1. HABERLER

  2. SEKTÖRDEN

  3. İMEAK DTO Meclis Başkanı Deniz Ticareti Dergisi'ne Değerlendirdi
İMEAK DTO Meclis Başkanı Deniz Ticareti Dergisi'ne Değerlendirdi

İMEAK DTO Meclis Başkanı Deniz Ticareti Dergisi'ne Değerlendirdi

İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Başaran Bayrak Deniz Ticareti Dergisi’ne; nasıl bir Meclis hedeflediğini, 2023 yılında denizcilik sektörü için en önemli konuların neler olacağını anlattı.

A+A-

13 yıl süresince İMEAK DTO çatısı altında farklı unvanlarla görev yapan Başaran Bayrak, son seçimlerin ardından İMEAK DTO Meclis Başkanı olarak görev yapmaya başladı. Meclis başkanlığının çok zor ve ulvi bir görev olduğuna vurgu yapan yeni dönemin Meclis Başkanı Başaran Bayrak Deniz Ticareti Dergisi’ne; nasıl bir Meclis hedeflediğini, 2023 yılında denizcilik sektörü için en önemli konuların neler olacağını anlattı.

Yeni bir dönem, yeni bir görev... Çok uzun zamandır yönetim kurulunda görev alıyorsunuz. Şimdi meclis başkanı olarak görev yapacaksınız. Planlarınız hedefleriniz nedir, nasıl bir meclis diliyorsunuz?

İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanlığı elbette çok onurlu bir görev ve beni bu göreve layık gören tüm meclis üyelerimize çok teşekkür ederim. Oda artık evimiz oldu. Benim 4’üncü dönemim. 13 yıldır burada gerek meclis üyesi olarak, gerekse yönetim kurulu üyesi olarak görev yapıyorum, hizmet etmeye çalışıyorum. DTO Meclis Başkanlığı sorumlulukları ve taşıdığı misyon açısından hassas ve ağırlığı olan bir görev. Bunu layıkıyla yerine getirmek için çok özel bir çaba göstermemiz gerekiyor. Hedeflerimizden biride; meclise katılan 119 üyemizin hemen tamamının tüm meclis toplantılarına iştirak etmesini sağlamak. Komitelerin, sektörlerin, iş insanlarının sorunlarını burada dillendirmeleri çok önemli... Denizcilik sektörünün sorun ve makul istekleri Oda meclisinde yeterince dile getirilmeyip, tartışılmadıkça ilgililerce yeterince anlaşılmayabilir. Üsluba uygun olarak ben meclis üyelerinden; herhangi bir umutsuzluğa kapılmadan, sorunlarımızı çekinmeden mecliste ifade etmelerini beklerim. Her şeyi bir günde çözmek elbette mümkün değil. İş dünyası yaşayan bir olgu; bugün yaşadığımız problemler, bir gün sonra olmayabiliyor. Ama dün problem olmayan bir konu, bugün yeni bir sorun olarak karşımıza çıkabiliyor. Bu işin doğasında bu var… Dolayısıyla birçok çözülmez problemin burada çözüldüğünü gördük. Burası denizciliğin en üst kurumu… Tüm sorunları bu çatı altında el birliği ile çözme gayreti içerisinde olacağız. Ben konuşan bir meclis oluşturmaya çalışıyorum. Bu konuda meclis üyelerimizi teşvik edeceğim, elimden gelen gayreti göstereceğim. Herhangi bir ayrımcılık yapmadan tüm meclis üyelerimize eşit mesafede bir duruşla meclisi çalıştırmaya gayret edeceğiz. Zaman zaman güncel problemlerle ilgili misafirlerimizi, ilgilileri, yetkilileri davet edeceğiz. Bir takım yeni oluşumlar, çalışma grupları oluşturacağız. Kurmuş olduğumuz çalışma gruplarının efektif ve fonksiyonel olabilmesi için gayret sarf edeceğiz. Tüm bu çalışma guruplarının etkin ve iletişim içerisinde olması için gayret göstereceğiz. 

meclis-divani-min-002.JPG

Türk denizcilik sektörü önemli noktalara doğru ilerliyor. Dünyada; yeni yakıtlar, sürdürülebilir ve çevreci teknolojiler, yeni gemiler konuşuluyor. Önümüzdeki süreçte sektörün önüne daha çok hangi konular gelecek?

Her şey çok hızlı değişiyor… Örneğin bugün Avrupa’da enflasyon sorunu olacak deseler kimse inanmazdı; ama bugün Amerika’da bile yüzde 9 bir enflasyondan söz ediyoruz. Ciddi bir resesyon, hammaddeye erişimde bir takım sıkıntılar var. Bu hızlı değişime denizciler olarak mutlaka çabuk ayak uydurmamız gerekiyor. Kurallar, regülasyonlar değişiyor, değişeceği söylenen regülasyonlar da ötelenebiliyor. Başka başka uygulamalar, yaptırımlar hayata geçiriliyor. Oda olarak çok dikkatli olmalıyız, iyi izlemeli ve günceli yakalıyor olmalıyız. Bunun için Oda’nın birimleri ve organları son derece dikkatli çalışıyor. European Green Deal ve düşük sülfürlü yakıtlar dünya gündeminden kalkmaz. Bu mutlaka hayata geçirilecek. Biz Türk denizciler olarak buna uygun gemiler yapmak ve mevcutta olanları da rehabilite etmek zorundayız. Bunu yapmadığımız sürece bunun bedelini ödemek durumunda kalırız. Türkiye olarak kendi ölçme değerlendirme sistemimizi kurmak zorundayız.

basaran-bayrak-1-min-002.jpg

Avrupa Birliği ETS sistemi gibi Türkiye’de kendi sistemini geliştirebilir mi?

ETS sistemi zaten hayata geçiriliyor. Bunun yanında kendi izleme raporlama (MRV) sistemimizi de kurup hayata geçirmemiz gerekiyor ki, Avrupa Birliği’nin zorunlu olarak uygulayacağı Emisyon Vergilendirme Sistemi’nden Türkiye’de kendi payına düşeni alabilsin. Bununla ilgili sektörü yönlendirme konusunda Oda olarak çalışmalarımız olacak. Düşük karbon salınımı kuralına uygun, deniz ticaret filosunun da mutlaka geliştirilmesi gerekiyor.

Sizce önümüzdeki süreçte koster filomuzun yenilenmesi konusu tekrar gündeme gelecek mi?

Koster konusu her dönem gündeme gelecek, çünkü koster problemi halledilmiş bir problem değil. Koster denince sadece kıyıda sefer yapan gemi grubu olarak almamalıyız. 10.000 -12.000 DWT’luk gemiler de bu gruba giriyor ki; Akdeniz, Karadeniz coğrafyasında genellikle bu kapasite gemiler etkin ticaret yapıyorlar. Koster için verilen destekler bu işi harekete geçirmek için de yeterli değil. Burada verimli bir model ortaya koymak lazım… Geçtiğimiz yıl deniz taşımacılığı iyi bir yıl geçirdi. 2021 yılı başından 2022’nin ilk çeyreği gayet iyiydi. Hemen hemen birçok deniz taşımacılığı yapan firma mali tablosunu epey düzeltti. Beraberinde de yeni yatırımlar için fırsat kollamaya başladı. Yatırımcıları biraz daha desteklersek, bu filonun yenilenmesi ve sayısının arttırılmaması için bir neden kalmaz. Bulunduğumuz coğrafyada Türk armatörleri sadece Türk Ticaret mallarını taşımak ile kalmayıp, diğer ülkelerin mallarını da taşıyabiliriz ki, biz buna da talibiz. Güçlü bir ticaret filosuyla Akdeniz’de söz sahibi olarak buradaki ticaretin içerisinde ana oyuncu olma hedefimiz var. Bunu başarmamız lazım.

Sizin birde TİM şapkanız var, uzun yıllardır Türkiye İhracatçılar Meclisinin önemli aktörlerinden oldunuz. Bu sene ihracat rakamlarımız yüksekti. Bu 2023 yılında da böyle devam edecek mi?

Ürettiğimiz ürünlerin içerisinde yüksek katma değerli ve yüksek teknolojiye sahip ürünlerin oranı hala çok düşük. Nispeten artma eğilimi olmasına rağmen daha çok yol almamız lazım. Yükte hafif, pahada ağır ürünler ihraç eden ülkeler kategorisine geçmemiz gerekiyor. Bununla ilgili bir ivme var esasında, bunu da tüm sektörlerde daha fazla arttırmamız lazım.

İhracatta her ne kadar son çeyrekte düşme eğilimi olsa da ki, bu tüm dünyada bu şekilde ilerliyor. Enflasyonist baskılar, Rusya – Ukrayna savaşının global ticarete olan etkisi bir nebzede olsa Avrupa’nın resesyona girmesi gibi sebepler ihracatı yavaşlattı. Ekim ayında bir miktar artış kaydettik. Son 12 aylık periyotta 250 milyar dolarlık hedefi aşmış durumdayız. Hedefler, yeni hedefler koymak içindir aslında. Dolayısıyla Türkiye’nin ana hedefi 250 milyar dolarlık ihracatla sınırlı değil, yeterli de değil zaten. Daha fazla olması gerekir. Bunun için lojistik ayağını mutlaka çözmek lazım. En azından denizcilikteki lojistik ayağı çok önemli, çünkü taşımacılığın yüzde 85-87’si deniz taşımacılığı ile yapılıyor. O nedenle lojistik sorununu çözmek Deniz Ticaret Odası’nın ana görevlerinden bir tanesi olmalı.

dsc0958-min-002.JPG

İthalat rakamlarımıza da dikkat etmemiz gerekiyor sanırım, değil mi?

Biz aynı zamanda ithalatçı bir ülkeyiz. Çünkü ürettiğimiz malların bir kısmını da ithalat yoluyla temin ederek sağlıyoruz. Özellikle hammadde ve enerji konusunda dışa bağımlı bir ülkeyiz. Bunlar olmadan da ihracat yapamayız. En azından ara üretim ürünlerini burada imal edebilirsek, bu ithalata bağlılığı nispeten minimalize edebiliriz. Devletin de politikaları bu yönde, ama çok aksiyon alamıyoruz. Bu noktada piyasa fiyatları da, üretim maliyetleri de çok etkili. Bazen üretmektense, ithal ederek ürünü temin etmek daha cazip olabiliyor. Biz sadece ucuz işçilik sağlayarak, bu fiyat iyileştirmesini sağlayamayız. Ucuz işçilikten dolayı ihracat yapan ülke konumundan çıkıp; marka ve yüksek teknoloji üreten ülke konumuna geçmeliyiz.

Denizcilik sektörü için nasıl bir 2022 geçirdiğimizi düşünüyorsunuz, nasıl bir 2023 hedefliyorsunuz?

Tamir bakım ve buna bağlı iş kollarında önemli bir marka olduk Akdeniz’de… Hatta en büyüğü olduk. Dolayısıyla birçok ülkeden hangi ölçekte olursa olsun gemilerini buraya getirip tamir bakım yaptırıyorlar. Bu, önümüzdeki süreçte de devam edecek. Gemi navlun fiyatları yükselince, armatörlerin gemilerine tamir bakım yapma iştahı da arttı. Gemi sahipleri için bu kabul edilebilir masraflar haline geldi… Bu sebepten tersaneler olarak bir yıldır çok yoğun çalıştık. Tamir bakım alanında tersaneler yüzde 70 – 80 kapasite ile çalıştılar. Denizyolu taşımacılığı bir önceki çeyreğe göre düşük olsa da, yine de kabul edilebilir ve karlılığı devam eden bir trendde gidiyor. Bizlerde bu konuda kapasite artırımı çalışmaları içerisindeyiz. Neden? Bu pastadan aldığımız payı daha fazla alabilme adına bunu yapmalıyız.

Yeni gemi konusunda da oturmuş bir kalitemiz var. Kuzey ülkelerine yapmış olduğumuz balıkçı gemileri, tedarik gemileri, askeri gemiler, römorkörler; çok yol aldık. Özellikle römorkör konusunda birkaç firmamız marka oldu. Avrupalı yatırımcılar Türkiye’de yatırım yapma girişimindeler. Şimdilik hedefimiz bu pastadan daha büyük pay alıp, kalıcı olmak. Kalıcı olmak içinde yapılan yatırımların daha verimli, daha sürdürülebilir hale gelmesi için fırsat kollamak, istikrarlı olmak gerekiyor.

Yeni gemi inşada yaşanan bazı finansal sıkıntılar devam ediyor gibi görünüyor…

Yeni gemi konusunda bir takım sıkıntılarımız halen devam ediyor. Orada çok büyüyemiyoruz. Evet, bunların başında finansal problem geliyor. Bu sorunları kalıcı olarak çözmedikten sonra da payımızı büyütemeyiz. Büyük taleplerde, hemen hemen bütün tersanelerimiz finans konusunda takılıyorlar. Çünkü bizler yabancı müşterinin istemiş olduğu, yapmış olduğu ödemelere karşı teminat mektubunu veremiyoruz. Mutlaka bir kontür garanti talebi ile karşılaşıyoruz. Kontür garanti de çok zor… O zaman da, tersaneler kendi öz kaynaklarıyla bunu çözmeye çalışıyorlar. O yüzden çok büyüyemiyoruz. Bu konunun çözülmesi gerekiyor. Bu arada sonuçta tabii yurt dışından ithalat da yapıyoruz gemi yaparken, her şeyi kendi iç piyasamızdan temin etmiyoruz. Makinası, televizyonu, vs. bunun için akreditif kaynakların hep açılabilir olması gerekiyor. Sistemin bu tür şeylerde takılmadan hızlı yolunda yürüyor olması lazım ki, işler zamanında yapılabilsin.

Oda’nın bu yöndeki talepleri hep vardı, bugün de talep etmeye devam ediyor. Bu biraz da kaynak meselesi tabii…Aslında denizcilik sektörüne öncelik tanınması lazım, çünkü gelen para çok verimli bir döviz girdisi ve ayrıca ciddi oranda da istihdam sağlıyoruz. Burada çok kıymetli bir emek var. Bu kanalların hep açık olması gerekiyor.

Son olarak sektöre nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

Artık çevreyle uyumlu bir üretim planlamasını hayata geçirmemiz lazım. Bunun yanında kendi regülasyonlarımızı uluslararası regülasyonlara uyumlu hale getireceğiz. Uyumlu olmayan yanlarımız için de çözüm üreteceğiz. Onun dışında hedefimiz; kalıcı ve sürdürülebilir bir büyümeyi gerçekleştirmek. Bunun için Oda olarak sektörümüze elimizden gelen desteği ve motivasyonu vereceğiz. Bunun tek yolu meclisi çalışır ve fonksiyonel hale getirmek.

Vira Haber

Bu haber toplam 3668 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.