Hedefimiz kompozit tekne üretmek
2014’den beklentilerinin yüksek olduğunu belirten Mengi Yay Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Mengi, önümüzdeki süreçte hedeflerinin kompozit tekne üretmek olduğunu belirtti.
2008’de başlayan küresel ekonomik krizle birlikte yat ve gemi inşa sektörü kötü bir döneme girdi. 2013 yılında işlerde biraz toparlanma yaşansa da, hala tam olarak iyileşmeden söz etmek mümkün görünmüyor. 1976 yılında kurulan Mengi Yay dünden bugüne gelişerek sektörde önemli işlere imza atmış bir firma olarak dikkat çekiyor. 2014’den beklentilerinin yüksek olduğunu belirten Mengi Yay Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Mengi, önümüzdeki süreçte hedeflerinin kompozit tekne üretmek olduğunu belirtti. Genelde başta İsrail olmak üzere, Rusya, Arap ülkeleri, Almanya ve ABD ile çalıştıklarını vurgulayan Hüseyin Mengi ile sektörde yaşanan son gelişmeleri ve önümüzdeki süreçteki hedeflerini konuştuk.
2008’den beri devam eden küresel ekonomik kriz 2013 yılında da piyasaları etkiledi. Sizin için 2013 yılı nasıl geçti?
2013 yılını 2012’ye göre değerlendirirsek, biraz daha toparlanma süreci yaşadığımızı söyleyebilirim. Yat sektörümüz asıl krizi 2008 ile 2011yılları arasında yaşadı. Bizim hizmet ettiğimiz insanlar ekonomik seviyesi yüksek olan insanlardır. Aslında 2011-2012’de de çok sıkıntı çektik. Yurt dışından kolayca ithal edilebilen,aslında sahibinin bizim ülkemizin vatandaşı olduğu, ama bayrağının yabancı olduğu teknelerin Türkiye’ye girişinden dolayı imalat yapamadık. Elimizdeki işlerle yola devam ettik. 2013’te biraz daha toparlandık. 2013’te 13 tane görüşmem olmuş. Bu görüşmelerin bir tanesi gerçekleştirilmiş, iki tanesi sözleşme aşamasına gelmiş, ama diğer 10 tanesi yurtdışından teklif almış. 2012’de bu da yoktu. 2013’te bir tane 36 metre tekne siparişi aldık ve işe başladık. Yüzde 70’i de tamamlandı. Devam eden teknelerimiz var üç tane, onlar yapılıyor. Yine 2012’nin son günlerinde alınan bir iş var elimizde. 2013’te çok teklif hazırladık piyasaya,bunların yüzde 40’ı tadilat. 2013 kesinlikle 2012’ye göre çok daha iyi geçti.
Sizin 2014 yılından beklentileriniz neler?
Son zamanlarda yaşadığımız şokla beraber, çok iyi beklentimiz var. 2014’ü 2008’e yaklaşma olarak görüyoruz. 2013 yılı bize bunu gösterdi. İkinci el kaliteli tekne kalmadı piyasada ve müşteriler yeni tekne yaptırmak istiyor. 2013’ün son günü yaşanan olaylardan dolayı biraz sıkıntı çektik. Şuanda tabloyu çok iyi göremiyoruz. Herkes seçimlerden sonrasını bekliyor. Çok umutluydum ama son zamanlarda yaşanan olaylardan dolayı çok şaşkınız. Yaşanan son olaylardan sonra hiçbir talep gelmedi. Bu işi nasıl toparlayabiliriz diye de konuştuk. Biz kişiye özel tekne ürettiğimiz için çok iyi pazarlama yapmamız gerekiyor.
Daha çok kimlerle çalışıyorsunuz ve ne tür tekneler üretiyorsunuz?
Bizim firmamız 1976 yılında rahmetli babam tarafından kişisel olarak kurulan bir firma. 1993’e kadar 3-5 metreden başlayıp en fazla 20-25 metreye kadar tekne yapıyorduk. O dönemde bir bakanımıza 36 metre bir tekne yapmıştı firmamız. Yelkenli tekneler yapıyorduk. 1996’da piyasanın hareketlenmesiyle motor yata da girdik. Yatların boyları 40-45 metreye ulaşınca, içeriye girmemiz gerektiğine inandık. Ahşap teknenin kabul edilebilirliği çok zor oldu, işçilik çok pahalı olduğu için. Aslında ahşap tekne çok daha rahat… Çelik teknenin daha güvenilirliği var insanların gözünde. 2006’da da çelik tekne işine girdik ve üç tane tekne yaptık. Şuanda da tamamlanmak üzere olan üç tane teknemiz var. Polyester tekneye girmek istemedik. Polyester kalıp işidir. Ahşap teknede en iyi firma olmasak da, en iyilerinden biri olduğumuzu söyleyebilirim. Çok iyi işler yapan arkadaşlarımız var. Daha çok çelik,alüminyum, ahşap tekne yapıyoruz, şimdiki hedefimiz ise kompozit tekne yapmak. Kompozit hafifliğinden dolayı tercih edilebiliyor. Bu konuda uzmanlaşmayı düşünüyoruz. Hedefimiz kompozitte 100 metreye kadar yat yapabilmek. Şuana kadar 50 metreye kadar yelkenli yat yapabildik. Motor olarak da 42 metrelik yat yaptık. 30 ila 60 metre arasında uzmanlaşmak istiyoruz. Genelde başta İsrail olmak üzere, Rusya,Arap ülkeleri, Almanya ve ABD ile çalışıyoruz. Bizim 10 senedir birlikte çalıştığımız çok kaliteli bir ekibimiz var. Müşteri ya dışarıdan bir dizayn alıp geliyor ya da yapmış olduğumuz teknelerden referans alıyor. Her teknenin başına bir mühendis veriyoruz. Ama bunun yanında 40 metreye kadar da kendi dizaynlarımızı yaptığımız oluyor.
Türkiye’de yat mimarisi pahalı bir iş olarak görülüyor…
İyi dizayncı, iyi bir bütçeyle çalışıyor. Kendi aldığı paradan değil, içine kattığı değerden bahsediyorum. İç mimarın yapması gereken müşterinin zevkini tekneye yansıtması. Müşteri genellikle devamlı çalıştığı mimarla çalışmayı hedefliyor. Bu iş bizi zorluyor. Türkiye’de yat dizaynı yapan arkadaşlarımız var aslında. Bu tamamen bütçeyle alakalı bir konu vearz talep meselesi.
Türkiye yat inşada dünyada üçüncü sırada deniliyor. Sizce bu doğru mu?
Ben bundan emin değilim. Adette ya da boyda olabilir emin değilim, ama bence altıncılıktan da aşağı değiliz. İtalya zaten bir dev… Almanya iki tekne yapıyor, zaten bizim bütçemizi 10’a katlıyor. İtalya birinci sırada, Hollanda ikinci, Türkiye üçüncü, ABD dördüncü olarak görünüyor. Şimdi biz bütün yatçı arkadaşlar olarak GİSBİR’in büyük desteğiyle bir grup kurduk. Yurt dışından gazetecileri, dergi editörlerini Türkiye’ye davet ettik. Tuzla’yı, Marmaris,Göcek ve Bodrum’u gezdirdik. Adamlar da şaşırdılar;“Biz Türkiye’den daha fazla şey bekliyorduk” dediler. Ahşapta dünyada bir numarayız. Ama genel olarak baktığımızda dünyada beşinci veya altıncı sırada olduğumuzu düşünüyorum.
Bizim yat alanında markalaşmaya ihtiyacımız var gibi görünüyor...
Bunu sağlayacak olan kendi yatırımcılarımız. Marka değeri üretme konusunda ciddi sıkıntılarımız var. Devlet desteğimiz sıfır. İtalya’da yat tersaneleri köylerin içindedir ve halk da çok mutludur bu durumdan. Çünkü sağlığa zarar verecek bir durum yok. Hem istihdam, hem de görsel olarak çok iyi durumdalar. Ama devlet onlara imkan sağlamış. Biz burada ne şartlarda çalışıyoruz. Yabancı yatırımcı bize gelmiyor, çünkü yerlerimiz kiralık. Böyle olunca da marka çıkmıyor. 2006-2008’de iki tane yabancı yatırımcıyla görüştüm, ortak olmak istediler. Takıldıkları tek nokta buranın Milli Emlak’a ait olmasıydı. Belki bugün çok farklı bir yerde olabilirdim. Marka olduğumuz nokta kişiye özel tekne üretmemiz.Oraya odaklanmamız lazım.
Bizim ilk sayımızdan beri hep yanımızda oldunuz. Vira 10 yılını dolduruyor. Son olarak biraz da Vira’dan konuşalım…
Hepimiz bir bütünüz ve destek olmamız lazım birbirimize. Ben sizin hakkınızda olumsuz bir şey söyleyemeyeceğim. 10 yılınızı doldurduğunuz için de ayrıca tebrik ediyorum. Ben sizi başarılı görüyorum. Vira bu sektör için önemli bir haber kaynağı. Sonradan çıkan çok dergi var. Çoğu ayakta durabilmek için arıyorlar. Ama sizinle hiçbir zaman öyle bir görüşmemiz olmadı. Her zaman ayakta olduğunuz için tebrik ediyorum…
virahaber.com
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.