Türkiye’nin önde gelen global lojistik şirketlerinden Ekol, Türkiye- Avrupa arasındaki taşımacılıkta payını hızla artırıyor. İntermodal taşımacılık modeline geçiş yaparak ihracatçıya en ekonomik ve çevreci hizmeti sunmayı amaçlayan şirket, karayolunda taşımacının kabusu haline gelen vize ve geçiş belgesi sorununa da ‘intermodal’le meydan okuyor. Avrupa’ya yönelik ihraç ürünlerini 7 bin km’den 2 bin km düşüren Ekol, Avrupa’da blok trenle taşıma yapan en büyük üç şirketten biri oldu. Türkiye’deki diğer taşımacıların da intermodal sağlayıcısı olacak bir yapı oluşturmayı hedefl eyen Ekol, bu alana yönelik dev yatırımlar planlıyor.

Engeller 'intermodal'le aşılacak

Geçtiğimiz hafta İtalya, Avusturya ve Almanya’ya bir basın gezisi düzenleyen şirket, intermodal uygulamasını tanıtırken yeni yatırım planlarını açıkladı. Yük üzerinde hiçbir işlem yapmadan yükün birden fazla noktaya birden fazla taşıma modeliyle taşınmasını sağlayan intermodal sistemine 2008’de geçiş yapan Ekol Lojistik, Haydarpaşa’dan Ro-Ro’yla Trieste’ye, buradan da blok trenlerle Köln’deki lojistik merkeze geliyor. Köln’den haftalık 18 blok tren kaldıran şirket, bu sayıyı kısa sürede 22’ye çıkarmayı planlıyor. Bugüne kadar intermodale 100 milyon euro yatıran şirket yeni yatırımlar için de kolları sıvadı. Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, “İntermodal Türkiye için stratejik bir öneme sahip. Bu sistem yaygınlaştığında taşımacılıkta geçiş belgesi ve vize sıkıntısı kalkacak. Her yıl yüzde 30 büyüyen Ekol, öncü bir şirket olarak bu alana yatırımlarını sürdürecek” dedi.

Dev Ro-Ro gemileri alacak

2013 Ocak ayında kiraladığı üç gemi ile Ro-Ro şirketi kuran ve kısa sürede Türkiye’de bu pazarın yüzde 25’ini taşıyan Ekol, haziran ayında hizmete girecek şekilde Barcelona’ya yeni bir Ro-Ro hattı açmayı planlıyor. Kapasitesinin yüzde 15’ini diğer nakliye firmalarına ayıran şirket, bu oranı da artırmayı planlıyor. Önümüzdeki 6 ay içerisinde iki yeni Ro-Ro gemisini filoya katmayı planladıklarını aktaran Ahmet Musul, “4. gemimizi İstanbul’dan Barcelona’ya koymak istiyoruz. Böylece gittikçe genişleyen Güney Fransa ve İspanya pazarına belge sıkıntısı olmadan gireceğiz” dedi. Şirket, bu iki gemi dışında filosuna yeni dev Ro-Ro gemileri eklemek için bir Alman tersanesiyle görüşüyor. İlk gemiyi 2016’ya yetiştirmek istediklerini belirten Musul, “Mevcut 250 birimlik konteynerler yerine filoya treyler, konteyner ve otomobil taşıyan 730 birimlik gemiler almak, böylece aynı yakıtı harcayarak kapasiteyi katlamak istiyoruz” dedi.

Depoların hep İstanbul ve çevresinde toplandığına dikkat çeken Musul, hem İstanbul trafiğini rahatlatmak hem de maliyetleri düşürmek için depolarını Aksaray OSB’ye taşıma kararı aldıklarını açıkladı. Musul, OSB’de 100 dönümlük yer tahsisi yaptıklarını ve bu yıl içinde inşaata başlayacaklarını söyledi. Şirketin bir diğer yatırım planı ise Yalova’ya Ro Ro limanı kurulması. Musul, “Trafik rahatlayacak, üretim merkezleri de burada. İzmit’teki bir aracın Pendik’e gelmesindense Yalova’ya gelmesi daha mantıklı” dedi.

Sıradaki şirket Polonya’ya

Hava kargo sektörüne de girmeyi planlayan Ekol, kendi filosunu kurarak işletmeci olmayı planlıyor. Diğer hava kargo şirketlerinden daha ucuz bir hizmet sunmayı planlayan Ekol, Kocaeli Cengiz Topel’i de hava kargo merkezi yapmak istiyor. Şirketin gündeminde büyük bir havayolu şirketi ile ortaklık da var. Yurtdışında 9 şirketi bulunan Ekol’ün bir sonraki durağı ise Polonya olacak. Yurtiçinde de şirket satın almaya devem edeceklerini belirten Musul, “20 milyon euro ciroya sahip ‘cici’ bir şirketi satın almak için görüşme halindeyiz” dedi.

İntermodal faaliyetleri ile Ekol, her gün 400 bin kilometrelik bir karayolunu yoldan çekmiş oluyor. Ayrıca her gün 120 bin litre yakıt tasarrufu yapıyor. Olası trafik kazaları engelleniyor. Karbon salınımını minimuma indiren şirket, 2013’te 37 milyon litrenin üzerinde dizel tasarrufu, 61 kilogramın üzerinde de karbondioksit azaltımı gerçekleştirdi.

Hayali, Ekol’ü patronsuz bir yapıya dönüştürmek

Şirkette yüzde 56 hisseye sahip Ahmet Musul’un hayali Ekol’ün yüzde 51’ini şirketin kendi tüzel kişiliğine devretmek, 49’unu da halka açmak. Şu anda şirketin şirkete sahip olma hakkının yasalara göre yüzde 10 olduğunu belirten Musul, bu oranın yüzde 51’e çıkmasını istediklerini ve bu taleplerini müsteşarlığa ilettiklerini söyledi. Musul, “Profesyonellerin inanmış, motive olmuş bir şekilde şirketlerini yönetip, bunun belli bir payını da alabilecekleri ama hisselerinin satılamayacağı ya da devredilemeyeceği sonsuza denk yaşayabilecek bir şirket modeli kurmak istiyoruz. Bu konuda ilk olmak istiyoruz. Hedefimiz 2017’de halka açılmak. Yüzde 51’i de devredebilirsek iki operasyonu da sağlıklı bir şekilde tamamlamak istiyoruz” dedi. Şirketin yüzde 37’sini Abu Dabi’li fondan geri alacaklarını açıklayan Musul, bu hissenin yüzde 10’unun halka açılıncaya kadar şirketteki bazı yöneticilere devredileceğini söyledi.

virahaber.com