''Emin Kul'' vapurunun hizmete alınması dolayısıyla Kadıköy İDO İskelesi'nde düzenlenen törende konuşan Topbaş, Denizcilik ve Kabotaj Bayramı'nı kutlayarak, kabotajın, denizlerdeki egemenlik ve ticari hakların kullanma hakkının tekrar geriye alınması olduğunu söyledi. Bunun çok önemli olduğunu ifade eden Topbaş, ''Denizcilik Bayramı, denizi olan milletlerin yapabileceği bir bayram. Ülkemiz bir deniz ülkesi, şehrimiz İstanbul da bir deniz kenti. Denizle olan ilişkiniz, denizleri ne kadar kullanıyorsunuz, denizden ne alıp, denize ne veriyorsunuz, bunları sorgulamak lazım. Yoksa bu bayram öylesine kutlanmış bir bayram olur'' dedi.

İstanbul'un, geçmişten günümüze kadar denizi çok iyi kullanmış bir kent olduğunu kaydeden Topbaş, insanların geçmişte yerleşim yerlerini belirlerken dere ve deniz kenarlarını seçtiğini, İstanbul'un da böyle bir tercih sonucu oluşmuş 8 bin 500 yıllık bir tarihi bulunduğunu anlattı. 14 milyonluk nüfusuyla Avrupa'nın 23 ülkesinden büyük İstanbul'un, deniz kenti olma özelliğini artırmak için çalıştıklarını söyleyen Topbaş, şu anda İstanbul'un 410 kilometrelik sahil şeridinin denize girilebilir hale getirildiğini, toplamda 600 kilometreyi aşan irili ufaklı bin 800 derenin büyük bir bölümünün kontrol altına alındığını bildirdi.

Topbaş, Ayamama Deresi'nin 400 bin metre küp evsel atıkla Marmara'yı kirlettiğini, denizin insanlara küstüğünü, insanların da denizden koptuğunu, bu durumu değiştirmek için sürekli çalıştıklarını vurguladı. Dünyada yağışların getirdiği büyük riskler yaşandığına da işaret eden Topbaş, dünyada bir ekolojik kıyametten bahsedildiğini, İstanbul'da da geçmişte her ciddi yağışta en az 6-7 bin su baskını ihbarı aldıklarını, bu rakamın şimdi 100'lerle ifade edilecek orana düştüğünü anlattı.

İstanbul'a 700 Milyon TL'lik Yatırım

Topbaş, İstanbul'un yaşanabilir bir deniz kenti olabilmesi için ciddi çalışmalar yaptıklarını vurgulayarak, şunları söyledi:

''Deniz konusunda çok ciddi yatırımlar yaptık. İstanbul'da 700 milyon TL'lik yatırım gerçekleştirdik. Şu anda 82 iskelede 105 gemimizle günde bin 300 sefer yapıyoruz. Yılda 100 milyonun üstünde insan, 6-7 milyon civarında araç taşıyoruz. Dünyanın en güçlü, en çok deniz hizmeti veren deniz işletmesi İDO. Deniz kenti olan bu şehrin bütün sistemleri birbirine entegre olursa, raylı sistemler, kara taşımacılığı, deniz beraberce olursa, insanlarımızın da tercihi artar. Ancak toplu taşıma araçlarının tercih edilebilmesi için tüm araçların kaliteli, konforlu ve güvenli olması lazım.''

Şehir hatları vapurlarının şehrin özelliklerini yansıtan gemiler olduğunun altını çizen Topbaş, 35 geminin rehabilite edildiğini, ''Emin Kul'' vapurunun da hurdaya çıkacak haldeki 7'nci yenilenen vapur olduğunu belirterek, ''Denizi çok iyi kullandığımızı burada ifade etmek istiyorum. Bu gemi 2 bin 100 yolcu kapasiteli. 1989 yılında Haliç Tersanesi'nde yapılmış. 40 yıl daha İstanbullulara hizmet edebilecek hale getirildi'' dedi.

İDO Genel Müdürü Ahmet Paksoy da şehir hatlarının yıllardır bir denizcilik kültürünü yansıttığını ve çeşitli isimlerle anıldığını ifade ederek, ''Emin Kul ağabeyimize vefa borcumuz vardı. Onun ismini bu vapura vermekten gurur duyuyoruz. İnşallah daha güzel projelerle devam edeceğiz'' diye konuştu.

Emin Kul'un eşi Saniye Kul, eşinin denizcilik camiasına çok hizmetleri geçtiğini aktararak, şöyle konuştu:

''Yeri geldi denizcilerin babası oldu. Çok koruyucuydu. Bu meslekte saçlarını ağarttı. Yeri geldi evini ihmal etti denizcilik için, denizci kardeşleri için. Şanlı, şerefli, dürüst ismi denizcilik camiasının güzel bir gemisine verildi. Ailecek bizi çok onurlandırdı.''

Konuşmaların ardından Topbaş ve beraberindekiler, iskeleye yanaşan gemiye binerek gemiyi gezdi.

''Emin Kul'' Vapuru

Yenileme amacıyla 17 Kasım 2009'da Haliç Tersane Rıhtımı'na alınan ''Emin Kul'' vapuru, 1989'da Haliç Tersanesi'nde ''Bahçekapı'' adıyla inşa edildi. Ana güvertesinden taraça güvertesine kadar tüm mekanları sökülerek yenilenen vapura yaklaşık 75 ton saç yenileme işlemi yapıldı. Yenileme çalışmaları yaklaşık 1 milyon TL'ye mal oldu.

Virahaber