İstiklal yolunda atılan ilk adım
Bir asır önce başladı bir milletin yeniden doğuş hikâyesi... Her yeri zaptedilmiş, her karışına bir emperyalist namlusunu çevirmiş halde beklerken, koca bir yangını göğüsleri siper ederek durdurmanın efsanesi...
Mustafa Kemal Paşa 16 Mayıs 1919'da Bandırma Vapuru'yla çıktı yola işgal altındaki İstanbul'dan...Dalgalı suları aşarak vardı 19 Mayıs'ta Samsun'a... Vatanı namus bilenlerin omuz omuza vererek Havza'da, Amasya'da, Erzurum ve Sivas'ta birlikte çıktıkları bu yolda, yürekler birleşti. 23 Nisan Cuma günü 1920'de milletin meclisinin kapıları açıldı.
1919 senesinin başlarında İngilizler, Türklerin Pontusçulara yönelik olarak geliştirdiği direniş hareketinden rahatsız olmaya başladı. Damat Ferit Paşa, Sadrazam olmasının ardından sorunun çözümü için yollar aramaya başladı. 30 Nisan 1919 tarihinde 9. Ordu Müfettişliğine getirilen Mustafa Kemal, Samsun'a, şu görevlerle gönderildi:
Görev bölgesindeki iç huzuru sağlamak
Silah ve cephaneleri toplamak
Vatandaşlara silah dağıtılmasını engellemek ve bunu yapan kuruluşları ortadan kaldırmak
16 Mayıs 1919 tarihinde Mustafa Kemal, 9 uncu Ordu Müfettişi olarak Samsun'a gitmek için, Bandırma Vapuru ile İstanbul'dan ayrıldı. Mustafa Kemal’in 16 Mayıs 1919 sabahında Bandırma Vapuru ile çıktığı yolculuk çok çetin geçti. Bu şartlarda yolculuk üç gün sürdü. Bandırma Vapuru ile Samsun'a hareket eden Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı.
Samsun İngilizlerin denetiminde olduğu için, milli mücadele adına istediklerini gerçekleştiremeyeceğini fark eden Mustafa Kemal, 25 Mayıs’ta Havza'ya geçti. Samsun'a çıkışını Mustafa Kemal, Nutuk'ta şöyle anlatmıştır:
"1919 yılı Mayıs'ının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. Genel durum ve manzara: Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu durum, Dünya Savaşı'nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes antlaşması imzalamış, Büyük Harbin uzun yılları boyunca, millet yorgun ve fakir bir halde. Milleti ve memleketi Dünya Savaşı'na sokanlar, kendi hayatları endişesine düşerek memleketten kaçmışlar. Saltanat ve hilafet makamında bulunan Vahdettin, soysuzlaşmış, şahsını ve yalnız tahtını emniyete alabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükümet aciz, haysiyetsiz, korkak, yalnız Padişahın iradesine tabi ve onunla beraber şahıslarını koruyabilecek herhangi bir duruma razı, ordunun elinde silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta. İtilaf Devletleri, ateşkes antlaşmasının hükümlerine uymağa lüzum görmüyorlar. Birer vesileyle itilaf donanmaları ve askerleri İstanbul'da Adana vilayeti Fransızlar, Urfa, Maraş, Gaziantep İngilizler tarafından işgal edilmiş. Antalya ve Konya'da İtalya askeri birlikleri, Merzifon ve Samsun'da İngiliz askerleri bulunuyor. Her tarafta yabancı subay ve memurlar ve ajanlar faaliyette. Nihayet başlangıç kabul ettiğimiz tarihten dört gün önce 15 Mayıs 1919'da İtilaf Devletleri'nin uygun görmesiyle Yunan ordusu İzmir'e çıkartılıyor. Bundan başka, memleketin her tarafından Hristiyan azınlıklar gizli, açık milli emel ve maksatlarını gerçekleştirmeğe, devletin bir an evvel çökmesine, çalışıyorlardı."
Mustafa Kemal ile Samsun’a Çıkanlar
Kurmay Albay Kazım Dirik Müfettişlik Kurmay Başkanı
Kurmay Albay Mehmet Arif Ayıcı Kurmay Başkanı Yardımcısı
Kurmay Binbaşı Hüsrev Gerede Birinci şube müdürü
Binbaşı Kemal Doğan Müfettişlik Topçu Kumandanı
Dr. Albay İbrahim Tali Öngören Ordu Sıhhiye Başkanı
Dr. Binbaşı Refik Saydam Sıhhiye Başkan Yardımcısı
Yüzbaşı Cevat Abbas Gürer Müfettişlik Başyaveri
Üsteğmen Muzaffer Kılıç Müfettişlik ikinci Yaveri
Yüzbaşı Ali Şevket Öndersev Müfettişlik Emir Subayı
Üsteğmen Hayati, Kurmay Başkanı Emir Subayı
Yüzbaşı Mümtaz Tünay
Yüzbaşı İsmail Hakkı
Yüzbaşı Mustafa Süsoy Karargah komutanı
Üsteğmen Abdullah, İaşe Subayı
Birinci Sınıf Katip Faik Aybars Şifre Katibi
Dördüncü Sınıf Katip Memduh Şifre Katibi Yardımcısı
3.Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet Bele
Üsteğmen Hikmet Gerçekçi Alb. Rafet Bey'in yaveri
Doğu Cephesi'nde başladı ilk taarruz. Batı cephesinde Birinci ve İkinci İnönü muharebeleriyle devam eden kahramanlığın hikayesi, 23 Ağustos 1922'de Sakarya'da, 26 Ağustos 1922'de Büyük Taarruz'da destana dönüştü. 9 Eylül'de İzmir'de Yunan Orduları'nın denize dökülmesiyle taçlandı. Yüzyıl önce yeniden dikilen filiz, 1923'te bağımsız bir cumhuriyet çınarının gövdesi olarak büyümeye başladı.
Vira Haber
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.