1. HABERLER

  2. DENİZ KÜLTÜRÜ

  3. Deniz her yönüyle sosyal sorumluluğumuzdur
Deniz her yönüyle sosyal sorumluluğumuzdur

Deniz her yönüyle sosyal sorumluluğumuzdur

Vira Dergisi’ne konuşan ünlü şarkıcı Göknur, kalbine mesken olan denizi, sevdasını bizimle böyle paylaştı.

A+A-

Dünya bardağından bir yudum su içmek, damla damla örülmüş mavilerinden örtünmek, dalgaların beşiğinde uyumak… Evet, deniz dediğin ne yüklersen öylesine çoğalır ki… Kimine yuva, kimine rüya, kimine dost, kimine ekmek… Yüreğinizin pusulası nereyi gösteriyorsa oraya atarsınız çıpanızı. Ama denizleri bilmeden olmaz. Öğrenmeli, eğitilmeli önce. Ondan sonra atmalı kendini denize. Öğrenmeli ama nasıl? Ya o deryaya dokunacak gücü yoksa bir sevdalının. Hangi esinti onun elinden tutar? Bu sorunun cevabını Vira Dergisi’ne konuşan ünlü şarkıcı Göknur veriyor. Sanatçı kalbine mesken olan denizi, sevdasını bizimle böyle paylaşıyor.

Sizi ekranlardan izliyoruz, radyolardan dinliyoruz. Okuyucularımızın sizi daha yakından tanıması adına bize kendinizden bahseder misiniz?

Amasya doğumluyum. Eğitimimi Merzifon’da tamamladım. Sonra İstanbul’a geldim. Asıl mesleğim hemşirelik. 1998 ile 2002 yılları arasında hemşirelik yaptım. Bu arada konservatuar sınavlarını kazandım. İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuarı ses eğitimi bölümüne girdim ve oradan da 2004 yılında mezun oldum. Bu arada hem konservatuar okumuş, hem de hemşirelik yapmış oldum. Gece nöbeti tutuyordum, sabahları da okula gidiyordum. Benim için zordu. Ama eğlenceliydi. Sevdiğim işi yapıyordum. Bir taraftan konservatuar okuyup, hedeflediğim mesleğe doğru yaklaşıyordum. Okul bittikten sonra hep klasik eğitimi aldığımız için, biraz batı müziği eğitimi almak istedim. Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, birazcık da Yunanca derken 2008 yılında Zorba (Müzik) ile olan birlikteliğim ve o arkasından gelen iki albümle karşınıza geldim.

Sizi müziğe iten ne oldu?

Sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur. Benim ailemde güzel sesli insanlar vardı. Dedem hafızdı. Anneme çok güzel bir ses bırakmış. Biz beş kız kardeşiz hepimizin sesi güzeldir. Ben de eğitim alarak bunu meslek haline getirmek istedim. Onlar da beni desteklediler. Zaten çocukluğumdan beri hep müzikle büyüdüm. Çocukken yaşıtlarım sokakta top oynardı, ben TRT FM dinleyip, şarkılar ezberlerdim. Bu aşk büyüdükçe daha çok perçinleşti.

Müzik bu kadar hayatınızın içindeyken, neden hemşire oldunuz?

Bizim oralarda kız çocuğu hemen meslek sahibi olsun istenir. O dönem sağlıkçı olma furyası vardı. Ben de ailemi kırmak istemedim.

Albümünüzde güzel bir çıkış yakaladınız. Yeni albümünüzden bahseder misiniz?

Bir konsept albümü. Değişik bir proje. Kendi sahnemi, müzisyenlerimi, bulunduğum mekânı sadece CD’ye değil, DVD’ye de taşımak istedim. Bu bir konser albümü. İçinde 33 tane şarkı var. Dolu dolu bir albüm. Cover olarak Yunancadan Türklere geçmiş, Türklerden Yunancaya geçmiş bazı anonim şarkılar var. Mesela bilindik “Bay Doğru, Bayan Yanlış”ın Yunancası var. Nilüfer’in eskiden söylediği bir şarkı vardı “Pişman etme” diye onun Yunancası ve Türkçesi ile bir coverını yaptık. Zeybekler, sirtakiler var. Raflarda olması gereken ve arşiv niteliğinde olan bir albüm. Üç versiyon şeklinde çıkardık albümü. DVD, CD ve bir de en lüks paketi DVD artı CD. Böylece tüketiciye kolaylık olacak. Parası gücü yeten ne kadar bütçesi varsa o paketten alabilecek. Bu anlamda da yeni bir proje. Albümün süpervizörlüğünü ben yaptım. Prodüktörüm Zorba’nın sahibi Ahmet Bey yaptı. Bir Zorba (Tavernası) gecesini evinize taşıdık. Çok keyifli bir çalışma oldu. Çekimleri çok uzun sürdü. Çekimler esnasında müşterilerimiz de geldiler. Müşterilerimiz Zorba atmosferinde oturdular. Yemeklerini ikram ettik ve her şey doğaldı, hiç cast kullanmadık. Sadece Zorba’ya bir kamera soktuk diyelim. Çok keyifli oldu. Benim için de çok çok önemli bir albüm oldu.

Gelin sohbetimizi denizlerle devam ettirelim. Türkiye’de adeta her yanımız deniz. Örneğin siz su sporu yapar mısınız ya da denizde nasıl vakit geçirirsiniz?

Ben denizi, yüzmeyi severim. Zaten spor yapıyorum. Spor yaptığım yerde havuzumuz da var. Spora gittiğim günlerde en azından bir yarım saat de olsa yüzüyorum. Ama deniz deyince aklıma plaj, güneş, mehtap geliyor. Profesyonel olarak su sporu yapmıyorum, fakat çok merak ediyorum. Mesela bir defasında su kayağı yapmayı denemiştim. Normalde hocalar üç defa denetiyorlar, ama ben on defa denedim ve bacaklarımda kocaman morluklar oluşmuştu. O kadar canım yanmıştı ki, yani hırs yapmıştım. Ancak o zevk çok başka bir şeydi.

Peki ya teknelere ilgi duyuyor musunuz?

Bir teknemin olmasını kesinlikle isterim, ama bilmiyorum bu yaştayken sallanan bir beşikte uyumak nasıl bir duygu olurdu. Hafta sonları denize açılıp, Boğaz’da gezmek, dostlarla beraber oturup, mehtabın altında İstanbul’u seyretmek çok güzel olurdu. Belki ilerde olur. Neden olmasın?

Denizle ilgili ya da denizde geçen ilginç bir anınız var mı?

Ailemle ilgili bir anım var. Ege’de bir amcamızın yazlığı vardı. Oldukça küçük yaştayım. Ailece denize giriyoruz. Bir deniz bisikleti aldık. Hepimiz deniz bisikletine doluştuk. Ege Denizi’nde de biraz gidersiniz su boyunuzu aşar, biraz daha gidersiniz su belinize gelir. Biz o esnada dalgayla beraber sürüklenmişiz. Büyük ablama diyoruz ki “Abla gir denize sığ burası”. O korkuyor, çünkü ablam boğulma tehlikesi geçirmişti. “Giremem, giremem” diye cevap verdi. En sonunda zorla bunu denize attık. O da boğulacağım korkusuyla panikledi. Sonra bir baktı ki su belinde. Tabi orada büyük bir kahkahayla beraber yıkıldık, çok gülmüştük. O gün çok eğlenmiştik.

Evet, sizin dediğiniz gibi kimi insan denizden korkuyor. Oysa denize daha çok yaklaşabiliriz.

Denizle yapılan sporlar biraz pahalı. Sosyal ve kültürel durumu düşük olan insanlara su sporları yap diyemezsin. Ekonomik durumu yüksek olan insanlar belki deniz sporları ile alakalı olabilirler. Bunu teşvik edici seminerler ya da ona benzer geceler, eğlenceler düzenlenebilir. Yazılı ve görsel basının da çok etkisi var. Örneğin Vira Dergisi basın alanında bunu çok güzel bir şekilde yapıyor. Kesinlikle genel kültürü geniş bir dergi. İçinde sanatçıların, iş adamlarının, gazetecilerin, denizcilik sektörü temsilcilerinin olduğu ve deniz kültürünün biraz daha yükselmesi anlamında yapılmış çok elzem bir iş. Her şey magazin ya da dedikodudan ibaret değil. Bence kültürel konulara daha ağırlık verilmeli. Mesela bazı deniz kulüplerinin haftada bir gün bedava kurslar düzenlemesi gerekir. Hani halka açık bir şey yaparsa, denizin, suyun insanlarla iç içe olmasını sağlayabilirler. Derneklerin de bu işe eğilim vermesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü insanların bütçesi belli. Zaten evini zor geçindiriyor. Sağlık sorunları var, çocuğunun eğitim masrafları var. Bu sporlara gönüllü olan şahısları bulup, organizasyonlar düzenlenebilir. Basın için de çok güzel bir haber, kulüp için de güzel bir reklam olur. Çocuğun küçük yaşta başlıyor eğitimi, böyle bir eğitim olsa belki çocuk su sporunu meslek edinecek ya da kaptanlık, zabitlik gibi meslekleri yapmayı tercih edecek.

Akdeniz, Ege müziği yapıyorsunuz. Tabii içinde denizler de geçiyor. Sizden şarkılarınız gibi deniz dolu bir mesaj alalım.

Akdeniz müziği sıcaktır. İnsanın ruhunda hoş bir esinti bırakır. İnsanların o esintiyi sırtlarına alıp, deniz kenarına inip, şöyle bir deniz havası alması gerekiyor. En azından yazın bunu yapmalarını öneriyorum. Denizin kalbinize mesken olmasını ve bitmeyen bir sevda gibi o mavilere sımsıkı sarılmanızı diliyorum.

Her şey magazin ya da dedikodudan ibaret değil. Bence kültürel konulara daha ağırlık verilmeli. Mesela bazı deniz kulüplerinin haftada bir gün bedava kurslar düzenlemesi gerekir. Hani halka açık bir şey yaparsa, denizin, suyun insanlarla iç içe olmasını sağlayabilirler.

Akdeniz müziği sıcaktır. İnsanın ruhunda hoş bir esinti bırakır. İnsanların o esintiyi sırtlarına alıp, deniz kenarına inip, şöyle bir deniz havası alması gerekiyor. En azından yazın bunu yapmalarını öneriyorum.

 

Virahaber

Bu haber toplam 994 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.