğunlukla tuzlu suda oluyor, dolayısıyla iletkenlik olduğu için biz çalışırken eldivenimizin ve kıyafetimizin yalıtkan olması gerekiyor. Biz su üstünü daha çok sevdiğimizi zannetmişiz ama su altı farklı bir dünya. Su altına indikçe daha farklı canlılarla tanışıyorsunuz."
Kübra Özdemir, kardeşi ile ileride bir aile şirketi kurmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.
"Sen kızsın yapamazsın, dediler"
Buket Özdemir de üniversiteye ilk geldiği zaman bazı erkek arkadaşlarının "Sen kızsın, yapamazsın bırak bu bölümü." dediğini ancak bunun üzerine kendisinin daha çok hırslandığını ifade etti. Erkek arkadaşlarının zamanla bu bölümü bitirebileceğine inandığını ve destek verdiklerini anlatan Özdemir, "Bu mesleği yapan erkek meslektaşlarım artık cinsiyet ayrımı yapmıyor." dedi.
Özdemir, mesleğin en zorlu tarafının başlık dalışı yaparken kullandıkları başlığı su üstünde taşımak olduğunu, yani su üstünde, su altından daha fazla zorlandıklarını dile getirdi.
"Bu bölümü sevmemin sebebi denizin altıdır"
Beden eğitimi öğretmeni olmak istediğini ancak babasının isteği üzerine bu bölümü tercih ettiğini aktaran Özdemir, "Her öğrenci gibi öğrenci hayatı yaşamak istiyordum. Ben biraz tepkiliydim aslında bu bölüme. Çünkü ben ablam gibi denizi, yüzmeyi seven biri değilim. 'Suda ne yapacağım?' ben dedim, 'Deniz tutar beni.' dedim ilk başlarda ama şu an seviyorum. Bu bölümü sevmemin sebebi de zaten denizin altıdır." diye konuştu.
İlk yıl üniversiteye isteksiz gittiğini ancak ablası Alev Kübra'nın "Buket ben suyu seviyorum ve kendi bölümümü de sevmiyorum. Bekle beni bir sene. Yanına geleyim, birlikte okuyalım." demesinin kendisini cezbettiğini belirten Özdemir, bu nedenle bir yıl daha bekleyerek ablası ile birlikte eğitime devam ettiğini söyledi.
Kadınlara su altında çalışma izni yok...
Ablasının daha istekli olması nedeniyle işinde daha başarılı olduğunu belirten Özdemir, şunları anlattı:
"Bir şey olduğunda ben hemen geri çekilebilirim, isteksiz olabilirim ama ablam öyle değil. Sanayi dalgıçlığı genellikle erkeklerin tercih ettiği bir meslek. Ben de bu bölüme ilk geldiğimde 'Erkeklerin yapacağı işlerde ne işim var?' demiştim. Ama sonra düşündüm erkekler yapıyorsa biz neden yapmayalım? Evet onlarla aramızda güç farkı olabilir ama bu bizim onların yapabileceği şeyleri yapamayacağımız anlamına gelmez. Bizden başka kızlar da bu bölüme gelsin. Demesinler: Ben burada ne yapacağım?"
Mesleğiyle ilgili iş güvenliği konusuna değinen Buket Özdemir, "Erkekler yaparsa kadınlar neden yapamaz dedim ama şöyle bir sorunumuz var; bizim yasalarımıza göre kadınlar su altında ve yer altında çalışamıyor, izinleri yok. Bu yasanın da düzeltilmesi gerekiyor." dedi.
"Buket yunus, Kübra deniz aslanı"
Su altına karşı bir merakı olmayan hatta yüzmeyi dahi iyi bilmeyen baba Mehmet Hayri Özdemir, tesadüfen duyduğu bu bölümü araştırdıktan sonra kızlarını yönlendirmeye karar verdiğini söyledi.
Özdemir, yaptığı araştırmalar sonunda, bu bölümden mezun olanların iyi iş imkanlarıyla karşılaştığını öğrendiğini anlattı.
Kızı Buket'i yunusa, Alev Kübra'yı ise deniz aslanına benzeten baba Özdemir, kızlarının her şartta çalışabileceğine ve zorlukların üstesinden gelebileceğine inandığını ifade etti.
Mehmet Hayri Özdemir, kızlarının, üniversiteden mezun olduktan sonra "Türkiye'nin ilk kız kardeş sanayi dalgıcı" olacak olmalarının gurur verdiğini dile getirdi.
Vira Haber
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.