İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Tamer Kıran, Koronavirüsün Denizcilik Sektörüne Etkilerini Anlattı
İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Tamer Kıran, Vira Haber Genel Yayın Yönetmeni Hakkı Şen ve Vira Haber ile Deniz Ticaret Dergisi Genel Koordinatörlüğünü yürüten Ayşe Olcay'ın da katıldığı canlı yayında denizci medyasının sorularını yanıtladı.
İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, 29 Nisan Çarşamba akşamı, DTO Plus’ta katıldığı canlı yayında Vira Haber Genel Yayın Yönetmeni Hakkı Şen ve Vira Haber ile Deniz Ticaret Dergisi Genel Koordinatörlüğünü yürüten Ayşe Olcay'ın da katıldığı denizci medyası temsilcilerinin koronavirüs salgınının sektöre etkileri konusundaki sorularını yanıtladı.
Salgın sürecinde denizcilik sektörünün durumunu değerlendiren Tamer Kıran, her gün hasar tespiti yaptıklarını belirterek, “En büyük hasar turizmde var. Ülke çapında konuşursak turizm bu sene olmayacak gibi görünüyor. Bu çerçevede deniz turizmi ile ilgili üyelerimiz sıkıntı yaşayacaklar. Şu anda limanlar ve tersaneler çalışıyor. Ama bu tabi ne kadar süreyle devam edecek? Özellikle hem arz hem de talepteki korkunç daralma, düşüş bu sektörlere de etki edecek. Dolayısıyla bu sektörlerde de işlerin en azından yılın ikinci çeyreğinde, yaz sonuna kadar çok etkileneceğini öngörüyoruz.Deniz taşımacılığında keza aynı şekilde sıkıntılar hissediliyor, birçok gemi boş, bir taraftan bir tarafa yük bulabilme umuduyla seyir ediyor. Dolayısıyla hasar büyük olacak.” diye konuştu.
Tamer Kıran, Covid-19 ile mücadele sürecinde son derece etkin, güçlü, görünmeyen bir düşmanla savaştığımızı kabul edip, ona göre plan ve program yapılmasının önemini vurgulayarak, “Ama enseyi karartmak yok” dedi.
Son günlerde salgınının azalma eğilimine girdiğini gösteren çok önemli işaretler geldiğine dikkat çeken Kıran, tüm bu gelişmelerin ileriye dönük umutları artırdığını, çeşitli bakanlıklardan gelen talepler neticesinde bu krizi fırsata çevirmeye yönelik çalışmalara da başladıklarını bildirdi.
Kredi Destekleri
“Kriz sürecinde verilen desteklere” ilişkin bir soruyu yanıtlayan Tamer Kıran, devletin destek kısmında yaptığı hamlelerle iyi bir sınav verdiğini kaydederek, şunları söyledi:
“İlk başta kullanıma sunulan KGF destekli İşe Devam Kredisi istenen sonuca ulaşmadı. Krediye birçok insan erişemedi. O süreci istişare ve diyalog yoluyla atlattık. İkinci serbest bırakmadan sonra birçok kurum bu desteğe ulaştı. Burada denizciliğe özel bir şey yapılmadı. Ama paketlerin tamamına bakarsanız hiçbir sektöre özel bir şey yapılmadı. Halkbankası, esnaf bankası olduğu gerekçesiyle esnafa özel bir kredi uygulaması yaptı. Yapılan istişareler sonucunda benzer bir uygulamayı biraz daha yüksek bir faizle Oda ve Borsa üyelerine de açtı. Hükümetimiz bu konuda kontrollü bir gidiş izliyor. Hatırlayın ilk açıkladığı paket 100 milyar TL idi. Maliye Bakanımız önceki gün verdiği bir beyanatta desteklerin 200 milyar TL’yi bulduğunu söyledi. Kademeli olarak yaptılar, neticeyi gördüler, devam ettiler. Ben, bu şekilde bundan sonra da devam edeceğini öngörüyorum. Dolayısıyla üyelerimizin de faydalandığını bildiğim krediler hayata geçti. İşe Devam Kredi Desteği olsun, Eximbank kredilerinin ertelenmesi olsun, en son Halk Bankası’nın Mikro Ölçekli Şirketlere Can Suyu İşletme Kredisi ve TOBB’un Denizbank ile hayata geçirdiği ardından 15 gün sonra diğer 3 kamu bankasının da katılacağı Nefes Kredisi üyelerimize hakikaten nefes aldırdı. Hükümetimizin bu konudaki tavrını ben şöyle yorumluyorum. Bu şekilde yaparak kaynakları mümkün olduğunca tabana yaymak istiyor. Çünkü büyükler zaten işlerini bankalarla yürütüyorlar, yapılandırıyorlar, imkanları daha fazla ama küçük ve orta boy ölçekli firmalara Hükümetimizin daha bir ehemmiyet verdiği görülüyor.”
Gemi Adamlarının Değişimi Konusu
“Salgın sürecinde gemi adamlarının değişiminde yaşanan sorunlara” ilişkin bir soru üzerine Tamer Kıran, tüm dünyanın denizcilikte yaşanan bu sorunun farkında olduğunu belirterek, “deniz çalışanlarımız emin olsun, kimse onları unutmuş veya gözardı etmiş değil” dedi.
Türkiye’nin yanı sıra ABD, AB ve daha birçok ülkenin sağlık kurullarının tavsiyesi neticesinde ilgili gemi adamı değişimine müsaade etmediklerini hatırlatan Tamer Kıran, “Şu anda isteseniz de bir deniz çalışanını dünyanın bir tarafından Türkiye’ye getiremezsiniz. Çünkü ülkemize uçuş yok” diye konuştu.
Şu an itibarıyla İstanbul, Kocaeli, Samsun, İskenderun’da Türk personelin değiştirilebildiğini belirten Tamer Kıran, “Sorun İzmir’de vardı. Şimdi mutlu bir haber vereyim, İzmir’de yarın sabahtan (bugün) itibaren inşallah bir sıkıntı olmazsa Türk gemi adamı değişimine müsaade edilecek. Böylece ana limanlarımızı kapsamış olacağız.” müjdesini verdi.
Tamer Kıran, “Deniz çalışanlarımızı unutmuş değiliz.İmkanlar dahilinde en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Bu durum ne zaman normale girer? Şahsi görüşüm kısmetse Bayramdan sonra, 1 Haziran’dan itibaren THY uçuşları başladığında bu iş başlar. Deniz çalışanlarımızı inşallah 1 Haziran’dan sonra almaya, başlarız diye ümit ediyorum. Bu konuda herkesin anlayış gösterdiğini duyuyorum. Onlar da durumu görüyorlar. Dolayısıyla ben deniz çalışanlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Bu konudaki sabırlarına bir müddet daha devam etmelerini istiyorum.” diye konuştu.
İkinci büyük sorunun da gemi adamlarının 14 gün karantinaya girmesi konusu olduğunu kaydeden Kıran, “Hafta başı çok yeni bir gelişmeyle TIR şoförlerine bu imkan sağlandı. İran ve Irak sınır kapıları hariç olmak üzere diğer kara sınır kapılarından girecek Türk şoförler, hastalık semptomları göstermemeleri durumunda 14 günlük karantina süresini evlerinde geçirebilecekler. Oradan yola çıkarak İçişleri Bakanlığına bu konudaki talebimizi göndereceğiz, takipçisi olacağız.” dedi.
Gemilere Kesilen Çevre Cezaları
Tamer Kıran, “salgın döneminde gemilere yüksek çevre cezaları kesildiği, belediyelerin göz açtırmadığı” konusundaki şikayetlere ilişkin bir soruya verdiği yanıtta, maalesef büyükşehir belediyelerinin bunu bir gelir kapısı olarak gördüklerini, sektörü ciddi anlamda yaralayacak, sıkıntıya sokacak uygulamalar yaptıklarını söyledi.
Covid-19 öncesi “cezalar yüksek” söyleminden vazgeçtiklerini onun yerine “bu cezalar adil değil” şeklinde söylem geliştirdiklerini, üniversiteden destek alıp, raporlar hazırlattıklarını anlatan Kıran, tam görüşmeler sürerken salgının ortaya çıktığını kaydetti. Kıran, “Bu uygulamaların aslında ülkemize geri döndüğünü anlatamıyoruz. Çünkü bu cezalarla ülke ünlendiği zaman buraya ticaret için gelen gemilerin sayısı azalacak, bu navlunlara yansıyacak, bu da yine ülke vatandaşının cebinden çıkacak.” diye konuştu.
Limanlardaki Farklı Tarifeler
“Limanlarda farklı tarifelerin uygulandığı” yolunda şikayetlerin sorulması üzerine Tamer Kıran, genelde limanlardan memnun olduklarını belirterek, “Bütün limanlarımızı aynı kefeye koymayalım haksızlık olur. İçinde bulunuğumuz süreçte cansiperane hizmet veren limanlarımız var, onların hakkını teslim edelim. Ama bir kaç tane farklı uygulamalar olabiliyor. Bu durumda direkt o limanla görüşme yapıp uygulamayı değiştirmesi için çaba gösteriyoruz. Görüştüğümüz zaman olumlu sonuç da alıyoruz. Düşünsenize şu anda limanlarımızın çalışmadığını Allah korusun, çok korkunç bir kaos olur.” yanıtını verdi.
Kriz Sonrası Fırsatlar
Zor bir dönemden geçildiğini belirten Tamer Kıran, “Sıkıntılı ama ümitli olmamızı sağlayacak sebepler de var. Bir kere bu tüm dünyanın sorunu... Ameliyat masasında ağır kanamalı hasta var, kimse o bu doktorun işi, şu bu hastabakıcının görevi demiyor, herkes hastaya odaklanmış ve kurtarmaya çalışıyor. Dolayısıyla bu bir avantaj. Hem talepte hem de arzda ciddi anlamda bir daralma var. İnsanlar tüketmek için bir şey istemiyor, istese de onu üretecek bir zincir yok, iki taraflı bir şok yaşıyoruz. Ciddi bir talep ertelemesi ile karşı karşıyayız. Dolayısıyla bu da hemen akabinde bir talep patlaması yaratması açısından pozitif bir durum.” ifadelerini kullandı.
Tamer Kıran, “Özellikle Çin’in tedarik hakimiyetinden kurtulmak isteyen bir ABD, bir AB yanı başımızda duruyor. Pekala Çin’in boşalttığı alanlara girme imkanımız var. Bunu Şikago’da TOBB adına Türk Ticaret Merkezi’ni açmakla görevli olan kişi olarak söylüyorum. Şu anda inanın oradaki çalışanlarımızı ABD’li firmalar arıyor ve diyorlar ki; ‘biz şunu Çin’den alıyoruz, bize Türkiye’den getirebilir misin?’. Bu Ticaret Merkezi’nin amacı Türkiye’de yerleşik küçük ve orta ölçekli ihracat potansiyeli olan firmaları ABD pazarına taşımak. Ülkemiz için büyük fırsat var” diye konuştu.
Vira Haber
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.