Deniz Kültürü Derneği İklim Krizine Dikkat Çekti
Deniz Kültürü Derneği, Piri Reis Üniversitesi ve TÜRDEF’in birlikte organize ettiği “İklim Krizi Zirvesi”, Piri Reis Üniversitesi’nde başladı.
İklim krizine dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak için Deniz Kültürü Derneği öncülüğünde 2016 ve 2019 yıllarında yapılan İklim Krizi Kurultayı’nın devamı niteliğindeki “İklim Krizi Zirvesi”, ulusal ve küresel ölçekteki iklim krizi sorunlarını ve bu sorunlara sunulan çözümleri bir araya getirdi.
İstiklal Marşı, saygı duruşu ve ardında merhum Hakkın Şen anısına hazırlanan kısa film ile başlayan İklim Krizi Zirvesi’ne; Piri Reis Üniversitesi Rektörü Nafiz Arıca, İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, Meclis Başkanı Başaran Bayrak, Yönetim Kurulu Üyesi Serhat Barış Türkmen, Türk Loydu Yönetim Kurulu Başkanı Cem Melikoğlu, Gemi Yat İhracatçılar Birliği Başkanı Cem Seven, TÜRKKAPDER Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Akbulut, STK Başkanları, temsilcileri ve çok sayıda basın mensubu katıldı.
Piri Reis Üniversitesi’nin nün hedefi geleceğe dokunan gençler yetiştirmek
İklim Krizi Zirvesi’ne ev sahipliği yapan Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nafiz Arıca, açılış konuşmasında üniversitenin iklim krizi konusundaki vizyonundan bahsetti. Gerçekleştirdiği sunumda iklim değişikliğine yol açan üç sebep olduğunu kaydeden Nafiz Arıca, bunları karbon ayakizi, kimyasal kirlilik ve ozon tabakası olarak sıraladı.
İklim değişikliği ve etkilerini ise; deniz seviyesinin yükselmesi, insan sağlığı, su, tarım, gezegensel sınırlar, iklim değişikliği ve ağaçlar, iklim değişikliği ve kuşlar, işçi üretkenliği, habitatların bozulması, gelir dağılımı eşitsizliği, böcek salgınları, orman yangınları, aşırı hava koşulları, biyolojik çeşitliliğin azalması olarak listelendiğini kaydeden Nafiz Arıca, “İklim değişikliğinin denizlerimize olan etkisini ise denizlerde ve okyanuslarda meydana gelen su seviyesindeki ve su sıcaklığındaki artış biyoçeşitliliği ve balık rezervlerini tehdit etmesi; deniz seviyesindeki yükselme ise kıyı yapılarını etkileyerek ve denizyolu taşımacılığında güzergahların düzenlenmesi ihtiyacını doğurması şeklinde özetleyebiliriz. Denizlerimizde görülen, canlı yaşamına olan etkisinin yanı sıra deniz nakliyesinden deniz turizmine, balıkçılıktan su sporlarına kadar pek çok alanı etkileyen müsilaj, küresel iklim değişikliğinin sonuçlarından biridir” diye konuştu.
Olumsuz senaryonun önüne geçmek için pek çok stratejik planın yürütüldüğünü ve hedefler belirlendiğini ifade eden Nafiz Arıca, BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini ve IMO'nun Stratejik Yönergelerini örnek alarak, Piri Reis Üniversitesi’nin de araştırma temaları belirlediğini belirtti.
Faaliyet alanlarını; denizcilik faaliyetlerinin çevresel etkisi, deniz güvenliği, deniz enerjisi yönetimi, denizcilik sosyal ve çalışma yönetişimi, denizcilik ve denizcilik teknolojisi ve inovasyonu, deniz ekonomisi ve işletmeciliği ve deniz hukuku olarak sıralayan Nafiz Arıca, öncelikli araştırma alanlarının yeşil gemi, otonom deniz araçları, elektrikli deniz araçları ve enerji verimliliği olduğunu; öncelikli teknoloji alanlarının ise yapay zeka, maritime robotics, blokchain, enerji verimli entegrasyonlar, temiz enerji, büyük veri ve analitik, siber güvenlik ve 5G olduğunu kaydetti.
Üniversitenin hedefinin, yaşadığı çevreye karşı sorumluluk bilinci gelişmiş, yapmakta oldukları projelerde topluma hizmet anlayışını esas alarak, geleceğe dokunan çalışmalar ortaya koyan gençler yetiştirmek olduğunun altını çizen Nafiz Arıca, “Tüm bu çalışmaların temeli insan faktörüne dayanmaktadır. Bilinçli ve yetişmiş bireyler şüphesiz ülkemizi ve dünyamızı daha yaşanabilir kılacak ve bu doğrultuda gösterilen en ufak özverinin karşılığını gelecek nesiller alacaktır. Sonuç olarak; iklim krizinin çözümünde en önemli unsurların eğitim ve teknoloji olduğunu, Piri Reis Üniversitesi olarak hem öğrencilerimizin bilinçlendirilerek topluma örnek olması hem de iklim krizinde teknolojik önlemlerin alınması konusunda Ar-Ge faaliyetlerimizi tekrar vurgulamak isterim” dedi.
Ayşe Olcay: Hakkı Şen çok önemli bir kalemdi
Deniz Kültürü Derneği’nin 2008 yılında Merhum Hakkı Şen öncülüğünde kurulduğunu hatırlatarak açılış konuşmasına başlayan Deniz Kültürü Derneği Başkanı Ayşe Olcay, İklim Krizi Zirvesi’ni Piri Reis Üniversitesi çatısı altında Türkiye Denizcilik Federasyonu katkılarıyla yapmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.
2019 yılında İklim Değişikliği Kurultayı ana tema konuşmacısı İklim Aktivisti Samra Samer’in yaptığı konuşma sonrasında iklim ile ilgili yapılacak organizasyonları zirve olarak yapmaya karar verdiklerini belirten Ayşe Olcay, “Doğal sistemlerimiz, sağlığımız ve ekonomimiz de hassas durumda. Araştırmacılar iklim değişikliğinin sadece hava sıcaklığında artışa değil, aynı zamanda gıda kıtlıklarına, ekonomik krizlere, çatışmalara ve yeni pandemilere neden olabileceğini söylüyor. Bunun içinde su konusuna ayrı bir parantez açmalıyız” diye konuştu.
İklim Değişikliği sorunu ile ilgili olarak denizcilik sektörünün çalışmalar yapmaya devam ettiğini belirten Ayşe Olcay, bu alanda ciddi yatırımlar yapıldığını kaydetti.
Son olarak merhum Hakkı Şen’i anan Ayşe Olcay, şunları söyledi: “Yol arkadaşım Hakkı Şen’in değerli dostlarının, çok sevdiği ağabey ve kardeşlerinin, kader birliği yaptığı arkadaşlarının onun anısına düzenlenen bu Zirve’de bizleri yalnız bırakmadıklarını görüyorum. Birlikte çalıştığı çalışma arkadaşlarını çok severdi, onlar bu organizasyona büyük emek verdiler, hepsine tek tek çok teşekkür ediyorum. Bu organizasyonun hayata geçmesi için destek olan başta çatı kuruluşumuz DTO olmak üzere bütün sponsorlarımıza minnettarım… Biz Hakkı Şen’in bize söylediği, önerdiği, yapalım dediği şeyleri dernek olarak yapmaya devam edeceğiz. Hakkı, çok iyi bir gazeteci idi. Önemli bir kalem, stratejik bir akıldı. Ömrünün son 30 senesinde denizcilik sektörünün daha iyi bir yere gelmesi için uğraş verdi. Önemli olan bugün burada güzel bir organizasyona hep birlikte imza atabilmek.”
Arif Bostan’dan İklim Krizi Uyarısı: Acil Karar Verilmeli
Deniz Kültürü Derneği, Türkiye Denizcilik Federasyonu (TÜRDEF) ve Piri Reis Üniversitesi’nin katkılarıyla iklim krizini konuşmak ve farkındalık yaratmak için İklim Krizi Zirvesi’nde bir araya geldiklerini söyleyerek konuşmasına başlayan Türkiye Denizcilik Federasyonu Başkanı Arif Bostan, konuyu gündeme taşımak için katkı sağlayanlara teşekkürlerini iletti.
İklim krizinin bir balon gibi büyümekte olduğunu ve bu sebeple dünyanın yıkıcı bir patlamanın eşiğinde olduğunu ifade eden Arif Bostan, acil karar verilmesi gereken bir nokta içerisine girildiğini belirtti. İnsanın kendi eliyle bozduğu doğanın intikam almaya başladığına vurgu yapan Arif Bostan: “Kurak geçen kışlar ile birlikte gelen susuzluk, cehennem olan yazlar, denizlerin ölmeye başlaması, doğal kaynakların insan nüfusunun hızla artması ile azalması ve nihayetinde kıtlık ve açlığın kapıda olduğu bir dünyaya doğru gidiyoruz. Artık daha fazla ertelemeden acil karar verilmesinin ve uygulanmasının zamanıdır” diye konuştu.
Ciddi önlemler almak adına kararların uygulanmaması ve sera gazı emisyonlarının azaltmaması durumunda dünyayı bekleyen tehditleri dile getiren Bostan, “Çok değil 2100 yılına kadar küresel ısınmadaki 3 ˚C derecelik artış ile biyolojik çeşitliliğin yok olabileceği, suya ve gıdaya erişimde çok büyük sıkıntılar yaşanabileceği, salgın hastalık ve ölümlerde artışlar olacağı, hava olaylarındaki artışın afetlere, can ve mal kayıplarına yol açacağı, kuraklık nedeniyle tarımsal üretimin yapılamaz hâle geleceği, yaklaşık 400 milyon insanın şiddetli kuraklıkla karşı karşıya kalacağı, 50 milyon insanın yaşam alanlarının deniz seviyesinin altında kalarak kitlesel göçler yaşanacağı, sıcak hava dalgaları nedeniyle hassas grupların hayatta kalma mücadelesi verecekleri, 500 milyon insanın yiyecek, koruma ve gelir ihtiyacını karşılayan mercan resiflerinin tamamen yok olacağı aşikardır” dedi.
Denizcilik sektörünün iklim krizi sonucunda ortaya çıkan olumsuzluklardan çok fazla etkileneceğine ve sektörün daralmalar yaşayacağına dikkat çeken Arif Bostan, son olarak şunları kaydetti: “Dünya ticaretindeki artan arz ve talep ile birlikte gemilerin yük kapasiteleri artmış olsa da bir o kadar da fırtınaların şiddetleri de artmış ve bu fırtınalarda ciddi yük kayıpları yaşanmıştır. Bu minvalde deniz canlı çeşitliliğinin de iklim krizinden nasibini aldığını söylemek yerinde olacaktır. İvedi olarak ülkeler ve bireyler acil karar vermeli ve harekete geçmeliyiz. Yoksa her anlamda çok geç olacak. Gerçekleştirdiğimiz bu zirvenin gereken dikkatleri çekmesini ve yerini bulmasını ümit ediyorum.”
Kürsüye gelerek açılış konuşmasını gerçekleştiren İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran’da merhum Hakkı Şen’i anarak “Meslek hayatını denizcilik ve deniz kültürü konularına adamış, insanlara deniz bilinci ve sevgisini aşılamak için başarılı yayınlara imza atmış değerli bir insandı. Kurduğu Deniz Kültürü Derneği vasıtasıyla ülkemizde deniz kültürünün geliştirilmesi, gençlere ve çocuklara deniz sevgisinin aşılanması, Türk insanına denizleri sevdirmek ve bu kültürün herkes tarafından kabul görmesi için uğraş vermişti. Önceleri “İklim Değişikliği” adı altında gündemimize giren, günümüzdeki tanımıyla ise “İklim Krizi” için düzenlediği kurultaylar ile yıllar öncesinden bu konuda farkındalık oluşturmayı amaçlamış ve bunu başarmıştı. Hiçbir zaman unutmayacağımız, gönüllerimizde daime yer alacak” dedi.
Tamer Kıran: “Deniz Taşımacılığı En Az Karbon Salınımına Yol Açan Taşıma Şekli”
İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, iklim değişikliğinin etkisinin sadece sıcaklıklardaki artış olarak karşımıza çıkmadığını kuraklık, aşırı yağış ve seller, şiddetli kasırgalar gibi beklenmeyen hava olaylarının sıklığı ve etkilerindeki artışın, okyanus ve deniz suyu seviyelerinde yükselme, buzulların erimesi gibi etkenlerin sonucunda farklı ekosistemlerin yanı sıra farklı coğrafyalardaki yerleşik insan topluluklarının da ciddi risklerle karşı karşıya kaldığı söyledi.
Uluslararası deniz taşımacılığının diğer taşıma modlarıyla karşılaştırıldığında ton/mil başına en az karbon salınımına yol açan taşıma şekli odluğunu vurgulayan Tamer Kıran, “Uluslararası deniz taşımacılığı, küresel emisyonların %2,3’üne karşılık gelen, gemilerden kaynaklanan karbondioksit (CO2) emisyonlarının sürdürülebilir oranlara düşürülmesi için Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün Sera Gazı Başlangıç Stratejisi’nde belirtilen 2050 yılına kadar %50 oranında daha düşük emisyon seviyelerine ulaşmayı hedeflemektedir. Uluslararası denizcilik sektörü, küresel petrol üretiminin %4’lük kısmına tekabül eden günde 4 milyon varil petrol kullanımıyla, küresel ticaret hacminin yaklaşık %90’ının taşınmasını sağlayarak küresel ekonomide önemli rol oynamaktadır. Fosil yakıtlar, deniz taşımacılığının toplam yakıt ihtiyacının yaklaşık %98’ini oluşturmaktadır. Bu nedenle denizcilik sektörünün, iklim hedeflerini karşılamak için gereken sıfır emisyonlu sevk sistemlerini geliştirmeye yönelik değişimi geliştirmesi ve yeni teknolojileri uygulamaya koyması gerekmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Gelişmiş ülkelerin, bir yandan artan küresel üretimin pazarlara ulaştırılması için gemi filolarını yenilerken diğer yandan da tüm ulaşım araçlarının çevreye verdiği zararı en aza indirmek üzere çeşitli tedbirleri uygulamaya koyduğunu belirten Tamer Kıran, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de 7 Ekim 2021 tarihinde onaylanan Paris İklim Anlaşması’yla belirlenen sıcaklık artışının 2 santigrat derecenin altında tutulması hedefinin karşılanabilmesi için deniz taşımacılığı ve denizcilik sektörünün 2050 yılına kadar tamamen net sıfır emisyonlu enerji kaynaklarıyla işletilmesi gerekmektedir” dedi.
Küresel ölçekte alınan iklim değişikliği önlemlerine ilişkin kararlar ve uygulamalara bakıldığında denizciliği bir bütün olarak düşünüp, IMO ve AB tarafından getirilmek istenen tedbirler sonucunda ortaya çıkacak büyük ekonomik maliyetlerin karşılanabilmesi için denizcilikte yeşil dönüşümün devlet politikası olarak benimsenerek her alanda güçlendirilmesinin bir gereksinim haline geldiğini vurgulayan Tamer Kıran, şunları kaydetti: “Önümüzdeki zorlu dönemde devletimiz ve denizcilik sektörünün el ele vererek bu dönüşümü başarıyla gerçekleştireceğine inancım tamdır. Sözlerime son verirken, bu önemli Zirve’yi düzenleyenlere ve emeği geçenlere gönülden teşekkür ediyorum. Önümüzdeki süreçte gündemin en ön sıralarında yer almaya devam edeceği görünen iklim krizi konusunda bu tür etkinliklerin artarak devam etmesinin önemli olduğunu düşünüyor, gelecek kuşaklara aktaracağımız daha yeşil ve temiz bir dünya temennisiyle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.”
Açılış konuşmalarının ardından Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Marmara Denizi’ni tehdit eden faktörler ve çözüm önerileri” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Vira Haber
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.