1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. “Herkes haddini bilecek”
“Herkes haddini bilecek”

“Herkes haddini bilecek”

Deniz Ticaret Odası Mart Ayı Olağan Meclis Toplantısı bugün saat 13.30’da Cengiz Kaptanoğlu Başkanlığında Mecliste gerçekleştirildi.

A+A-

İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, odanın meclis toplantısında Salih Zeki Çakır’ın ithamlarına çok sert cevap verdi.

Kürsüye çıkan Metin Kalkavan sözlerine şöyle devam etti; “ Geçen mecliste bir aylık konuşmaya, yarım saat kırk beş dakikalık bir cevap vereceğim dedim ama dosya o kadar kalabalık ki, bir aldım, bir tanesi iki tanesi derken, bir tanesi bir saat konuşurum. Ama bir taraftan başlayacağım, verebildiklerim vereceğim. Bir kısmını daha sonraki mecliste başlayacağız. Önce şunu söylemeliyim ki, bir röportajında veya söyleminde, “tuzağa düştük” diye bir ibare var. Bu ne biçim bir tuzak ben anlamadım. Adalet anlayışında da bir terslik var” dedi ve konuşmasını sürdürdü.

Deniz Ticaret Odası yönetimini sadece başkan yapmaz diyen Metin Kalkavan, “ Deniz Ticaret Odası yedi şubesi ile kendi yönetim kurulu, Meclis başkanları, şubelerin yönetimleri daha da ötesi yönetimi meclisleri ile yapmak. Meclislerin kabul etmediği bir şey geçmez. Ben o açından hepinize tek tek teşekkür ediyorum. Burada başarı varsa bu hepimizindir. Başarısızlıkta varsa hepimizindir. Ama baktığım da bir iki kişi. Başkanlar yarışmıyor, ekipler yarışıyor. Yapılanlarda ekipler için. Kimler var diye bizim ekibimize baktığımızda, geçen sefer saymış olduğum, Kalkavan ailesi, Kaptanoğlu ailesi, Kıran ailesi, Mete ailesi, Ürkmez ailesi, Miras ailesi, Tunç ailesi, Kartal ailesi, merkez yönetimi olarak. Ama birde şubelerin yönetimine bakınca, bir dünya insanımız var. Dolayısıyla ben kendi üzerime şahsi olarak almıyorum ama grup olarak alıyorum. Böyle baktığımız zaman, büyük bir şeyi gördük. Baştan başlayayım. Nace kodlarını gördünüz duydunuz. 24 Kasımdan bu yana seçim başladığından beri, büyük bir itibarsızlaştırılma devam ediyor. Bizim itiraz ettiğimiz bu. 24 Kasımdan buyana en büyük olay, hani hilekârlığa kadar, sahtekârlığa kadar giden Nace kodlarıydı” dedi.

Konuşmasına vurgulayıcı sözler ile devam eden Metin Kalkavan; “Nace kodlarını gördünüz. Ben size ek bilgisi olarak biraz daha ayrıntı vereceğim. Şimdi Salih Kaptan on maddelik bir seçim sözü var. Bir madde diyor ki, “ doğru olmadığına emin olmadığımız hiçbir bilgiyi kullanmayacağız, gündeme taşımayacağız”. İyide bu Nace kodlamasında neyi nasıl biliyordunuz. Nasıl gündeme taşıdınız. Niye hilekâr dediniz, hala da demeye devam ediyorsunuz. İnce ayar, şark kurnazlığı demeye devam ediyor. Bu yeni söylemler, şark kurnazlığı da yeni bir sıfatımız oldu. Nace kodlamasında çok itiraz edildi, hatta Başbakanımızın bir televizyon konuşmasında, bir paragraf alınıp kondu. Birde yeni bir adet çıktı. Onunda bakın demokratlığımıza hiç karıştırmıyoruz, Deniz Ticaret Odası 2013 diye sürekli mesajlar geliyor. Nezaketten sorayım mı sormayayım mı diye bir şey de yok. Bize sahtekâr diyordunuz hilekâr diyordunuz ama bakın Başbakanımızda böyle diyor. İtiraz edin dendi. Bir iki gün öncesine göre itiraz rakamlarını açıklıyorum. Toplam itiraz rakamı baştan beri onsekiz bin, onbeş bin. Fakat o mesajlardan sonra bizde merak ettik, bakalım kaç kişi itiraz etti. Toplam 62 kişi. Sonra bunu da merak ettik, toplam 62 kişi ama iki gün öncesinde. Bugün ki rakam ne oldu onu bilemiyorum. Bugün son gün. Bunların 32 kişisini Yunus Bey yapmış. Şimdi Nace kodlaması, öyle bir olay ki, madem çok itiraz ediyordunuz, itiraz etseydiniz. Bakın böyle bir prosedürden geçti ki, defalarca firmalara fotoğraflı kuryeler vasıtasıyla ulaştırılıp, şunları düzeltin düzeltin dendi. Nace kodlamasında ki en tehlikeli şey, Başaran Bey’in söylediği tehlikeli sınıf. Girdiğiniz zaman primleriniz yükselecek. Ama Nace kodlaması Avrupa Birliği Eurostaddan alınarak yapılmış olan bir kodlamadır. Bütün dünyada aynı kodlama geçerli. Burada şimdi hatalı kim, muhasebeciler mi, hatalı patronlar mı onu bilemem” diyerek eleştirdi.

Kalkavan; “Salih Kaptanın son bir röportajında bir yer var. 255 tane grup var. Odalar Birliğine sordum, bu 255 grubu Deniz Ticaret Odası belirlemiş göndermiş, Odalar Birliği de kabul etmiş ve yukarı göndermiş. İyide kim yapacaktı bu gruplamayı. Tabi ki Oda yapıp gönderecekti. Ben hiç karışmadım yıllardır. Hep Halim Bey uğraşır. Geçmişte de Cengiz Bey uğraşırdı. Dikey yatay birleşmeler belirlenip gruplar verildi. Biz hangi sınıfa giriyoruz. Biz beş bin ve on bin üyesi olan sınıfa giriyoruz. Orda olan grup, bizde olması gereken grubu kurmak için yüz üye. Ama bize muafiyetle yüzde otuz indirim alıp, bizim bir grup kurmamız 67 üye. Böyle gelinen bir noktada herkesin bir yerlere konduğu ki, yansı çok açık, muhasebeciler yazıyor, Genel İdaresi Başkanlığına dolduruyor ve yazıyor. Ona göre bize bir kodlama veriliyor. Bu kodlamalar doğru veya yanlış da olabilir ama size düzeltme hakkı verildi. Nace kodlaması her sene değişebilecek olan canlı bir sistemdir” diye ifade etti.

“öğrenmek için soracaksanız önce bize sorun”

Bir başka suçlamada, her yerde onu iki gruba ayırdılar benim bir iki. Ben merak edip baktım. Bende üç grup, Halim Bey’de dört var, Salih Beyde de beş var komitesinde. Kaç tane alt Nace grubu var diye merak ettim. Alev Kaptan da bir var, Rıdvan Beyde iki var, Sefer Bey’de bir var. Öğrenmek için soracaksanız önce bize sorun. Benim tavsiyem konuştukça batıyorsunuz. Yazık piar’a verdiğiniz paraya. Bana o kadar çok malzeme veriyorsunuz ki ben size piarcılık yapayım siz hiç konuşmayın. Sizin o on maddelik seçimi, size kim yaptırmışsa yazık günah. Maddelerinizin birinde Deniz Ticaret Odası merkez, şube ve temsilciliklerine ait hiçbir nakdi, ayni ve insan kaynağı imkânını seçim için kullanmayacağız, diyorsunuz. Senin kullanma şansın yok ki diyerek ağır eleştirilerde bulundu. Metin Kalkavan; “Altında da biz yapamayacağımız işin sözünü vermeyiz diyorsunuz. Burada hiç şansın yok ki. Aykırı görüşlere kaba ve yüksek sesle karşılık vermeyeceğiz, kimseye had bildirmeyeceğiz, üyelerimize surat ekşitmeyeceğiz, kimseyi çekiştirmeyeceğiz demişsiniz. Geçen mecliste benim desibelim kaçtı. Salih Kaptanın desibeli kaçtı. Birde şimdi adalet tarafı var. Tuzağa düşürüldük diyorsunuz. Sen bir iki ay konuşmuşsun, tabi ki benimde cevap verme hakkım var. Sulama yapan sensin. Ben sana bir daha cevap verdiysem, sana da söz verildiyse, ben tek kare cevap verdiysem sen hangi hakkın cevabını istiyorsun. İkiye iki oldu” diyerek sözlerine devam etti.

“herkes haddini bilecek”

Konuşmasını sürdüren Kalkavan, Salih Zeki Çakır’ın seçim maddelerinde bulunan “Doğru olduğundan emin olmadığımız hiçbir bilgiyi kullanmayacağız, gündeme taşımayacağız” maddesine sadık çıkmasını isteyerek altını doldurmasını istedi. 8. maddesinde ise 1kimseye had bildirmeyeceğiz” maddesine karşın Kalkavan, “ben haddimi bilirim, haddimi aştığım zaman da kim olursa olsun lütfen bildirsin. Ama benim aldığım terbiye itibariyle, çizmeyi aştığı zaman herkese haddini bildiririm. Herkes haddini bilecek. Ne konuştuğunun, ne söylediğinin altı doluysa başımın üstünde yeri var. Altı boş ise konuşmayacaksınız. Bu sektöre zarar vermeyeceksiniz. Bu işin peşini bırakmayacağım. O söylenen sekiz sıfatı yazdım. Hepsinin tek tek hesabını soracağım. Ta ki altı dolana kadar. Her konuşmanda altı boş ise, hesabını ayrı ayrı soracağım. Bizim komitelerde oyun yapmaya ihtiyacımız yok. Burada ki halk bakacaklar. Beni de körü körüne tutmanızı istemiyorum” dedi.

dsc_7969.jpg

dsc_7970.jpg

dsc_7974.20130308131337.jpg

dsc_7984.jpg

dsc_8027.20130308131410.jpg

dsc_8065.jpg

AYŞEGÜL KÜÇÜKKURT / virahaber.com
 

Bu haber toplam 1320 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.