İTÜ ve PRÜ “Denizcilik Sektöründe Kadın” Çalıştayı Düzenledi
İstanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi ve Piri Reis Üniversitesi Denizcilik Fakültesi tarafından 8 Mart Salı günü "Denizcilik Sektöründe Kadın" çalıştayı düzenlendi.
İstanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi ve Piri Reis Üniversitesi Denizcilik Fakültesi tarafından gerçekleştirilen "Denizcilik Sektöründe Kadın" çalıştayı Vira Haber Genel Koordinatörü ve Deniz Kültürü Derneği Başkanı Ayşe Olcay moderatörlüğünde Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Oral Erdoğan, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektör Yrd. Prof. Dr. Lütfiye Durak Ata, GEMİMO Yönetim Kurulu Başkanı Feramuz Aşkın, PRÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şebnem Helvacıoğlu, İTÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özcan Arslan, Türk Uzak Yol Gemi Kaptanları Derneği (TÜRKKAPDER) Yönetim Kurulu Başkanı Kaptan Zafer Akbulut, sektör temsilcileri ve öğrencilerin katılımı ile yapıldı.
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan PRÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şebnem Helvacıoğlu, 8 Mart gününün kadınlara armağan ediliş tarihinden bahsederek “Bugün dünyanı en eski, insanın merakından doğan, belki de en zor mesleklerinden biri olan denizciliği; 8 Mart Kadınlar Günü dolayısıyla kadın üzerinden konuşacağız. Bu özel günün ilk temelleri kadınlara bir gün ayrılması için 1908’de İngiltere’de atılıyor. Bunun arkasından 1910 senesinde kadınlar gününün kutlanılmasına karar veriliyor. Bu kararın nedeni kadınların oy hakkı kazanma ve sosyal yaşamda daha fazla yer alabilmesi mücadelesi” diye konuştu.
Ardından kürsüye gelen GEMİMO Yönetim Kurulu Başkanı Feramuz AŞKIN, konuşmasına 8 Mart Kadınlar günü için mücadele veren ve halen mücadelesine devam eden kadınları anarak başladı. Kadınların günlük yaşam ve iş hayatındaki varlıklarına dair veriler paylaşan Aşkın, en az bir eğitim düzeyini tamamlayan kadın oranının yüzde 87,7 olduğunu hatırlatarak şöyle devam etti: “Kadınların ,istihdam oranı erkeklerin yarısından daha az, en yüksek kadın istihdam oranı yüzde 64,7 iken en düşük istihdam oranı ise yüzde 12,6. Yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 65,6; kadın büyükelçi oranı yüzde 26,5; kadın milletvekili oranı yüzde 17,4; yükseköğretimde görevli profesörler içinde kadın profesör oranı yüzde 32,4; yönetici kadın pozisyonundaki kadın oranı yüzde 19,3.”
Feramuz Aşkın: Kadın İnsandır, Bizlerse İnsanoğlu
Kadınların eğitim seviyelerinin eşlerine göre yüzde 15,4 daha yüksek olduğunu vurgulayan Aşkın, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün toplumsal cinsiyet konularında önemli adımlar attığını hatırlatarak, TMMOB Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası olarak 2016 yılından beri sürdürdükleri Yakamoz: Deniz ve Kadın Sempozyumunun 18 Mayıs Uluslararası Denizci Kadınlar Günü’nde sürdürecekleri bilgisini verdi. Denizci kadınları denizin ışıltısı Yakamoz olarak andıklarını ifade eden Aşkın, “Karanlıkta tüm sektörü aydınlatacağına inandık ve sektördeki aslında cinsiyet eşitsizliği olarak tanılanan bu bilgiyi kırmak, yok etmek için tüm bu davaya inanlarla yola çıktık. Hep beraber güçlenerek devam edeceğimize ve dünyadan çok daha önce sektörde cinsiyet denkliğini yakalayacağımıza eminim. Dünya kadının emeği ile güzelleşir. Unutmayalım kadın insandır, bizler ise insanoğlu. Dünyada eşitlik ve adalete inanan ve bu yolda mücadele eden herkesi sevgi ve saygıyla selamlıyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Özcan Arslan: Denizcilik Kadın Mesleğidir
Kadınların denizcilik sektörüne girişinden ve zaman içinde büyük bir dönüşüm yaşandığına dikkat çeken İTÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özcan Arslan, kadınların denizcilik sektöründe büyük başarılara imza attığını anımsattı. Kadınların açılmayan kapıları açtıklarını ve bu başarılar sayesinde mezun olan kadınlara da öncülük ederek istihdam oranını attırdıklarını dile getiren Arslan, şöyle devam etti: “Bugün hala bazı sektördeki şirketlerin kadın stajyer almıyoruz, mezun çalıştırmıyoruz gibi yaklaşımı var ama bu artık ilkel yaklaşımı yakın zamanda yerle bir olacağını düşünüyorum. Çünkü kadınlar bu yaklaşımı başarıları ve çalışmalarıyla kırdılar, biz de buna çok yakından şahitlik yaptık. Kadınların gücünden sektör olarak biz daha nasıl faydalanırız ve kadınları daha üst noktalara nasıl taşıyabiliriz ki onlar kendilerini zaten taşır bunları tartışacağız. Bizim çalıştığımız AB projesinde, Türkçesi sağlamlık, esneklik, dayanıklılık ifade edilen bir kavram var. Erkek ve kadını karşılaştırırlarken erkek anlık gücü ifade ederken kadın sürekli gücü ifade ediyor. Aslında artık günümüzde denizcilik anlık güçle değil; sürekli sağlam esnek irade sahibi bir güçle yürütülen bir meslek. O yüzden diyorum ki denizcilik bir kadın mesleğidir ve kadınlarla beraber denizcilik mesleği çok daha üst noktalara gelecek."
Lütfiye Durak Ata: Kadın Denizcilerin Önü Açık
Açılış konuşmaları İstanbul Teknik Üniversitesi Rektör Yrd. Prof. Dr. Lütfiye Durak Ata ile devam etti. Denizcilik sektöründeki kadınların 21. yüzyıl ile birlikte sektörü daha da ileri taşıyacağını ifade eden Ata, denizcilik çalışmalarının tasarımdan mühendisliğe, hukuktan yönetime ve araştırmanın çeşitli alanlarına kadar çok geniş bir çerçeveye oturduğu kaydetti. Bilişim ve haberleşme alanında yaşanan gelişmelerle birlikte yapay zekanın ön plana çıkarak aslında fiziksel gücü arkada bıraktığını bu yaklaşımla kadının gücünün daha da ortaya çıkacağını değerlendiren Ata, kadın denizcilerin önünün açık olacağını söyledi.
"Denizcilerin Bizlere Yol Göstereceğini Düşünüyorum"
Öte yandan üç tarafı denizlerle çevirili ülkemizde kız öğrencilerin daha çok denizcilik mesleğine yönelmesi için sektörün aktif rol oynaması gerektiğine vurgu yapan Ata, şöyle devam etti: "Biz Pasifik’ten Atlantik’e yer yüzünün ne kadar denizlerinde var olursak aslında dünyadaki barışın ve iyiliğin de artmasına da o kadar vesile olacağımıza inanıyorum. Ben denizcileri biraz yer yüzündeki astronotlar gibi değerlendiriyorum. Buradan ikinci noktaya geçmek istiyor um. Bizler için bir metafor ama sizler için bir realite. Hepimiz aynı gemideyiz diyoruz. Siz bunu realitede yaşıyorsunuz. Aslında ne kadar farklılıklar olsa da bu Covid-19 salgını döneminde de gördüğümüz gibi karşılaşılan zorluklar aramızdaki farklılıkları yok etti aslında. Herhangi bir zorluk ve sıkıntı olduğu zaman gerçekten dünyada da hepimiz aynı gemideyiz. Küresel, ekolojik sorunlar, barış gibi başarmamız gereken çok önemli meseleler var. Ve bu konularda aslında denizcilerin bizlere yol göstereceğini düşünüyorum. Çünkü siz aynı gemide hedefinize başarıyla yürüyorsunuz."
Oral Erdoğan: Mücadele Eden Kadınları Saygıyla Anmalıyız
Son konuşmayı yapmak üzere kürsüye gelen Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Oral Erdoğan ise kadınlara verilen haklar, kadının değeri ve denizcilik sektöründeki kadınlar konusuna değinerek mücadele eden kadınları saygıyla anıp, anlamak gerektiğine dikkat çekti.. Piri Reis Üniversitesi Denizcilik Fakültesi’nde birincilerin genellikle kadın öğrencilerden olduğunu söyleyen Oral, denizlerde de ciddi oranda kadın başmühendis ve kaptan olduğunu kaydetti.
Açılış konuşmalarının ardından ilk panele geçilerek Kpt. Merve Soykan Alsancak, Baş Müh. Başak Özdemir, Üsküdar Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, Gedik Üniversitesi Öğr. Üyesi Dr. Ece Erbuğ, WISTA saymanı Ayşegül Şentürk Görür ve Deniz Çalışanları Dayanışma Derneği’den (DAD-DER) Muzaffer Civelek tarafından denizde çalışan kadınların mesleklerine katkısı; sosyolojik, psikolojik, hukuksal ve mesleki açıdan değerlendirildi.
Ayşegül Şentürk Görür: İlk Sıkıntılar Stajda Başladı
Panelin açılış konuşmasını yapan WISTA Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Ayşegül Şentürk Görür, sözlerine Ukrayna’da yaşanan savaşın son bulması temennisinde bulunarak başladı. Kendi çalışma hayatında yaşadığı sorunlar ve edindiği tecrübelerden bahseden Görür, sıkıntıların ilk olarak üniversiteye kayıt yaptırırken başladığını ifade etti. Kadın olarak bu mesleği seçmesi ile ilgili motive düşürücü tepkilerle karşılaştığını kaydeden Görür, şöyle devam etti: “ 1. sınıf bittikten sonra Antalya Liman Başkanlığı’na giderek staj için başvuruda bulundum. Ticari bir gemi deneyimlemek sektörü tanımak istedim. Ancak liman başkanlığında ‘kızım sana göre iş olmaz, burası çok tehlikeli bir saha, seni koruyamayız, burada iş makineleri var. Sana bir acentede iş bulalım sen oraya git’ dediler. Daha sonra beni bir acentaya yerleştirdiler. Orada staja başladım ve üniversiteyi bitirdiğimde 6. stajımı tamamlamıştım. Bu stajlarımı konteyner, kuru yük gibi çeşitli alanlarda yaptım.”
Tankerle ilk tanışmasının Petrol Ofisi ile olduğunu kaydeden Görür, WISTA Türkiye hakkında bilgi vererek konuşmasını sonlandırdı.
“Denizde Kadın Değil, Denizde İnsan Olması Lazım”
Panelde ikinci konuşmacı olarak Kaptan Merve Soykan Alsancak, söz aldı. Konuşmasına 2009 yılında birincilik derecesi ile İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mezun olduğunu bilgisini vererek başlayan Alsancak, staj dönemi sırasında yaşadığı sorunlara değindi. O dönemlerde şirketlerin kadınların tankerde çalışmasına alışkın olmadıklarını ancak kendisinin bu ön yargıyı kırmak için çabaladığını dile getiren Alsancak, “Bu meslek erkek mesleği olarak görüldüğü için kadın ne kadar yapabilir gibi bir düşünceleri vardı. Bu anlamda birçok zorlukla karşılaştık, mobinge maruz kaldık. Çünkü hep erkek mesleği olarak görülüyordu. Ön yargıları yıkmak için hep bir savaş içerisindeydim, mücadele ettim. Hayatımla ilgili kararları başkalarına göre mi vermeliydim yoksa kendim mi yön vermeliydim? Kendi kendime dedim ki zorluklar olsa da önemli değil. Ben istediğim sürece, mesleğimi istediğim şekilde icra etmeliyim” diye konuştu.
İşi konusunda kendisine destek verenlerin çok olduğunu vurgulayan Alsancak, “Ailem de her zaman destekçim oldu. Bu konuda çok şanslıyım. İşim ve ideallerin her zaman çok önde oldu. Onları utandırmamaya, hep daha iyisini yapmaya çalıştım. Kimsenin bu konuda geri adım atmaması gerektiğini düşünüyorum. Bazı sorunlar çıkabilir ama bunlar sizi yönlendirmesin. Onlar yüzünden hedeflerinize ulaşamıyor olmayın. Denizde kadın değil; denizde insan olması lazım. Artık bunların aşılması gerekiyor. Eğer ki amacımız mesleğimizi en iyi şekilde icra etmekse cinsiyet ayrımcılığı olmaması gerekiyor. Her işi kadın da yapıyor erkekte yapıyor. Cinsiyetin bir önemi yok. İşi güzel yapan insan, erkekte olsa kadın da olsa yapıyor. Bizler mesleğimize abandığımız sürece altından kalkamayacağımız hiçbir şey yok. İş kişinin kendisinde bitiyor” dedi.
Başak Özdemir: İstanbul Sözleşmesi Yaşatır
Üçüncü konuşmacı olarak söz alan Başmühendis Başak Özdemir de, kendi tecrübelerini anlattı. Kendisi ile aynı yolda yürüyecek olan kadınlarla bir araya gelmenin heyecan verici olduğunu ifade etti.
Mesleğe ilk başladığı zamanlarda hiç kadın başmühendis olmadığını bu sebepten ötürü sektördekilerin ve kendilerinin bir bilinmezlik içinde olduğunu kaydeden Özdemir, stajyerlere de yetiştirilecek insan gözüyle değil ucuz işçi gözüyle bakıldığını vurguladı. Birçok şirketten makineci kadın olduğu için geri çevrildiğini dile getiren Özdemir, "6. kez gittiğim bir şirkette personel müdürü olan abimiz bana ‘kızım anlamıyor musun, stajyer almıyoruz dedi’ bende ısrarlı olduğum için beni aldı. O zaman fark ettim ki şirketlerdeki insanları ne kadar istekli olduğumuz konusunda ikna etmek durumumuz var. Erkeklerin böyle bir zorluğu yoktu. Daha sonra gemiye çıktım ve taciz, mobing, yıpratma politikası bunlarla karşılaştım. Gemide attığınız her adım, saçınızı toplama şeklinizden oturup-kalkmanız bile göz üzerinde oluyor" diye konuştu.
Bu yolculuğun zorlu olduğunu ancak kendisinin önünde iki seçenek olduğunu hedefine başucuna koyduğu başmühendis apoletleri ve Nazım Hikmet’in dizeleriyle ulaştığını kaydeden Özdemir, panele gelen denizci kadınlara şöyle seslendi: “Bu süreçte bir ablanız ve meslektaşınız olarak söyleyebileceğim, kimsenin size ne yapıp yapmayacağını söylemesine izin vermeyin. Siz istiyorsanız, konu kapanmıştır. Tacize, mobinge asla sessiz kalmayın. Bu konuda size yardımcı olabileriniz, ablalarınız veya sivil toplum kuruluşlarıyla teması kesmeyin. Gemide kadınları rakip görmeyin. Çünkü bizim Türkiye’de sadece denizci kadın olmak değil, Türkiye’de kadın olmak başlı başına bir mesele. O yüzden birbirimize destek olmak zorundayız. Faydası yok tek başına ya hep beraber, ya hiç birimiz. Türkiyeli bir kadın olarak konuşmamı şöyle noktalamak istiyorum: İstanbul sözleşmesi yaşatır.”
Özdemir'in konuşması sonrasında kürsüye gelerek sunum yapan Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, toplumsal roller ve çalışma hayatına değinerek bir sunum gerçekleştirdi. Üsküdar Üniversitesi bünyesinde çözüm odaklı kadın sorunları uygulama ve araştırma merkezi olduğunu; burada emekçi kadınların görülmemesi ve bunun altında yatan sorunları tespit edip çözüm üretmek için çalışmalar yürüttüklerini kaydetti.
Ünal’ın ardından İstanbul Gedik Üniversitesi Öğretim Üyesi Ece Erbuğ, toplumsal cinsiyet rollerine hakkında; DAD-DER kurucusu ve ITF Türkiye enspektörü Muzaffer Civelek ise DAD-DER’in faaliyetleri ve gemilerde kadınların yaşadığı sıkıntılara dair bilgi verdi.
Soru- cevap bölümü ile sona eren 1. panelin ardından 2. panel için İstanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesine geçildi.
Türk denizciliğine kadın çalışan stratejisi ve poltikalarının geliştirilmesinin fırsat eşitliği, cam tavan, maaş eşitsizliği ve sosyal haklar gibi alt başlıklar altında değerlendirildiği 2. panelin moderatörlüğünü TMMOB Gemi Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Gizem Çevik üstlendi. Panele konuşmacı olarak Kaptan Merve Soykan, Muzaffer Civelek, İrem Arıcan ve Aslı Arslan katıldı.
Vira Haber
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.