İTÜ, Deniz Suyunu Hibrit Teknolojisiyle İçme Suyuna Dönüştürecek
İTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Yüksel İmer ile ekibi, hibrit termal ve ayırma teknolojisi ile deniz sularını yüzde 40 daha az maliyetle içilir ve kullanılır hale getirecek.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), termal yöntemleri ve ayırma proseslerini içeren hibrit teknolojiyle deniz suyunu yüzde 40 daha az maliyetle ve çevreci yöntemlerle içme ve kullanma suyuna dönüştürecek.
İTÜ İnşaat Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Yüksel İmer ve ekibi, Türkiye ile Katar arasındaki uluslararası iş birliği kapsamında deniz suyunu daha ucuz maliyetle sürdürülebilir ve çevreci teknikler kullanarak, içme ve kullanma suyuna dönüştürmek için çalışma başlattı.
Bu kapsamda ekip, hibrit termal ve ayırma teknolojisiyle daha düşük kalitede ve yüksek tuzlulukta olan deniz sularını hem daha düşük maliyet hem de yüksek verimlilikte içme ve kullanma suyuna dönüştürmeyi hedefliyor.
Hamad Bin Khalifa Üniversitesi Çevre ve Su Ensititüsü ile Gebze Teknik Üniversitesinin de yer aldığı, Doç. Dr. İmer'in ise yürütücüsü olduğu "Yüksek Tuz Konsantresi Arıtımı ve Deniz Suyu Desalinasyonu İçin İleri Membran Distilasyon Teknolojisinin Geliştirilmesi" projesi, Katar Ulusal Araştırma Fonu Öncelikli Araştırma Programı kapsamında 540 bin dolarlık ortak destek almaya hak kazandı.
Doç. Dr. İmer, yaptığı açıklamada, su kıtlığının tüm dünyada temel bir problem olduğunu, alternatif su kaynakları için uygun teknolojilerinin geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
Dünyada endüstrileşmenin ciddi boyutlarda olması, nüfus artışı ve iklim değişikliğinin su kaynakları üzerindeki baskıyı artırdığını belirten İmer, "Özellikle temiz, ulaşılabilir su miktarları gün geçtikçe azalıyor. Projede de deniz suyundan içme ve kullanma suyu elde etmeyi hedefliyoruz." dedi.
İmer, projede Katar ve Türkiye ekibinin denizden su elde edilmesi noktasında güvenilirliği belirlenmiş teknolojileri bir araya getirmeye çalıştığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Katar ekibinin termal desalinasyon teknolojisi ile ilgili daha önce yaptığı bazı pilot ve saha çalışmalarından elde ettikleri deneyim, bizlerin de İTÜ'de geliştirdiğimiz birtakım ayırma proseslerinde kullandığımız nanolif yapılı malzemeler ve yüksek verimliliğe sahip filtrelerimiz var. Dolayısıyla bu iki sinerjiyle birlikte şu anda termal ve ayırma teknolojisi diye adlandırdığımız çift katmanlı bir teknikle bu projeyi gerçekleştireceğiz. Projenin nihai hedefi aslında deniz suyundan yüksek verimlilikle içme ve kullanma suyu elde edilmesini sağlamak. Termal sistemlerle çok yüksek verimlilikle su elde edebiliyoruz ama bu sistemlerin en büyük dezavantajı tabii ki maliyet. Biz, bu teknolojilerin avantajını dezavantajını bir araya getirerek giriş miktarının yüzde 90'ına kadar temiz su elde edilmesini sağlayacağız."
"Deniz suyu, su kıtlığına bir çare olacak"
İmer, deniz suyunu temiz suya dönüştürürken yüksek miktarda tuz akımının tekrar denize verildiğini kaydetti.
Bu durumun deniz ekosistemini olumsuz yönde etkilediğini dile getiren İmer, "Projemizde geliştireceğimiz teknikte denize dönen akımın, ekosisteme baskı yapmaması üzerine daha çevreci, daha sürdürülebilir bir yönetim anlayışı ile kontrolü sağlanacaktır. Dolayısıyla aslında tamamen çevreci ve sürdürülebilir bir desalinasyon teknolojisi geliştirmeye çalışıyoruz." diye konuştu.
İmer, denizden elde ettikleri temiz suyun her alanda kullanılabileceğinin altını çizdi.
Deniz suyunun kullanılmasının su kıtlığına bir çare olacağını vurgulayan İmer, "Her ülkenin gelecekteki en büyük problemi su kıtlığı olacak. Dolayısıyla deniz suyu bunun için oldukça iyi bir alternatif. Bizim de hedefimiz üç yıl sürecek proje çalışmalarımız sonunda gerçekten saha ölçeğinde bu teknolojilere hazır hale gelmek ve olası bir su kıtlığı durumunda deniz suyunu alternatif bir su kaynağı olarak hali hazırda tutabilmek." ifadelerini kullandı.
"Suyu dönüştürürken harcanan enerji miktarını azaltacağız"
Temiz su elde etmenin maliyetli bir iş olduğunu, önemli miktarda enerjinin kullanıldığını anlatan İmer, şunları kaydetti:
"Bizim burada gerçekleştirmeyi planladığımız hibrit teknoloji ile hem termal hem de ayırma prosesleri ölçeğinde yapılan ön çalışmalarda yüzde 40 oranında maliyeti azalttığımızı belirledik. Hedefimiz bunu daha da aşağılara çekmek ve suyun birim maliyetini daha düşük bir şekilde ekonomik olarak da faydalanabilir hale getirmeye çalışmak. Yani hem suyu dönüştüreceğiz hem de o suyu dönüştürürken harcanan enerji miktarını da azaltacağız."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.