Denizciliğimizin kayıp tarihi hayat buldu
Tarihimize ait kaybolan kayık, tekne ve gemileri yeniden modelleyen sanatçı Hakkı Yücel tarafından yapılan titiz bir çalışmayla tarihi Osmanlı kadırgaları yeniden hayat buluyor. Hakkı Yücel ile tarihe ışık tutan bu projenin detaylarını konuştuk.
Osmanlı tarihine ait kaybolan kayık, tekne ve gemilerin yeniden deniz kültürüne kazandırılması amacıyla sanatçı Hakkı Yücel tarafından yapılan titiz bir çalışmayla tarihi Osmanlı kadırgaları yeniden modelleniyor. Hakkı Yücel; tarihi metinlerin ve minyatürlerin izini sürerek tarihe karışmış gemi modellerini tekrardan hayata döndürürken, tarihe ışık tutan bu projenin detaylarını Vira Haber'e anlattı.
Modelleme merakı nasıl başladı?
1986 yılında Sinop’a yaptığım gezide gördüğüm tekne maketleri ilgimi çekti. Ölçeksiz ve donanımsız bu maketler oldukça pahalıydı, ben daha iyisini yapabilirim diye modelciliğe başladım ilk yaptığım model bir çektirmeydi.
Yelken kürek dönemi Türk kıyı teknelerini modelleme fikri nasıl oluştu?
Dede denizci Rize de kıyı ticaretiyle uğraşmış… Portakal mandalina yükleyip Batum’da satmış. Gazyağı şeker yükleyip Samsunda satmış. Yerine pirinç yüklemiş. Bu şekilde kıyı ticareti yaparlarmış. Teknesi 22 metre Ağrıbar... Biz şimdi bilmediğimiz için hepsine Taka diyoruz Taka uydurma bir isim. İlk dedemin teknesi Ağrıbarla işe başladım, ardından araştırmalar sonucu karşıma buzdağının görünmeyen kısmı çıktı. Deniz kültürümüz çok zengin fakat biz bilmiyoruz. Komik olan Akdeniz’i göl haline getiren milletimiz için denizci değil diyenler var. Bu tamamıyla araştırma yapılmadığı için bilgisizlikten kaynaklanıyor.
Kayıp gemi türlerimizden Şayka'nın modelleme süreci nasıl gelişti?
Yabancı bir seyyahın 1800’lerin sonunda yazmış olduğu makalesinde Şayka diye bir Türk teknesinden söz etmesi, araştırma sonucu bulunan verilerle tekneyi modellemeyi başardık.
Şayka denizcilik literatürümüzde bulunmayan bir tekne, bilgilerimizi deniz tarihçisi akademisyen arkadaşlarla paylaştık.(Şayka, Kazakların kullandığı Çaykadan ayrı bir teknedir)
Bu çalışmalarınız sonunda ne yapmak istiyorsunuz?
Çalışmalarım yelken kürek dönemi Türk kıyı teknelerini kapsıyor. Bu bizim deniz kültürümüz, dedelerimizin kullanmış olduğu tekneleri bulup planlı ve ölçekli olarak modelliyorum. Bir teknenin araştırma sahfası 3 ay yapım süresi ise 5 ay sürmekte, araştırma sonucunda kıyılarımızda kullanılmış 50 ye yakın tekne buldum, bunlardan 22 tanesinin modellemesi tamamlandı 6 tekne 3 ay içerisinde biter durumda geriye kalan 20 küsur teknenin araştırması halen sürmektedir. Amacım “Türk Kıyı Tekneler” adı altında bir müze yapılması çalışmalarım neticesinde kültürümüze ait bu teknelerin gelecek kuşaklara aktarımı konusunda bu işi yapabilecek bazı kurumlara başvuruda bulundum. Türk kıyı tekneleri müzesi yapılması için proje ortağı veya sponsor gerekmekte, bu imkan sağlanır ise çalışmalar daha da hızlanacaktır.
Geleneksel Türk teknelerinin Turizme kazandırılmasıyla ilgili düşüncelerinizi paylaşır mısınız…
10 yıl Fethiye’de yat işletmeciliği yaptım, şu an güney sahillerimizde dolaşan turizmde kullandığımız geleneksel ahşap teknelerimiz gulet ve keç teknelerden oluşmakta, abartı olmasın ama artık derelerimizde de bu teknelere rastlıyoruz. Neden Karadeniz’de üretilen GAGALI, MARTIKO veya ÇEKELEVE gibi tarihi Türk tekneleri mavi turda kullanılmasın? Tekne imal eden tersanelerle konuştuğumda alışkanlıkların bırakılamadığı yeniliklere hazır olmadığımızı gözlemledim. Maalesef son kalan çektirmelerimizin armalarını bozarak değil, koruyarak turizmde kullanmaya çalışmalıyız. Bu konuda iyi bir gelişme 1800 tarihli İzmir kayığının yeniden onlarca üretilerek İzmir körfezinde seyretmesi olmuştur. Darısı diğer şehirlerin başına.
Çalışmalarınız halkın ziyaretine açık mı?
Çalışmalarımı internet üzerinden yayınlıyorum (www.sefain.com) ,10 metrekare bir atölyem var atölye halka açık çalışmaya gelen 2 arkadaş var, çalışma tekniği öğreniyorlar ayrıca Fen Lisesi öğrencileriyle 19 mayısın 100. yılında Bandırma vapurunun modelini yaptık.2 kez sergi yaptım. Bir hafta evvel 70 ülkenin katılımı sağlanan Uluslararası Büyükçekmece festivalinde 5 tekne sergiledik, geleneksel teknelerimiz oldukça ilgi gördü.
Yapımı devam eden ejder başlı kalyonun enteresan bir hikayesi var bizimle paylaşır mısınız?
EJDERBAŞLI kalyonumuz 1776 Kalas yapımı 44 metre 50 toplu bir kalyonumuz. Emir Yener, Rusya’da kalyonlarımız üzerinde önemli çalışmalar yapan bir akademisyenimiz. St. Petersburg’daki deniz müzesinde 1788 de yapılan savaşta Rusların ele geçirdiği EJDERBAŞLI kalyonun modelinin olduğunu, detaylı fotoğraf gönderebileceğini çalışıp çalışamayacağımı sordu, olumlu cevabım sonucu, fotoğraf çekimi için izin istediğinde modelin müzeden kaldırıldığını izin vermediklerini bildirdi. Çeşitli yollardan temin ettiği 35/40 fotoğraf sonucunda kalyonun gövdesi bitti. Halen donanım üzerinde çalışmalar sürmektedir.
Osmanlı, tekne çizimlerini yapmamış. Bunun nedeni yabancı devletlerin bu planları ele geçirmesini engellemek olabilir. Ustaların kafasındaki plan, yetiştirme yoluyla bir diğer kuşağa aktarılmış. Belki de yapılan teknelerin standart olmaması da plan çizimini engellemiştir, bilemiyorum. Aslında bunun iyi bir yöntem olduğunu kabul etmek gerekiyor çünkü her usta zaman içinde kendini geliştirerek bir şeyler eklemiş. Yani bir cins AR-GE çalışması yapmışlar… Sonuçta en iyi tekne diğer kuşaklara geliştirilerek aktarılmış. Ayrıca tekneler hem askeri hem de ticari kullanıma uygun yapıldığından harp zamanı donanmada da kullanılmış. İyi bir örnek de Bize sığınan Demirbaş Şarl’ın planlarını kaçırdığı Yaramaz ve Yıldırım kalyonları… Ruslar savaşlar sonucunda ele geçirdikleri teknelerimizin planlarını çizerek arşivlemişler. Rus deniz arşivlerinde oldukça önemli bilgiler bulunmaktadır.
Çalışmalarınızda hangi kaynaklardan faydalanıyorsunuz?
Çalışmalarımın ana kaynağını denizcilik üzerine yazılmış kitaplar, ansiklopediler, bilimsel makaleler, bitirme tezleri, araştırma yazıları, gazete dergilerde yer alan haber ve makaleler, eski dönemlerde çekilmiş fotoğraflar, eski kartpostallar, gravürler, resimler, minyatürler oluşturmakta.
Örneğin Çoruh nehrinde yapılan kayık taşımacılığıyla ilgili makaleyi Kafkas Üniversitesinde yayınlanan bir tezle buldum, kayık deyip geçmeyin 100 kişi taşıyor, ardından Gürcü bir gazetecinin Tiflis’te yayınlanan bir gazeteye yazdığı 8 makaleyi, ardından bizim gazetelerde yer alan bir makaleyi bularak başladım. Araştırmalarımın bir bölümünü de yabancı ülke kaynakları oluşturmaktadır. Bulduğum bu verileri birleştirip sonuca ulaşıyorum.
Ne tür malzeme kullanıyorsunuz?
Çalışmalarımda meşe, kestane, tik, maun gibi ahşaplar kullanıyorum. Dönem itibariyle aslında hangi malzeme kullanılmışsa aynı malzemeyi kullanıyorum, bütün parçaları elde yapıyorum hazır hiçbir malzeme kullanmıyorum.
Amacınız nedir?
Amacım deniz kültürümüze ait bu tekneleri gelecek nesillere tanıtmak. Kültür kırılması ile kaybettiğimiz bu değerleri yeni kuşaklara iletmek, kültürün devamını sağlamak. Tekneler tamamlandığında kitap haline getirmek. 'Türk ticaret tekneleri müzesi' adı altında müze yapılmasına eserler hazırlamak.
Günümüze ait teknelerini çalışmayı düşünüyor musunuz?
Yelken kürek dönemi bitince seyrisefain(denizyolları) idaresine ait gemileri çalışmayı düşünüyorum. Ayrıca talep olduğunda özel motoryat ve gemilerin ölçekli modellerini yapıyorum.
Vira Haber - Özel
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.