İMEAK DTO’nun 1. Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısı Yapıldı
İMEAK Deniz Ticaret Odası’nın 10. Dönem 1. Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısı, 16 Aralık Cuma günü, Piri Reis Üniversitesi Rıdvan Kartal Konferans Salonu’nda yapıldı.
Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran’ın Başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan, Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürü Salih Tan, Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Durmuş Ünüvar ve İMEAK DTO Meclis Başkanı Başaran Bayrak, Gemi, Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cem Seven, GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran, Deniz Temiz Derneği / TURMEPA Yönetim Kurulu Başkanı Şadan Kaptanoğlu, TÜRDEF Yönetim kurulu başkanı Arif Bostan, Türk Armatörler Birliği Başkanı Cihan Ergenç, İMEAK DTO yönetim kurulu üyeleri ve Şube başkanları katıldı.
Tamer Kıran toplantının açılışında yaptığı konuşmada, 2022-2026 döneminin ilk Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısını yaptıklarını belirterek, toplantıya katılan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan ile Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürü Salih Tan, Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Durmuş Ünüvar’a teşekkür etti.
Küresel ekonomide belirsizlikler, yavaşlama ve yüksek enflasyon eğilimi, ülkeler arası ilişkilerdeki huzursuzluklar ve komşularımız Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın olumsuz etkilerine dikkat çeken Tamer Kıran, “Hakikaten önümüzde zorlu bir dönem var. Yine dünyanın önde gelen gündem maddelerinden İklim Krizi sorunu ve bu soruna yönelik alınan tedbirler, sektörümüzde köklü değişikliklere neden olacak önemli yaptırımları içeriyor. Sonuç itibarıyla tüm bu konuları dikkatle takip edip, ayrıntıları kaçırmadan sağlıklı analizlerle doğru fikirler üretmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Bu zorlu dönemin, DTO Meclisinin ve Meslek Komitelerinin el ele vererek, iş birliği ve etkin bir dayanışma ile aşılabileceğini belirten Tamer Kıran, sorunlar karşısında şikayetçi olmanın yerine çözümüne yönelik faaliyetlerde bulunmanın, hep birlikte denizcilik sektörünü her alanda daha ileriye taşımanın en önemli hedef olması gerektiğini ifade etti.
Müşterek Meslek Komite toplantılarının yılda iki kez yapıldığını hatırlatan Tamer Kıran, “Deniz Ticaret Odamız çatısı altında 48 Meslek Komitesi faaliyet gösteriyor. Dolayısıyla her birinin kendine özgü sorunları, konuları oluyor. Bir araya geldiğimizde tartışıyor çözüm konusunda çalışmalar yapıyoruz. Meslek komiteleri bu sorunları tespit edip çözümleriyle beraber bizlere yol gösteren en önemli organımız. Bu anlamda Meslek Komitelerinin işin mutfağı olduğunu söyleyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
Sorunların çözümü noktasında ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile iyi iş birliği içinde olmanın önemini vurgulayan Tamer Kıran, “Bugün de bunun güzel bir örneğini yaşıyoruz. Bu bağlamda göreve geldiğimizden beri bize sürekli destek olan Sayın Bakanımız Adil Karaismailoğlu’na, Bakan Yardımcımız Sayın Selim Dursun’a teşekkürlerimi bir kez daha arz ediyorum. Kendilerinin direktifleriyle ekipleri sürekli olarak bizimle temas halinde ve bu şekilde birer birer sorunların çözümü yolunda ilerlemeye çalışıyoruz” diye konuştu.
ARİF ERTİK KABOTAJ KANUNU SORUNUNA DEĞİNDİ
Tamer Kıran’ın konuşmasının ardından ilk sözü 08. Grup Denizaltı Hizmetleri ve İnşaatı Faaliyetleri Komite Başkanı Arif Ertek, Kabotaj Kanunu konusuna değindi. Türk Kabotaj Kanunu’nun cezai 5. maddesinin 2008 yılında yapılan değişiklik ile caydırıcılığını yitirdiğini belirterek, “Daha önce kabotaj ihlalinde bulunan gemi sahiplerinin diğer işlettikleri tüm gemiler de dahil olmak üzere Türk limanlarından bir yıl boyunca yolcu ve yük almaları engellenir iken, 2008 tarihinde yapılan değişiklik ile bu cezai şart kaldırılmış, sadece 500 TL'den 5.000 TL'ye kadar ceza öder maddesi ilave edilmiştir. Bu cezai müeyyide caydırıcılıktan çok uzak olup yabancı bayraklı römorkörlerin limanlarımız arasında çalışmasını adeta teşvik etmektedir. Bu nedenle Kabotaj Kanunu’nun 5. maddesinde 2008 senesinde yapılan değişikliğin kaldırılarak eski haline döndürülmesini, verilecek idari para cezalarının da ciddi şekilde artırılması talep etmekteyiz. Geçtiğimiz Kasım ayında da yaşadığımız kabotaj ihlalinin nedeni bu durumdur. Kabotaj ihlaline karışan gemi işletmeleri acentaların Türk limanlarında çalışmalarının ilk seferde bir yıl, devamında katlanarak engelleneceği, ayrıca caydırıcı idari para cezalarının ödenmesinin doğru olacağını düşünmekteyiz” dedi.
Türk Kabotaj Platformu adı altında toplandıklarını ve fark ettikleri kabotaj ihlallerini kamuoyu ile paylaştıklarını belirten Arif Bostan, yaşanan bir olayı şöyle aktardı: “Yurt dışından yabancı bayraklı römorkör ile güney limanlarımızdan birine gelen yüklü gemi demir de beklerken, başında refakat römorkörü gerekince getiren römorkör refakat yapmak istedi. Liman başkanımız kabotaja aykırı olduğu için yabancı bayraklı römorköre müsaade etmedi. Gemi yükünü boşalttıktan sonra aynı römorkör güney limanımızdan bir Yunan adasına yedekli çıkış yapmak talebinde bulundu. Liman başkanımız bu Yunan arasında bir tersane olmadığını bildiği için kalkışına müsaade etmedi. Amaçları güney limanı, Yunan adası Tuzla tersanesi arasında büyük kabotaj yapıp İskenderun Tuzla arası yabancı bayraklı römorkör hizmet yapmaktır. Liman başkanlığının Ankara'yı ziyaret ettiklerini işittik. Sadece bu neden ile Türk tersaneleri yerine bu geminin bir başka ülke tersanesine gidebileceğini söylemişler. Bu liman başkanını candan kutluyoruz.”
Karadeniz Türk limanından Pire hedefli seyir yapan yabancı bayraklı bir römorkörün, İstanbul Boğazı’nı geçtikten sonra sefer iptali yaparak yükünü Haydarpaşa'ya bıraktığını ifade eden Arif Ertik, burada da bir kabotaj ihlali yapıldığına dikkat çekti.
Amerikan Kabotaj Kanunu’nun 1920’de kabul edildiğini ve bugüne kadar hiçbir değişikliğe uğramadığını kaydeden Arif Ertik, 1926 da yayınlanan 815 sayılı Türk Kabotaj Kanunu’nun ise 2003, 2008 ve 2013 yıllarında olmak üzere üç kez değiştirilerek etkisiz hale getirildiğini vurguladı. Türk bayraklı römorkörlerin; SGK primleri, personel sosyal hakları, transit vergisiz yakıt avantajı bulunan yabancı bayraklı römorkörler ile kabotaj hattında rekabet etme olanağı olmadığını belirten Arif Ertik, Kabotaj Kanunu’nun 5 nolu cezai maddesinin 2008 öncesine dönmesini ve idari para cezasının ağırlaştırılması talep etti.
Kabotaj Kanunu ile ilgili olarak büyük bir hassasiyet taşıdıklarını ve kanunu harfiyen uyguladıklarını ifade eden Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan, denizcilik sektörüne de ihlallere izin vermemeleri konusunda uyarıda bulundu.
Deniz Ticaret Odası’nın Eğitim Komisyonu’nu temsilen kürsüye gelen Cihat Yavuz Güler, denizcilik okullarında kullanılan simülatörlerin düzenlenecek protokol ile ortak kullanılması önerisinde bulundu.
Denizcilik okullarında kullanılan simülatörlerin maliyetinin yüksek olması, 5 yılda bir güncelleme istemesi ve 10 yılın ardından yenilenme ihtiyacı sebebiyle ağırlıklı olarak yurt dışından temin edilen malzeme ve yazılım için ülkemiz kaynaklarının yurt dışına aktarıldığına dikkat çeken Cihat Yavuz Güler, mevzuat gereği denizcilik okulları için zorunlu tutulan simülatörlerin, okullar arası coğrafi yakınlık ve simülatörlerin kullanım süreleri dikkate alınarak yangın, can kurtarma ve denizde kişisel canlı kalma eğitimi alanlarının kullanımında olduğu gibi simülatörlerinde yapılacak protokol yoluyla ortak kullanımına izin verilmesi talebinde bulundu.
Genel Müdür Ünal Baylan da önümüzdeki dönem gerek simülasyon tedariki gerekse eğitim konularında çalışmaların gündemlerinde olduğunu belirtti.
GEMİLERDE GÖREV YAPACAK 3000 GT/KW YÖNETİM DÜZEYİ ZABİTAN YETERSİZLİĞİ
44.Grup Deniz Eğitimi, Mühendislik, Danışmanlık ve Denizde Destek Faaliyetleri Komite Başkanı Arif Bostan, İMEAK Deniz Ticaret Odası gemi sahibi üyelerden gelen talep üzere gemilerde 3000 GT/3000 KW kaptan ve birinci zabit ile Başmakinist ve 2. Makinist yeterliliğinde personel bulunamaması sorunun giderilmesine yönelik yapılan çalışmalar neticesinde elde ettikleri verileri aktararak önerilerde bulundu.
Sunumunda 3000 GT/KW yönetim düzeyi zabitan miktarındaki azalmanın; 3000 GT/KW zabitanlıktan uzakyola geçilmesi, zabitlerin mevzuatın ön gördüğü İngilizce yabancı dil bilgisi seviye tespit sınavı (YDS) notunu alamamaları, yükselmelerdeki hizmet sürelerinin 24 aydan 36 aya çıkartılması, mevzuat gereklerini karşılamış olsalar dahi meslek lisesi mezunlarının yeterliliklerinin sınırlı düzeye çekilmesi ve her yıl ciddi sayıda 3000 GT/KW zabitin ücreti karşılığında kolay bayrak liman cüzdanı çıkartmasından kaynaklandığını ifade eden Arif Bostan, “Uzakyola geçiş için zorunlu olan 24 ay deniz hizmet süresinin 36 aya çıkartılması, vardiya/makine zabitliği ile birinci zabitlik/ikinci makinistlikten Uzakyola geçişin denizcilik meslek yüksek okullarıyla sınırlandırılması, vardiya/makine zabitliği ile birinci zabitlik/ikinci makinistlikten Uzakyola geçişleri kapatılan kurs ve meslek lisesi mezunlarının Kaptanlık / Başmakinistlikten Uzakyola geçişlerine imkan sağlanması” önerisinde bulundu.
2012 yılında yapılan düzenleme ile yeterlilik yükselmelerinde deniz hizmet sürelerinin 24 aydan 36 aya çıkartıldığını hatırlatan Arif Bostan, “Tarafı olduğumuz STCW sözleşmesi bu sürenin 12 aydan az olamayacağını hükmetmektedir. Dolayısıyla idaremizin yükselmelerde istenen deniz hizmet süresini zorunlu hallerin oluşması durumunda 12 aydan az olmamak üzere belirlemesi mümkündür. Bizim bu duruma önerimiz birinci zabitlik ve 2. makinistliğe geçiş için gerekli olan deniz hizmet süresinin 24 ayın altına düşürülmesidir” şeklinde konuştu.
Zabitlerin yükselmelerinde zorunlu olan Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı (YDS)’nin amacı dikkate alındığında, zabitlerin terfilerinde esas alınmasının uygun olmadığını ifade eden Arif Bostan, şöyle devam etti: “İngilizce YDS notu yerine YÖK Dil örneğine benzer denizcilik İngilizcesi ağırlıklı bir sınav idare tarafından yapılması, geçiş süresince sınırlı ve 3000 GT/KW yeterlilik yükselmelerinde İngilizce puanı aranmamasının uygun olacağı değerlendirilmektedir. Bu yöndeki önerimiz yükselmelerde istenen İngilizce YDS puanı yerine Gemiadamları Sınav Merkezi’nce denizcilik mesleğine yönelik İngilizce sınavı düzenlenmesi ve geçiş süresince mevzuatta belirtilen İngilizce YDS puanlarının sınırlı ve 3000 GT/KW zabitan için muafiyet getirilmesidir.”
Son 2 yılda yaşanan azalmanın bir diğer kaynağı olarak denizcilik meslek lisesi mezunlarının yeterliliklerinin 2016 yılında yapılan düzenleme ile sınırlı düzeye düşürülmesi olduğunu belirten Arif Bostan, “Bugün güverte ve makine işletme düzeyinde program uygulayan, yoğunlaştırılmış İngilizce programı ve hazırlık sınıfı ilave edilen bu okulların idare tarafından denetime tabi tutularak yetkilendirilmeleri şartıyla sorunun çözümüne ciddi katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Denizcilik alanında öğrenci yetiştiren mesleki teknik Anadolu liselerine idare tarafından yapılacak denetimler sonunda 3000 GT/KW zabit yetiştirme yetkisi verilmesini öneriyoruz” dedi.
ŞİNASİ ONUR’DAN SHIP TO SHIP UYGULAMASI VURGUSU
Konuşmasında Türk limanlarına gelen tankerlere güvenlik gerekçesi gösterilerek armatörlerin dahil hiç kimsenin çıkarılmamasına değinen 27. Grup Tanker Armatörleri Komitesi Başkanı Şinasi Onur, konuya dair düşüncelerini aktardı. Yeterli güvenlik önemleri alındığı takdirde tehlike yaratacak herhangi bir durumun söz konusu dahi olmayacağını belirten Şinasi Onur, konuya dair çözüm talebinde bulundu.
Dünya genelinde gerçekleştirilen “Ship To Ship” uygulaması için bir yer belirlenip Türkiye’nin de bu uygulamaya geçmesi önerisinde bulunan Şinasi Onur, bu konuda çalışmak istediklerini, uygulamanın hem tankercilik sektörüne hem de hizmet verilecek bölgeye büyük katkı sağlayacağını ifade etti.
IMO REGÜLASYONLARI KONUSU
2023 yılı başında devreye girecek olan IMO regülasyonlarına değinen 33. Grup Liman İşletmeciliği Meslek Komitesi Başkanı Kaan Anul, bu geçiş sürecinde; yatırımların hayata geçirilmesi için limanlara yönelik teşviklerde limanlar açısından olumlu değişiklikler olup olmayacağı, gemilerin limanda kalış süreleri ve bu süreçte üretecekleri karbon emisyonu bildirimi noktasında limanların sürdürülebilirliği kapsamında ne gibi uygulamalar yapılabileceği ve gemilerin iskeleden elektriğe bağlanması noktasında gemilere verilecek elektrik bedellerinde herhangi bir indirim uygulanıp uygulanmayacağı gibi soruların olduğunu ifade etti.
Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı'na göre, bazı alanların “Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi” ilan edildiğini hatırlatan Kaan Anul, limanların bu gelişmeden olumsuz etkileneceğini, liman bölgelerinin bu karardan istisna tutulması gerektiğinin altını çizdi.
BALIKÇILAR İÇİN LİMAN ÇAĞRISI
01 Numaralı Balıkçılık Meslek Komitesi Başkanı Murat Kul ise balıkçılık sektörünün liman sıkıntısı yaşandığını belirterek, balıkçılar için liman tahsis edilmesi talebinde bulundu. Bazı limanların da kum dolu olduğunu belirten Murat Kul, acilen temizlenmesi gerektiği uyarısında bulundu. Demirleme alanında yaşadıkları sorunlara da değinen Murat Kul şöyle devam etti: “Ben 1380 sayılı su ürünleri kanununa göre belli bir alanda balıkçılık yapabilirim ama 4922 sayılı denizde can ve mal güvenliğinden 6 bin TL ceza geliyor. Marmara Denizi'nde Gürpınar'dan Kumkapı’ya kadar demirleme sahası ilan edilmiş; ama orası benim avlak saham. Ben de ticaretle uğraşıyorum, armatörde ticaretle uğraşıyor ve benim 100-150 milyonluk yatırımım var. 10 milyonluk denize attığım bir ağım var. Hava şartlarını da düşünürsek, 5 buçuk ay balıkçılık yapıyoruz. Bu durum bizim için gerçekten çok büyük sıkıntı ve günde biz 5 tane 6 tane ceza yiyoruz. Her gün bir tekne 20- 25 bin TL ceza yiyor. Eskiden Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile karşılaşıyorduk şimdi işin içine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı da girdi.”
YILMAZ ONUR TEK KARTA GEÇİLMESİNİ TALEP ETTİ
12.Grup Deniz Sanayi Malzemesi İmali ve Alım-Satım Faaliyetleri Komite Üyesi Yılmaz Onur, uzun zamandır üzerinde durulan ancak henüz çözüme kavuşturulamayan her bir gümrük, tersane ve liman giriş – çıkışlarında istenen kart sorununa dikkat çekti. Ayrı ayrı kart istenmesinin kendilerini büyük sıkıntıya soktuğunu dile getiren Yılmaz Onur, “Türkiye'de Ticaret Bakanlığı’na bağlı bir gümrük teşkilatı olmasına rağmen her gümrük bölgesi için ayrı ayrı kart düzenlenmektedir. Biz bunu bir tek karta indirilip Türkiye'nin her yerinde bulunan gümrüklere girişlerin sağlanmasını talep ediyoruz. Beraberinde liman girişlerde de aynı sorunu yaşamaktayız. Her limana girişte kendileri tarafından çıkarılan kartların kullanılması istenmekte. Ayrıca tersane girişlerinde de her tersane kendi tarafından verilecek kartların kullanılmasını istemektedirler. Halbuki GİSBİR diye güzel bir kuruluşumuz tersanelerin girişlerini tek bir karta bağlayacak bir kuruluştur. Çalışanlarımız ceplerinde en az 5 - 10 kart bulundurmak mecburiyetinde kalmaktadır” diye konuştu.
Limanlara, tersanelere ve gümrüklü bölgelere giriş evraklarının her yıl düzenlendiğinden hem mali hem de zaman anlamında zorluk yaşadıklarını kaydeden Yılmaz Onur, bu konunun ele alınıp çözüm üretilmesi talebinde bulundu.
ERDAL AKDİN ELEMAN SIKINTISINA DİKKAT ÇEKTİ
Gemi inşa sektöründe yaşanan eleman sıkıntısına vurgu yapan 7 Nolu Gemi ve Teknelerin Bakım ve Onarımı Komite Başkanı Erdal Akdin ise şöyle konuştu: “Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde 33, Yalova Tersaneler Bölgesi’nde 37 ve toplamda 70 adet büyük ve küçük şekilde tersanelerimiz bulunuyor. Bu tersanelerde senede 55 ile 60 arası yeni inşa gemi yapımı ve 750-800 arasında tamir bakım ve onarım yapılmaktadır. Az önce de belirtmiş olduğum şekilde tersanelerde yapılan gemi inşalar ve sahada 60 bine yakın personel istihdam edilmektedir. Bunların yüzde 80’ini taşeron firma istihdam etmektedir. Şu anda gemi inşa üretim aşamasında ve tamir bakım onarım kısmında çalışan personellerin yaş aralıkları 45 ile 50 arasında olduğunu sizlere belirtmek istiyorum. Buna bağlı olarak şu anda çok yüksek derecede bir ara eleman sıkıntısı var. Meslek liseleri, denizcilik liseleri, çıraklık eğitim kurslarıyla beraber devletimizin, Deniz Ticaret Odası ve gemi inşa sanayicileri birlikleriyle beraber ortak bir paydada buluşup, bu konuyu acil bir şekilde önem kazandırmak zorundayız. Önümüzdeki senelerde yapılacak olan gemi inşa sanayinde ve tamir bakım kısmında ara eleman sıkıntılarının çoğalmakta olduğunu göreceğiz. Kaliteli eleman sıkıntıları çoğalmakta ve yurt dışı işlere önemli bir şekilde kaçış başlamaktadır.”
MURAT KIRAN: TÜRK GEMİ İNŞA SANAYİNİN BAYRAĞINI GURURLA SALLIYORUZ
Gemi inşa sanayi sektörü hakkında güncel bilgileri, yaşanan sıkıntıları ve gelinen son noktayı aktaran Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Başkanı Murat Kıran, birlik olarak ciddi çalışmalar yapıldığını ifade etti. 2008 yılında yaşanan dünya ekonomik çöküşüyle gemi inşa sanayisinin oldukça etkilendiğini hatırlatan Murat Kıran, “2010 - 2011 yıllarında ne yazık ki 12 bin direkt çalışan sayısına kadar düştük. O zaman askeri projeler bizim can suyumuz oldu. 12 binin yaklaşık 4 bin 500’ü askeri projelerde çalışıyordu. Biz 2011’de yönetime geldiğimizde dedik ki köklü çalışmalar yapıp uluslararası pazarlamada çok agresif olacağız. Her platformda Türk gemi inşa sanayinin bayrağını gururla sallıyoruz. Bugün geldiğimiz noktada Avrupa ve Uzak Doğu'daki birlikler dahil olmak üzere hepsine üyeliğimizi sağladık ve bugün gemi inşa sanayi noktasında karar vericilerin masalarında oturuyoruz. Yani hakkımızda alınan kararları sonradan değil; çıkmadan önce fikirlerimiz alınır vaziyete geldik” dedi.
Çevre kirliliği ve iş kazaları konusunda çok fazla eleştiriye maruz kaldıklarını ancak bunun mücadelesini ciddi anlamda verdikten sonra olayların yansıtıldığı gibi olmadığını kanıtladıklarını belirten Murat Kıran, desteklerinden dolayı devlet yetkililerine ve idarecilerine teşekkürlerini iletti.
Son verilere bakıldığında bir buçuk milyon kişiye milli gelir hasıla ortalamasının üzerinde bir rakamla, evlerine ekmek götürmelerine vesile olduklarını kaydeden Murat Kıran, bunu devam ettirmenin önemine vurgu yaptı. Gemi inşa sanayisinin bir ülkenin olmazsa olmazı olduğunu dile getiren Murat Kıran, sektör olarak hep desteklendiklerini ve destekleneceklerine olan inancın tam olduğunu söyledi.
Uzak Doğu’nun kapanmaya gitmesiyle beraber işlerinde yoğunluk olduğunu hatırlatan Murat Kıran, Karadeniz’deki gaz çıkarma işlemlerinin de getireceği hacim göz önünde bulundurularak, ihtiyaçlarının bu doğrultuda artacağını belirtti. Bununla beraber ciddi anlamda eleman sıkıntı yaşadıklarının altını çizen Murat Kıran, “Önümüzdeki en büyük problemlerden bir tanesi çalışan sayısı. Gemi İnşaat Sanayicileri Birliği olarak çok önem vermemize ve bununla alakalı komisyonumuzun her daim çalışmasına rağmen ne yazık ki istediğimiz sayıdaki kişiyi sektöre kazandırmakta zorlanıyoruz. Bu süreçte hepinizin desteklerinize ihtiyacımız var. Bu hızlı büyümeyle beraber eğitimini eksik almış insanlarla yolumuza devam edersek beraberinde kaçınılmaz olan iş kazaları gelecektir. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte bu sanayinin devam etmesini istiyorsak daha iyi ve daha fazla sayıda elemana ihtiyacımız olduğu gerçeğini unutmamamız gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Gemi İnşa Sanayicileri Birliği olarak çevre konusunda büyük hassasiyet taşıdıklarını ifade eden Murat Kıran, “Tersaneler olarak denize deşarjımız olmadığı halde varmış gibi müdahalelerde bulunuldu. Bunlarla mücadele etmek çok zordu. Yönetmeliğimiz yoktu ama şükürler olsun ki artık var. Yönetmelikte hoşumuza gitmeyen şeyler de var ama biz gemi inşaat sanayicileri olarak çevremizi korumak zorunda olduğumuzu biliyoruz. Bu anlamda hiçbir masraftan kaçınmıyoruz. Konuyla ilgili genel müdürlüklerimize istişare halindeyiz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı nezdinde desteklerini bizden esirgemeyeceklerini düşünüyoruz” dedi.
Gemi İnşa Sanayicileri Birliği’nin çok güzel işlere imza attığını, çalışan ve büyüyen bir sektör olduğunu belirten Murat Kıran, tüm problemleri kapsayacak ve gemi inşa sanayisini ileriye götürecek bir yönetmeliğe ihtiyaç olduğunu söyleyerek sözlerine son verdi.
GEMİYE BİNİŞ KARTI ÖNEMİ
47.Grup Kılavuzluk, Römorkörcülük ve Diğer Denizcilik Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Recep Düzgit, toplantıda yaptığı konuşmada yaşanan kart sıkıntısına değindi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın verdiği kartlar arasında alması diğerlerinden daha zor olan kartın, gemilere giriş kartı olduğunu belirten Recep Düzgit, “Bu, 1960’lı yıllarda çıkan yönetmelikle 3 bakanlığın yürütmesinde olan bir kart uygulaması. Yaklaşık 30 küsür yıldır alıyorum ben bunu. Acenteler derneğinin imarı ile ilgili bir davamız devam ediyor diye bile alamadım. Valinin onayı ile alabildik. Birçok emniyet tedbirleri açısından bakılarak 2 - 3 ay incelenerek veriliyor. İşveren değilseniz alamıyorsunuz. Tersaneciler ve limanların incelemesiyle en azından bu kartı olanların kabulleri çok daha kolay olabilir” dedi.
ALİAĞA’DAN 20 MİLYON DOLARLIK İHRACAT KATKISI
Liman girişlerinde yaşanan sıkıntılardan bahseden 13.Grup Gemi Akaryakıt İkmal ve Sağlama Faaliyetleri komite üyesi Mustafa Aslan da limanların ortalamanın üstünde uygulamalar ve düşünceleri olduğunu ifade etti. Konuşmasının devamında odada yapılan çalışmalar neticesinde Aliağa’da hayata geçirilen transit yakıt ikmali uygulamasını hatırlatan Mustafa Aslan, şu ana kadar 20 milyon dolar üzerinde bir ihracat katkısında bulunduklarını; ilerleyen zamanlarda ise söz verdikleri gibi 100 milyon dolarlık katkı sağlayacaklarını kaydetti.
Sektörün standartlarının belirlendiği masalarda olmanın oldukça kritik olduğuna dikkat çeken Mustafa Aslan, İMEAK Deniz Ticaret Odası’nın bu anlamda güzel bir gelişme kaydederek çalışma grubu kurduğunu belirtti. Mustafa Aslan, “Grubumuzda bulunan kişiler bunker hizmeti veren uluslararası şirket sahipleri. İstanbul, İskenderun, Aliağa ve Karadeniz’de olmak üzere Türkiye'de toplam 15 şirketiz. Burada uluslararası konferanslar da düzenleyerek odamızın bilinirliğini daha da arttırmış olduk” dedi.
ALEV TUNÇ’TAN TEDBİR ALINMASI ÖNERİSİ
26. Grup Brokerlik Hizmetleri Komite Üyesi Alev Tunç ise Ballast Water Management (balast suyu yönetimi) ile ilgili konuşarak Türkiye’nin bölgesel olarak tedbir alınması gerektiğini vurguladı. Özellikle küçük gemilerin büyük sıkıntı yaşadığını ve tanklarının çamur aldığını söyleyen Alev Tunç, belli bir süre sonra sistemin çalışamayacak hale geleceğini ifade etti.
Denizcilik sektörü ve dernek ile beraber gemi brokerliği konusunda bir çalışma yaptıklarını ancak bu çalışmanın ilgisiz kaldığını belirten Alev Tunç, yaptıkları bu çalışmanın basit ve bir o kadar da ticarette çok etkili olacak bir yönetmelik olduğunu vurgulayarak tekrar ele alınması gerektiğini belirtti.
ÜNAL BAYLAN: TÜRKİYE CUMHURİYETİ GÜÇLÜDÜR
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan, son günlerin en önemli gündem maddelerinden biri olan ‘P&I teyit mektubu’ ile ilgili olarak değerlendirme yaptı. Türkiye’nin Birleşmiş Milletler yaptırımı hariç herhangi bir yaptırım uygulamadığını kaydeden Ünal Baylan, “Biz başımızın çaresine bakarken, ambargoya uymayarak bakacağız. Türkiye, Avrupa Birliği'nin herhangi bir yaptırımını uygulamıyor, bu yıllardır böyle. Haziran ve temmuz ayından itibaren sigorta kuruluşları, “Yaptığımız sigorta üzerinde bir yaptırım varsa ben bunu karşılamam” dedi. Dünyanın birçok yerinde bu böyle. O zaman konu bizim oldu. Biz yaptırıma tabi değiliz; ama konu bizim oldu. Çünkü bunlar bizim karasularımızdan geçiyor. Ve 2002 yılından bu yana da Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak bunlardan sigorta istiyoruz. Gelinen noktada dedik ki bu sigortayı sen zaten bize sunuyorsun. Geminin sigorta poliçesi armatöre veriliyor. Burada taraf armatör. Oradan bize geliyor. Süreç başlamadan önce biz bir talimat verdik. 11 Kasım’da söylerken sektöre duyurmak ve zamanlamasını ona göre yapsın istedik. 1 Aralık’tan bu yana sadece Karadeniz’den boğazlarımıza 27 adet ham petrol tankeri Türkiye Cumhuriyeti’nin talep ettiği belgeyi verdi. Türkiye Cumhuriyeti güçlüdür. Bulunduğu topraklarda ülkesini, karasularını ve vatandaşını korur. İleride daha fazlasını da yaparız” diye konuştu.
KASIM İNANDI: FAALİYETLERİMİZİ SÜRDÜREMEZ HALE GELDİK
31.Grup Liman İçi ve Liman Dışı Hatlı Tarifeli Sefer Yapan Yolcu Gemisi Taşımacılığı Komite Başkanı Kasım İnandı, sektörlerinin olağanüstü maliyet artışıyla karşı karşıya kaldığını ve bu sebeple faaliyetlerini sürdüremez hale geldiklerini söyledi. 2004 yılında yürürlüğe giren ÖTV indirimiyle birlikte taşıdıkları bir yolcunun bilet ücretiyle iki litre üzerinde akaryakıt alabildiklerini hatırlatan Kasım İnandı, mevcut şartlarda bu oranın 0.4 litreye düştüğünü ifade etti. Beşte bir oranında arada makas açılmış vaziyette olduğunu belirten Kasım İnandı: “2004 öncesi ÖTV uygulaması öncesinde bilet fiyatıyla motorin fiyatı eş değer gidiyordu. Bugün ise tam bilet ücreti 7.6 TL, akaryakıt ücreti 20 TL. Bu farkı kapatabilmek için bazı önerilerimiz var” dedi.
Verdikleri hizmetin ücretini kendilerinin belirleyemediğinden bunun önemli bir sorun haline dönüştüğünü kaydeden Kasım İnandı, sektörün ihtiyacına yönelik bilet ücreti tespiti yapılmadığını bu anlamda İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki UKOME ile istişare edilmesi önerisinde bulundu.
Bir diğer hizmetini sağladıkları fakat yine ücretlendirmesini belirleyemedikleri konuya değinen Kasım İnandı, desteklerin revize edilmesini talep etti. Taşıdıkları yolcunun yüzde 10’nun ücretsiz olarak taşındığının altını çizen Kasım İnandı: “Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı’mızın uyguladığı 65 yaş üzeri ücretsiz taşımacılık için verilen yardım bedeli gemi başı 1500 TL. Aldığımız bedel gerçek bedelin yedide biri. Dolayısıyla 1500 TL olarak belirlenen yardım bedelinin en az 7.500 TL olmasını talep ediyoruz” diye kaydetti.
Akaryakıt konusunda da doğrudan destek ödemesi beklediklerini ifade eden Kasım İnandı, “Faaliyet gösteren kurumların sahip olduğu gelirin ve her beygir gücü başına 20 TL aylık bir akaryakıt destek ödemesi sağlanması gerekiyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu Odamızın 40. yıldönümünde yapmış olduğu açıklamada sektöre verilecek desteklerden bahsetmişti. Bununla ilgili çalışma olduğunu biliyoruz ancak henüz neticelenmedi” diyerek bilet ücretlerinden KDV’nin indirilmesi talebinde bulundu.
Deniz yolu ile toplu taşımacılığı yapan kuruluşların kullanmış oldukları iskelelerin İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kiralanmış olmasına rağmen Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından olağanüstü miktarlarda ecrimisil taahhüt edildiğini belirten Kasım İnandı: “2005 yılı öncesinde bu iskeleler Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nden kiralanıyordu. 2005 yılında çıkan kanunla kıyılardaki tesislerin kullanım hakkı Büyükşehir Belediyesine geçtiği için Milli Emlak Genel Müdürlüğü kira sözleşmelerimizi feshetti. Büyükşehir Belediyesi'ni adres gösterdi. Büyükşehir Belediyesinden kira sözleşmesi yapıp kiraları ödememize rağmen halen daha ecrimisil taahhük ediliyor. Altından kalkamayacağımız düzeylerde 10 milyonlar düzeylerinde ecrimisillerden bahsediyorum. Ayrıca sadece iskeleler için değil, gemilerin bulundukları deniz alanları içinde çok yüksek ecrimisil taahhük ediliyor. Bunlarla ilgili sayın başkanımızın girişimiyle İstanbul Valimizle birlikte ciddi bir çalışma yapıldı, ancak çevre şehircilik bakanlığımızda kaldık. Bu konunun halledilmesi için destek bekliyoruz” dedi.
SİNA ŞEN DENİZ TURİZMİ YÖNETMELİĞİNE DEĞİNDİ
31. Grup Liman İçi ve Liman Dışı Hatlı Tarifeli Sefer Yapan Yolcu Gemisi Taşımacılığı Komite Üyesi Sina Şen, deniz turizmi yönetmeliği ile ilgili olarak şunları ifade etti: “Eylül ayında uzun zamandan sonra uğraşılması sebebiyle yolcu motorlarıyla deniz turizmi taşımacılığıyla ilgili kanun maddesi çıktı. Bu çıkan maddeye istinaden de komisyonlara geldi. İstanbul Valiliği’nin ukdesinde İl Turizm Müdürlüğü o komisyon içerisinde liman başkanlığımızın temsilcisi, Sahil güvenlik ve müteşebbisler var. Ancak burada kanun çıktıktan sonra İstanbul'a özel olarak şöyle bir maddeydi, yolcu motoru olup gerekli kurum ve kuruluşlarından belgelendirmeleri takdiriyle belgelendirme yapılır diyerekten. Şimdi biz ulaştırma bakanlığımızın birimlerinden tapumuzu, denize elverişliliğimizi ve düzenli yolcu motoru olmamıza istinaden düzenli hat belgemizi almışız. Bunlar olduğu için de hakkımız olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden bu taşımacılığı yapmamızda alakalı ruhsatımızı almışız. Fakat şu an sizlerin verdiği belgeler sorgulanır hale geliyor. Buna müsaade edilmeden acilen buradaki belgelendirmeleri yapılması hususunda bakanlık olarak verdiğiniz belgelerin de arkasında durarak icrasını arz ederim.”
Atık belgeleriyle ilgili yaşadıklarını sorunları aktaran Sina Şen, kendisinin de dahil olmak üzere birçok kişinin mahkemelik olduğunu ifade etti. Konuşmasını, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yolcu taşıyanlardan tam kapasiteleri, bertaraflarıyla ilgili her türlü kıyı tesisi işletmesi yapılmasıyla ilgili talepler gerçekleştirildi. Ancak sahil güvenlik geliyor diyor ki: “Bakıyoruz biz sizin cihazlarınıza siz normalde atık verdiğiniz yerde olmanız gerekirken 100 m ilerideymişsiniz, siz bu yakıtı vermediniz. Evrakta sahtecilik yapıyorsunuz, doğru mahkemeye.” Sayın genel müdürüm bu sektör yalan beyanda bulunacak bir sektör değildir. Yakıtını veya bertaraf edeceği atığını gerek barçlara gerekse kıyı tesislerine vererek bunları bertaraf etmektedir. Burada toplu taşımacılıkla uğraşan pek çok arkadaşımız, yargılanma süreciyle karşı karşıyayız. Bunlardan bir tanesi de benim. Mahkeme sonuçlarını sizlerle paylaşacağız” diye konuştu.
Gemilerinin bakım ve onarımlarının yapılması için her yıl çekek yerlerinde kara sörveyi yapma mecburiyetleri olduğunu ifade eden Sina Şen, yolcu taşıyanlar olarak fiyatların artışlarına sitem etti. 2021 yılı aralık ayında çekek yerinin metre başı fiyatı 285, şubat ayında 350, ağustosta 650, kasımda 750, ocakta 1000 TL olduğunu hatırlatan Sina Şen, şöyle devam etti. “Bizler gelirlerini TL üzerinden alan firmalarımız, bu paraların ödenebilmesi, karşılanabilmesi söz konusu değildir. Ülkemizde böyle bir enflasyon yoktur. Böyle bir ticaret ortamı asla yoktur. Onun için çekek yerleriyle alakalı da bir çalışma yapmanızı arz etmek isterim.”
37. Grup Gemi Brokerleri ve Navlun Komisyoncuları Meslek Komitesi Başkanı Bahadır Tonguç ise icra ettikleri mesleğin çok kıymetli olduğunu belirterek; kendilerini denizyolu ticaretinin rotasındaki güvenlik seyrine amaçlayan deniz fenerleri olarak tanımladıklarını söyledi. Piyasa istihbaratını elinde tutan bir haber merkezi olarak sektör paydaşları arasında adil ticaretin korunmasını amaç edindiklerini dile getiren Bahadır Tonguç, sorunlarını idareye ve armatöre yansıtmadan kendi içlerinde çözüme kavuşturmaya gayret gösterdiklerini ifade etti.
2022 yılı başında TEU belgesi yönetmeliği çerçevesinde bir defaya mahsus belge ücretlerinde iyileştirilmeye gidilerek, sektörde belgesiz firma kalmamasının hedeflendiğini hatırlatan 36. Grup Forvarder (Aracılık) Hizmetleri Komite Başkanı Ensar Gelen, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bir çağrıda bulundu. TEU belgeli firmaların yanı sıra TEU belgesine dahil olmayan firmaların da var olduğunu belirten Ensar Gelen, “Haksız rekabetin olmaması ve sektörün disipline edilmesi bakımından Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’mızın piyasayı etkin biçimde takip etmek yolu ile gerekli denetimlerin yapılmasını talep ediyoruz. Bu konuda sektörümüz, odamız ve mükellef firmalarımızdan talep edilecek görüş ve önerilerin istenmesi halinde odamız vasıtası ile görüş ve öneriler sunabiliriz” dedi.
OSMAN BİLGİN: PRİMLERİ ÖDEYEMİYORUZ
39.Grup Gezinti Tekneleri İşletmeciliği Osman Bilgin ise P&I sigortasına değinerek günlük tur tekneleri için istenen sigorta bedelinin kendilerini güç duruma soktuğunu dile getirerek şöyle devam etti: “İçinde bulunduğumuz yılda yürürlüğe giren bu koruma ve tazmin sigortası kısa yaz sezonunda çalışabilen günlük tur tekneleri için ayrıca 2 yıllık bir pandeminin ardından bu kadar yüksek sigorta primleri ile karşılaşmak bir hayli güç olmuştur. Üstelik birçok işletmeci bu primleri karşılayamadığı içi denize elverişlilik belgelerini yenileyemedi. Dolayısıyla sezonu erken kapatmak zorunda kaldılar. Turizm amaçlı tekne gezisi keyfi bir aktivite iken zorunlu ulaşım ihtiyacı ile bir tutulmamalıdır. Keyifli bir aktivite için yolcu başı yaklaşık 400 bin dolarlık teminat çok yüksektir. En iyi ihtimal ve şartlarda maksimum 6 ay iş yapabilen bizler bu primleri ödeyemiyoruz. Sizlerden talep ediyoruz. Bir günlük gezi tekneleri deniz turizminde tarifeli sefer yapan yılın 365 gün çalışan yolcu gemileri ile bir tutulmadan daha makul primlerle sigorta ödememiz hakkında gerekli düzenlemenin yapılmasını arz ederiz.”
34. Grup Yükleme Boşaltma Faaliyetleri Meslek Komite Başkanı Ali Avcı limanların yük ve yolcu hizmeti veren sınır kapıları olduğunu vurgulayarak giriş çıkışların belli kontroller altında tutulmasının olağan karşılanması gereken bir durum olduğunu, kontrol edilmeden yapılan giriş çıkışların risk teşkil ettiğini ifade etti.
Toplantının sonunda İMEAK DTO Başkanı Tamer Kıran, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan, Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürü Salih Tan ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Durmuş Ünüvar'a plaket verdi.
Vira Haber
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.