Saygı duruşu ve akabinde İstiklal Marşı ile başlayan Moda Deniz Kulübü Söyleşileri etkinliği,

26. Dönem Denizci Öğrenciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emirhan Kurt’un ‘’Hepimizin farklı hayalleri, farklı bakış açıları ve farklı deneyimleri var, ancak bugün hepimiz aynı şeyi paylaşıyoruz: Denizle kurduğumuz derin bağ.’’ sözleriyle başladığı açılış konuşmasında Türkiye’nin dört bir yanından gelen denizci öğrencilerin sesi oldu.

Sözlerine, ‘’Denizci Öğrenciler Derneği olarak, derneğimizin gücü yalnızca eğitim ve sektörle ilgili bilgi edinmekten değil, aynı zamanda birbirimize destek olmaktan ve birlikte büyümekten geliyor.’’ vurgusuyla devam eden 26. Dönem Denizci Öğrenciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emirhan Kurt, denizi öğrencilerin bir arada olmasının öneminden söz etti.

‘’Denizdeki Zarafet: Yat İnşa Sektöründe Trendler Ve Teknolojiler’’

Açılış konuşmasının ardından gerçekleştirilen Denizci Öğrenciler Derneği Moda Deniz Kulübü Söyleşileri’nin ilk paneli BARSA Yat Proje Müdürü Ayhan Çalışkan, Bora Yatçılık ve Danışmanlık Kurucusu Kaptan Alper Günoral ve Trio Deniz Araçları Ticaret Anonim Şirketi Satış Müdürü Efe Bilir’in katılımlarıyla gerçekleştirildi.

Denizci Öğrenciler Derneği Denetleme Kurulu Üyesi İnci Berra Kuşu’nun moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde yat sektörünün Türkiye’deki konumu, yapay zekanın sektöre etkileri ve sürdürülebilir yatçılık gibi konular ele alındı.

BARSA Yat Proje Müdürü Ayhan Çalışkan, pandemi süreci ve sonrasında yat sektöründeki ivmeleri, yaşanan yoğun ilginin sürdürülebilirliğini sağlamak adına markalaşmanın önemini vurguladı. Türkiye’nin yat sektöründeki personel açığından da söz eden Çalışkan, sektörün ülkedeki geleceğinin parlak olduğunu belirtirken bu alanda gün geçtikçe daha rekabetçi ve kuvvetli bir şekilde ilerlenildiğini ifade etti.

Yat sektöründe yapay zekanın önemini vurgulayan Trio Deniz Araçları Ticaret Anonim Şirketi Satış Müdürü Efe Bilir ise, kullanılan programlar sayesinde tekneyi satın alacak olan kişinin neye yatırım yapacağını birebir görebilmesi adına oldukça hayat kolaylaştırdığını ifade etti. Türkiye’nin doğal güzellikleri ve gelişen trendlerle beraber avantajlı olduğunu ifade eden Bilir, Türk marketinin de bu alanda önde gelmesinden söz etti ve gelişimin devam etmesini dilediğini belirtti.

Bora Yatçılık ve Danışmanlık Kurucusu Kaptan Alper Günoral, sürdürülebilirlik adına yat sektörünü aydınlatacak bilgileri denizci öğrencilere aktardı. Bu konuda yelkeni teknelerin solar enerji kullanması sebebiyle iyi bir örnek oluşturduğunu ifade etti. Deniz çayırlarına demir atmamak, MARPOL’e uymak, yüksek ses sistemleri kullanmamak gibi ilkeleri vurguladı. Denizci öğrencilerin gelişimlerini sürdürebilmeleri adına sektöre dair hayallerini ve hedeflerini e-posta yoluyla ulaştırmalarını söyleyen Günoral, bu konu üzerine makale yazacağını belirterek sözlerini tamamladı.

İnteraktif şekilde ilerleyen panel, denizci öğrencilerin yönelttiği sorularla devam ederken bilgilendirici ve ilgi çekici olması niteliğiyle tüm dikkatleri üzerine topladı.

‘’Yat Dünyasının İncelikleri: Sektörel Dinamikler’’

Yat Dünyasının İncelikleri: Sektörel Dinamikler adlı ikinci panel, sektörün önde gelen isimlerinin katılımıyla gerçekleşti. Yat Brokerleri Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Can Arslan, Kutluğ Hocaoğlu Avukatlık Kurucu Ortağı Avukat Öykü Kutluğ, Türkiye Yat Kaptanları ve Çalışanları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Kaptan İsmail Öztürk ‘ün katılımlarıyla gerçekleştirildi.

Panelin ilk bölümünde, küresel krizlerin – ekonomik krizler, salgın hastalıklar, savaşlar ve doğal afetlerin – yat sektörü ve turizm üzerindeki etkileri ele alındı. Can Arslan, Türkiye’de yat brokerliği mesleğinin tanınmaması, sertifikasyon programlarının bulunmaması gibi eksikliklere değindi. Pandemi döneminde hem satıcılar hem de alıcılar arasında yaşanan kararsızlık sürecinin ardından, deniz tatilinin daha izole ve güvenli olduğu düşüncesinin tekne alımına olan yönelimi artırdığını belirtti. Pandeminin ilk yılı yoğun bir talep yaşandığını, bunun marinalarda doygunluk ve fiyat artışlarına neden olduğunu ifade etti. Şu anda ise küresel krizlerin etkilerinin hafiflediğini, ancak tekne almak isteyenlerin bazı zorluklar yaşandığını sözlerine ekledi.

Kaptan İsmail Öztürk, ülkemizin coğrafi ve iklim özellikleri nedeniyle sürekli afet ve iklim krizleri yaşadığını; bu durumun kaptanların STCW kapsamında aldığı eğitimlerle yönetilmeye çalışıldığını anlattı ve yakın zamanda yaşanan Kahramanmaraş depreminde denizcilerin soğukkanlılıklarını koruyarak bölgeye destek verdiklerini belirtti. İsmail Öztürk, ayrıca Rusya- Ukrayna savaşı ve uygulanan yaptırımlar sonucunda birçok Rus teknesinin Türkiye’ye yöneldiğini, bunun marinalarda yoğunluk yarattığını dile getirdi. Büyük boy tekneler için elverişli liman alanlarının yetersizliğinin önemli bir sorun olduğunu vurguladı.

Avukat Öykü Kutluğ ise kriz dönemlerinde hukuki düzenlemelerin genellikle olaylar yaşandıktan sonra yapıldığını ifade etti. Pandemi sürecinde salgın hastalıklar kapsamında kullanılabilecek kanun maddeleri üzerinde çalışmalar yapıldığını, fakat hukuk sistemimizdeki eksikliklerin özellikle denizcilik alanında krizlerin etkisini arttırdığını belirtti. Bu nedenle, sektörde hukuki düzenlemelerin güncellenmesi ve toplumsal etkilerin göz önüne alınarak yeni mevzuatın oluşturulması gerektiğini sözlerine ekledi.

Panelde ayrıca, yat brokerleri ve kaptanlarının yaşadığı zorluklar da masaya yatırıldı. Can Arslan, brokerlik alanında akademik altyapı ve simülasyon eksikliği bulunduğunu; yurt dışında verilen eğitim ve kursların ülkemizde henüz yeterince yaygınlaşmadığını vurguladı. Yüksek maddi güce sahip müşterilere hitap eden bu alanda, savaş, dolar kuru artışı gibi global değişkenlerin etkisiyle hareket etmek gerektiğini belirtti. Moderatör İnci Berra KUŞU ise, simülasyon ve akademik eksikliklerin genç denizcilerin mesleğe adaptasyon sürecini zorlaştırdığını ifade etti.

Teknolojik gelişmeler ve sürdürülebilirlik trendleri de panelin önemli konuları arasında yer aldı. Can Arslan, elektrikli motorlar gibi yeni teknolojilerin denizcilikte kullanımının önemli yenilikler getirdiğini, ancak bu teknolojilerin deniz ortamında bazı sorunlara yol açabileceğini ve jeneratör desteğiyle entegre çözümler geliştirilmeye çalışıldığını aktardı. Kaptan İsmail Öztürk ise, şirketlerin Ar-Ge departmanlarının meteorolojik raporların analizinde yaşanan güçlükler ve küresel ısınmanın etkisiyle artan hava olayları gibi riskleri azaltmaya yönelik çalışmalar yaptığını; bu kapsamda teknenin teknik durumu ve mürettebatın acil durumlara hazırlıklı olması gerektiğini vurguladı.