Kadınlar Günü’nün ışıltısı denizden geldi
Türk denizcilik sektörünün çeşitli alanlarında çalışan kadınların ilk defa bir araya geldiği "Yakamoz: Deniz ve Kadın Sempozyumu dün Green Park Otel’de gerçekleştirildi.
Meral Çinar - Vira Haber
TMMOB Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası'nın öncülüğünde Gemi Mühendisleri Odası, Deniz Ticaret Odası, Denizcilik Federasyonu, Wista Turkey ve Türk Armatörler Birliği'nin eş başkanlığında İstanbul'da düzenlenen "Yakamoz: Deniz ve Kadın" Sempozyumu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde gerçekleştirildi.
Türk denizcilik sektörünün çeşitli alanlarında çalışan kadınlar, tarihte ilk defa sektörde farkındalık oluşturmak ve kadınların sorunlarına çözüm üretebilmek için gemi kaptanı, gemi baş mühendisi, makine-güverte zabiti, akademisyen, gemi inşa mühendisi, broker, avukat, işletmeci ve gemi işletmelerinde yönetici olarak görev yapan kadınlar, bir araya geldi. Sempozyuma çok sayıda denizcilik öğrencisi, aktif çalışan ve denizcilik sektörünün önde gelen isimlerinden Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan, Gemi Mühendisleri Odası Başkanı Sinem Dedetaş, Gemi Makinaları İşletme Mühendisleri Odası Başkanı Feramuz Aşkın, TOBB Başkan Vekili Halim Mete’de katıldı.
Önemli olan doğru rotayı hep beraber çizebilmek
Sempozyumun ilk açılış konuşmasını yapan Düzenleme Kurulu Üyesi Kaptan Seda Turhan önce Yakamoz’un hikayesini anlattı. GEMİMO Kadın Çalışma Grubunun öncülüğünde sektörde gördükleri sorunları farklı platformlarda dile getirmeye çalıştıklarını söyleyen Turhan , “Önceliğimiz kız öğrencilerin staj problemiydi. Çalışmalarımız sonunda gördük ki bünyesinde yıllardır kadınları çalıştıran sektörümüz sonuçlar karşısında endişe duydu. Aldığımız geri dönüşlerle anladık ki bu konuda mutlak bir farkındalık sağlamak gerekiyor. Doğru zamanda doğru yerde tekrar gündeme getirmek istedik. İlk fikir ortaya konulduğu andan itibaren sempozyuma sahip çıkan sempozyum eş başkanlarımız Feramuz Aşkın’a, Metin Kalkavan’a, Sinem Dedetaş’a, Bedri İnce’ye, Erkan Dereli’ye ve Halime Can’a teşekkür ediyorum” dedi.
Kadınlar için anlamlı bir gün olan 8 Mart’ı en güzel şekilde geçireceklerini söyleyen Turhan, “Bu kadar idealist kadının olduğu yerde farklılıklar olmalıydı. El emeği göz nuru diyerek kendi tasarımlarımızı yapmaya çalıştık. Yakamoz dedik ismimize; denizin ışıltısı kadınlarımız. Ancak bu ışıltıyı göremeyenler de var. Biz de sizler için bir araya gelerek neler yaptık, nerelere geldik, buralara gelirken ne tarz sorunlar yaşadık, hala devam eden hangi sorunlarımız var gündeme taşımak ve sektörümüzde bir farkındalık yaratmak istedik. Sempozyumumuzun hedefi sektördeki kadınların sorunlarına dikkat çekmeyi başarabildiğimiz bu günlerde çözümü için en doğru rotayı sizlerin de katılımıyla hep beraber çizebilmek” dedi.
8 Mart bir mücadele tarihidir
8 Mart Dünya Emekçi Günü’nün tarihçesini anlatan Sinem Dedetaş, “8 Mart sınıflı toplumlarda, kadının erkeğe kıyasla daha aşağıda statüsüyle, kadının ekonomik ve sosyal yaşamdaki eşitsizlik durumuyla, çalışan kadınların karşılaştıkları sorunlar ve bu sorunların çözüm çabaları ile mücadele tarihidir. Biraz daha bize özelleştirirsek yüzde bin 400 artmış kadın cinayetleriyle, eşit işe eşit ücret isteğiyle, kız çocuklarının eğitim ve fırsat eşitliğiyle ve kadının yeri evinin içinin içidir anlayışı ile mücadelenin tarihidir. Nasıl ki kadının iş hayatına girişi, bunun arzulanması ve teşvik edilmesi, Fransız Devrimi’nden sonra hiç de tesadüfi olmayan bir ekonomi gerekliliği neticesiyle şu anda kadın sorunu olarak konuştuğumuz ve konuşacağımız her şey aslında ekonomik bir sistemler neticesinde ortaya çıkıyor. Bildiğiniz gibi yüksek bir işsizlik oranıyla baş başayız. Tabii ki kadının eve dönmesi, çocuklarıyla ilgilenmesi ve çalışma hayatından çekilmeleri gerekiyor. Öncelikle bu içinde bulunduğumuz durumun ve sistemin bizi buna zorladığının ve kadın sorunu olarak konuştuğumuz her şeye dikkat çekerek başlamak istedim. İçinde olduğumuz ekonomik sistemin çıkış noktası ne yazık ki çatışmalar ve savaş ortamı. Savaşı da besleyen en önemli unsur ayrışma. Bunun özellikle üzerinde duracağımız şey ise cinsiyet ayrımcılığı. Ne zaman ki, insan haklarını bırakıp kadın hakları olarak kurduğumuz her cümle, aslında cinsiyet ayrımcılığının altını çiziyor ve eşitsizlik ilkesi ile çatışıyor. Denizde erkek gibi bir konu konuşmuyoruz. Ama denizde kadını konuşuyoruz, dikkat çekiyoruz. Dolayısıyla bu eşitsizliği kabul ediyoruz” dedi.
Kadınla erkeğin farklı olduğunu ancak bu farklılıkların bir eşitsizliğe neden olmaması gerektiğini belirten Dedetaş, “Bahsettiğim gibi bu sistem savaşa ilişkin bir sistem ve savaş da en çok doğaya ve kadına zarar veriyor. Bizler, kadınlar olarak mücadele ederiz ama yıkmayız, öldürmeyiz. Çünkü kadın üretir, hayatı kuran ve örgütleyendir. Ne zamanki kadını kadın olarak konuşmayacağız o zaman mutlu, medeni ve ilerlemiş olacağız” dedi.
Kız öğrencilere pozitif ayrımcılık
Açılış konuşmasında konuşan sempozyum eş başkanlarından Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan oda olarak kadınlara pozitif ayrımcılık yaptıklarını söyledi. “Piri Reis Üniversitesi staj gemisinde tüm kız öğrencilerimize öncelik verdik. Kadınlar için eşit haklar ortaya çıkarmak lazım. Bugünkü toplumumuzda ciddi mesafe kaydetti. Geçen sene komiteler toplantısında staj imkanını dile getirdi. Biz orada bütün üniversiteler için pozitif ayrımcılık yaptık. Kız çocuklarımıza öncelik vererek staj imkanlarını sağlamaya çalıştık. Şimdi onu büyüteceğiz. Önümüzdeki birkaç senede bu sorunun tamamını çözmüş olacağız” dedi.
Kadınlarımızın görüşleri çok değerli
Birbirini dinlemek ve anlamak adına sempozyumun amacının çok güzel olduğunu ve desteklediğini belirten Kalkavan, “Kadınlara söyleyeceğim şey, geriye bakmayalım. Yapıcı olarak önümüze bakalım. Kadınlarımızın görüşlerinden yeterince faydalanmıyoruz. Bu üzücü bir durum. Halbuki çok değerli beyinler. Toplumun içinde her safhada kadın beyninin girmesini sağlamak lazım. Esas hedefimiz her ortamda politikada, çalışma hayatında, kurumlarda olsun bunu desteklememiz lazım. Bunu kişi ve kurum olarak destekliyoruz. Çalışırken karı koca deniz çıkmak için izin istedi verdik. Çok da başarılı olduk. Kaşif Bey’in bir vasiyeti vardı; bir masada kavga çıkmasını istemiyorsan bir kadın bulundur derdi. Kadının geldiği o yerde ne kabalık oluyor, herkes kendine çeki düzen veriyor. Biz kadınlara gönülden pozitif ayrımcılık yapmaya çalışıyoruz. Geleceğe çok pozitif baktığımızda kadınlarımızın önü çok açık. Bu açıdan sempozyumu merakla izleyeceğim” dedi.
ViraHaber.com
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.