Denizciler gemide hapis hayatı yaşıyor
Gemi mürettebatları, çalıştıkları gemilere gelen el koyma kararları sonrası adeta ‘açık deniz’ cezaevlerinde yaşam mücadelesi veriyor. Türkiye Denizciler Sendikası son 1 yılda 85 denizciyi tutsaklıktan kurtardı.
“İyi günler! Adım G.C. ‘Navaho’ gemisinin 4. makine mühendisiyim. Bundan 1 ay önce geminin adı ‘Gora’ idi ve Yunan şirketi MFS’ye aitti. Gemi şu anda Hopa’da, tüm mürettebat Ukraynalı. Çok büyük sorunlarımız var: Yiyeceğimiz yok, suyumuz yok, yakıt yok ve dizel Jeneratör için dizel yağı yok, elektrik enerjisi yok, gece kamaralar soğuk ve başka sorunlar. Kaptan hiçbir şey yapmıyor. Lütfen bana yardım edin. Yardımınıza ihtiyacımız var. SOS”... Bu cümleler, kendi tabirleriyle ‘açık deniz’ cezaevlerinde ailelerinden ve sevdiklerinden binlerce kilometre uzaktaki denizcilerden sadece birine ait. Kimisinin çalıştığı gemiye haciz geliyor, kimisi ise evrak eksiklikleri nedeniyle bulunduğu ülkede durduruluyor. Ancak hepsinin ortak noktası gemilerde tutsak kalmaları.
‘85 denizci kurtardık’
Yasal işlem başlatılan gemilerde kısıtlı erzak ve eşyayla karaya çıkmaları yasaklanan gemi adamları, çareyi meslek örgütlerinden yardım talep etmekte arıyor. Son dönemde, Türkiye’de gemi adamlarının örgütlü olduğu en büyük sendika olan Türkiye Denizciler Sendikası’na bu ve benzeri talepler ise sıklıkla geliyor. Sadece 2015 yılında, dünyanın çeşitli limanlarında demirli gemilerde mahsur kalan yaklaşık 270 gemi adamı sendikadan yardım talebinde bulundu.Sendika başkanı Hasan Pekdemir ise, mürettabatların adeta cezaevi koşullarında ailelerinden uzakta kaldığını belirterek, “2015 yılında sendika olarak 6 farklı gemide hukuki destek sağlayarak 85 denizciyi özgürlüklerine kavuşturduk” dedi. Gemi adamlarının alacaklarıyla ilgili de sorunlar yaşadığını belirten Pekdemir, 2015’te 158 denizciye ait toplamda 930 bin doları tahsil ederek kendilerine verdiklerini söyledi.
Mağdurlar için fon gündemde
Sendika, gemi adamlarının sorunlarını kökten çözecek bir proje de hazırladı. Geçtiğimiz haftalarda Başbakan Binali Yıldırım ile de görüşen Pekdemir, “Limana yanaşan her gemi belli bir harç ödüyor. Biz bunun yanında bir de ‘Mağdur Denizciler Fonu’na aktarılacak bir miktar para alınmasını öneriyoruz. Türk bayraklı olsun yabancı bayraklı olsun her geminin yanaşmada kalkışta cüzzi miktarda bir para ödemesi gerektiğini belirtiyoruz. Bu fonla, yurtdışında mağdur olmuş bir deniziciye uçak bileti alınabilir eğer gemide kumanyası yoksa bu alınabilir” dedi. Önerinin kabul gördüğünü belirten Pekdemir, yakın zamanda yasal düzenlemelerin hazırlanabileceğini söyledi.
15 aydır Tunus’ta
Türkiye Denizciler Sendikası’ndan yardım talep edenllerden biri de HCB Denizcilik şirketine ait Bekir Hacıbekiroğlu adlı Türk bayraklı gemide 15 aydır esir hayatı yaşayan 3 kişi. Gemi borcu nedeniyle 2015 yılının Nisan ayında Tunus’un Sousse Limanı’nda bağlandı, gemide çalışan 4 Türk denizci kaderine terk edildi. Tunus makamları, gemide bulunması gereken asgari personel sayısının 4 olması gerektiğini ve personelin gemiden ayrılabilmesi için gemi sahibi tarafından 4 yeni personel gönderilmesinin şart koşulduğunu söyledi. Bu sırada 1 gemici limanda kavgaya karıştığı için Türkiye’ye geri gönderildi. Kaptan Yaşar Uyumaz, yağcı Cem Karatepe ile çarkçı Yalçın Açıkgöz ise aylardır sesini kimseye duyuramadı. Mahsur denizcilerden Açıkgöz, 15 aydır yaşadıklarını Milliyete’e anlattı. Açıkgöz, “Önce Türkiye Büyükelçiliği’ne ulaştık. Sadece 3-4 kez gemiye geldiler. Harçlık verip ‘Durumu Ankara’daki makamlara ilettik’ dediler. Ancak 15 aydır bekliyoruz. Şirket yetkilileri her ay toplam 300-500 dolar gönderiyorlar” dedi. Açıkgöz, gemiden kurtulmak için iki yolları olduğunu belirterek “Ya burada öleceğiz ve cenazemiz Türkiye’ye gönderilecek ya da yetkililer harekete geçecek. sağlık sorunları konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Çocuklarımı çok özledim. Buradan kurtulmam için ölmem gerekiyor” diye konuştu.
Kaynak: Milliyet Gazetesi
ViraHaber.com
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.