Bora Ekşi için STK'lar ortak basın açıklaması yaptı
Bora Ekşi cinayeti için bugün tüm Denizcilik Sivil Toplum Kuruluşları ortak bir basın bildirisi yayınladı.
Kaptan Bora Ekşi‘nin gemide görevi başında iken elim bir cinayete kurban gitmesi ile sonuçlanan süreçte yapılan hatalar ve çözüm önerileri için Kadıköy Gündüz Aybay Denizcilik Merkezi’nde,İTÜ Denizcilik Fakültesi Mezunları Derneği (DEFAMED), Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası (GEMİMO), İTÜ Denizcilik Fakültesi Mezunları Sosyal Yardım Vakfı (DEFAV) Türk Uzakyol Gemi Kaptanları Derneği (TÜRKKAPDER), Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği (TKKD), Deniz Çalışanları Dayanışma Derneği (DADDER) ve diğer STK’ların katılımıyla ortak basın bildirisi yayınlandı. Yayınlanan basın bildirisinde Bora Ekşi‘nin gemide görevi başında iken elim bir cinayete kurban gitmesi ile sonuçlanan süreçte yapılan hatalar ve çözüm önerileri sıralandı. Ortak basın bildirisinde ki açıklamaların tamamı aşağıda olduğu gibidir.
Basın Bildirisi
Kaptan Bora Ekşi’nin gemi üzerinde görevi başında iken elim bir cinayete kurban gitmiş olması, bütün denizciliğimiz çok yakından ilgilendiren son derece üzücü bir olaydır. Böylesine vahim bir olayda şirket, gemi, zabit veya mürettebat ayırımı yapmamız mümkün değildir. Tüm denizcilik camiamızın ciddiye alması gereken son derece vahim bir olay yaşanmıştır. Sevgili kardeşimizin ölümü, sektörün personel politikasının acilen gözden geçirilerek gerekli tedbirlerin ivedilikle alınması gerektiğini bizlere bir kez daha hatırlatmıştır. Bu nedenle herkesin Kaptan Bora Ekşi’yi kaybettiğimiz bu çok üzücü olayın bir daha yaşanmaması için gerekli katkıyı ve desteği vermesini bütün denizcilik camiamızdan bekliyoruz.Ayrıca,Turdefin 8 Ocak tarihli ,20 STK başkanları ve 5 onursal üye ile yaptığı toplantısında bu basın bildirisini desteklediğini bildirmekten mutluluk duyuyoruz.
1.Gemi kaptanına yapılan bu saldırı bir milat olmalıdır;
Türk bayrağı taşıyan bir gemide “Gemi Kaptanı” gemisinin can ve mal emniyetini koruduğu gibi aynı zamanda diplomatik bir misyona da sahiptir. Bir gemi kaptanı kendisine emanet edilen gemiyi ve içindekileri korumayı kutsal bir görev olarak kabul eder. Bu nedenle, bir gemide gemi kaptanına, kendi kamarasında öldürmek amaçlı saldırmanın bizler için hiçbir açıklaması yoktur. Türk denizcilik tarihine not düşüp, meslektaşımızın katledilip meslek şehidi olduğu günün milat olarak kabul edilmesini herkesten bekliyoruz.
2. Şirketlerin personel politikası değişmelidir;
Bu olay, gemilere gönderilen personelin eğitim kalitesinin, ruh ve fiziki sağlığının ciddi manada sorgulanması gerektiğini artık inkâr edilmeyecek biçimde ortaya çıkarmıştır. Denizde uzun süreler çalışan bizler, Türk gemi adamının çalışkanlığını, sadakatini, olaylar karşısındaki yapıcı davranışlarını her zaman görmüş ve takdir etmişizdir.
Ancak günümüzde yaşanan sorunlar, istihdam edilen gemi adamlarının yukarıda dile getirdiğimiz kapsam içerisinde kalitesini tekrar sorgulamamız gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu konu, ciddi bir platformda tartışma konusu olmalıdır.
Denizcilik camiasında yer alan STK’lar olarak bizler, bu tür olayların tekrar yaşanmaması için, şirketlerin personel politikasında ciddi tedbirler alması gerektiğini ve personel müdürleri başta olmak üzere, şirket yönetimlerinin personel seçimlerinden sorumlu olması gerektiğine inanıyoruz.
Bu kapsamda denizcilik STK’ları olarak bizler;
- Bakanlıkça oluşturulacak gemi adamı takip bankasına (kişisel veriler hariç, sadece gemi adamının deniz hayatında gemilerden ayrılma sebepleri ve gemi kaptanı/gemi Baş Mühendisi görüşünün kaydedildiği) tüm şirket personel müdürlerinin ulaşıp, şirketine alacağı gemi adamının geçmişi ile ilgili bilgiye ulaşabilme olanağının verilmesini özellikle tavsiye ediyoruz.
- Hiçbir gemi adamı gemide işleyeceği kusurların affedileceği ya da birileri tarafından korunacağı inancı içerisinde olmamalıdır. Şirket yönetimlerinin bu tip güvenceler vermesinin çok vahim sonuçlar doğurduğu artık bilinmelidir. Gemi bir bütündür ve bu bütünün içine sokulan her yanlış, ahengi bozar ve gemi aksamaya başlar.
Daha önce saldırı, yaralama, taciz ve uyuşturucu ile ilgili kaydı olan bir personelin gemiye gönderilmesi kesinlikle önlenmelidir.
Personel müdürleri eğer bilerek veya bilmeyerek bu tip personeli gemisinde çalıştırır, referans verir ve gerçeği bildirmez ise muhakkak sorumlu tutulmalı ve personel müdürü olarak çalışması engellenmelidir.
3. Personelin sağlık uygulamasında, kurumsal şirketlerin, örneğin tanker firmalarında talep ettiği sağlık yoklamasına geçilmelidir.
Şirket personel müdürleri, kendilerine müracaat eden tüm gemi adamlarından en az 5 yıllık ilaç kullanımı ile ilgili “eczane ilaç sarf dökümü”nü ve yine en az 10 senelik adli sicil kayıtlarını istemelidir.
Bundan sonra, gemi adamı cüzdanı için müracaat eden bütün personel için psikolojik test ve stres testi uygulaması istenmelidir. Mevcut personel içinse sağlık kontrolü sırasında bu kontrolden geçmesi ve ehliyetine işlenmesi istenmelidir. Tüm gemi adamlarına yönelik 2 yılda bir tekrarlanması gereken sağlık kontrollerinin kâğıt üzerinde ve baştan savma yapılmayıp, bizim önerilerimiz doğrultusunda yeniden düzenlenmesini bekliyoruz.
Bu nedenle, gemi adamı olan ya da ilk kez gemi adamı olacak tüm personelin psikolojik ve stres testi de dahil sağlık yoklamaları ciddi hizmet veren tam teşekküllü devlet hastaneleri tarafından yapılmalıdır. Şirketlerin sağlık yoklamasının günü dolmadan isteme hakkı saklı tutulmalıdır.
4. Gemi adamı cüzdanında muhakkak çalıştığı gemileri ve şirketleri gösteren bir sayfa yer almalıdır. Personel müdürleri referans için bütün şirketlere ulaşabilmelidir.
5. Donatanlar, gemilerini donatırken, özellikle Zabitan kadrolarının güçlü olmasına dikkat etmelidirler. Denizcilik sektörümüze zabit yetiştiren kaynakların sayısının kısa sürede makul seviyeye indirilmesi ve aynı tipte/yeterlilikte eğitimin verilmesi sağlanmalıdır. Gemi zabitanı eğer birbirini anlarsa, tanırsa aynı eğitimi almışsa, personeline kumanda etmekte her zaman birlikte hareket edecek ve personel de aynı şekilde karşılık verecektir. Bu nedenle, donatanlarımızın zabitan sınıfını zayıflatacak hiçbir uygulama içerisinde olmamaları gerekir.
Bu çok üzücü olay, dünyanın bütün denizlerinde duyulmuş, paylaşılmış ve ne yazık ki denizcilik tarihimize ciddi bir kara leke olarak geçmiştir. Türk gemi adamının itibarının, güvenirliğinin ve sadakatinin tekrar kazanılması için çok çaba sarf edilmesi gerekiyor.
Ne yazık ki, bu olay Türk donatanını da çok etkilemiş, Türk personelden kaçışın hızlanmasına da zemin sağlamıştır. Personel politikasının yanlışlığından dolayı, Türkiye’nin 3 büyük firmasının Türk personelden yabancı personele geçmesi hepimiz için bir uyarı niteliğinde olmalıdır.
Bu nedenle, umarız sevgili kardeşimiz Bora Kaptanın ölümünden çıkartılacak dersler, Türk personelinin yeniden itibar kazanması için bir başlangıç olur ve kardeşimizin ölümü hiç olmazsa bu vesile ile hep hatırlanır.
Vira Haber
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.