Halen Türkiye’de avcılık yoluyla elde edilen su ürünlerinin yüzde 76’sının Karadeniz’den sağlandığını, bu oranının içinde hamsi avcılığının payının yüzde 85 olduğunu belirten Oğuz, bugünkü av filosunun özellikle hamsi stoklarının gücünün üstünde olduğuna dikkat çekti.

“AVCILIK FİLOSU BALIK STOK GÜCÜNÜN ÜZERİNDE”

Karadeniz’in güney kıyıları olarak bilinen Türkiye kıyılarında aşırı derecede hamsi avcılığı yapıldığını ifade eden Oğuz, Karadeniz’in Kuzey (Ukrayna, Rusya) ve Batı (Bulgaristan-Romanya) bölgelerinde balıkçılığın tamamen bittiğini, Türkiye kıyıları olan Güney bölgelerinde ise ciddi miktarda hamsi avcılığı yapıldığına dikkat çekti. Oğuz, “Karadeniz yıllardan beri kuvvetli bir avcılık baskısı altındadır. Türkiye’nin Karadeniz’deki avcılık filosu, bölgenin balık stok gücünün çok üzerindedir. Av miktarı 200 kiloton ile 400 kiloton arasında salınan ve her an için çökebilecek kararsız bir yapı göstermektedir” dedi.

“KARADENİZ’İN EKO-SİSTEMİ REHABİLİTE EDİLMELİ”

Aşırı avcılık sebebiyle Karadeniz’in ekolojik yapısının balık stokları ve çeşitliliği açısından son derece kötü durumda olduğuna dikkat çeken ve bölgede bazı balık türlerinde boy ve ağırlık yönünden ciddi değişimler yaşandığını kaydeden Oğuz, Karadeniz’in eko-sisteminin rehabilite edilmesi gerektiğine de dikkat çekerek şöyle konuştu: “Uskumru, kofana, torik, çinekop tamamen kaybolmuş, palamut ve lüfer, hamsi ve çaça balıklarının stoku, boyu ve ağırlığında olumsuz yönde ciddi değişimler ortaya çıkmıştır. Türkiye olarak, söz konusu olumsuz yapının giderek iyileştirilebilmesi amacıyla deniz ekosistemini bir bütünsellik içinde değerlendirip yönetme becerisine sahip bir Ekosistem Kökenli Balıkçılık Yönetimi stratejisinin geliştirilmesine ivedilikle başlanmalıdır. Bu çalışmaların 2020 yılından itibaren Avrupa Birliği ülkeleri tarafından uygulanmaya konulacak olan ‘Marine Strategy Framework Directive’in kapsamı ve ruhu ile paralellik arz etmesi faydalı olacaktır. Ancak, Karadeniz’in diğer Avrupa denizlerine göre çok daha kötü olan yapısal durumu rehabilitasyon çalışmalarının daha köklü bir şekilde gerçekleştirilmesini gerekli kılmaktadır. Bu yönde geliştirilecek stratejinin uzun ölçekli ana hedefi var olan hamsi avcılığını sürdürebilir kılmaktan ziyade, 1970’den öncekine benzer bol çeşitliliğe dayalı balıkçılık ile kararlı ve sıhhatli bir eko-sistem yapısını yeniden tesis etmek olmalıdır”

virahaber.com