Serüvenine 18. yüzyılda başlayan kruvaziyer turizm, dünyada özellikle son yıllarda ciddi olarak büyüme göstermiştir. Türkiye’de ise kruvaziyer turizm son yıllara kadar hep ihmal edilmiştir. Türkiye’nin genel turizm gelirleri içinde deniz turizminden elde ettiği gelir, yüzde 17’lik bir paya sahiptir. Oysa Türkiye gibi bir deniz ülkesinde bu oranın çok daha yüksek olması gerekmektedir. Aslında deniz turizm alanında gerekli altyapı oluşturulduğu ve idari düzenlemeler tamamlandığı takdirde bu segmentten elde edilen gelir, çok kısa bir süre içinde çok ciddi rakamlara ulaşabilir. Özellikle de kruvaziyer turizmden elde edilecek gelir, turizm gelirlerimizi birkaç basamak yukarı taşıyacaktır. Bunu bir örnekle açıklamak mümkün. 2000 kişilik bir kruvaziyer gemisinin 20 seferinde bırakacağı gelir, 1.000 yataklı bir beş yıldızlı otelin yıllık getirisine eşit katkı sağlamaktadır.

İşte bu nedenle kruvaziyer limanları ve kruvaziyer seyahat sektörü, deniz turizmi alanında dünyada gerek liman yatırımları açısından, gerekse her biri 2.500 ila 6.500 yolcu kapasiteli gemi yatırımları açısından en hızlı gelişen seyahat sektörüdür. Bu noktada İstanbul’un Home Port olarak kabul edilmesi de Türkiye için önemli bir adımdır. Şimdi vakit geçirmeden gereken yatırımların yapılması gerekmektedir. Kısacası demir alma vakti gelmiş, hatta geçmiştir bile.

Tabii deniz turizmi sadece kruvaziyer turizmden ibaret değil. Bunun yanında yat operasyonları, marinalar, su ve sualtı sporları, dalış turizmi segmentleri de deniz turizm gelirleri içinde yer almaktadır. Bu alanlarda da yapılması gereken bazı düzenlemeler bulunmaktadır. Son olarak 24 Ekim 2011 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve 1 Şubat 2012 tarihinden itibaren uygulanacak olan 2011/2306 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yabancı ülke vatandaşlarına 180 gün içinde 90 gün vize uygulaması tüm ülkelerin vatandaşlarını kapsayacak şekilde yaygınlaştırıldığı 20 Ocak 2012 tarihli Emniyet Genel Müdürlüğü genelgesi duyuruldu. Bu uygulama ile ülkemiz kıyılarında, marinalarda konaklayan yabancı yat sahipleri ve mürettebatlarının 90 gün vize süresinin sonunda yurt dışına çıkarak süre sınırlaması olmadan dönmeleri ve bu kişilere 90 günlük yeni vize verilmesi uygulaması sona erdirildi. İşte bu da deniz turizm sektörünü zora soktu. En kısa sürede bu uygulamanın düzeltileceğini umuyoruz.