Haydi Kadın Mühendisler Yönetime…
Emekçi Kadınlar Günü’nü kutladığımız 8 Mart’ta Gemi Mühendisleri Odası’nın yeni yönetiminde de kadın mühendislerin aday olarak seçime girecek olmalarını öğrenmem, 8 Mart’a ayrı bir anlam kattı. Biliyorsunuz Gemi Mühendisleri Odası’nın seçimleri yaklaşıyor. GMO’nun bir önceki yönetim kurulunda görev alan İnci Gündüz Baldoğan ve Bahtiyar Çağlar’ın son derece başarılı çalışmalar yaptıklarına tanık oldum. Aslında şu andaki yönetim oldukça zor bir dönem geçirdi. Tersanelerde yaşanan kazalar, ekonomik krizin yanı sıra yaşanan işten çıkarmalar, gemi siparişlerinin iptali ile birlikte yan sanayinin de ciddi bir sıkıntıya girmesine yol açtı. İşsiz kalanlar sadece tersane işçileri olmadı, ne yazık ki mühendis arkadaşlarımızın da bu krizden ciddi olarak etkilendiklerini söyleyebiliriz. Dolayısıyla bu dönemde Gemi Mühendisleri Odası’na da büyük sorumluluk düştü.
Bu süreçte Gemi Mühendisleri Odası yönetimi birçok çalışma yaptı, Ellerinden gelen gayreti gösterdiler. Üstelik Gemi Mühendisleri dünyası çok özel bir insanı yitirmenin de acısı ile de sarsıldı. Prof. Dr. Yücel Odabaşı’nın kaybı eminim bütün gemi mühendislerini ve mühendis adaylarını derinden etkilemiştir. Böylesine önemli bir bilim insanın kaybı bilim dünyasını etkilediği kadar, onun insani yönlerini yakından bilen dostlarını, arkadaşlarını ve öğrencilerini de sarstı doğal olarak. Hala acımız çok büyük ve derin. Kaybımızın yerinin asla dolmayacağını bilmek de canımızı acıtıyor. Asıl konumuza dönersek, bu dönemde eğitim çalışmaları hız kazandı ve GMO da bu çalışmalarda önemli rol üstlendi.
Türkiye’de diğer mühendis odalarının özellikle bir bölümünde, kadınların aday olmayı istemelerine rağmen olamadıklarını, yönetimde bir tane bile kadın bulunmadığını öğrendiğim için GMO’da sadece bu dönem değil, önceki dönemlerde de sayısı az olmakla birlikte kadın gemi mühendislerinin pozitif ayrımcılığa uğramadan yönetimde görev alabildiklerini görmek sevindirici. Bu sürecin devam edeceğinin sinyallerini de almış bulunuyorum. Önümüzdeki dönemde de, kadın adayların bulunduğu bir listenin seçimlere gireceğini öğrenmiş olmaktan mutluluk duydum. Asil yönetim kurulu üyeliğine Elif Akal, Şöhret Atikkan, Sinem Dedetaş, yedek yönetim kurulu üyeliğine de Şükran Akoğul ile Binnur O’Connor aday olmuşlar. Yönetime girmek üzere aday olan Elif Akal 13 senedir mesleğin içinde. Akal, ağır sanayide kadın olarak çalışmanın beraberinde bazı sıkıntıları getirdiğini söylüyor. Aslında Türkiye’de hemen her sektörde, çalışan kadınların yaşadıkları sorunlar ortak. Ama bu sorunların bireysel inisiyatiflerle değil, toplu olarak hareket ederek çözülmeleri daha kolay. Diğer taraftan aslında gemi mühendislerinin, kadın- erkek fark etmiyor yaşadıkları sıkıntıları ortadan kaldırmak için GMO gibi bir platformlarının olması büyük şans diye düşünüyorum. Birçok meslekte bu tür örgütlenmeler ya yok, ya da çok kısır çözümler üretiyorlar, hatta üretemiyorlar.
Bakın yeni yönetimde görev almak için aday olan Elif Akal bu konudaki duygularını nasıl ifade etmiş: “Gemi Mühendisi olmak, zor bir mühendislik dalında ağır sanayide kadın olarak çalışmak beraberinde bir takım zorlukları da getirmiş. Getirmiş diyorum, çünkü bu süreci neredeyse içinden çıktıktan sonra algılayabildim. İş hayatımda yaşadığım sorunları göz önüne alarak, aslında mesleğimizi yapmamızda bazı sıkıntılar olduğunu fark ettim. Bunlar kimi zaman özlük haklarımızı savunamıyor olmak, kimi zaman da yoğun mesailer yaparak çalışıyor olmaktı. Bir kısım sıkıntılar kişisel girişimlerle giderilebiliyordu. Fakat süreç çok yıpratıcı ve zorlu oluyordu. Böyle bir mücadeleyi vermiş bir mühendis olarak bunu yapmanın ve bütün mühendis arkadaşlarım için toptan kazanç elde etmenin başka yolları olmalıydı. Bunları düşünmeye başladığımda ilk aklıma gelen ise meslek örgütümüz olan Gemi Mühendisleri Odası oldu. Kuruluş amacı; -Kamunun ve ülkenin çıkarlarının sağlanmasında, ülkenin gemi mühendisliği hizmeti kapsamına giren bütün alanlarda kalkınmasında, mesleğin gelişmesinde, üyelerinin meslek onurları ile hak ve yetkilerinin korunmasında gerekli gördüğü tüm girişim ve etkinliklerde bulunmak,- olan Gemi Mühendisleri Odası içinde görev almak ve edindiğim tecrübelerimi mesleki çıkarlarımız için kullanmak adına bu sene yapılacak olan seçimlere aday olmaya karar verdim”.
Elif Akal işlerinin zor olduğunun da bilincinde. Akal, “Başarılı bir yönetim süreci geçiren şu andaki Yönetim Kurulumuz mesleki değerlerimiz adına çıtayı gerçekten yukarılara taşımışlardır. Bizlere düşen görev ise, eğer seçimlerden başarı ile çıkarsak bu başarıyı devam ettirmek, hatta daha üst sınırları zorlamak olacaktır” diyor. Elif Akal sözlerini ise şöyle bitiriyor: “Sınırları zorlamak konusunda kadın olmaktan dolayı edinmiş olduğumuz kararlı tavrımızın ve süreçleri titizlikle irdeleyebilmemizin büyük katkılar sağlayacağını düşünüyorum”. Evet, bu yazıyı kaleme almamdaki en önemli sebeplerden biri de bu cümle oldu. Çünkü ben de gerçekten buna inanıyorum.
Tam makaleyi tamamlamak üzereyken 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü kutlaması için bir araya geldiğimizde bu konuyu paylaşıp kendisinden görüş istediğim gemi mühendisi arkadaşım Zuhal Can’da düşüncelerini paylaştığı bir mail gönderdi. “Bir meslek örgütünde amatör ruhla çalışma yapmak, ciddi özveri isteyen bir iştir. Hiçbir çıkarı olmadan, tamamen amatör bir ruh ile ideallerinizi gerçekleştirme mücadelesidir bu” diye sözlerine başlayan ve geçmiş yönetimlerde görev alarak birçok çalışmaya imza atan Zuhal Can’ın söylediklerini sizinle paylaşmak istiyorum: “Bu zeminin elbette ki insana çevre kazandırma, tecrübe edinme noktasında kattığı çok şey var, ancak bir o kadar da kaybettikleri olduğu bir gerçek. Bir kadın olarak bu sektörde çalışmak hiç kolay değil. Ben bu sektöre girdiğim zaman mühendislik bilgim ve formasyonum tecrübe açısından her yeni giren birey gibi 0 km. deydi. Birlikte mücadele ettik, birlikte tecrübe edindik elbet. Ancak ben bir o kadar da kadınların bu işi yapabileceğini ispatlama çabası ile iki kat daha fazla çalışmış olduğumu ve dolayısı ile iki kat daha fazla yükü omuzlamış olduğumu söyleyebilirim. Bütün kadın meslektaşlarım elbette aynı süreçlerden geçmekte. Yeni mezun olarak gelenlerin bizlerden tek farkı; sektörümüzün sahada kadınların da çalışmasına alışmış olması gerçeğidir sadece.
Birçok erkek meslektaşımızın yaşamadığı, aklına bile gelmeyecek sorunlarla karşı karşıya kalmaktayız bizler ve şikayet etmeden -şikayet etme hakkı olmadan- bütün bu sorunlar ile yine kimseye fark ettirmeden mücadele edip, üzerini çize çize adım almaktayız. Dolayısı ile meslek örgütümüzde yer almak, meslek alanımızın sorunları yanı sıra, kadın meslektaşlarımızın yaşamakta olduğu sorunları da tespit etmek, dile getirmek, çözmek adına bu mücadelenin içinde yer almak bizler için çok önemli bir husus. Odamızın, birçok TMMOB mensubu meslek odası yanında, bu konuda çok demokratik bir yapıya sahip olduğunu söyleyebilirim. Zira halen birçoğunda yönetim kurullarında egemen olan görüş kadınların, kadın oldukları için değil, bunu hak etmeleri gerektiği için yönetim kuruluna girmeleri görüşü olup “hak etmek” eyleminin nasıl gerçekleşeceğinin sınırları zaten çizilmiş değildir.
Ben açıkçası meslektaşlarımızı temsil etme anlamında elbette ki tecrübe, dirayet ve kişiliğin çok önemli olduğu düşüncesindeyim, ancak bu özelliklerin kadınlarda da mevcut olduğunu biliyorum. Sorguladığım konu; kadınların yönetici olması ihtimali gündeme geldiğinde kendilerini neden iki kat daha fazla ispatlama ihtiyacının hasıl olduğudur her zaman.
Daha önce de belirttiğim gibi odamız üyeleri, kadın meslektaşları ile yan yana yürümek noktasında son derece demokratik bir yapıya sahiptir. Tabii bunda bizim gibi inatçı, mücadeleci ve kendi ayakları üzerinde durmayı bilen sektör kadınlarının etkisi büyüktür. Bu dönem gözlemleyebildiğim kadarı ile odamız tarihinde ilk defa bu kadar çok kadın meslektaşını odamızın bütün kurumlarında görme şansına sahip olacak. Bu benim açımdan gurur verici. Bu noktada bütün oda üyelerini kadın meslektaşlarını desteklemeye ve onlara bütün bu sorunlar ile mücadele etmek adına omuz vermeye davet ediyorum”.
Yaklaşık 10 senedir GMO organlarında odasına destek vermeye çalışan, akademisyen olmasına rağmen, bir gemi mühendisi olduğunu unutmayan, kendi deyimi ile hamileyken bile inşaa halindeki gemilerin tepesinde cambazlık yapan Şebnem Helvacıoğlu bu söylenenlere ufacık bir ek yaptı: “Mesleğimiz ortak çıkarımızdır, etrafında birleşelim sahip çıkalım. Tarafımız hep meslektaşımız ve emekten yana olsun. Aklın ve bilimin öncülüğünde egolarımız ve hırslarımızı yenerek topyekun kalkınalım. Tuzla’yı ve sektörümüzü çok zorlu bir süreç bekliyor, genç mühendisler, kadın mühendisler, mesleğin abileri, ekmeğini yiyenler, gönül verenler; bu dönem mesleğimizin yanı sıra Tuzla’ya da sahip çıkacağımız bir dönem”.
Ben kendi adıma kalemimle hep yanınızda olup, sizleri desteklemeye devam edeceğim. Yolunuz açık olsun. Seçime katılan bütün Gemi Mühendislerine başarılar diliyorum. Seçimlerin de çok güzel bir ortamda geçeceğine inanıyorum. Ama kendi adıma kadın meslektaşlarını her daim yanlarında görmek, birlikte başarmak isteyen yaklaşımı yürekten desteklediğimi belirtmek istiyorum. Rüzgarınız kolayına olsun arkadaşlar…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.