Gökova'da deniz çayırlarına çapa tehdidi
Gökova Körfezi'nin dibinde yaşayan canlıların oksijen kaynağı olan posidonia (deniz yosunu) çayırları, tekneler tarafından atılan çapalar sebebiyle yok olma tehdidiyle karşı karşıya.
Gökova Körfezi'nin dibinde yaşayan canlıların oksijen kaynağı olan posidonia (deniz yosunu) çayırları, tekneler tarafından atılan çapalar sebebiyle yok olma tehdidiyle karşı karşıya. Güney Ege Kalkınma Ajansı’nca finanse edilen, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Su Ürünleri Fakültesi'nin "Gökova Körfezi Deniz Dibi Kirlilik Envanteri" projesinin sonuç bildirgesi açıklandı. Ula ilçesine bağlı Akyaka beldesindeki bir otelde düzenlenen toplantıya Muğla Vali Yardımcısı Fethi Özdemir, Ula Belediye Başkanı Nadi Şenkal, MSKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Işıloğlu ve öğrenciler katıldı.
Mavi yolculuğun en önemli noktalarından olan ve Özel Çevre Koruma (ÖÇK) bölgesinde yer alan Gökova Körfezi'nde, 50 bin lira bütçeyle üç ay boyunca deniz dibinde altı noktada yapılan araştırmalarda, kirlilik faktörünün en önemli sebebinin insan olduğu tespit edildi. Proje koordinatörü olan MSKÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Türker, Gökova Körfezi ve koylarının oldukça yoğun insan kullanımı sonucunda giderek kirlendiğini söyledi. Üç ay boyunca yaptıkları çalışmada deniz dibinin korkunç derecede kirlendiğini gördüklerini aktaran Türker, "Bu çoğunlukla insan kaynaklı oluşan bir kirlilik. Tek faktör diyebileceğimiz insanlar nedeniyle Gökova Körfezi’nin dibi çöplüğe dönüşmüş durumda. Körfezin dibinde bulduğumuz en büyük kirlilik faktörü cam şişeler, plastik şişeler ve diğer kirlilik etkenleri. Bunun yanında plajı kullanan insanlar ve yatlarından kaynaklanan kirlilik tespit ettik. Aynı zamanda posidonia çayırlarına da göz attık. Posidonia çayırlarının, denizi kullanan yatlar ve balıkçı tekneleriyle denize açılan gemiler tarafından atılan çapalar tarafından dipte yok olmayla karşı karşıya kaldığını gözlemledik. Deniz dibindeki posidonia çayırlarının, maalesef çapalarla deniz dibinin pulluk gibi taranması sonucunda öldüğünü ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığımı gözlemledik." dedi.
Denizdeki kirliliğinin aşırı yat yoğunlundan meydana geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Türker, "En kirli olarak gördüğümüz noktalar arasında ilk sırada, Akyaka içindeki Maden İskelesi geliyor ve çok büyük derecede kirli. Daha sonra Akbük Koyu, Ören beldesindeki plajlar ve ardından da Okluk Koyu geliyor. Okluk, çok nadide koylarımızdan birisi. Hemen yanındaki İngiliz Koyu da kirli olan koylardan. Bu koylarımız, yatlar tarafından özellikle fırtınaya kapalı olması nedeniyle çok kullanılıyor. Bu koya demir atan, burada konaklayan tekneler tarafından denize çok sayıda çöp atıldığını tespit ettik. Bu koylarda da yine tekneler tarafından denize atılan çapalar nedeniyle posidonia çayırlarının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını gördük. Okluk Koyu'nda eylül ayının sonunda bir sabah yaptığımız sayımda, 100'e yakın tekne saydık. Eylül ayının sonu olmasına rağmen 100'e yakın tekne hâlâ oradaydı ve bağlıydı." ifadelerini kullandı.
Ali Türker, üç aylık araştırma sonucunda ortaya çıkan kirliliğin temizlenmesi ve deniz çayırlarının haritasının çıkarılması konusunda da gönüllü olduklarını kaydederek, "Araştırmamız 15 gün sonra tamamlanacak. Bugün sonuç raporunu açıklıyoruz. Sonuçta burada yerel yönetimlere, sivil toplum örgütlerine ve halka, denizi kirletmemeleri yönünde tavsiyede bulunacağız. Kirlenmiş olan materyallerin nasıl uzaklaştırılacağını söyleyeceğiz. Su Ürünleri Fakültesi Su Altı Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak, denizin dibinde kalan bu materyalleri çıkarıp uzaklaştırma ve yok etmeye talibiz. Yine posidonia çayırlarının şu anki durumuyla ilgili de deniz dibi haritalarının tespiti yönünde gönüllüyüz ve yapabiliriz." şeklinde konuştu.
Türker, deniz dibinden çıkan ilginç çöplerin, kurulacak deniz müzesinde sergileneceğini söyleyerek, "Üniversitemiz yerleşkesinde, fakültemiz bünyesinde bir deniz müzesi oluşturacağız. Bu müzede, denizden çıkardığımız ilginç sayılabilecek çöpleri sergileyeceğiz. Bu ilginç dediğimiz çöpler arasında, maalesef çok acı ama araba aküleri var, beşe yakın akü bulduk. Basit vantilatörler var, bunların bir kısmını orada sergileyeceğiz." dedi.
virahaber.com
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.