İsviçre hepimiz için sosyal, ekonomik, siyasi yapısının yanında kültürü, tarihi, coğrafyası ve tabi özellikle bu coğrafyanın beraberinde sahip olduğu eşsiz doğa güzellikleriyle dikkatimizi çekiyor. İnsanın içini huzurla dolduran dağ manzaralarıyla hafızamıza kazınan İsviçre’nin doğası insanın aklını alabilecek türden. Alp Dağları’nın sunduğu bu görsel şölen, dağların arasından bir yılan gibi kıvrılarak akan Verzasca Nehri ile taçlanıyor.

Zaman ilerledikçe masumiyetin, saflığın ve güzelliğin izini bulduğumuz her yer daha bir kıymetli oluyor insan için. Olmalı da… gözümüz değdiği zaman bizi ince bir zarafetle gülümseten ve hayrete düşüren doğa güzelliklerini daha çok özlüyoruz çünkü. İnsan ruhunda yitirdiği masumiyeti ve saflığı doğada arıyor belki de bu yüzden. Bir ağacın dallarına sevgiyle bakıp gövdesine sarılıyoruz; bir yerlerde yitirdiğimiz dostluklar için. Kaybettiğimiz umutlar için deniz kıyılarına koşuyoruz; denizin gökyüzüyle öpüştüğü yerde, en çok mavinin olduğu yerde umut dolu hayaller kuruyoruz. Kötülüklerin içinde boğulduğumuzdan belki de onları görebildiğimizden fazla iyilikleri görmeyi diliyoruz berrak nehirlerde.

Doğaya ne verirseniz kat kat fazlasını geri verir size. Haykırdığınız tüm güzel duygular yankılanarak dönecektir size. Dağlara, denizlere, ovalara ve nehirlere çarpa çarpa… Nehirler, akıp giden hayatı anımsatır hep. Bu yüzden baktığınız nehirde ne hissettiğiniz, neleri görebildiğiniz önemlidir.Suyun yüzünde kendi suretinize bakarken kaç nehirde metrelerce dipteki taşları görebiliyoruz ki? Kaç nehirde elimizi uzattığımızda sanki dokunacakmışız gibi yüzüyor balıklar? Gökyüzü aydınlığında nehirler vardır elbette. Ama dünyanın en berrak nehri olarak Verzasca Nehri’nin eşsiz güzelliğinin ayrı bir yeri var.

İsviçre’de bulunan 30 kilometre uzunluğa ve 35 metre derinliğe sahip Verzasca Nehri, inanılmayacak berraklığı ve zümrüt yeşili rengiyle insanı içinde bulunduğu herhangi bir duygudan sebepsiz bir mutluluğa ve kocaman bir gülümseyişe doğru fırlatıyor. Nehrin zümrüt yeşili rengi ve berraklığı ziyaretçilerini adeta büyülüyor. Kalbinin tüm saflığını kendisini görmeye gelenlerin gözlerine ardından yüreklerine aktarıyor. Doğanın insan için sunduğu çıkarsız sevginin en masum halini yansıtıyor.

Dünyanın en güzel nehirlerinin başında gelen Verzasca, böylesine berraklığa sahip olmasıyla birlikte dalış turizmi için önemli bir noktada. Ayrıca dalış meraklıları için de çok büyük bir nimet olma özelliği taşıyor. Çünkü Verzasca Nehri’nde su o kadar berrak ki 10 metre dipten bile yukarıdaki her şeyi bütün netliği ile görebiliyorsunuz.Yani dilerseniz suyun dibinden bir kuşa el sallayabilir ya da sevgilinize öpücükler gönderebilirsiniz. Bunu görmemesi mümkün olmayacaktır. Kötü hislerden arınmak için dağların doruklarını ziyaret edemiyorsanız eğer ruhunuzu masumiyetin sularıyla arındırabilirsiniz.

Dağlardan eriyen kar suyunun beslediği nehir, 35 metre derinliğe kadar ulaşıyor. Bu kadar derin olmasına rağmen yukarıdan bakıldığında tabandaki taşları tek tek saymak mümkün.Bu görüntüye bir de nehrin canlılarını da eklerseniz kendi Verzasca Nehri belgeselini çekmenizin mümkün olduğunu fark edebilirsiniz.

Nehir doğal güzelliğinin yanı sıra tarihin izlerine de ev sahipliği yapıyor. 30 kilometre boyunca akan nehrin üzerinde Roma Köprüsü bulunuyor.Misafirlerine bu kemerli köprünün narin zümrüt kolyesi gibi eşsiz bir görüntü sunuyor. Bir kadının solgun gövdesine ve yüzüne rağmen ışıldayan gözlerini anımsatıyor. Nehrin temizliği ve berraklığı turistleri de buraya çekiyor.Roma Köprüsü'nden muhteşem görüntüler alan turistler, dalgıç kıyafetiyle nehirde inanılmaz keyifli dalışlar gerçekleştiriyor. Dalış fobisi olanların ise üzülmesine hiç gerek yok. Dalışı gerçekleştiren dostlarının fotoğraflarını nehrin dışından da çekebilirler.

Saydamlıkta masumiyet bulanların görmesi gereken nehir Verzasca tarihi dokusuyla da misafirlerine oldukça cömert davranmakta. Gözlerine doğanın zümrüdü değsin isteyenler İsviçre’ye uğrama imkanını Verzasca için mutlaka değerlendirmeliler.

virahaber.com