“Denizci ülke, denizci millet” olabilmek için neler yapılması gerektiğini belirten Dr. Hakkı Şen, denizciliğin ekonomik ve siyasi önemini değerlendirdi. 

Türkiye’nin üç tarafının denizlerle çevrili olmasına rağmen denizden yeteri kadar yararlanılamadığını ifade eden Şen “Biz millet olarak Orta Asya’dan at sırtında geldik, denizi gördük ve durduk. Şimdi de her yerde dolgu alanlar inşa ediyoruz. Doldura doldura ilerliyoruz. Üç tarafımız denizlerle çevrili olmasına rağmen sırtımızı denize döndük. Kara topraklarımızın yarısı kadar da mavi vatana sahibiz. Türkiye’de denizcilikle ilgili bir festival bile yok. Buna rağmen üç tane deniz kültürü festivali yaptık. Özgür platformlar yarattık. İstanbul’da deniz görmemiş 800 bin tane çocuğumuz var. Denize inanmak gerekiyor. Parti programlarında hiçbir şey yok denizle ilgili. Ekonomide küresel rekabetin içerisinde yer almak istiyorsanız denizi kullanmaktan başka şansınız yok.” dedi.  

DÜNYA TİCARETİ DENİZ YOLUYLA TAŞINIYOR

“Deniz yoluyla 1 liraya taşınan emtia, demir yoluyla 3.5, kara yoluyla 7, hava yoluyla da 22 liraya taşınıyor. Dolayısıyla en uygun ve en güvenilir ulaşım yolu olduğundan dolayı dünya ticareti deniz yoluyla gerçekleştirilmekte. Dünya ticaretinin yüzde 93’ü deniz yoluyla gerçekleşiyor. Türkiye’nin ticaretin yüzde 89’u de yine deniz yoluyla yapılmakta. Türkiye ticaretinin yüzde 89’u deniz yoluyla yapılsa da bu rakamın sadece yüzde 20’si Türk bayraklı gemilerle yapılıyor. Sadece bu rakamlara bile baktığımızda denizciliğin ne kadar önemli olduğunu anlaşılmaktadır. Denizcilik, küreselleşmenin de zeminini hazırladı.  Hatta kara savaşlarını yerini deniz savaşlarına bırakacak. Bunun için de iyi denizci yetiştirmek gerekiyor. Balyoz Davası’yla birlikte Türk donanmasının çok kıymetli 270 denizcisi yok oldu.”

KÜRESEL KRİZ KIYILARIMIZI DA VURDU

“MİLGEM Projesi’yle birlikte Türkiye artık kendi savaş gemilerini yapıyor. Dünyada yapılmayan gemiler Türkiye’de inşa ediliyor. Powership dediğimiz yüzer elektrik enerji santralleri Türkiye’de yapılıyor. Türk denizcilik sektörü çok önemli bir süreç yaşadı ve dünyada marka konuma geldi. Maalesef 2008’de Amerika’da kopan küresel finansal fırtına, tsunami halinde Türk kıyılarına vurdu.”

DENİZE KARŞI BİLİNÇSİZİZ

“İstanbul’da her gün 20 milyon yolcu hareketi var. 20 milyondan sadece 200 bin kişi deniz yolunu tercih edebiliyor. Artık dünyanın geleceği denizlerde. Denizciliğimizin de gelişmesi için devlet desteği şart. İlk okullarda zorunlu denizcilikle ilgili derslerin konulması gerekiyor. Denizci ülkelerde bir çocuk yüzmeyle okuma yazmayı aynı anda öğreniyor. Oysa bizim çocuklarımız derede boğuluyor. Denizciliğin mutlaka devlet politikası haline gelmesi gerekiyor. Eğitimimiz kıyıya geldi mi bitiyor. Deniz kültürünü aşılayamazsanız denizci ülke olamazsınız. Türkiye’de kıyı master planının yapılması gerekiyor. Kıyılarımız rastgele talan ediliyor. Bağımsız bir denizcilik bakanlığının oluşturulması lazım. Millet olarak denize karşı bilinçsiziz.Kültürün ustası olmadan sanayinin çırağı bile olunmaz. Önce Rönesans daha sonra Sanayi Devrimi gerçekleşti. Türkiye’nin rönesansı da denizden gerçekleşmesi gerektiğine inanıyorum. Bunun için de Türkiye’nin derhal deniz kültürüne önem vermesi gerekiyor. Dünyada söz sahibi olmak istiyorsanız denize değer vermek zorundasınız. Denizlere hükmeden ülkeler dünyada söz sahibi olur.” 

virahaber.com