1. HABERLER

  2. SEKTÖRDEN

  3. Denizcilik Sektörü Ortak Evrensel Etik Kurallara Sahip Olmalı
Denizcilik Sektörü Ortak Evrensel Etik Kurallara Sahip Olmalı

Denizcilik Sektörü Ortak Evrensel Etik Kurallara Sahip Olmalı

Türk Armatörler Birliği ve TEİD işbirliği ile düzenlenen webinarda evrensel bir sektör olan denizcilik sektörünün ortak etik kurallarının en kısa zamanda belirlenmesinin önemine vurgu yapıldı.

A+A-

Türk Armatörler Birliği ile Etik ve İtibar Derneği’nin ortak yürüttüğü “Etik Farkındalık-Türk Deniz Taşımacılığı Sektörünün Etik Kuralları Ve Çalışma İlkeleri Neler Olmalıdır?” konulu webinarı düzenlendi. Zoom üzerinden düzenlenen webinarda evrensel bir sektör olan denizcilik sektöründe etik kurallarına önemine vurgu yapıldı.

 

Moderatörlüğünü Türk Armatörler Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Çınar’ın yaptığı webinara konuşmacı olarak Etik İtibar Derneği (TEİD) 5. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Asım Barlın, TEİD Yönetim Kurulu Üyesi Tayfun Zaman, Türk Armatörler Birliği Başkan Yardımcısı Cihan Ergenç, Türk Armatörler Birliği Mükemmeliyet Merkezi İcra Kurulu Başkanı İbrahim Kontaytekin, Türk Armatörler Birliği TAB Mükemmeliyet Merkezi İcra Kurulu Üyesi Yaşar Canca ve Türk Armatörler Birliği TAB Mükemmeliyet Merkezi İcra Kurulu Üyesi Harun Şişmanyazıcı katıldı. “İş etiği, uyum programı, etik ve uyum risk yönetimi programının esasları, programla yönetilen riskler, şirket varlıklarının etkin kullanımı ve suistimalle mücadele, dünya varlıklarının etkin kullanımı ve yolsuzlukla mücadele, itibar risk yönetimi, etik ve uyum programlarının ardındaki global hukuki dinamikler, uyum programının gemilerimizdeki uygulama alanları ile uluslararası taşımacılık ve denizcilik dünyasında yolsuzlukla mücadele iyi uygulama örnekleri konuları ele alındı.

 

ETİK VE UYUM PROGRAMLARININ ARTIK GLOBAL HUKUKİ DİNAMİKLER YATIYOR

 

Webinarın açılış konuşmasını Türk Armatörler Birliği Mükemmeliyet Merkezi İcra Kurulu Başkanı İbrahim Kontaytekin yaptı. Yeni teknolojiler ve regülasyonlarla sürekli bir evrim içinde olan denizcilik sektöründe bu konunun ele alınmasının bir ihtiyaç haline geldiğini belirten İbrahim Kontaytekin, “Bu gelişmede hızlı evrilme adaptasyonu biz Türk armatörleri daha güçlü kılacak” dedi. Etik konusunun gittikçe önem kazanan bir konu olduğunu kaydeden Kontaytekin, “Yön vermek gerektiğine inandığımız etik kurallar ve çalışma ilkeleri neler. Sürekli atladığımız hatta çoğumuzun duymadığı bir konu. Armatörlük artık kolay yapılan bir iş olmaktan çıkıyor. Zengin sermaye ülkelerine doğru yönlendirilmektedir. Bilhassa son yıllarda incelenmesi gereken etik kuralları ve uyum programlarının altında global hukuki dinamiklerin de yattığı gerçeğini giderek öne çıktığını görüyoruz” dedi.

 

KURUMLAR ETİK VE UYUM YAPISINA KAVUŞMAK ZORUNDA

 

Kontaytekin’in konuşmasının ardından ikinci açılış konuşmasını TEİD 5. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Asım Barlın yaptı. Etik ve uyum konusunun uluslararası hukuk sistemine entegre edildiğini belirten Barlın, Türk armatörlerinin en çok ilgisini çeken konunun ise üçüncü taraf riskleri olduğunu kaydetti. Üçüncü taraflılıkla ilgili hükümlerin artık sözleşmelere girmeye başladığına işaret eden Barlın, “Gemilerin kiralanması esnasında karşımıza çıkıyor. Herhangi bir şeklide tamir bakımla ilgili tersanenin önümüze koyduğu sözleşmede karşımıza çıkıyor. Her yerde çıkıyor. Sözleşmelerle karşımıza çıkan yaptırımlar bizim dolaylı olarak da yolsuzlukla ilgili mücadele konusunda konuşmamız gereken konuları gündeme getiriyor. Sürdürülebilirlik unsurlarından biri olan etik ve uyum yapısına artık kurumların kavuşmak zorunda olduğu rekabet edebilirlik için ön şart olduğunu vurgulamak istiyorum” ifadelerini kullandı.

 

TEİD Yönetim Kurulu Üyesi Tayfun Zaman yaptığı sunumda etik ve uyum programları, yolsuzluk ve rüşvet, risk yönetimi, ahlak, suistimal ve çok sayıda konuyu ele aldı. “Etik şartlara göre değil, şartlara rağmen karar vermeyi emrediyor” diyen Zaman, “İşimize geldiği için değil, doğru olanın ne olduğunu bildiğimiz ve bu bilgiyle mücadele etmeye bıraktığımız yerde etik ortaya çıkıyor. Hepimiz doğrunun ne olduğunu biliyoruz fakat bazen şartlar bizi bu doğrudan uzaklaştırıyor. Bu da kimi zaman hayatımıza yanlış olarak normal diye giren kavramlar olarak giriyor” diye devam etti.

 

‘Yolsuzlukla Mücadele İş Dünyasının İşidir’

 

Hayatımızdaki normal zannettiğimiz ama toplum ve sektöre faydası bakımından etik ilkelere uygun olmayan yani normal olmayan unsurların her zaman düşünülmesi gerektiğini dile getiren Zaman, “Etik konusu ahlaklı insanlar konusu mudur? Hayır. İş dünyasının bir konusudur. İster IMF başkanı tarafından ister Çin’in yolsuzlukla mücadele forumunda ben ve meslektaşlarım tarafından tartışılıyor olsun bu konu bir iş, bir yatırım, bir akıllı iş yönetimi konusudur. Bir ahlak konusu veya ülkeler veya ülkeler üstü kurumlar tarafından yönetilen bir alan değildir. Yolsuzluktan bahsettiğimiz zaman yolsuzlukla mücadele edemeyiz. En fazla Rüşvet vermeyiz, almayız. Ancak rüşvet mücadele etmek kanun yapıcının işidir. Zihnimizde bu böyle oturmuştur. Fakat bugünün gerçeği bu değil. Yolsuzlukla mücadele etmek iş dünyasının görevidir” diye konuştu.

 

DÜNYA ÇAPINDA 1 TRİLYON DOLAR RÜŞVET VERİLİYOR

 

Günümüzde dünya çapında bir trilyon doların üzerinde rüşvet alındığını vurgulayan Zaman, şöyle devam etti: “Ve doğal olarak normal bir yatırımdan çok daha fazla kar beklentisiyle ödeniyor bu rüşvet. Ve bu rüşvet özel kesim şirketleri tarafından kamunun bir takım kaynaklarını haksız yere kullanarak veyahut adil rekabet şartlarıyla önüne geçemeyecekleri rakiplerinin önüne geçmek için harcanıyor. Dolayısıyla riski büyük bir yatırım olduğu için karlılık beklentisi de büyük. Bu rakamların bir tercümesi de şu. Dünyada 1 trilyon dolar rüşvet verilerek çocuğunuzun, torununuzun hayatından her sene 2.8 trilyon dolar değerinde dünya varlığı çalınıyor. İlk şok noktamız burası. Şunu diyebilirsiniz ben rüşvet vermem-almam. Benim vicdanım bu anlamda temiz. Olamaz, vicdanınız temiz olsa da aklınız temiz olamaz. Çünkü sadece dünyada yolsuzluk diye bir kavram var olduğu için global ekonomi yüzde 5 kadar toplam gayri safi hasılasından para kaybediyor. Gelişen ekonomilerde ise bu oran yüzde 15’e çıkıyor. Yani rüşvet verseniz de vermeseniz de dünyada birileri rüşvet veriyor oldukları için siz 100 TL’ye ödeteceğiniz mal ve hizmeti 115 TL’ye ödetmiş oluyorsunuz. Ve bugünün yüksek rekabetçi dünyasında yüzde 15 daha fazla verim sağlayacak veya kar elde edecek bir çözümün peşinde gitmemek, ona inatla sarılmamak onu kullanmaya gayret etmemek veya bu verimsizliği ortaya çıkartan sebeplerle mücadele etmemek mümkün değil.”

 

MÜŞTERİ BASKISI BİRÇOK YERDE HUKUKUN YERİNİ ALIYOR

 

Zaman, şu ifadeleri kullandı: “Dünyanın her yerinde kurallar kaideler hukuk gelişmiş değil, dolayısıyla müşteri baskısı birçok yerde hukukun yerini alıyor. Bu müşteri baskısı da boşuna doğmuyor. Global firmalar global pazarlarda halka açık oldukları için ve kendileri etik davranıp tedarikçilerini de etik davranmaya yönlendirdikleri için daha fazla krediye daha ucuza ulaşabiliyorlar. Dolayısıyla onlar için de tedarikçilerinin etik olmasının maddi bir değeri var. Hem risklerini yönetebiliyorlar. Hem hisse değerlerini arttırabiliyorlar. Hem borçlanmayı kolaylaştırıyorlar. Dolayısıyla bir global şirketin sizlerden olan talepleri sadece iyi insanlık ve iyi bir kurumsal vatandaşlık görevini yerine getirmek için değil aynı zamanda kendisinin global finansörler karşısındaki pozisyonunu da zayıflatmamak üzere sizlerden bu taleplerde bulunuyor. O bakımdan hem bir vatandaşlık görevi hem de bir iş alanı risk yönetimi alanı olduğu için bu alandaki baskıyı her gün arttırıyorlar.”

 

Zaman’ın ardından Türk Armatörler Birliği TAB Mükemmeliyet Merkezi İcra Kurulu Üyesi Yaşar Canca, “Profesyonel denizci kimdir? Deniz taşımacılık sektörü olarak etik kavramını nasıl değerlendirmeliyiz. Deniz taşımacılığında etik değerlere neden ihtiyaç var? Özellikle gemilerdeki etik kurallar, örf ve adetler” konularını ele aldığı bir sunum yaptı.

webinar-20-55a69f651ed23258f0c5.jpg

 

‘GEMİ VATANDAŞLIĞI GÜNDEMİNİ OLUŞTURMALIYIZ’

 

Denizcilik sisteminin yazılı ve yazılı olmayan kuralları olduğunu belirten Yaşar Canca, denizcilik sektörünün kendi doğal şartları çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Denizcilikteki örf ve adetlerin kontrol edilemez durumda olduğunu kaydeden Canca, “Çünkü gemide farklı milletlerden insanlar çalıyor. Ve bu geminin bayrağı armatörün hiç gitmediği bir ülkenin bayrağı. Şimdi burada gemi örf ve adeti nerde duracak. Armatör nasıl davranacak. Gemi personeli, acentesi, kaptanı, gemi personeli, kiracısı, enspektörü nasıl davranacak. Neye göre karar vereceksiniz. Ortak değer ne olacak. Bir karar verilmesi lazım. Ve bu kararların ortak değerler altında yürütülmesi lazım. Yoksa herkes kendi ahlaki değerlerine göre karar verir. Hintli bir gemi kaptanının ahlaki davrandığını düşünün. Tabiî ki ahlaki değerlerine göre davranacak. Bir de yanına bir kuzey Avrupalı gemici koyun. Oda kendi ahlaki değerlerine göre davranacak. Ne yapacağız. Kimin değerleri doğrudur. O yüzden denizcilik sektörünün mutlaka ortak bir denizcilik etik kurallarına sahip olması gerekiyor. Gemi vatandaşlığı diye deniz vatandaşlığı diye bir gündem oluşturmamız gerekiyor. ‘Başkasını kazıkladım, yabancıyı, sana ne’ dediğimiz zaman başımız belaya giriyor demektir” dedi.

 

SEKTÖRÜN MUTLAKA KENDİ ETİK YAPISINI OLUŞTURMASI GEREKİYOR

 

Denizcilik mesleğinin evrenselliğine işaret eden Canca, "Dünyanın her yerine gidiyoruz. Bizden rüşvet istendiğinde nasıl ağrımıza gidiyorsa, biz de rüşvet istediğimizde ağrımıza gitmeli" dedi. Canca, şöyle devam etti; "Başarı kavramının da artık Türkiye'de yeniden tanımlanması gerekiyor. Başarı bizde sonuç odaklı olduğu için sonuçlardan sonrası düşünülmüyor. Denizcilik sektöründe bunu hep yaşıyoruz ve bundan uzaklaşmamımz lazım. Bundan vazgeçilmeli. Denizcilik sektörünün mutlaka kendi etik yapısını oluşturması gerekiyor."

 

BU SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN BİRLİK BERABERLİK ŞART

 

Webinarın kapanış konuşmasını Türk Armatörler Birliği Başkan Yardımcısı Cihan Ergenç yaptı. Değerlendirilen konuların dünyanın temel sorunu haline geldiğini vurgulayan Ergenç, “Sektörün bu tarz sorunları çözebilmesi için birlik beraberlik içinde olması lazım. Dayanışma içinde olması lazım. Sektörde neredeyiz. Önce çuvaldızı kendimize batırmalıyız. Ben bu konuda sınıfta kaldığımı düşünüyorum şirket olarak. Genel olarak rüşvete, suistimale ve diğer konulara girildiğinde işin çok daha vahim olduğunu düşünüyorum. Yüzde 60 civarında suistimal olduğunu düşünüyorum. Bunun gemi boyutu, gemide çalışanlar boyutu, tersane boyutu çok sayıda yönü var. Bizim kendi ülkemizde armatör olarak şirket olarak eksikliklerimiz neler tespit etmemiz lazım. Bu konuda Armatörler Birliği olarak örnek bir çalışma yapmamız ve paylaşmamız lazım. Kendi şirketlerimizde uygulayıp kararlılıkla sürdürmemiz lazım. Dolayısıyla bu konuda bir örnek çalışma yapmayı öneriyorum” şeklinde konuştu.

 

Vira Haber

 

Bu haber toplam 11009 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.