İMEAK Deniz Ticaret Odası Eylül Ayı Meclis Toplantısı gerçekleştirildi
İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Eylül Ayı Meclis Toplantısı, İMEAK DTO Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır başkanlığında, koronavirüs tedbirleri kapsamında video konferans ve isteyen üyelerin fiziki katılımı ile gerçekleşti.
Toplantının başında İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır, "Eylül ayı, balık sezonunun açılışı gerçekleşti. Sezonun, balıkçı üyelerimize bol ve bereketli geçmesini temenni ediyor ve kolaylıklar diliyorum. Bu anlamda, Meclis Başkanlığı olarak, meslek gruplarının sorunlarını gündeme taşımak için bir çalışma başlattık. Meslekleri gruplayarak, her mecliste gündeme bağlı sunumlar yapılacak. Meslek Komitelerimizin sorunlarını ve sezonla ilgili son gelişmeleri takip edeceğiz. Deniz Ticaret Odası'nda Armatörler Birliği Genel Kurulu da yapıldı. Bayrak değişimi gerçekleşti. Tekrardan, Cihan Ergenç'i ve ekibini tebrik ediyor ve başarılar diliyorum” dedi.
Temmuz ayı mizanı Aygün Özgen tarafından okundu. İlk gündem maddesinde, Meclisin 41 No'lu zabıt kayıtlarının okunmasının ardından 2021 Temmuz ayı mizan oy birliği ile onaylandı. "Oda Merkez Bina Tadilat Bedeli, Yangın Felaketi Yardım Kampanyası Bedelinin" ihtiyatlar hesabından karşılanması görüşüldü ve oy birliğiyle onaylandı.
İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu’nun Ağustos ayı faaliyetlerinin sunumu meclis üyeleri ile paylaşıldı. Daha sonra İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, bir konuşma yaptı.
Kıran, yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
"Bugünkü Meclis toplantımızda, Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Lütfi Elvan aramızda olacaktı ancak son dakika ortaya çıkan bir mazereti nedeniyle katılamayacağını bildirdi. İnşallah, önümüzdeki Meclis toplantılarımızdan birinde kendisini aramızda görmeyi arzu ediyoruz. Tüm dünyada kabus gibi bir ayı geride bıraktık. Ağustos ayında küresel ısınma sonucu iklimde meydana gelen değişiklikler nedeniyle pek görülmemiş yangınlar ve sellere tanık olduk. Son bir ayda, ülkemizde, Yunanistan’da, ABD’de, Kanada da yaşanan yangınlar, Avrupa ve Çin’de meydana gelen sellerde iklim değişikliğinin yıkıcı sonuçlarını üzülerek izledik. Ülkemizde önce, Manavgat, Bodrum ve Marmaris’te geniş alanlarda etkili olan orman yangınlarını yaşadık, ardından Kastamonu, Sinop ve Bartın’da hasara yol açan sel felaketi ile karşılaştık. Afetlerde can kayıplarımız oldu. Öncelikle benzeri afetlerle bir daha karşılaşmamayı Allah’tan niyaz ediyor, hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum.
TÜRKİYE'NİN POZİTİF BÜYÜMEYİ ASGARİ DÜZEYDE DE OLSA BAŞARDIĞINI GÖRDÜK
Ekonomide küresel ve yerel olarak çok önemli dönemleri yaşıyoruz. Birçok ülkenin ciddi daralmalar yaşadığı 2020 yılında, Türkiye’nin pozitif büyümeyi asgari düzeyde de olsa başardığını gördük, 2021 yılı ilk yarısı itibarıyla güçlü bir toparlanmaya şahit olduk. Son dönemde ülkemizde açıklanan en önemli makroekonomik verilerden birisi ikinci çeyrek büyüme rakamları oldu. Yılın ikinci çeyreğinde Gayri Safi Yurt İçi Hasılamız (GSYİH) %21,7 büyüme gösterdi. Bu büyüme alınan önlemler ve kararların doğru yönde olduğuna ilişkin önemli sinyaller vermiştir. Özellikle de sanayi, hizmetler ve ihracattaki büyümeler dikkat çekicidir. Öncü göstergeler, pandemi ile ilgili risklerde büyük bir olumsuzluk olmazsa büyümenin yılsonunda yüzde 9’lar civarında olabileceğine işaret ediyor. Önümüzdeki yıllarda yüzde 5 ve üzerinde sürdürülebilir büyüme görebilmemiz için enflasyon ile kararlı mücadele ve cari açık sorununun yapısal olarak çözülmesinin önemi daha da artmış bulunmaktadır. Bu hafta başında açıklanan ve 2022-2024 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program da önümüzdeki dönem ekonomi politikalarına ilişkin önemli ipuçları vermektedir. Programın temel amaçları arasında belirtilen “enflasyon ve cari açık yaratmayan, ağırlıklı olarak yurtiçi tasarruflar ve doğrudan yatırımlar ile finanse edilen, ihracata dayalı, yeşil dönüşümü dikkate alan, gelir adaletini gözeten bir büyüme yapısının tesis edilmesini” doğru bir çerçeve olarak görüyor ve destekliyoruz. Yeşil dönüşüm adıyla Orta Vadeli Programlara ilk kez detaylı bir program ve tedbir çerçevesinin konmasının son derece önemli olduğunu, bundan sonraki yıllarda da artarak takibinin yapılmasının ekonomimizin rekabet gücünü kalıcı kılmak açısından büyük fayda sağlayacağını düşünüyoruz. Ancak programda ulaşım ve deniz taşımacılığı konularının eksik kaldığını görmekteyiz. Buna mukabil bugüne kadar olduğu gibi ilgili tüm merciler nezdinde bıkmadan, usanmadan, pes etmeden sektörümüzün ne kadar önemli ve vazgeçilmez olduğunu anlatmaya, taleplerimizi iletmeye devam edeceğiz.
30 MİLYON DWT'E YAKIN TÜRK SAHİPLİ FİLOMUZUN DA 50 MİLYON DWT'E ULAŞTIRILMASI MİLLİ HEDEFLERİMİZ ARASINDADIR
Dünya denizcilik piyasalarında, talep tarafında yıllık 11,5 milyar ton seviyesinde olan deniz taşımacılığında gemi filo büyüklüğü, DWT bazında ise 2 milyar 70 milyon DWT olarak 2020 yılını kapatmıştı. 2020 yılının özellikle ikinci yarısından itibaren hızla artan talep karşısında birçok piyasamızda fiyatlarda hızlı artışlar yaşanmıştır. Önümüzdeki sürece ilişkin beklentilerde de talebin arza göre birçok segmentte daha hızlı bir gelişme göstermeye devam edeceği yönünde oluşmaktadır. Nitekim 2021 Ağustos itibariyle yeni gemi siparişinin mevcut filoya oranı dökmecilerde %6’ya, tankerlerde %8’e, konteynerde %22’ye, LNG’de %25’e, LPG’de ise %23’e ulaşmıştır. Konteyner tarafında talep artışının devamı, navlunlar ve gemi kiralamalarını rekor seviyelere taşımıştır. Lojistik aksaklıkta önemli bir etki de Dünya’nın en yoğun 3. , Çin’in en yoğun 2. limanı olan Ningbo Meishan konteyner terminalinin 11 Ağustos’ta iki hafta kapanması olmuştur. Ayrıca Temmuz ayında Çin'deki büyük bir tayfun ve Avrupa'da iç konteyner tedarik zincirlerini etkileyen sel felaketi de kesintilere yol açmıştır. Bu arada, Güney Afrika limanlarının ana operatörü Transnet’in, 22 Temmuz'da liman ve demiryolu Bilgi Teknolojisi (BT) altyapısının bir siber saldırıya uğraması nedeniyle normal operasyonlar 30 Temmuz'a kadar devam edememiştir. Bu çerçevede, navlunlar artmaya devam etmiş ve Şangay Konteyner Navlun Endeksi (SCFI) 3 Eylül’de 4.502,7 puana ulaşmıştır. Son dönemde konteynere yönelik talebin, arzı aşması ile birlikte özellikle kuru yük gemilerinin de konteyner taşıdığını görmekteyiz. Global filonun 2021 yılında DWT bazında %3,05 artarak 2 milyar 130 milyon DWT büyüklüğüne, TEU bazında ise %2,5 artarak 25 milyon 910 bin TEU’ya ulaşması beklenmektedir. Yine Clarksons verilerine göre, 2020 yılında 48,7 milyar dolar olan yeni gemi inşa yatırım sözleşmesinin 2021 yılı Temmuz sonu itibariyle 67,2 milyar dolar olduğunu ve bu yatırımların %44’ünü konteyner, %12’sini tanker, %9’unu dökme yük, %8’ini LPG, %11’ini LNG oluşturduğunu görüyoruz. Bu rakamları değerlendirdiğimizde, dünya deniz taşımacılığında taşlar yerinden oynamış, denizden daha fazla pay almak isteyen ülkeler yine “tam yol ileri” demiştir. Bu nedenle bugün 30 milyon DWT’e yakın Türk sahipli filomuzun da 50 milyon DWT’e ulaştırılmasının milli hedeflerimiz arasında yer alması hususunu her ortamda dile getirmemiz gerekmektedir. Küresel ekonomi önemli bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Hem Covid-19 salgını sonrasında küresel tedarik zincirinde yaşanan dönüşüm hem de yeşil mutabakat ve iklim değişikliği çerçevesinde atılan adımlar önemli fırsatları ve tehditleri içinde barındırıyor.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDEN ŞÜPHESİZ, EN ÇOK DENİZCİLİK SEKTÖRÜ ETKİLENECE
İklim değişikliği dünyanın karşılaştığı en ciddi riskler sıralamasında en başta yerini alırken, bu tehdit küresel ekonomi politikalarını, uluslararası ticaretin kurallarını, ürün standartlarını da hızla değiştirmeye aday görünmektedir. Bu değişimlerden en çok etkilenecek sektörlerin başında şüphesiz denizcilik sektörü geliyor. Avrupa Birliği (AB), benimsediği Yeşil Mutabakat ve bu çerçevede oluşturduğu sürdürülebilir ve akıllı ulaştırma stratejisi ile 2050 yılında ulaştırmada sera gazları emisyonlarının % 90 azaltılmasını, 2030 yılı ile sıfır-karbon emisyonlu gemilerin geliştirilip pazara sürülmesini, mevcut gemilerin enerji verimliliğinin geliştirilmesini, emisyonlar için karbon fiyatlandırmasının yürürlüğe konulmasını, çevreci yakıtların altyapı sisteminin geliştirilmesi ve desteklenmesini, Akdeniz ve Karadeniz de Emisyon Kontrol Alanı kurulmasını, Karbon emisyonları için denizciliğin Emisyon Ticaret Sistemine (ETS) alınmasını hedeflemektedir. Bu kapsamda, Avrupa Komisyonu tarafından 14 Temmuz 2021 yılında açıklanan şekliyle, 2030 yılında sera gazı emisyonlarını 1990 yılı seviyelerine kıyasla en az %55 oranında azaltmaya yönelik emisyon hedeflerine ulaşmak için sunulan “Fit For 55” (55’e Uyum) Paketi’nde; denizcilik sektörü ve yakıt ikmali üzerinde doğrudan etkisi olan öneriler karşımıza çıkmaktadır. Öneriler arasında yer alan Emisyon Ticaret Sistemi’nin devreye girmesi durumunda Avrupa Birliği limanlarına sefer yapan gemilerimizden 1 ton yakıt başına 100 ABD Doları tutarında ödeme alınacağı ve Emisyon Ticaret Sistemi’nin yayılmasıyla 100 dolar olan bu bedelin artmasının kaçınılmaz olacağı değerlendirilmektedir. Tüm bu gelişmelerin sonucunda mevcut gemiler kısa bir sürede kullanılamaz hale gelecek, halihazırda mevcut olmayan, yeni icat edilecek motorlarla donatılmış yeni gemilerin alınması zorunlu hale gelecektir. Uluslararası ticarette, oyun kurallarının yeniden belirlendiği önümüzdeki süreçte Türk sahipli deniz ticaret filomuzu, gemi inşa sanayimizi, limanlarımızı kısaca denizciliğimizi bir bütün olarak düşünüp, devlet politikası haline getirerek, her alanda güçlendirmemiz mutlak bir zorunluluk haline gelmiştir. Getirilmek istenen değişiklikler nedeniyle büyük ekonomik maliyetlerle karşılaşmamak için değişimi iyi okumamız ve hazırlıklı olmamız gerekiyor. Gelişmeler, iş dünyasına büyük sorumluluklar yüklerken, bu konuda devlet desteklerini de elzem kılıyor. Bunun için de kamu-özel sektör diyaloğunu daha da sıklaştırmak, ortak akılla bu süreçte kazanan ülkeler arasında yerimizi almak büyük önem arz ediyor.
ÜNİVERSİTEMİZİ TERCİH EDEN ÖĞRENCİLERE, YENİ EĞİTİM HAVUZUNA HOŞ GELDİNİZ DİYOR, HEPSİNE BAŞARILAR DİLİYORUM
Eylül ayı başında Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarına göre, üniversitelere yerleştirme işlemleri yapıldı. Her geçen yıl eğitim kalitesini yükselten, başarılarıyla gurur duyduğumuz Piri Reis Üniversitemize bu yıl da öğrenciler tarafından büyük ilgi gösterildi. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından uygun görülen kontenjanımızın yüzde 90’ı doldu. Bu oran, vakıf üniversiteleri sıralamasında bizi 15. sıraya getirmiştir. İki ek kontenjan imkânı, Dikey Geçiş Sınavı (DGS) ve yatay geçişlerden sonra kayıt yaptıran öğrenci sayısının daha da yükseleceğini öngörüyoruz. 4 Ekim’de, 2021-2022 akademik yılının başlamasıyla birlikte üniversitemize kayıtlarla ilgili kesin sonuçları önümüzdeki Meclis toplantımızda sizlerle paylaşacağımı belirtirken, üniversitemizi tercih eden öğrencilere, yeni eğitim yuvanıza hoş geldiniz diyor, hepsine başarılar diliyorum.
Diğer taraftan kendi üniversitemize olduğu kadar ülkemizin diğer denizcilik eğitimi kurumlarına da desteklerimize devam ediyoruz. Son olarak Karadeniz Teknik Üniversitesi Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği bölümüne kazandırdığımız tam donanımlı, son teknoloji köprüüstü simülatörünün teslimi gerçekleşti. Üniversite Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı’nın teşekkür yazısı Odamıza ulaştı. Simülatörün, öğrencilerimizin eğitimine katkı sağlaması temennisiyle hayırlı olmasını diliyorum.
COVID-19 SALGININDA BUGÜN İTİBARIYLA BİLİNEN EN ETKİLİ TEDAVİ YÖNTEMİ AŞI
İklim değişiklikleri, afetler derken Covid-19 salgını geri planda kalmış gözüktü ancak vaka ve ölüm sayıları pandeminin ciddiyetini koruduğunu ortaya koyuyor. Aşılanma sayılarında hala istenen düzeye ulaşamazken, Covid önlemlerine de toplum olarak yeterli dikkati gösterdiğimizi söyleyemeyiz. Ülkemizde, Eylül başı itibarıyla okulların açılmasıyla birlikte vaka sayılarında artış olacağı endişesini taşımaktayız. Covid-19 salgınında bugün itibarıyla bilinen en etkili tedavi yöntemi aşı... Sağlık Bakanlığımız, aşı olanların hastalığa yakalansa bile hayatlarını kaybetmeden kurtulduklarını her fırsatta açıklıyor. Tamam, hiç kimseyi aşı için zorlayamayız ama aşı olmaları yönünde şiddetle tavsiyede bulunmamız gerektiğine inanıyorum. Eğer aşılama oranlarını arzu edilen seviyelere çıkaramazsak, sonbahar ve kış aylarıyla birlikte yeniden kapanmalara gidebilecek önlemlerle karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bu çerçevede 13 Eylül tarihi itibarıyla üyelerimiz dahil Odamıza dışarıdan gelenler için ateş ölçme ve HES kodu uygulamasına ilaveten aşı sorgulaması yapacağımızı, aşı sertifikasını ibraz edemeyenlerden son 48 saat içerisinde yapılmış PCR testi isteyeceğimizi bildirmek istiyorum. Yine Odamız çalışanlarından aşı olmayanlar için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız genelgesi doğrultusunda, tahlil bedeli kendileri tarafından ödenmek suretiyle haftada bir PCR testi talep etmeye başlayacağız.
DENİZLERİ BEREKETLİ, AĞLARI DOLU OLSUN
Eylül ayıyla birlikte balıkçılarımızın umutla bekledikleri yeni av sezonu başladı. Geçtiğimiz sezonda hamsi avı yasağı ve Marmara Denizi'ni etkisi altına alan müsilaj sorunu belleklerimizdeki yerini korurken, müsilajın yürütülen temizlik çalışmaları sayesinde hâlihazırda tam ortadan kalkmasa da etkisini kaybettiği gözlemleniyor. Rızıklarını denizden kazanan balıkçılarımıza hayırlı bir sezon dilerken, denizlerimizi ve içindeki canlıları koruma sorumluluğunun herkesten önce kendi görevleri olduğu bilinciyle hareket edeceklerine olan inancımı belirtmek istiyorum. Denizleri bereketli, ağları dolu olsun. 19 Eylül’de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, “Mareşal” rütbesi ile “Gazi” unvanı verilmesinin yıldönümü ve Gaziler Günü’nü, 27 Eylül’de Türk Donanmasının en büyük zaferlerinden biri olan Preveze Deniz Zaferi'nin 483. yıl dönümü ile Deniz Kuvvetleri Günü'nü kutlayacağız. Bu önemli günler vesilesiyle başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere şanlı tarihimiz boyunca vatanları için canını ortaya koyan tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla yâd ederken, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyor, sağlıklı günler diliyorum.”
Daha sonra yangın afetinden etkilenen İMEAK DTO Manavgat, Bodrum ve Marmaris şubelerinin başkanları, bulundukları bölgelerde afetin bıraktığı etkiler üzerine son değerlendirmeleri yaptı.
Ardından 01 No’lu Balıkçılık Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı Murat Kul, “Balıkçılık ve Su Ürünleri Faaliyetleri” konusunda yaptığı sunumla meclis üyelerini bilgilendirdi.
Gemi Brokerleri Derneği başkanı Semih Dinçel, Gemi ve Navlun Piyasaları ile ilgili bir sunum yaptı.
Dinçel'in sunumunun ardından Türk Armatörler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Ergenç bir konuşma yaptı. Sözlerine kendisine duyulan güvene teşekkür ederek başlayan Ergenç, "26 Ağustos'ta, Türk Armatörler Birliği'nin 42. Genel Kurulu yapıldı. Üyelerimizin ve armatör arkadaşlarımın teveccühü ile sizlere yeni başkan olarak hitap etmek istiyorum. Bedri İnce başkanımla ben uzun süre çalıştım. Bana verdiği destek ve güvenden dolayı kendisine teşekkürlerimi sunarım. İlk toplantımızı, Salı günü gerçekleştirdik. Aldığımız kararlardan bir tanesi; Bedri İnce başkanımızı; Onursal Başkanımız olarak tevdi etmek oldu. Bununla birlikte genç, dinamik güzel bir ekip kurduk. Deniz Ticaret Odası ile işbirliğimiz devam edecek. Dünyada bir değişim söz konusu. Bu değişimler doğrultusunda, denizcilik boyutunda sonuna kadar değerlendirmek istiyoruz. Sektörümüzün en çok ihtiyacı olan şey birlik ve beraberlik. Enerjimizi geleceğe odaklayarak yaşamalıyız. Son zamanlarda, armatörler bazında çok ciddi kurallar geldi. Ben buna yeni dünya denizcilik düzeni diyorum. Kendi standartlarımızı yükseltmek mecburiyetindeyiz" şeklinde konuştu.
Toplantı Şube Başkanları, Meslek Komite Başkanları ve Meclis üyelerinin bölgesel görüş, soru ve önerileri ile ilgili açıklamalarından sonra İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran'ın mevcut konularda yapılan çalışmalar hakkında bilgi vermesiyle sona erdi.
Vira Haber
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.