Bosfor Binali Yıldırım’la ilk seferini yaptı
Turyol tarafından özel olarak inşa ettirilen Bosfor isimli yüzen restoranın hizmete alınış töreni Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın katılımıyla gerçekleşti.
Turyol Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Can’ın ev sahipliğinde yapılan Bosfor Gemisi’nin hizmete alınış törenine; Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Denizcilik Müsteşarı Hasan Naiboğlu, Gemi İnşa ve Tersaneler Genel Müdürü Yaşar Duran Aytaş, Deniz Ticareti Genel Müdürü Mehdi Gönülalçak, İstanbul Bölge Müdürü Cemalettin Şevli, Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Salih Orakçı, Şehir Hatları Genel Müdürü Süleyman Genç, DTO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, DTO Meclis Başkanı Cengiz Kaptanoğlu, DTO Yönetim Kurulu Üyesi Kaptan Alev Tunç, GİSBİR Başkanı Murat Kıran, Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara, Turyol Kooperatifi üyeleri, denizcilik sektörünün önde gelen temsilcileri, gazeteciler ve köşe yazarları katıldı.
Kokteyl ile başlayan törende önce Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara, DTO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, DTO Meclis Başkanı Cengiz Kaptanoğlu, Turyol Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Can tarafından geminin girişinde kurdele kesildi. Ardından akşam yemeğine geçildi.
Yolculuğumuz 20. Yüzyılın ilk çeyreğinde başladı
Törenin açılış konuşmasını Turyol Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Can yaptı. Can verdikleri hizmetle ilgili tarihi gelişmeyi ilk günlerden alarak anlattı ve gelinen noktanın gurur verici olduğunu söyledi. Can şöyle devam etti: “İstanbul’un müttefik kuvvetlerce işgal altına alındığı yıllarda, Karadeniz Bölgesi ve özellikle Rize’de yaşayan insanlarımız çok güç koşullarda yaşam mücadelesi vermekte idiler. Kendi bölgelerindeki işsizlik, coğrafik koşullar nedeni ile tarıma elverişli olmayan arazi yapısı, geçim derdine düşen insanlarımızı yeni arayışlara sevk etmiş ve iç içe yaşamış oldukları denizle daha da bütünleşik bir hale getirmişti. Kimisi olta balıkçılığına yönelmiş, kimisi de o dönemlerde Rus işgali altında olan Rize’de İpsiz Recep, Metozade Hüseyin ve Mataracı Mehmet Efendi gibi kahramanların önderliğinde milli mücadele kuvvetlerine yiyecek, asker ve silah ulaştırmak için kol kuvvetine dayalı deniz yolu ile ulaşım hizmetleri vermeyi seçmişlerdi. 1918 yılında Rize’nin kurtuluşunun gerçekleşmesini müteakip, deniz ulaşımını seçen dedelerimiz bu hizmetlerinin karşılığında para kazanmak ve ailelerine iyi bir yaşam temin etmek amacı ile arayışlar içine girmişler ve içinden deniz geçen şehir niteliğinde olan İstanbul’u seçerek gurbete çıkmışlardı. İşte 20.yüzyılın ilk çeyreğinde dedelerimiz tarafından startı verilen yolculuğumuzun başlangıç noktası ve amacı budur”.
Yunus Can denizle bütünleşik yaşayan dedelerinin, İstanbul’da ilk zamanlar kayıklarla işe koyularak her iki yaka arasında ve bilhassa Haydarpaşa – Köprü arasında yolcu taşımacılığına başladıklarını belirterek, kazandıkları paraları Rize’de yaşayan ailelerine gönderdiklerini vurguladı. Kayıkları ile yaşam ve ekmek mücadelesi verirken, bu kayıkların aynı zamanda kendi ikametleri de olduğunu dile getiren Can, “mücadele etme ve kazanma içgüdüsü ile zorluklarla savaşmışlar, imkanlarını geliştirmek, teknelerini büyütmek ve motorize etmek için seferber olmuşlardı” dedi.
Deniz turizminin temelini büyüklerimiz ve bizler attık
Can şunları söyledi: “1930 – 1940 yılları arasındaki o dönemlerde, deniz’de yük taşıyan kamuya ait büyük varkalar ve mavnalar da dahil olmak üzere İstanbul’da motorlu araçlara sahip olan tek denizcilik kuruluşu devlet işletmesindeki Şirketi Hayriye iken, dedelerimiz, babalarımız o günkü zor koşullarda teknelerini büyütmek ve yenilemekle kalmamış aynı zamanda motorize hale de getirmişlerdi. İstanbul’da Şirket-i Hayriye dışında, denizde makine gücü ile yürütülen ve o günlerde 28 motorlu tekne ile tek ticari filo olmamız sonucu halk tarafından farklılık ve taltif niteliğinde “motorcular” olarak tanımlandık. Bu tanımla bugüne gelindiğinde bile bizimle özdeşleşmiştir. Ancak zaman içinde bizimle birlikte aynı işi yapmakta olanlara da aynı yakıştırma yapılmıştır. Bu tanımlama esasen bizim için eskiden oluşan bir farklılığın taltifi anlamı taşımış olsa da bazıları bunu küçümser ifadeler için kullanmışlar ve hala aynı bakış açısı ile de kullanmaktadırlar”. Büyüklerinin çeşitli zorluklarla mücadele etmek zorunda kaldıklarını ve engellendiklerini belirten Turyol Yönetim Kurulu Başkanı, “Özellikle 1960’lı yılların başlarında ulaşım hizmeti vermekten yoksun bırakıldığımız bu dönemlerde, büyüklerimiz yeni iş alanları yaratmaya çalıştılar. Bugün deniz turizm sektörü olarak adlandırılan, deniz yolu ile excursion (gezinti-tenezzüh) hizmetlerinin temeli, işte böyle bir zamanda büyüklerimizin ihtiyaçtan kaynaklanan arayışları sonucunda atılmıştır. Bugün yurdumuzun hemen tüm sahillerinde yaygın halde deniz turizm hizmeti veriliyor ve sektör olma niteliği taşıyorsa hiç tevazu göstermeden ifade etmeliyim ki bu işin orijinal lisansı bizim büyüklerimize ve onların devamı durumunda olan bizlere aittir” şeklinde konuştu.
“Sorunlarımıza sizin önderliğinizde çare bulalım”
Yunus Can gemi ile ilgili de şöyle konuştu: “İçinde bulunduğumuz bu gemi, ülkemizde tekne imalatının ilk başladığı yerlerden olan ve sayın bakanımızın öncülüğünde tersane bölgesi yapılan ve bizim tarihimizde de önemli bir yer tutan Sürmene Çamburnu Mevkiinde inşa edilmiştir. Gemi omurgası 2010 yılı şubat ayında kızağa kondu ve tamamlanması ise 2011 Temmuz ‘da gerçekleşti. Deniz turizm hizmetlerinde, yemekli, yemeksiz günlük ve uzun süreli kiralamalarda, toplantı, seminer, konferans gibi sosyal ve eğitimsel etkinliklerde hizmet verebilecek şekilde donatılmış olan gemi, 600 kişi kapasitesi ile kendi sınıfının mevcutları içinde en büyük olanıdır”.
Yunus Can Bakan Binali Yıldırım’dan da bir ricada bulunarak şunları söyledi: “Sayın bakanım, başta çalışkanlığınız, samimiyetiniz ve sorun çözücü yaklaşımlarınız gibi farklılıklarınız sizi toplumun tüm katmanlarında sevdirdi. Bunlara bizlerde yürekten katılıyoruz ve bu nedenledir ki, Türkiye cumhuriyetinin en uzun süreli görev yapan ulaştırma bakanı oldunuz. Sektör’den gelmiş olmanızın yanında, bizlerin yapmakta olduğu işi de geçmişte fiilen yapmış olmanız, sizi, kendimize çok daha yakın hissetmemize neden olmuştur. O yüzden bizleri en iyi sizin anlayacağınıza olan inancımız tamdır. Zaman içinde kısmi sorunlarımızın çözümü için göstermiş olduğunuz samimi yakınlık bizim bu düşüncemizi daha da pekiştirmektedir. Burada size sorun anlatarak başınızı ağrıtmak istemiyorum ancak, sorunlarımızın çözüleceği merkez olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı nezdinde ve şahsınızın öncülüğünde sektör temsilcileri ile idare ve belediye temsilcilerinin katılacağı, gündemi önceden belirlenmiş geniş katılımlı, ortak akıl üretecek bir toplantının tertip edilmesi ile sorunlarımıza kalıcı bir çözüm getirilmesini çok arzu etmekteyiz. Sayın bakanım bunun gerçekleşmesi ve sorunlarımıza çözüm getirilmesi halinde sektörümüz size minnettar kalacaktır. Lütfen bunu bizden esirgemeyiniz”.
“Teknelerimiz giderek büyüyor ve güzelleşiyor”
İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan da, hizmet sektörünün inanılmaz istihdam aldığına ve giderek büyüdüğüne değinerek şunları söyledi: “Boğazımız bu gemilerin yüzlercesi ile donatılacak ve burası bir gezi parkuru haline gelecek. Özellikle ülkemize gelen yabancı turistlere en iyi satabileceğimiz ürün, boğaz ve adalar turizmi olacaktır. Gördükçe gurur duyuyoruz. Teknelerimiz giderek büyüyor ve güzelleşiyor. Çok daha büyüyeceğine inandığımız bir sektör. Bu konuda elimizden gelen desteği veriyoruz. Sadece yabancı turiste değil, yerli müşterimize de gün geçtikçe artan Boğaz’ın güzelliklerini denizden tanıtacağız. Bu açıdan Turyol’u tebrik ediyorum. Daha nice güzel teknelere… Hayırlı, uğurlu olsun”
Çok önemli projeler üzerinde çalışıyoruz
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım törende yaptığı konuşmada, İstanbul’un toplu taşıma sorunun halen en büyük sorun halinde olduğunu belirterek, “Bu sorunun çözümü için bir yandan belediyemiz, bir yandan bakanlığımız toplu ulaşımda çok önemli projeler üzerine çalışıyoruz. Zannediyorum 2015’e kadar ciddi bir rahatlama sağlanacak” dedi. Yıldırım şöyle devam etti: “Gerek İDO Genel Müdürlüğüm döneminde, gerekse bakanlığım döneminde İstanbul’da toplu taşımanın entegrasyonunun yapılması, deniz, otobüs taşımacılığı ve raylı sistemin birbiriyle bütünleşik bir taşıma sistemine geçilmesi için ciddi gayret gösteriyoruz. Turyol, Dentur, Belediye ve Bakanlığımızı bir araya getirerek önce bilet entegrasyonunu sağladık. Bunu sağlamak demek, İstanbulluların ellerindeki akbillerle her vasıta değiştirdiğinde tekrar bilet alma mecburiyetinin ortadan kalkması demek. Bu, ciddi anlamda yolcuların yaşamını kolaylaştıran, hareket kabiliyetini artıran bir iştir. Bunun ortaya çıkardığı memnuniyeti herkes kısa sürede gördü ve bu da taşımaların miktarına yansıdı” dedi.
“İnanın Avrupa’da bile bu kalitede bir gemi yok”
“Bu gemiler, 25 metreden 50 metreye kadar büyüdüyse bu uygulamaların sonucudur” diyen Bakan Yıldırım, “Şunu rahatlıkla söyleyebilirim; Şuanda, Avrupa’da bile bu kalitede bir tekne yok. Türkiye artık 2. veya 3. sınıf, isimsiz üretici ülke olma konumundan çıkmıştır. Kendi malına kendi damgasını rahatlıkla vuracak hale gelmiştir. Mega yat yapımında, orta ölçekli kimyasallarda, 30 bin tona kadar her türlü tekne yapımında gerek kalite, gerekse rekabet şartlarında hala bizim önemli bir avantajımız var. Bunu da en iyi şekilde kullanacağız. Bu bir deniz turizm teknesidir. İstanbul’un incisi Boğaz’ı gezerek, turistlerimize ve vatandaşlarımıza her türlü organizasyonu rahatlıkla en güzel şekilde yapabilmelerini sağlayacak olan bir teknedir. Son yıllarda ülkemizde deniz turizminin genel turizm içindeki payının artırılmasına yönelik gayretlerimize bu ve buna benzer tekneler de önemli katkı sağlayacaktır. Bu konuda Turyol’u ve çalışma arkadaşlarını bir kez daha tebrik ediyorum” şekline konuştu.
virahaber.com
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.