Geliştirilmiş Balast Yönetim Sistemi
Balast suyu, geminin balast tanklarına, yüksüz ya da dengesiz-yüklü durumda dengeli seyir içim alınan deniz suları olarak bilinir.
Uluslararası denizlerde taşımacılık yapan gemiler tanklarına çektikleri balast sularını, yük aldıkları ülkelerden farklı ekolojik yapıdaki denizlere taşımakta ve değişen yükleme kondisyonlarına göre de; bu balast sularının bir kısmını ya da tamamını ulaştıkları denizlere boşaltmaktadırlar.
Balast suyu ile taşınan deniz canlılarının denizlerdeki ekolojik dengeyi bozan etkileri nedeniyle, Uluslararası Denizcilik Örgütü (I.M.O) bu sorunu çözmek amacıyla bir dizi çalışmalara yönelmiştir.
Bu arayışlar sonucunda ise balast suyu yönetimi sözleşmesi hazırlanmış ve üye ülkelerin tasarrufuna sunulmuştur.
1980'lerin ortasında bir ticari geminin balast suyu ile Karadeniz'e gelen ve orijini doğu Amerika kıyıları olan, taraklı denizanası adlı canlı türü, doğal düşmanı olmadığı için Karadeniz'i istila etmiş, balık larvalarının temel besinlerini yok ederek ve bizzat balık larvalarını yiyerek, balık sayısında önemli bir düşme yaşanmasına sebep olmuştur.
Bahsi geçen deniz odaklı çevresel problemlerin çözümü için deniz bilimcilerince çeşitli ekipmanlar üretilmiş ve zaman içinde Denizciliğin hizmetine sunulmuştur. (Balast Water Treatment System / B.W.T.S- Balast Suyu Yönetim Sistemi) B.W.T.S olarak bilinen bu araçlar, balast operasyonu esnasında sudaki biyolojik içerikleri süzmek ve öldürmek üzere tasarlanmışlardır.
Bu sisteme sahip olmayan belli tonajdaki gemilerin, özellikle denizcilikte söz sahibi olmuş beyaz listedeki ülkelerin limanlarına giriş çıkışları, sörveylerce çok sıkı denetimlere tabi tutulur.
2004’te I.M.O Balast Suyu Konvansiyonunun programına dahil edilmiş olan sistem, dünya genelinde 2013’te start alsa da bizde maliyetlerinin yüksekliği sebebiyle henüz tam olarak uygulanamamıştır.
Deniz eksperlerine göre, B.W.T.S sözleşmesi sektöre 50 milyar $’ın üstünde bir pazar ile kapı araladı. Çünkü, gemilerin tonajlarına göre maliyet yansıması oluşacak.
Türkiye’de 2000-2500 civarında bu cihazı takmak zorunda olan gemi var.
Bu sistemin aşağı yukarı şekillenen fiyatı ise, 200 bin $ ile 1,5 milyon $ aralığında.
Dünya bu pastadan pay kapma yarışına çoktan girse de, yerli üretimlerimiz TÜBİTAK desteğiyle yabancı firmalardan çok daha gelişmiş arıtma cihazlarını öncelikle iç piyasa hizmetine sundu bile.
Genelde gemilerin hem iki yanında hem de baş ve kıç taraflarında, birbirinden bağımsız bulunan bu tanklar, farklı hacimlerde balast adı verilen deniz suyunu içine alarak geminin sancak - iskele ve baş - kıç dengesini sağlar.
Bunlar suya eşit batmayı sağlayan çok faydalı gemi denge unsurlarıdır.
Konum olarak, omurga düzleminde gemi tabanına en derine yerleştirilmişlerdir. Böylece ağırlık merkezi aşağıya çekilerek gemi dengesinin korunması amaçlanır.
Balast tankları gemilerin taşıma kapasitelerinin ortalama % 30-35’ini kapsarlar.
Düzgün kullanılamaması veya kullanılmaması, seferlerde telafisi zor sorunlara yol açabilir.
Balast alan gemi, yükünü alıp boşaltırken tanklarındaki balast suyunu da değiştirir. Balast suyu değişimi; en yakın karadan en az 200 deniz mili açıkta ve en az 200 m. derinlikte yapılabilir. Bunun mümkün olmadığı durumlarda ise en yakın karadan 50 deniz mili açıkta, en az 200m. derinlikte de bu alışveriş yapılabilir.
Bu devir daim aynı zamanda gemide güvenli çalışma koşullarının da zeminini hazırlar.
Bu durum tanklarda binlerce mikroorganizma ve canlı türünün de okyanus aşırı seyahat etmesine olanak sağlar. Yılda yaklaşık 5 milyar ton balast ile 10 bin canlı türünün de yer değiştirdiği bilgisi uzmanlarca saptanmıştır.
Buda bizlere denizlerdeki ekolojik dengenin nasıl farklı istilacı türler tarafından bozulduğunu gözler önüne seriyor.
Gemilerin yüksüz durumda, seyir sırasında stabilitelerini sağlamaları ve manevra yeteneklerini geliştirebilmek için balast suyu almaları olmazsa olmazlardandır.
Kıtalar arası taşımacılığın gerekliliği sucul türlerin istilasını geniş ölçüde artmıştır.
Türkiye %91 deniz taşımacılığı ile her yıl yaklaşık olarak 3-5 milyar ton balast suyunu, küresel olarak bir yerden başka bir yere gemilerce taşımaktadır.
Bunun sonucunda da en az 7000 farklı tür, balast tanklarında yer değiştirmek suretiyle ekolojik dengenin bozulmasına hizmet eder.
Dünya denizlerinin %84’ünde istilacı türler bulunduğu gerçeği raporlanmıştır.
Bu realiteler ışığında I.M.O, deniz suyunu bozan bu dış etkileri ortadan kaldırmak ya da minimuma indirmek amacıyla harekete geçmiştir.
Teknolojik dönem öncesinde gemiler ekonomik ve etkili bir yöntem olan katı balast yöntemi ile denge unsurlarını tamamlıyorlardı. (Kaya-Kum-Demir madeni v.b)
Ta ki; sıvı balast suyu yöntemine geçilinceye kadar.
Sıvı balast yöntemi katı balasttan daha etkili ve ekonomiktir.
Balast suyu ile yer değiştiren istilacı türler, ciddi bir tehdit oluşturmaktadırlar.
Bu tehdidin balıkçılığa ve halk sağlığına da zararı tartışma götürmez.
Balast suyu ile taşınan 32 balık türünün en az 24 tanesinin yerleştiği popülasyonda hayatta kaldığı kayıtlarla sabittir.
I.M.O platformunda hazırlanan Gemi Balast Suları Kontrolü ve Yönetimi Uluslararası Sözleşmesi 13 Şubat 2004 tarihinde Londra’da kabul edilmiş ve imzaya açılmıştır. Sözleşme yürürlüğe girdikten 12 ay sonra 37 ülke (Dünya ticaret hacminin %29’u) imzalamış, 30 ülke (Dünya denizcilik ticaret hacminin %35’i) onaylamıştır.
Buna göre 2009 yılından önce inşa edilen, balast kapasitesi 1500 m3’ün altında olan gemiler ile balast kapasitesi 5000 m3’ten büyük ve 2012 yılından önce inşa edilen gemilerin balast suyu arıtım sistemleri ile donatılması yasa gereği zorunlu kılınmıştır.
1500-5000 m3 arasındaki 2009 yılından önce inşa edilen gemilerin balast suyu arıtım sistemi ile donatılması gerekecektir. Balast kapasitesi 1500 m3 ’ten küçük ve 1500-5000 m3 arasında olan gemiler ile balast kapasitesi 5000 m3 ’ten büyük gemiler için ise D-2 standardının sağlanması gerekmektedir.
Türkiye özelinde değerlendirildiğinde, Türk gemi siciline kayıtlı toplam 13.132 adet geminin %7’si ve 150 groston ve üzeri gemilerin 1879 adet olduğu göz önüne alınırsa gemilerin yaklaşık olarak %47’sinin sözleşme kapsamına girdiği görülür.
Güncel olarak 50’den fazla balast suyu arıtım yöntemi vardır.
Balast suyu arıtım sistemlerine karar verebilmek için bazı değerlerin bilinmesinde fayda var. Bu durumda en önem arz eden konu balast suyu arıtma sisteminin kurulacağı alandaki tuzluluk ve sıcaklık değerleridir.
Balast pompalarının yerleri ve geminin tank kapasitesi de önem sıralamasındadır.
Deniz araçlarından kaynaklanan kirliliklerin kontrol altına alınması amacı ile geliştirilen bu sistem, gemilerin balast operasyonları ile denize basılan suyun içerisindeki farklı organizmaların, bölgeleri dışına taşınarak ekolojik karışıklığı engelleme amacı ile uluslararası deniz otoritelerince kanun niteliğinde kabul edilmiştir.
Ülkemiz de bu kararın çevresel faydasına ikna olmuş, gemi donatanlarını bu paralelde bilgilendirmiş, gemilerini dönüştürmek için yoğun bir çalışma içine girmiştir.
Bu durum ile benzeri hâl ve denetimlerinin sıkılaştırılması Türk Deniz aromasının da korunması kollanması anlamını taşıyacaktır.
Atılan her müspet adımın ülkemiz yararına düşünülüp tasarlandığını akıllardan çıkarmamak asli görevimiz olmalıdır.
(Farklı sulara ait olan sucul canlıların ülkemizde görülen çeşitleri.)