'Denizin altı da üstü de bizim'
Antalya Bölgesi’nde deniz turizm başlığı altında marinalar ve amatör denizciliği değerlendirir misiniz? Bölgenizde yat bağlama kapasitesi ne kadar?Dünden...
Antalya Bölgesi’nde deniz turizm başlığı altında marinalar ve amatör denizciliği değerlendirir misiniz? Bölgenizde yat bağlama kapasitesi ne kadar?
Dünden bugüne Antalya hep denizle iç içe olmuş bir şehir. Ancak denizin nimetlerinden yeteri kadar istifade edilememiş. Artık geçmişe nazaran iyi şeylerin yaşandığı da görülebilir. Örneğin eskiden tarlada yat yapılırken bugün Antalya Serbest Bölge'de olduğu gibi modern tersanelerimizde, ilçelerdeki üretim yerlerinde 70 mt. Üzerinde uluslararası mega yat siparişleri alınmaktadır. Bu çok büyük bir gelişimi ifade etmektedir. Tamamen Türk işçiliğiyle yat sanayi üretimi gerçekleştirilmektedir. Biz bu yönde gelişimi teşvik eden her türlü yatırımın ve projenin destekçisiyiz. Bugün Antalya yüzünü denize dönen bir kent. Hali hazırda Antalya ve ilçelerinde 5 marina hizmet veriyor. Bunun yanında yapılması planlanan Aksu Yat Limanı Projesi ve Manavgat Tekne Yapım ve Çekek Yeri Projeleri Antalya için çok büyük önem taşımaktadır. Ancak şunu da belirtmekte yarar var, son aylarda dünya çapında ekonomik anlamda bir durgunluk söz konusu. Bu sürecin getirdiği bir takım olumsuzluklar nedeniyle yat sanayinde de bir durgunluk yaşanmaktadır.
Antalya Bölgesi’nde deniz turizmi ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileriniz nelerdir?
Denizde bağlama konusunda Antalya'da yeterli kapasite var, ancak kara çekek alanları yetersiz. DTO Antalya Şubesi, her yat limanı için bir çekek yeri tahsis edilmesi için girişimlerde bulundu.
Bakanlık nezdinde çalışmalar devam ediyor. Çekek yeri yönünden sıkıntılar var, çünkü kapasite yetersiz. Mevcut çekek yerleri belgelendirme sıkıntısı içinde. Teknecilerin belge yükleri çok ağır... Odamız TAPDK Belgesi'nin deniz turizmi araçlarında aranmaması için girişimlerde bulundu. Zorunlu mali mesuliyet sigortası limitleri deniz turizmi araçları için çok yüksek. Deniz turizmi araçlarının tebliğden muaf tutulması için girişimde bulunduk. Genel olarak yat sahiplerinin en büyük sıkıntısı mevzuat hükümlerine ilişkin. Büyük ticari gemilerle ve turizm tesisleri ile bir tutularak bu büyük işletmelerden talep edilen yükümlülük ve sorumlulukların küçük deniz turizmi araçlarından da beklenmesi hatta zorunlu tutulması, adil olmayan bir durum doğuruyor.
Biz oda olarak kamusal ve hukuksal platformlarda deniz turizmi araçları ile ilgili gerçek farkındalığı yaratmak için çalışıyoruz.
Bölgenizde kruvaziyer turizm alanında rakamları verir misiniz?
Türkiye'nin turizm gelirleri arasında “Deniz Turizmi” yüzde 25'lik bir paya sahip ve odamız olarak Antalya'nın bu pay içerisindeki yüzdesini arttırmak için çalışmaktayız. Bu kapsamda deniz turizmi unsurlarını; kruvaziyer turizmi, marina yatırım ve işletmeleri, tekne yapım ve işletmeleri, sualtı ve su üstü sporları işletmeleri, günübirlik/ charter teknelerimiz olarak sıralayabiliriz. Öncelikle amacımız sektörü biraraya getirmek ve uluslararası bazda turizme yüksek kaliteli ve konforlu hizmet verilmesini sağlayacak bir disiplini yerleştirmektir.
Kruvaziyer turizminin deniz yolu ile Antalya'ya gelen turist sayısında ciddi bir artış meydana getireceği kesindir. Bu yönde kruvaziyer turizminin geliştirilmesine yönelik çalışmalara Oda olarak aktif katkı sağlıyoruz. Çeşitli platformlarda ve çalışma gruplarında sürekli biçimde çalışmalarımız oluyor.
Antalya, Türkiye'nin olduğu gibi dünyanın da en önemli turizm kentlerinden biridir. Saymış olduğumuz deniz turizmi unsurlarını aktif olarak kullanarak, turizm gelirimize denizin katkısını arttırabiliriz. Bölgemizde geniş bir sahil şeridi olması; Akdeniz Çanağı'nda seyreden mega yatların ülkemizi ziyaretleri için bir fırsat haline dönüştürülebilir. Mevcut marinalara ek olarak yapılacak marinalar ve nehir marinaları ile kapasiteyi genişletebiliriz. Ayrıca bölgemizde yeni yat yapım alanlarının yapılması ile Antalya Akdeniz'in yat yapım merkezi haline getirilebilir. Kruvaziyer turizm geliri açısından bakacak olursak: maalesef şu anda Alanya ve Antalya olmak kaydıyla iki tane kruvaziyer limanımız bulunmaktadır. Maalesef dememdeki sebep ise; Kaleiçi Limanı'nın önündeki deniz sahasının da kruvaziyer gemilerin indi-bindi yapabilmesi için özel bir yer olduğudur. Bu bölgenin canlanması şehir esnafına ayrıca bir gelir kapısı açacaktır. Bu durumun değerlendirilmesi gerekmektedir. Tabii ki Kaleiçi'nin kullanımının denizcilik sektörünü geliştirmek adına gerekli girişimlerde de bulunmaktayız.
Çevre, önemli konu başlıklarımızdan birini oluşturuyor. Bölgenizde denizlerdeki çevre ile ilgili faaliyetler hakkında bilgi verir misiniz?
Çevre konusu Odamızın üzerinde durduğu en hassas noktayı oluşturmaktadır. Biliyorsunuz TURMEPA ile işbirliği içerisinde pek çok çalışma yapılıyor. Bu bakımdan denize atık bırakmanın önlenmesi için yoğun çaba sarf ediyoruz. Mavi Kart uygulamasının yürütülmesi için Odamız öncülüğünde çalışmalarımız oluyor. Ayrıca atık temizliğinin sağlanması için belediyelerle deniz süpürgesi edinilmesi konusu üzerinde görüşülmektedir.
Bütün bunların yanında bir diğer önemli konu da bölgemizdeki sualtı müze sayısının artırılması hususudur. Bu konuda biliyorsunuz Side'de dünyada ikinci olma özelliğine sahip Side Sualtı Müzesi Projemizi yürütüyoruz. Hem çevreye duyarlılığın geliştirilmesi hem deniz turizmi anlamında dalış turizminin bölgede canlandırılması için çok önemli bir proje. Bu gibi çalışmaların çoğaltılması, bölgedeki sualtı müzesi sayısının artırılması gerekmektedir.
Antalya’da genel deniz ticareti ile amatör denizcilik arasında rakamsal olarak nasıl bir oran var?
Elbette mesleki anlamda deniz ticaretinin canlı tutulması bizim açımızdan son derece önemli. Ancak amatör denizciliğin de canlı tutulması, özellikle yeni nesillerin amatör denizcilikle tanışması, denizcilikle iç içe olmaları bizim için oldukça önemli. 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı etkinliklerinde deniz konulu resim yarışmaları düzenleyerek, yelken yarışlarıyla, ücretsiz geziler ve eğitimler düzenleyerek amatör denizciliği özendirmeye çalışıyoruz.
Son olarak ilave etmek istediğiniz neler var?
Her platformda tekrarladığım gibi, denizin altı da üstü de bizim. Sadece ticaret ve turizm olarak değil, tabiat varlığı olarak da denize bakmak gerekli. Denizimiz olmadan hiçbir şeyiz. İnsanların denize saygı göstermesini bekliyoruz. Bu nedenle deniz temizliği ve denizin korunması, üzerinde durduğumuz en hassas konulardan biri. Denizimizi temiz tutarsak ancak deniz bize kucak açar, imkânlarından yararlanmamızı sağlar.
ViraHaber.com
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.